islam’da kadının yeri

yoldaşlar sevgili kafa yazarları evet burası özgür bir platform ama lütfen yazdıklarımıza da dikkat etmemiz gerekir . bir konu hakkında konuşurken ya da yazı girerken de dikkatli olmamız lazım. kadının islamdaki yerini sadece müslümanım diyen insanların yaptıklarıyla değerlendiriyorsunuz bu doğru değil. kurana baktık mi onu doğru yorumladık mi ıslam elçisinin ve öğrencileri olan ashabının hayatına baktık mi ? bunlar böyle belirlenir .

varlığı yokluğu birdir..

mesele islam, budizm, yahudulik, şintoizm felan değil. mesele ataerki benimseyip, düşünce çarkları erkek olan erki temel alarak inşa edilen tüm sistemlerin zavallılığıdır. bu zavallılıkta kadın erkeğin dişisi olarak değer görür ve ne kadar yumuşatılırsa yumuşatılsın tüm kurallar kadının nasıl davranması gerektiğini kendi çerçevesinde erkek yanlısı olarak işler.

olmamakla birlikte varmış gibi davaranılır.

alın size yer. seçin beğenin alın.

güyya cennet bile ayaklarının altındadır kadınların; yersen hani..

islamda kadının yeri yoktur, aşağılanır, hor görülür yorumlarını yapan kişiler bu tarz yorumları islamın kadına bakış açısına değilde yaşadıkları toplumun kadına bakış açısına bakarak yapıyorlar sanırım. diyanetin bile kadınlarınız sizi aldatırsa öğüt verin, bekleyin yine aynısını yaparsa ayrılın ayetini dövün olarak çevirdiği bu ülkede ülkemin ister müslümanı olsun ister ateisti her türlüsünün bu tarz islamla alakası olmayan yorumları yapması normal. bir de çok araştırılmış gibi yazılması. komik.

elinizde akıllı telefon ile, günümüzün kıyafetleri üzerinizde ve bu çağın bir insanı olarak o döneme ve coğrafyaya seyahat edin. yolda yürüyorsunuz; birkaç kişi bir çukurun etrafında toplanmış bir şeyler yapıyorlar. bir de ağlayan bir bebek sesi. kalabalığa yaklaşıyorsunuz ve;

- hayırdır birader, kolay gelsin; napıyorsunuz?
+ bebeği gömüyoruz.
- niye len !?
+ kız bebek bu.
- ee yani. ne olmuş kız bebekse !?
+ e abi bir işe yaramayacak, yiyecek içecek başkasına varacak. doğacak çocuklarından da hayır gelmeyecek. boşa masraf.
- lan oğlum siz manyak mısınız, kafayı balatayı mı sıyırdınız !?
+ napalım abi. zaten doğuracağı çocukları da soyumuzdan olmayacak.
- o niye?
+ bizde soy erkeklerden devam eder abi. bir de biz atalarımızdan böyle gördük.
- kromozom diye bir şey var. hiç duydunuz mu?
+ o ne abi !!??
- lan adamı hasta etmeyin. sarın sarmalayın çocuğu, götürün eve. üşütecek hasta olacak çocuk.
+ peki abi. zaten istemeye istemeye yapıyordum. bunlar da zorladı beni hem. anası evden çıkamıyor üzüntüsünden.
- siz de basın gidin buradan. de hadi.

çocuğu kurtardınız. yolda yürümeye devam ediyorsunuz. çukurun başındakiler de sizi takip ediyor. aa o ne. insanları kadın erkek bir yerlere çıkarmışlar resmen satıyorlar. manzarayı seyreden bir elemanın yanına geliyorsunuz ve;

- hayırdır birader ne oluyor burada ?
+ esir pazarı abi. insanları satıyorlar.
- nasıl yaa, cidden mi !?
+ hee ne olacak ki ?
- ee alan alınca ne yapıyor?
+ abi alan erkek aldı mı işlerini gördürüyor, kadın aldı mı o kadın cariyesi oluyor.
- cariye ne demek?
+ sen de çok cahilsin be abi. kadına da işini gördürüyor. anlarsın ya.
- haa öyle diyosun ! ee yasak değil mi bu?
+ yok abi ne yasağı. ticaret bu. paran varsa sen de al.
- anladım birader. hadi iyi günler.

yolda yürümeye devam ediyorsunuz. karşınızda sırtında taşıyamayacağı kadar yük olan birisi yürümeye çalışıyor. arkasında da bir herif durmadan elemana bağırıyor. en sonunda eleman dayanamıyor düşüyor ve arkasındaki adam da belinden çıkardığı hançeri elemanın göğsüne saplıyor. ve;

- naptın lan sen !? öldürdün çocuğu.
+ o benim malım. ister öldürür, ister yaşatırım.
- vahşet bu.
+ hayır, abartma. günlük bir faaliyet sadece. (adamın elinde hançer, sizin elinizde de şebekesi çekmeyen bir akıllı telefon olduğu için mecbur yolunuza devam ediyorsunuz.)

bir mekan gördünüz. önü kalabalık. yaklaşıyorsunuz ve ne olduğunu soruyorsunuz. meğerse bir mahkeme varmış. içeriye giriyor ve duruşmayı izliyorsunuz. birbirlerinin kardeşi bir kadın ve bir erkek. kardeşlerin babaları ölmüş. 100 deve, 1 okka gümüş ve 50 kulaç ipek ortada kalmış. mahkeme bütün bu malları erkek kardeşe veriyor. kadın da "eyvallah" diyor ve çekiliyor. kadın sizin önünüzden geçerken kadını durduruyorsunuz ve;

- hayırdır bacım, ağlıyorsun ne oldu?
+ mahkeme bana baba mirasından hak vermedi. hepsi erkek kardeşime gitti.
- ee itiraz etseydin, etmedin mi?
+ kadın başımla nasıl itiraz edebilirim? kadın olduğum için benim konuşmaya bile hakkım yok. bebekken gömülmediğim için yaşadığıma dua ediyorum ben.
- öyleyse neden sen de mahkemedeydin?
+ benim de olaya şahit olmam istendi.
- bu mu?
+ bu.

örnekler çoğaltılabilse de bu kadarı yeter sanırım. 21'inci yüzyıla geri dönelim artık. kuran doğrudan "kadın ve erkek birbirleriyle eşittir" diyerek bir kadın erkek eşitliği tartışmasına neden olmaz fakat, tevbe suresi ayet 71'de kadın ve erkeklerin birbirlerinin velisi olmasından, yani gözetmeni, kontrolörü, denetçisi olmasından bahseder. bu ayet de aslında kadınları da erkekleri de eşitliğe yönlendirir. hata yapan erkek de karısı tarafından denetlenir ve kadın erkeği doğru yola getirmek için yetkilidir. kadının bu yetkisi erkeğin yetkisinden farksızdır.

bence olay şu aslında. cehaletlerinin cehalet olduğundan bile habersiz cinayetin, hırsızlığın normal, kadınların da -affınıza sığınarak- zevk aracı olarak görülmesi ve uygulanmasının, adaletsizliğin her türlüsünün oluşunun ve en az bunlar kadar önemli olan toplumsallaşamamanın sonuçlarından dolayı bu insanlar doğru yola davet edildiler. fakat zembereği bir anda daraltırsanız o dönemin ve coğrafyanın insanları bu daveti kabul etmeyebilirdi. alışkanlıklardan vazgeçmek zordur. bu yüzden kademe kademe uygulandığını düşünüyorum. düşünün; kadına miras hakkı tanımayan bir topluluğa kadın için mirasın üçte birini teklif ediyorsunuz. bunun sonucunda o dönemde yaşayan kadınlar muhtemelen bayram yapmışlardır.

bir toplum ne kadar medeniyse adalet sistemi de o kadar yumuşak olur. bunun tam tersi ise adalet mekanizmasının sert olmasını gerektirir. bugün bu kurallar kadınlar için haksızlık gibi görünse de o dönem için çok büyük bir devrimdi. haa bunun geliştirilmesi gerekiyor muydu? cevap hem de nasıl; ve evet, geliştirilmeliydi. günümüzde eğer varış noktası 100 km. ötedeyse alınan yol 1 metre bile değil.

zamanınızı aldığım için özür dilerim.

tanım editi : egemen inanışta olmasa da erkeklerden farksız bir yerdir.

(bkz: aramaya inanmak).

bir kadın eşittir 1 bölü 4 erkek.
yani 4 tane kadın bir araya gelip 1 erkeğe eşit olabilir.

ikincildir. her ne kadar kadını korumak, kollamak, saygı duymak vb. janjanlı bir ambalajla servis ediliyor olsa da işin aslı en hafif deyimle kadınların ikinci sınıf olduğudur.

tarihsel süreç ile bakılmadığı zaman kadının rolü islama göre geri plandadır. ama dönemin koşulları ele alındığında devrim niteliğindedir.

(bkz: islam’da kadının yeri) bir fikir verebilir.

kızı içeri girdiğinde ayağa kalkıp onu başından öperek yanına oturtan bir peygamberi olan dinden bahsedilmeli. kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, kadınların mirastan pay alamadığı, evleneceği erkeği seçemediği islamiyet öncesi cahiliye devrinden değil.

mustafa kemal atatürk, kadının hak ettiğini türk kadınına vermiştir.

yoktur.

islamın kadındaki yeri.

anasının dizi
kocasının yanı..

mutfak ve yatak başka da yeri yok kadının

iki kadının şahitliğinin bir erkeğe denk olduğunu öğrendiğimde şok geçirmiştim. yani %50 insan şeklinde bir yerden bahsedilebilir.