1.
yerinin yerini bilmemek. iyidir aslında. kaybolmak yenilik getirir zira.
devamını gör...
2.
asil ait olduğumuz, mutlu olduğumuz yeri bulmadan bir durak öncesidir.
devamını gör...
3.
kaybolmazsan, keşfedemezsin.
hangi görünmez zincirle bağlamışlar seni? korkaksın, hiç kaybolmadın. hiç bilmezsin iki duvar ötende kimin bahçesi var. ruhunu içinde sandığın o karmaşık labirent hiç var olmadı. yaşamın boyunca örüp örebildiğin yalnızca iki duvar. iki görünmez duvar...
korkma. ötesine geçsen de kaybolmazsın.
kaybolmak...eşya için aniden görünmez olmak. öznenin kendisi içinse önceki lokasyonunu bulamamak. ruh ya da benlik dedikleri şey için savrulmak, bedeni reddetmek , terk etmek.
her acı, her hırpalayıcı deneyim, her ölüm, her ayrılık bir kopuş , benliğin bedene resti. belki bir korunma refleksi, belki de ruh olmanın dayanılmaz hafifliği. psikiyatrlar buna dissosiyasyon diyorlar. ben, 'benliğimizin bedenimize çektiği kocaman bir s..ktr' diyorum. öyle ki son kertede benlik , travmanın fiziksel şiddetine daha fazla dayanamaz ve bütünüyle kaybolur. ve biz de ölüm raporunda bilmem ne sebepten hayatını kaybetti diye okuruz. duygusal travmalar ise işkencecidir. ruhu et gibi parça parça koparır. kopan her ruh parçası bir daha o bedene dönmemek üzere kaybolur. ruh olmanın dayanılmaz hafifliği demiştik işte. hepimizin ruhlarından bir parça, bir yerlerden bize bakıp nasıl bir enkazdan kurtulduklarını konuşup hayret ediyorlardır kim bilir.
yahut... bunların her biri spiritüel safsatadır. binlerce yıllık kadim kültlerin üfürükleri... yaşadığın her sıkıntı, yalnızca beyninin ilgili lobunda nöroreaksiyonu tetikleyecek bir potasyum -sodyum dengesizliğine sebebiyet verir ve böylelikle bla bla bla...
fi tarihinde bir sonbahar günü,
bir bankta soluklanmak için oturup lucky strike yaktım. apartmanın en üst katının balkonundan ablası olduğunu tahmin ettiğim kız ,isimdaşım olan küçük kardeşine bağırdı.
-******** !!! . fazla uzaklaşma ! kaybolursun!!
üzerime alındım ve sessizce cevap verdim.
- tamam...
hep bir ablam olsun istemiştim zaten.
modern bilim de spiritüel öğretiler de bir abla gibi neden sonuç ilişkisi çerçevesinde özet geçmez kaybolmayı. üstelik kaybolmanın koruyucu tedbiri de, bizzat abla tanımındaki nedenin kendisi..
fazla uzaklaşınca hem bedenen hem ruhen eski konuma dönmeye engel olan, ve bir kişiye, üzerine vazife olmayan sorulara ağzında sigarayla tripten tribe girerek gevşek gevşek cevap verdirten fiili durum.
hangi görünmez zincirle bağlamışlar seni? korkaksın, hiç kaybolmadın. hiç bilmezsin iki duvar ötende kimin bahçesi var. ruhunu içinde sandığın o karmaşık labirent hiç var olmadı. yaşamın boyunca örüp örebildiğin yalnızca iki duvar. iki görünmez duvar...
korkma. ötesine geçsen de kaybolmazsın.
kaybolmak...eşya için aniden görünmez olmak. öznenin kendisi içinse önceki lokasyonunu bulamamak. ruh ya da benlik dedikleri şey için savrulmak, bedeni reddetmek , terk etmek.
her acı, her hırpalayıcı deneyim, her ölüm, her ayrılık bir kopuş , benliğin bedene resti. belki bir korunma refleksi, belki de ruh olmanın dayanılmaz hafifliği. psikiyatrlar buna dissosiyasyon diyorlar. ben, 'benliğimizin bedenimize çektiği kocaman bir s..ktr' diyorum. öyle ki son kertede benlik , travmanın fiziksel şiddetine daha fazla dayanamaz ve bütünüyle kaybolur. ve biz de ölüm raporunda bilmem ne sebepten hayatını kaybetti diye okuruz. duygusal travmalar ise işkencecidir. ruhu et gibi parça parça koparır. kopan her ruh parçası bir daha o bedene dönmemek üzere kaybolur. ruh olmanın dayanılmaz hafifliği demiştik işte. hepimizin ruhlarından bir parça, bir yerlerden bize bakıp nasıl bir enkazdan kurtulduklarını konuşup hayret ediyorlardır kim bilir.
yahut... bunların her biri spiritüel safsatadır. binlerce yıllık kadim kültlerin üfürükleri... yaşadığın her sıkıntı, yalnızca beyninin ilgili lobunda nöroreaksiyonu tetikleyecek bir potasyum -sodyum dengesizliğine sebebiyet verir ve böylelikle bla bla bla...
fi tarihinde bir sonbahar günü,
bir bankta soluklanmak için oturup lucky strike yaktım. apartmanın en üst katının balkonundan ablası olduğunu tahmin ettiğim kız ,isimdaşım olan küçük kardeşine bağırdı.
-******** !!! . fazla uzaklaşma ! kaybolursun!!
üzerime alındım ve sessizce cevap verdim.
- tamam...
hep bir ablam olsun istemiştim zaten.
modern bilim de spiritüel öğretiler de bir abla gibi neden sonuç ilişkisi çerçevesinde özet geçmez kaybolmayı. üstelik kaybolmanın koruyucu tedbiri de, bizzat abla tanımındaki nedenin kendisi..
fazla uzaklaşınca hem bedenen hem ruhen eski konuma dönmeye engel olan, ve bir kişiye, üzerine vazife olmayan sorulara ağzında sigarayla tripten tribe girerek gevşek gevşek cevap verdirten fiili durum.
devamını gör...
4.
bugün izlediğim bir dizide karakterin yön duygusu biraz zayıftı. şöyle ki, sağ diyorsunuz, bir süre sonra yolda giderken ne yöne gitmesi gerektiğini unutup sola dönüveriyor. üstelik günümüz icadı olan gprs sistemini kullanmakta da biraz beceriksiz. işte, böyle kaybolarak tesadüfen çıktığı köyde tanıştığı adam, onun adına endişeleniyor. karakterimizin savunması ise 'kaybolmasam, asla buraya gelemezdim.' oluyor. haklı da, bazen kaybolmak gerekir. doğru bildiğin yoldan çıkmak, yeni şeyler denemek. o nedenle güvenli şekilde kaybolun derim. canınızı da tehlikeye atmayın tabi.
tanım: gidilen noktanın bulunamaması, varılan noktanın ise tanınamaması durumudur.
tanım: gidilen noktanın bulunamaması, varılan noktanın ise tanınamaması durumudur.
devamını gör...
5.
herkesin bir hayali vardır. kimisi arabaların yahut lüksün içerisinde, kimisi elbiselerin/ayakkabıların/çantaların arasında, kimisi makam/mevki/saygınlık içerisinde, kimisi kitapların arasında, kimisi sevginin göz bebeğinde, kimisi yemeklerin içinde, kimisi bilimde kaybolmak ister. ben de muhabbet ikliminde kaybolmak istiyorum.
devamını gör...
6.
yerin yurdun olmaması, huzurun olmaması, kimsesiz olmaktır kaybolmak, kendinle başbaşa olmak değil, kendinle bile kavgalı olmaktır belki de kaybolmak
devamını gör...
7.
kendini kaybeden hokkabazlara şapka çıkartın.
devamını gör...
8.
akla şu şarkıyı getirir:
devamını gör...
9.
cok begenilen, cok edepli yetistirilmis, cok secici bir kiz arkadasim vardi. bosandi. bosanma depresyonu 6 sene surdu. 6 sene kimseyi sokmadi hayatina. o donem saldi. cok kilo aldi. sonra zayifladi. asik oldu, sevgili yapti. 2 sene sonra ayrildiklarinda buyuk bir hayalkurikligi yasadi. ve kayboldu.. sagda solda surtmeye basladi. hizli bir ozel hayati olmaya basladi. o donem onu 6 sene hayatina kimseyi sokmadigi zamandan taniyan bir erkek is arkadasi telefon etti:
-sen esi benzeri bulunmayan ulasilmaz bir pirlantasin. sen sirdan bir kadin degilsin. kim oldugunu unutma.
sonra da telefonu kapadi cocuk.
hayatta bizi yoldan cikarmak isteyenler olur.
ama bakmayin, bize kim oldugumuzu hatirlatip dogru yola sokmaya calisan iyi niyetli meleklerimiz de var:)
ve sen iki ses arasinda hep kendi secimini yapar, sonuclarini yasarsin.
-sen esi benzeri bulunmayan ulasilmaz bir pirlantasin. sen sirdan bir kadin degilsin. kim oldugunu unutma.
sonra da telefonu kapadi cocuk.
hayatta bizi yoldan cikarmak isteyenler olur.
ama bakmayin, bize kim oldugumuzu hatirlatip dogru yola sokmaya calisan iyi niyetli meleklerimiz de var:)
ve sen iki ses arasinda hep kendi secimini yapar, sonuclarini yasarsin.
devamını gör...
10.
kaybetmek, tamam kabul ama kaybolmak başka bir şey.
devamını gör...