21.
gerçek incili ne ara buldunuz da içerik başlıyorsunuz aweka.
devamını gör...
22.
süleyman'ın özdeyişleri 14:30
"huzurlu yürek bedenin yaşam kaynağıdır,
hırs ise insanı için için yer bitirir."
mezmurlar 4:8
"esenlik içinde yatar uyurum,
çünkü yalnız sen, ya rab,
güvenlik içinde tutarsın beni."
yeşu 1:9
"sana güçlü ve yürekli ol demedim mi? korkma, yılma. çünkü tanrın rab gideceğin her yerde seninle birlikte olacak."
"huzurlu yürek bedenin yaşam kaynağıdır,
hırs ise insanı için için yer bitirir."
mezmurlar 4:8
"esenlik içinde yatar uyurum,
çünkü yalnız sen, ya rab,
güvenlik içinde tutarsın beni."
yeşu 1:9
"sana güçlü ve yürekli ol demedim mi? korkma, yılma. çünkü tanrın rab gideceğin her yerde seninle birlikte olacak."
devamını gör...
23.
alın size en güzel ayetleri:
devamını gör...
24.
(bkz: luke 12:6-40)
beş serçe iki meteliğe satılmıyor mu?
ama bunlardan bir teki bile tanrı katında unutulmuş değildir.
nitekim başınızdaki bütün saçlar bile sayılıdır.
korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz.
“size şunu söyleyeyim, insanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi,
insanoğlu da tanrı'nın melekleri önünde açıkça kabul edecek.
ama kim beni insanlar önünde inkâr ederse,
kendisi de tanrı'nın melekleri önünde inkâr edilecek.
insanoğlu'na karşı bir söz söyleyen herkes bağışlanacak.
oysa kutsal ruh'a küfreden bağışlanmayacaktır.
“sizi havra topluluklarının, yöneticilerin ve yetkililerin önüne çıkardıklarında,
‘kendimizi neyle, nasıl savunacağız?’ ya da, ‘ne söyleyeceğiz?’ diye kaygılanmayın.
kutsal ruh o anda size ne söylemeniz gerektiğini öğretecektir.”
kalabalığın içinden biri isa'ya,
“öğretmenim, kardeşime söyle de mirası benimle paylaşsın” dedi.
isa ona şöyle dedi:
“ey adam! kim beni üzerinizde yargıç ya da hakem yaptı?” sonra onlara,
“dikkatli olun!” dedi. “her türlü açgözlülükten sakının.
çünkü insanın yaşamı, malının çokluğuna bağlı değildir.”
isa onlara şu benzetmeyi anlattı:
“zengin bir adamın toprakları bol ürün verdi. adam kendi kendine,
‘ne yapacağım? ürünlerimi koyacak yerim yok’ diye düşündü. sonra, ‘şöyle yapacağım’ dedi. ‘ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini yapacağım, bütün tahıllarımı ve mallarımı oraya yığacağım.
kendime, ey canım, yıllarca yetecek kadar bol malın var.
rahatına bak, ye, iç, yaşamın tadını çıkar diyeceğim.’
“ama tanrı ona, ‘ey akılsız!’ dedi.
‘bu gece canın senden istenecek. biriktirdiğin bu şeyler kime kalacak?’
“kendisi için servet biriktiren, ama tanrı katında zengin olmayan kişinin sonu böyle olur.”
isa öğrencilerine şöyle dedi:
“bu nedenle size şunu söylüyorum:
‘ne yiyeceğiz?’ diye canınız için,
‘ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın.
can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir.
kargalara bakın! ne eker, ne biçerler; ne kilerleri, ne ambarları vardır.
tanrı yine de onları doyurur.
siz kuşlardan çok daha değerlisiniz!
hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir?
bu küçücük işe bile gücünüz yetmediğine göre, öbür konularda neden kaygılanıyorsunuz? “zambakların nasıl büyüdüğüne bakın! ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler.
ama size şunu söyleyeyim,
bütün görkemine karşın süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi.
ey kıt imanlılar,
bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren tanrı'nın
sizi de giydireceği çok daha kesindir.
‘ne yiyeceğiz, ne içeceğiz?’ diye düşünüp tasalanmayın.
dünya ulusları hep bu şeylerin peşinden giderler.
oysa babanız, bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir.
siz o'nun egemenliğinin ardından gidin, o zaman size bunlar da verilecektir.
“korkma, ey küçük sürü!
çünkü babanız, egemenliği size vermeyi uygun gördü.
mallarınızı satın, sadaka olarak verin.
kendinize eskimeyen keseler, göklerde tükenmeyen bir hazine edinin.
orada ne hırsız ona yaklaşır, ne de güve onu yer.
hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.”
“kuşaklarınız belinizde bağlı ve kandilleriniz yanar durumda hazır olun.
düğün şenliğinden dönecek olan efendilerinin gelip kapıyı çaldığı an
kapıyı açmak için hazır bekleyen köleler gibi olun.
efendileri geldiğinde uyanık bulunan kölelere ne mutlu!
size doğrusunu söyleyeyim,
efendileri beline kuşağını bağlayacak,
kölelerini sofraya oturtacak ve gelip onlara hizmet edecek.
efendi gecenin ister ikinci, ister üçüncü nöbetinde gelsin,
uyanık bulacağı kölelere ne mutlu!
ama şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın hangi saatte geleceğini bilse,
evinin soyulmasına fırsat vermez.
siz de hazır olun.
çünkü insanoğlu beklemediğiniz saatte gelecektir.”
beş serçe iki meteliğe satılmıyor mu?
ama bunlardan bir teki bile tanrı katında unutulmuş değildir.
nitekim başınızdaki bütün saçlar bile sayılıdır.
korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz.
“size şunu söyleyeyim, insanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi,
insanoğlu da tanrı'nın melekleri önünde açıkça kabul edecek.
ama kim beni insanlar önünde inkâr ederse,
kendisi de tanrı'nın melekleri önünde inkâr edilecek.
insanoğlu'na karşı bir söz söyleyen herkes bağışlanacak.
oysa kutsal ruh'a küfreden bağışlanmayacaktır.
“sizi havra topluluklarının, yöneticilerin ve yetkililerin önüne çıkardıklarında,
‘kendimizi neyle, nasıl savunacağız?’ ya da, ‘ne söyleyeceğiz?’ diye kaygılanmayın.
kutsal ruh o anda size ne söylemeniz gerektiğini öğretecektir.”
kalabalığın içinden biri isa'ya,
“öğretmenim, kardeşime söyle de mirası benimle paylaşsın” dedi.
isa ona şöyle dedi:
“ey adam! kim beni üzerinizde yargıç ya da hakem yaptı?” sonra onlara,
“dikkatli olun!” dedi. “her türlü açgözlülükten sakının.
çünkü insanın yaşamı, malının çokluğuna bağlı değildir.”
isa onlara şu benzetmeyi anlattı:
“zengin bir adamın toprakları bol ürün verdi. adam kendi kendine,
‘ne yapacağım? ürünlerimi koyacak yerim yok’ diye düşündü. sonra, ‘şöyle yapacağım’ dedi. ‘ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini yapacağım, bütün tahıllarımı ve mallarımı oraya yığacağım.
kendime, ey canım, yıllarca yetecek kadar bol malın var.
rahatına bak, ye, iç, yaşamın tadını çıkar diyeceğim.’
“ama tanrı ona, ‘ey akılsız!’ dedi.
‘bu gece canın senden istenecek. biriktirdiğin bu şeyler kime kalacak?’
“kendisi için servet biriktiren, ama tanrı katında zengin olmayan kişinin sonu böyle olur.”
isa öğrencilerine şöyle dedi:
“bu nedenle size şunu söylüyorum:
‘ne yiyeceğiz?’ diye canınız için,
‘ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın.
can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir.
kargalara bakın! ne eker, ne biçerler; ne kilerleri, ne ambarları vardır.
tanrı yine de onları doyurur.
siz kuşlardan çok daha değerlisiniz!
hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir?
bu küçücük işe bile gücünüz yetmediğine göre, öbür konularda neden kaygılanıyorsunuz? “zambakların nasıl büyüdüğüne bakın! ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler.
ama size şunu söyleyeyim,
bütün görkemine karşın süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi.
ey kıt imanlılar,
bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren tanrı'nın
sizi de giydireceği çok daha kesindir.
‘ne yiyeceğiz, ne içeceğiz?’ diye düşünüp tasalanmayın.
dünya ulusları hep bu şeylerin peşinden giderler.
oysa babanız, bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir.
siz o'nun egemenliğinin ardından gidin, o zaman size bunlar da verilecektir.
“korkma, ey küçük sürü!
çünkü babanız, egemenliği size vermeyi uygun gördü.
mallarınızı satın, sadaka olarak verin.
kendinize eskimeyen keseler, göklerde tükenmeyen bir hazine edinin.
orada ne hırsız ona yaklaşır, ne de güve onu yer.
hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.”
“kuşaklarınız belinizde bağlı ve kandilleriniz yanar durumda hazır olun.
düğün şenliğinden dönecek olan efendilerinin gelip kapıyı çaldığı an
kapıyı açmak için hazır bekleyen köleler gibi olun.
efendileri geldiğinde uyanık bulunan kölelere ne mutlu!
size doğrusunu söyleyeyim,
efendileri beline kuşağını bağlayacak,
kölelerini sofraya oturtacak ve gelip onlara hizmet edecek.
efendi gecenin ister ikinci, ister üçüncü nöbetinde gelsin,
uyanık bulacağı kölelere ne mutlu!
ama şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın hangi saatte geleceğini bilse,
evinin soyulmasına fırsat vermez.
siz de hazır olun.
çünkü insanoğlu beklemediğiniz saatte gelecektir.”
devamını gör...
25.
tür/tarz olarak kişisel ilgi alanımda değil ama.. zaten yok siz de beğenmediyseniz, damak zevkinize uygun çok farklı playlistler de var diyollaa.. yapışıyolar.. kapalıçarşı esnafına rahmet okutturacak acaip bi piyasa bilginiz olsun..
devamını gör...
26.
incil elimizde olmadığından ayetleri de yoktur. şu an piyasada sayısız hadis kitabı incil adı altında bulunmaktadır ve bunlardan dört tanesi hıristiyan din adamlarınca resmen benimsenmiştir. yani hiçbiri gerçek incil değildir ve hiçbiri ayetler içermez.
(bkz: kur’an’ın piyasadaki incil’leri düzeltmesi)
(bkz: kur’an’ın piyasadaki incil’leri düzeltmesi)
devamını gör...
27.
tanrının bakire bir kızı hamile bırakıp kendini doğurduğu, sonra kendini kendine kurban etmek için işkenceyle öldürülmesine izin verdiği, böylece insanların yine tanrının kendisinin yarattığı günahlarını affettiği söylenen dinin kitabından ayetler.
ayinlerde tanrının eti niyetine ekmek yiyip, kanı niyetine şarap içiyorlar. muhteşem sembolizm. sonra 2000 yıldır hristiyan olmayan her kabileye barbar diyorlar.
dipnot: islam tek doğru dindir demiyorum. hepsinde saçmalık dolu.
ayinlerde tanrının eti niyetine ekmek yiyip, kanı niyetine şarap içiyorlar. muhteşem sembolizm. sonra 2000 yıldır hristiyan olmayan her kabileye barbar diyorlar.
dipnot: islam tek doğru dindir demiyorum. hepsinde saçmalık dolu.
devamını gör...
28.
incil elimizde olmadığından ayetleri de yoktur.
ıncilin ne oldugunu bile bilmeyen biri din uzerine konusma hakki goruyor kendinde. yazik....
devamını gör...
29.
"başlangıçta söz (logos) vardı. söz tanrı'yla birlikteydi ve söz tanrı'ydı. her şey o'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey o'nsuz olmadı."*
devamını gör...
30.
tanrı yolunda yürümek
eğer biri farklı öğretiler yayar, doğru sözleri, yani rabbimiz isa mesih'in sözlerini ve tanrı yoluna dayanan öğretiyi onaylamazsa, kendini beğenmiş, bilgisiz bir kişidir. böyle biri tartışmaları ve kelime kavgalarını hastalık derecesinde sever. bu şeyler kıskançlığa, çekişmeye, iftiraya, kötü kuşkulara, düşünceleri yozlaşmış ve gerçeği yitirmiş kişilerin durmadan sürtüşmesine yol açar.
onlar tanrı yolunu kazanç yolu sanıyorlar. oysa eldekiyle yetinerek tanrı yolunda yürümek büyük kazançtır. çünkü dünyaya ne bir şey getirdik, ne de ondan bir şey götürebiliriz. yiyeceğimiz, giyeceğimiz varsa bunlarla yetiniriz. zengin olmak isteyenler ayartılıp tuzağa düşerler, insanı çöküşe ve yıkıma götüren birçok saçma ve zararlı arzulara kapılırlar. çünkü her türlü kötülüğün bir kökü de para sevgisidir.kimileri zengin olma hevesiyle imandan saptılar, kendi kendilerine çok acı çektirdiler.
timoteus'a birinci mektup, 6: 3-10
devamını gör...