islam’da kadının yeri

islam'da kadın el üstünde tutulur. hatta istemezse ev işlerini yapmayı bırak çocuğunu emzirmeyip süt anne istemeye bile hakkı vardır. bildiğin prenses gibidir yani. okumak isteyen araştırıp okuyabilir. siz bakmayın müslüman geçinip karısına iyi davranmayan öküzlere. sorun islam'da değil müslüman geçinen cahil erkeklerde.

sokakta yaşayan insanlara kulübe verirseniz, iyilik yapmış olursunuz. bu insanlar evlerde yaşama hakkını elde ettiğinde hâlâ kulübede kalmalarını şart koşuyorsanız, artık kötülük yapıyorsunuz demektir.

cennet ayaklarının altındadır
o annelerin tarzı cümle kurmanıza gerek yok biliyorum
her kadın bir anne sayılır
biz erkekler kadar bazı konularda duyarsız değiller en azindan
ana yüreği merhameti tüm kadınlarımız da vardır.

kadın kadın kadın kadınsız başlık temasız söz gibi.
hiç aklımdan çıkmıyorsun necla.

yeri tam olarak kaburga kemiğidir.

hiçbir dinde yeri olmayandır. ata erkil bir toplum baskısının sonucu olan durumdur. kadınları kendi malı gibi gören cahil çoğunlukların mal beyanıdır.

mini etek giydi diye hiç tanımadığı kadını kırbaçla cezalandırmaya hazır insanların inancıyla bakıldığında üzücü olan yer. genelde evin içi, perdeler kapalı, vs.

teoride her sey iyi güzel sorun uygulayicilarda...
peygamber kendi elbisesini bile kendi dikermiş, eşine değer verirmiş.
günümüz müslüman erkek algisi ise kadin bizim hizmetcimiz hatta malımız neden çünkü kadın

kafama çok takılan konudur. kimsenin dinini aşağılamak, hakaret etmek gibi bir amacım yok. yalan söylemeyeceğim kuranın tamamını da okumadım. ancak konu hakkında araştırma yaparken özellikle aile ve kadın hakkındaki bir çok ayeti okudum. ve kadının bir yeri bile olduğunu sanmıyorum ne yazık ki. kadının objeleştirilmesinden, yarım insan olarak görülmesinden başka bir şeyle karşılaşmadım. karınızı dövmenize izin veren ayetlerden tutun, 2 kadının şahitliğinin 1 erkek şahitliğine denk olmasına kadar bir çok saçma ve üzücü şey gördüm. bununla yetinebilen müslümanlara saygım sonsuz. ancak ben kadının böyle görülmesini kabullenemiyorum.

güzellemeye gerek yok, islam'ın kadına olan bakış açısı bellidir.

kadılar padişahları bile korkusuzca yargılayacak güçteydiler. günümüzde hakimlik mesleğine denk düşmektedirler. islamla yönetilen osmanlı da kadıların iyi bir konumda yer aldığını söyleyebilirim.

erkeğinin yanı

şu konu bende yaradır. ya okuduklarını anlamıyorlar yada vicdansızlar. yargılanmak için illaki kıyamet gününü beklemeyin, kendi hakiminiz olsun vicdanınız. vicdansızlar.

kadının olmayan yerinden bahsetmeye gerek yok.

islam'a inanmayanları ilgilendirmeyen durum. biz biliyoruz kadınımızın yerini.

yoktur diye tamamlanması gereken eksik bırakılmış cümle.

islâm dîni, kadını en yüksek dereceye çıkarmıştır. islâmiyetin kadına verdiği kıymeti hiçbir din, hiçbir düşünce vermemiştir.

kadının yeri yoktur ki yazalım diyenler az zahmet edip gerçekten araştırsın derim

* araştırın diyenler için araştırmalarımı ekledim:
"işlerini bir kadına bırakan topluluk asla felah bulamaz." (buhârî, meğâzî, 82, fiten, 18; tirmizî, fiten, 75; nesaî, kudât, 8; ahmed b. hanbel, v/43, 51, 38, 47).
erkek çocuklar için 2 kızlar için 1 akika kurbanı kesilir.
şahitlik mirasta da yarım insandır.
onlara göre erkek kadının rahminden çıkmamış kadın erkeğin kaburgasındandır.
şeriatta da pantolon giydikleri için taşlandıklarını savaş durumunda ganimet sayıldıklarını hesaba katalım.
cennette de çocuk doğuranlar dışında mükafatlandırılacağına dair bir şey görmedim.
zaten hafifçe vurun meselesi belli ha bi de erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar.

hocanın da dediği gibi. evet. yarım insan.
saliha dedikleri acı çekse de susan sürekli görünmez gibi kapatılan ayıp gibi örtülen modeldir. özgür olması haklarını istemesi tek kalması erkeğe muhtaç olmaması yönetici olması tehlikeli bir durumdur. yani islam'da kadına verilen değer diye bir şey tartışılamaz çünkü yoktur mükafat dedikleri de zaten bu dünyada olmaz.

(bkz: nerde lütfen söyleyin)
(bkz: islam'da kadına verilen değer)

tüm ilkel kabile dinlerinde olduğu gibi burada da kadına ganimet gözüyle bakılır bir eşya gibi el değiştirebilir birden fazlasına sahip olmakta hiç bir beis yoktur. islam bakış açılarının yumuşaması ve daha önemlisi bu yumuşamanın kimi çevrelerde kabul görmesi islam felsefenin ortaya çıkması ile şekillenmiştir bu da islamın ortaya çıkışının 300 400 sene sonrasına dayanır. antik yunan yazmalarının arapçaya tercümesi olayların ve bakış açılarının çeşitlenmesine sebebiyet vermiştir. yine bu dönem islam coğrafyasının altın çağı olmakla beraber en renkli dönemidir devamında alışmamış götte don durmaz hesabı toplumun bu ilerlemeyi içselleştiremeyişi yüzünden işler malumunuz boka sarmıştır.