1.
şiirlerinde ikinci yeni etkisi görülen şair, yazar
şiirlerine eyvallah. ama son dönemlerindeki görüşlerini anlayan, mantıklı bulan varsa beni aydınlatsa makbule geçer.
şiirlerine eyvallah. ama son dönemlerindeki görüşlerini anlayan, mantıklı bulan varsa beni aydınlatsa makbule geçer.
devamını gör...
2.
idealist bir şair. islamcıdır.
devamını gör...
3.
türk şiirini farklı bir boyuta taşıyan yegane isim. şiirimiz ismet özel ile birlikte kendisine bir kapı daha açmış, gidecek başka mekanlar bulmuştur. mistik, realist. ismet abi ve erbain hayatımın kısa bir dönemini iyi ki de ele geçirmişti.
devamını gör...
4.
bir insan aynı kalpte kaç farklı kan taşıyabilir?
dizeleri şelale lakin icraatı berbat nasıl bu kadar olunabilir?
ömrüm boyunca bu kadar konuşamayan bir adama rastlamadım(yüzyüze sohbetim de oldu ismo ile bir iki)
"o muhteşem şiirler bu adamdan nasıl çıkmış abican" diye saçlarımı yolduğumu hatırıyorum.
yoksa şiir bir tesadüf müdür üfür üfür müdür? değil olamaz.
hülasa; şiirleri muhteşem, kendisi vasat altı bir ölümlü.
ha unutmadan bir yönü var; hiç kimseyi takmıyor, hakkında söylenmiş hiç bir söz gram umrunda değil, ayrı bir uzayda yaşıyor.
dizeleri şelale lakin icraatı berbat nasıl bu kadar olunabilir?
ömrüm boyunca bu kadar konuşamayan bir adama rastlamadım(yüzyüze sohbetim de oldu ismo ile bir iki)
"o muhteşem şiirler bu adamdan nasıl çıkmış abican" diye saçlarımı yolduğumu hatırıyorum.
yoksa şiir bir tesadüf müdür üfür üfür müdür? değil olamaz.
hülasa; şiirleri muhteşem, kendisi vasat altı bir ölümlü.
ha unutmadan bir yönü var; hiç kimseyi takmıyor, hakkında söylenmiş hiç bir söz gram umrunda değil, ayrı bir uzayda yaşıyor.
devamını gör...
5.
gelmiş geçmiş en muazzam türk şairlerinden birisi. ismet özel şiirlerini beğenmeyen kişiyle oturup 3-5 kelam etmem. zevk eğrisi o kadar esnek olamaz.
devamını gör...
6.
istiklal marşı derneğinin kurucusu ve genel başkanı aynı zamanda bir ideolog ve şair olan güzide insan.
devamını gör...
7.
bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
izin kağıdım yanar konuşacak olursam
bu senet bankalar kapanmadan
ruhumun rengini kapatmayacak olursa
ölür kuyuya düşen çocuk
çocuğun mercan saati çatlar mutlaka
koşup haber vermeliyim
yetkili memura
bahar geliyor, ilerliyor yeminler
alnımı kapıp getirmeliyim
denizi karşılamaya
kırlangıcın kanadındaki kezzap
leylakta sıkışan buhar için
nabzımı bulmalıyım nerede bulacaksam
nabzımı çünkü ben kasadan fiş alarak
yağmuru, selvileri zor durumda bıraktım
benim yongalarımdan yapıldı bu çelenkler
ben papatyaları şımartmadım diye oldu
mata hari'ler casus, al capone'lar gangster
inmem gerek gözbebeklerimin altına
beynimin ortasına büzülmeliyim
genşeyip kımıldayabilirim oradan sonra
dum di dum
duridum dubida
kendi kalbimle zamanım arasındaki sarkaç
püskürtüyor beni dünyaya
bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
atlantik ve pasifik ve beş kıta
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
izin kağıdım yanar konuşacak olursam
bu senet bankalar kapanmadan
ruhumun rengini kapatmayacak olursa
ölür kuyuya düşen çocuk
çocuğun mercan saati çatlar mutlaka
koşup haber vermeliyim
yetkili memura
bahar geliyor, ilerliyor yeminler
alnımı kapıp getirmeliyim
denizi karşılamaya
kırlangıcın kanadındaki kezzap
leylakta sıkışan buhar için
nabzımı bulmalıyım nerede bulacaksam
nabzımı çünkü ben kasadan fiş alarak
yağmuru, selvileri zor durumda bıraktım
benim yongalarımdan yapıldı bu çelenkler
ben papatyaları şımartmadım diye oldu
mata hari'ler casus, al capone'lar gangster
inmem gerek gözbebeklerimin altına
beynimin ortasına büzülmeliyim
genşeyip kımıldayabilirim oradan sonra
dum di dum
duridum dubida
kendi kalbimle zamanım arasındaki sarkaç
püskürtüyor beni dünyaya
bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
atlantik ve pasifik ve beş kıta
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
devamını gör...
8.
kalın türk isimli kitabıyla kendinden nefret ettirmiş olsa da erbain hala başucu şiir kitaplarımdan biridir. askerde soğuk gecelerde nöbet tutarken onlarca şiirini ezbere bildiğimi farkettiğimde bu kitabı ne kadar çok okuduğumu anlamıştım. bu şiirler olmasaydı gece nöbetleri işkence olurdu.
devamını gör...
9.
ismet özel'in olduğu yerde demokrasiden de, eşitlikten de bahsedilemez. yetmiş iki millete bedel bir beyin taşımaktadır.
devamını gör...
10.
müslüman olmayan türk olmaz filan gibi fantastik gibi düşünceleri bulunan tuhaf kişi.
devamını gör...
11.
yazarlığı berbattır onun zıddı olarak şairliği dünyaya bedeldir.
devamını gör...
12.
onunla biz hep sevişecek gibi baktık birbirimize bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık dizelerinin sahibi.
devamını gör...
13.
en iyi türk şairlerden biridir nezdimde. inançları, görüşleri bir yana, kelimeleri bir araya koyuşu bile ayrı bir güç, incelik taşır. teknik açıdan büyüleyici gelmiştir hep bana.
taşıdığı fikir ve değerlere yutkunacak seviyede karşı olmama rağmen yazılış şekline hayran kaldığım amentu şiiri.
iki kesit:
budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güç bela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler içinde kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
insanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
ezan sesi duyulmuyor
haç dikilmiş minbere
kafir yunan bayrak asmış
camilere, her yere öyle ise gel kardeşim
hep verelim elele
patlatalım bombaları
çanlar sussun her yerde çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere: tanrı uludur tanrı uludur
polistir babam
cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
ne godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalnız
coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
nüfus cüzdanımda tuhaf
ekmek damgası durur
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sanarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
rutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı. orada
aşk ve çocuk
birbirine katışmaz
nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
kendi tehlikesi peşinden gider insan
putların dahi damarından
aktığı güne kadar
sürdürür yorucu kovalamacayı. hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
nerde, hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan
parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
takvim yapraklarının arasını dolduran
nedir o katı şey
ki gücü
gönlün dağdağasını durultacak?
hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim.
taşıdığı fikir ve değerlere yutkunacak seviyede karşı olmama rağmen yazılış şekline hayran kaldığım amentu şiiri.
iki kesit:
budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güç bela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler içinde kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
insanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
ezan sesi duyulmuyor
haç dikilmiş minbere
kafir yunan bayrak asmış
camilere, her yere öyle ise gel kardeşim
hep verelim elele
patlatalım bombaları
çanlar sussun her yerde çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere: tanrı uludur tanrı uludur
polistir babam
cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
ne godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalnız
coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
nüfus cüzdanımda tuhaf
ekmek damgası durur
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sanarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
rutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı. orada
aşk ve çocuk
birbirine katışmaz
nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
kendi tehlikesi peşinden gider insan
putların dahi damarından
aktığı güne kadar
sürdürür yorucu kovalamacayı. hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
nerde, hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan
parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
takvim yapraklarının arasını dolduran
nedir o katı şey
ki gücü
gönlün dağdağasını durultacak?
hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim.
devamını gör...
14.
türk şiirinde tartışılmaz önemli bir yere sahip şair. eskiden anlaşılmamak için yazdığını düşünürdüm. sonra bu fikrim yerini "ben anlamıyormuşum"a bıraktı. kaldı ki şiir anlaşılmak için yazılmaz, sezdirmek için yazılır. ismet özel de bunu gayet iyi başarıyor.
son zamanlarda ki görüşleri(ideolojik, dini) oldukça uç noktalarda gezinse de şiirine laf kondurmamak gerek. muazzam bir şairdir. her ne kadar fikirleri aşırı olsa da.
ki unutmayın; şiir sezgi işidir, bilgi değil.
celladıma gülümserken çektirdiğim son resmin arkasındaki satırlar şiirinden bir kısım:
gelin
bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!
bana kötü
bana terkettiğiniz düşünceleri verin
o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız
ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar
onları verin, yakınmalarınızı
artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar
ben aştım onları dediğiniz ne varsa
bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar
boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz
içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı
verin bana
verin taammüden işlediğiniz suçları da.
bedelinde biliyorum size çek
yazmam yakışık almaz
bunca kaybolmuş talan
parayla ölçülür mü ya?
bakın ben, bir çok tuhaf
marifetimin yanısıra
ilginç ödeme yolları bulabilen biriyim
üstüme yoktur ödeme hususunda
sözün gelişi
üyesi olduğunuz dernek toplantısında
bir söyleve ne dersiniz?
bir söylev: büyük insanlık ideali hakkında!
yahut adınıza bir çekiliş düzenleyebilirim
kazanana vertigolar, nostaljiler
karasevdalar çıkar.
yapılsın adil pazarlık
yapılsın yapılacaksa
işte koydum işlemeyi düşündüğüm suçları
sizin geçmiş hatalarınız karşısına.
ne yapsam
döl saçan her rüzgarın
vebası bende kalacak
varsın bende biriksin
durgun suyun sayhası
yumuşatmayı bilen ateş
öğüt sahibi toprak
nasıl olsa geri verecek
benim kılıcımı.
son zamanlarda ki görüşleri(ideolojik, dini) oldukça uç noktalarda gezinse de şiirine laf kondurmamak gerek. muazzam bir şairdir. her ne kadar fikirleri aşırı olsa da.
ki unutmayın; şiir sezgi işidir, bilgi değil.
celladıma gülümserken çektirdiğim son resmin arkasındaki satırlar şiirinden bir kısım:
gelin
bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!
bana kötü
bana terkettiğiniz düşünceleri verin
o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız
ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar
onları verin, yakınmalarınızı
artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar
ben aştım onları dediğiniz ne varsa
bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar
boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz
içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı
verin bana
verin taammüden işlediğiniz suçları da.
bedelinde biliyorum size çek
yazmam yakışık almaz
bunca kaybolmuş talan
parayla ölçülür mü ya?
bakın ben, bir çok tuhaf
marifetimin yanısıra
ilginç ödeme yolları bulabilen biriyim
üstüme yoktur ödeme hususunda
sözün gelişi
üyesi olduğunuz dernek toplantısında
bir söyleve ne dersiniz?
bir söylev: büyük insanlık ideali hakkında!
yahut adınıza bir çekiliş düzenleyebilirim
kazanana vertigolar, nostaljiler
karasevdalar çıkar.
yapılsın adil pazarlık
yapılsın yapılacaksa
işte koydum işlemeyi düşündüğüm suçları
sizin geçmiş hatalarınız karşısına.
ne yapsam
döl saçan her rüzgarın
vebası bende kalacak
varsın bende biriksin
durgun suyun sayhası
yumuşatmayı bilen ateş
öğüt sahibi toprak
nasıl olsa geri verecek
benim kılıcımı.
devamını gör...
15.
ülkemizin gelmiş geçmiş en iyi şairlerinden birisidir. elbette ideolojik fikirlerine katılmıyorum ancak sanatsal yönünü de hafife alacak kalitesizlikte biri değilim. yiğidi öldürelim ama hakkını verelim. ismet özel, 80lerin en ateşli solcusuyken, günümüzde siyasal islamcı ideolojisinde olan, her zaman radikal olmayı başarabilen, her dönem farklı bir güruhu rahatsız edebilmeyi nasıl başarıyor diye düşündüğüm şairdir.
bence en iyi şiiri de celladıma gülümserken çektirdiğim resmin arkasındaki satırlar'dır.
bence en iyi şiiri de celladıma gülümserken çektirdiğim resmin arkasındaki satırlar'dır.
devamını gör...
16.
'' müslüman teröristtir. müslümanın ilk vazifesi terörist olmaktır.'' diyen ünlü şair.
devamını gör...
17.
bir şey çok önemli değilse, hiç önemli değildir.
devamını gör...
18.
hazır olan huzurdadır. zaten huzursuzluk hazırsızlıktan başka nedir ki?
(anlayana çok şey )
(anlayana çok şey )
devamını gör...
19.
iyi şiir yazar fakat şair değildir.
devamını gör...
20.
gayret ettim ve sövdüm bu da geçti polis kayıtlarına.
devamını gör...