kaçak dövüşçüler derneği radyo yayını

ben yazdırdım bok gibi yazdı kdnfkjnk

rica ederiz efenim. az biraz kalem oynatmışlığımız var :)

ben de denedim de chatgpt avrat kelimesinden pek bir şey anlamıyor. kelimeyi bile açıkladım ayrıca ama yok, saçmalıyor.

kelime oyunu oynuyorsunuz, bana niye haber vermiyorsunuz arkadaşlar;)
ben her şeyi kâcirim zaten. giciginiz banaysa söyleyin. ihih.

ya çok acayip, deepseek ve copilota ayrı ayrı yazdırdım ikisi de aynı şeyi yazdı. copilot browser'ı görüyor resmen

medcezirin çapsız ahtapotları, avratların sandalyesinde savaş açtı. her biri, denizin derinliklerinden gelen öfkeyle doluydu. sandalyeler, bu absürd savaşın ortasında, birer savaş alanına dönüştü. ahtapotlar, kollarını dört bir yana savurarak, medcezirin ritmiyle dans ederken, avratlar ise bu çılgınlığın ortasında, sandalye savaşının galibi olmaya çalışıyordu. bu absürd savaş, denizin derinliklerinden gelen öfkenin bir yansımasıydı.

uzun yazmış, istersen okuma ama sonunda doğru şekilde kullanmayı başardı.

"köyün kıyısındaki taşlardan birine oturmuş, dalgaların ritmini izleyen yaşlı adam, denizin medcezirini düşünüyordu. her gün, dalgalar çekilip yeniden vurduğunda, hayatın da tıpkı bu deniz gibi, gelip geçici olduğunu hatırlardı. kıyıdaki sandalye, ona yılların verdiği bir huzuru sunardı. her sabah o sandalyeye oturur, uzun süre düşündükten sonra ufka bakardı.

bir sabah, bir grup köylü sabırsızca savaş hazırlıklarını yapıyordu. ellerinde kürekler, gözlerinde bir korku. hepsi, denizin medcezirini anlamayanlar gibi, birbirine bağlı zincirler gibi savaşa hazırlanıyordu. yaşlı adam, onları izlerken, "çapsızlar," diye içinden geçirdi. o kadar çok mücadeleye kapılmışlardı ki, hayatın deniz gibi durgun ve değişken olduğunu fark edemiyorlardı.

o sırada, köyün en genç kadını, sert bakışlarla yanına geldi. "daha dikkatli ol, avrat," dedi yaşlı adam, sert bir tavırla. kadın, ona öfkeyle baksa da, bir anlamda kadının olgunluğunun farkındaydı. kadın, köyde sıkça karşılaşılan, zaman zaman sert sözlere alışmıştı ama adamın gözlerindeki derin anlamı görmüş, hüzünlü bir şekilde başını sallamıştı.

gün batarken, kadının ardında kalan herkes, kendi iç yolculuklarına, köyün tarihine doğru yavaşça ilerliyordu. yaşlı adam, bir sandalyeye yaslanmış, denizin hâlâ çekildiğini izliyordu. o an, hayatın değişiminde neyin değerli olduğunu, kimsenin bir yere gitmeden önce fark edemediğini düşündü."

arapça ˁwr kökünden gelen ˁawra(t) عورة “kusur, özür, edep yeri” sözcüğünden alıntıdır. avret de buradan türemiştir.

medcezir var otur şu sandalyeye izle derken yavşak, ahtapot salatasını önüme rakıyla birlikte getirdi. avrat dedi bu hayatla savaşı kazanacak mıyız? çapın kadar konuş dedim. savaş benim savaşım sen dahil değilsin...

avratla deniz kenarına gitmişiz, hafif bir medcezir, hafif bir yakamoz, rakı balık, sandalyelerimize kurulmusuz. keyfimiz keyif. hatunun telefon çaldı. savaş arıyor. yavsak eski sevgilisi. o sırada yediğim ahtapot sinirden boğazıma dizildi. bu çapsız herif gölge gibi peşimizde. bak nermin dedim ya o ya ben. abartıyorsun aşkım, sorunumuz yok dedi. konuyu değiştirdi. konu değiştirmede çok iyidir. hala sinirleniyorum düşündükçe seresizim!

;)

elbette. farsça yosma, alımlı güzel kadın demekken, biz de hafif meşrep kadınlar için kullanılıyor genelde.

nerde onda o kafa zugra :d

ilk önce kelimeleri verdim, avrat'ı anlamadı ya, kullanmamış ve salağa yatmaya çalıştı. yakasını bırakmadım "avrat nerede?" dedim. "haklısınız, ekliyorum." diyerek ekledi güya ama saçma sapan bir şey yazdı. silmesem atardım onu da. bu bizi hack'leyecek de biz de göreceğiz *

#3375041 bu yüzden kendisine düşük yapay zeka demeliyiz zaten :)

biz teşekkür ederiz. ağzına sağlık canısı :)

ağzına sağlık. iyi geceler.

bitti mi program...
şimdi sen kalkıp gidiyorsun yani.
git !!!
sözlerin durur mu onlar da gidiyorlar.
gitsinler....
biz dinleyecek bişeyler buluruz yine..

vergilendirilmemiş dövüşçüler radyo yayını sona erdi.

çok teşekkürler dinlediğiniz ve katıldığınız için..

çapsız ahtapot, ben orada sandalyemi almış medceziri izlemeye koyulmuşken çıktı geldi denizin içinden. keyfim yerindeydi. gün batımı sakin sakin geceyi getirecekti.
sürüne sürüne yaklaştı sandalyemin ayaklarına. o uzaylı gözlerini dikti kocaman kocaman bana. sekiz kolundan altıncısı havaya kalktı ve dedi ki. arkadaşım sen ne arıyorsun burada?
bir ahtapotun benimle konuşmasını hayal edecek kadar şuursuz değildim. ya da deli de değilim anlıyor musunuz. yavşak baya bildiğin konuştu. savaş var dedi.. dedim ne savaşı. sandalyeme dolandı ve anlatmaya başladı….

#3375057
avrat nerede? chatgpt hack'ledi mi seni agshajs

#3375061
ahahahhahaahahah avrat yok! avrat yoğum ben dedi ve gitti. chatgpt köpeğimiz olsun.