kahve

asıl vatanı yemen olan bitki. avrupa'ya osmanlı üzerinden gitmiş bir üründür. sonradan brezilya ve özellikle kolombiya gibi ülkelerde kahve tarımı önemli hale gelmiş, yemen'de ise kahve tarımı azalmıştır.
osmanlı'daki 'kahve yemen'den gelir' sözü de bununla ilgilidir. son zamanlarda en kaliteli kahvelerin kolombiya'da üretildiği iddiası vardır. kolombiya'nın coğrafyası ve iklim şartları kahve tarımında brezilya'ya göre kalite açısından avantaj sağlamaktadır.

türk kahvesi ince çekilmiş kahveden yapılmakta olup sonradan hayatımıza giren orta çekilen kahveden üretilmiş kahvelere göre pişirim yönünden de fark göstermektedir. hatta yurtdışında abd rastladığım kahve çekme makinelerinde türk kahvesi için özel çekim seçeneği mevcuttur.

kahvenin anavatanı yemen değil etiyopya'dır, hatta direkt olarak kaffa... bir içecek olarak kavrularak içilmesi ilk kez yemen'in mokha limanında...

kafein bağımlılarının dopamin etkisi yüzünden severek içtiği, genel olarak çok zorlama bir içecek... içecek halini alma aşaması çok zorlu ve uzun, aromasını hissedebilmek için insanın şekilden şekile girdiği, genel anlamda oldukça acı bir içecek... kafein içermemiş *etimolojik olarak kafein kelimesinin kökeni elbette...* olsa kimsenin yüzüne bakmayacağı bir gudubet aslında... bir çay kadar yoğun aroması yok.

un, tuz, şeker kadar sağlıksız. kafein bağımlılarının övmesine bakmayın, korkunç biçimde sağlıksız. kafein yoksunluğu nedeniyle odaklanma sorunu, sinir, stres ve dahasını yaşayan bağımlıları bir kenara koyuyorum, kalp ve damar yollarını mahvetmesi de bir yana dursun, mide ve bağırsak sorunları ve hatta böbrekleri yavaş yavaş yok etmesi bile başlı başına korkunç.

ha diyeceğiz ki tek sağlıksız o mu? hayır. belki de çevremizdeki yiyecek içecek kısmında en az sağlıksız olanıdır, kim bilir... lakin birçok sağlıksız şeye karşı farkındalık yaratan insanların elinden ziftleri eksik olmuyor, buna kimse değinmiyor...

birkaç güne kahve uzmanı olacağım, haftaya sınavım var mesela. yine de şunu söyleyebilirim ki bu içecek aşırı abartılmış, ortalamanın epey altında bir içecek... birçok demleme yöntemi ve onlarca farklı çekirdeği içmiş olarak söylüyorum bunu...

teke tek kavgada kahveyi döverim. yiyorsa üçyol metroya gelsin.

hayatımı sadece bu şeyle idame ettirebilirim.

#3688790 insanlara sağlık konusunda yönlendirme yapmadan önce kaynak sunulması çok önemlidir. bir kaç güne kahve uzmanı olacağım denerek böyle bir şey denebilir mi?

iddia: kafeinsiz olsa kimse yüzüne bakmazdı.

- kafeinsiz kahve (decaf) piyasada hala ciddi bir tüketici kitlesine sahiptir. tat, kafein dışında da aromatik yağlar ve asit profilleri ile belirlenir.

iddia: çay kadar yoğun aroması yok ( yahu buna oha dedim)

-kahvede 800’ün üzerinde aroma bileşeni tespit edilmiş. çayda ise bu sayı 400-500 civarında. bu tamamen demleme şekline ve damak zevkine bağlı.

iddia: un, tuz, şeker kadar sağlıksız. ( yok eroinden de zararlı aslında. bu nedir ya? )

-kahve, tek başına (şekersiz ve katkısız) tüketildiğinde çoğu bilimsel çalışmaya göre makul miktarlarda ( o da yani 3 fincan falan )sağlıklı kabul edilir. antioksidan açısından da zengindir. un, tuz ve şekerin aşırı tüketimindeki zararlarla kıyaslanması akıl alır gibi değil.

dozaj sözcüğü ile tanışılması gerekiyor burada. sen en yararlı yiyeceği veya içeceği de belirli miktarın üstünde tüket bak bakalım nasıl zehir oluyor senin için. bunun aç karnına içilmesi, tok karnına içilmesi gibi ayrımları da çok. şey gibi olmuş; bıçak insanı öldürebilir. e güzel kardeşim ama yemek de yapılıyor ya hani onunla. sen aç karnına yanında sigara ile günde 10 bardak içersen ölürsün zaten.

kaynaklar:
karaciğer sağlığına etkisi

diyabete karşı etkisi

erken ölümü engelleyici etkisi

anavatanı olan etiyopya’da “būn” olarak isimlendirilmiştir. kaffe ise kahve çekirdeği yetiştirilen bölgenin adıdır. daha sonra bu iki kelime araplar tarafından alınmış. içecek olana “qahwa”, çekirdeğine ise “bunn” denilmiş. qahwa ise aslen bir şarap türüne verilen bir isimken zamanla kahve içeceği ile özdeşleşmiştir. işin ilginci, hollandalı tüccarlar kahve çekirdeğini avrupaya götürdüklerinde bu çekirdeği kendi dillerinde hali hazırda “boon” diye adlandırılan “fasülye” sözcüğü ile isimlendirmişler. dolayısıyla da ingilizlere de “bean”(fasülye) olarak geçmiş bu sözcük. sonuç olarak yine yanlış anlaşılma mağduru bir söz öbeği oluşmuş. (bkz: coffee beans).

ben şahsen kaave diyorum. türk kaavesi favorim ama iced caramel macchiato da içerim lıklık.