21.
sevimli ve ısırılası bir kedisi veya kedileri olan hanım kişidir.
insanlar beni her gün biraz daha şaşırtıyor. çok ilginç bir tür gerçekten. yahu biz de biliyoruz kedilerin donanımlı doğduğunu, kısa sürede kendi başının çaresine bakacak kadar yaşama adapte olduğunu, analarının büyüdüklerine kanaat getirince bu yavruları kışkışladığını. yalnız galiba bazılarımız sokak kedilerinin çöpte sağda solda buldukları baharatlı, kızarmış, yağlı, kendi sindirim sistemlerine hiç uygun olmayan gıdalarla beslendiğini, bu nedenle erken yaşlarda iç organları ve ağız sağlıkları ile alakalı sıkıntılar yaşadıklarını bilmiyor. ya da ısınmak için araçların orasına burasına girip ölen ya da araçların altında ezilen ya da insanlardan şiddet gören canlılar olduklarının bilincinde değil.
arkadaşlar kediler milattan önce, bakınız milattan önce 1500lü yıllarda evcilleştirilmişler. şu kaynakta da görebileceksiniz ki hayvanların genomları değişmiş artık. adapte olmuşlar insanla yaşamaya, buna göre davranış kalıpları geliştirmişler ve genlerine de sirayet etmiş. dolayısıyla sokakta gördüğünüz tekir kediyi akrabalar diye savanlarda yaşayan aslanla bir tutmayın.
geçmişte kemirgenlerden kurtulmak adına kedileri evlerine, yanlarına alan insanlar, günümüzde sevmek ve sevilmek için bunu yapıyor. kendisini kedi annesi veya kedi babası olarak tanımlayan kişilere aptal diyen insanların bir hayvanla yakın bir bağ kurmadığına inanıyorum. aranızda bir dil gelişiyor, uyumlanıyorsunuz, iletişim kurmaya başlıyorsunuz ve birbirinizi seviyorsunuz. bu özel bir bağ. anaç duyguları olan bir kadın tabii ki kendisini bu hayvanın "bir şeyi" olarak tanımlayacak ve "annesiyim" demek "sahibiyim" demekten çok daha saygılı. neden biliyor musunuz? çünkü o bir canlı. sizinki kadar gelişmiş olmasa da kendi heyecanları, mutlulukları, öfkeleri falan var.
kedilere oyuncak almaya gelince, kediler için oyun demek, avlanma antrenmanı demektir arkadaşlar. pek çok "predatör" avlanmayı öğrenmek, yetişkinliğinde ise pratik etmek adına avlanmayı taklit eden oyunlar oynar. doğada avlanıp enerjilerini atabilirler evet ama artık çoğunlukla apartmanlarda yaşadığımız ve evlerimizi fareler basmadığı için, evcil dostlarımıza avlanma imkanı sunmamız mümkün olmuyor. biz de müsadenizle bunun en azından simülasyonunu yaşasınlar, enerjilerini atsınlar, mutlu olsunlar diye (çünkü onları evimize hapsedip eziyet verecek "manyak"lar değiliz) çeşitli oyuncaklar alıyoruz. acaba bu oyuncaklar niçin üretiliyor? çok basit! kediler oyuncakları ve oyun oynamayı seviyorlar çünkü.
kendinden kısıp kediye para dökme konusuna gelince, kediler bir seferde ortalama 4 ila 6 yavru doğuruyorlar. doğası gereği pek çok karşı cinsten kediyle çiftleşme eğilimindeler. sadece martta çiftleşip bir kez hamile kalıp sezonu kapatmıyorlar üstelik. çiftleşme dönemi bitene dek -ki martta başlaması martta bittiği anlamına gelmiyor, ayrıca bu hayvanlar insan takvimine göre değil genellikle sıcaklığa, besin miktarına, yani çevrelerinin üremelerine elverişli bir hal alıp almamasına göre bu tür davranışlar sergilerler- birkaç kez hamile kalıp yavrulayabiliyorlar. hem evde yaşayan bir kediye sürekli partner bulmak mümkün olmadığı, hem de katlanarak artan bu minik kedi topluluğunu pıtır pıtır sahiplendirmek mümkün olmadığı için onları kısırlaştırıyoruz. bu hayvanlara değer verdiğimiz için ciğerleri iyi mi, böbrekleri ne durumda, ağzında enfeksiyon var mı diye bilmek istiyoruz. özellikle parazit aşılarını atlamamanın kedi sahibinin sağlığı açısından da önemli olduğunu vurgulamama gerek yok galiba ama yazılanları okuyunca emin olamadım. önemli arkadaşlar çünkü parazit dediğimiz bu canlılar iyi adapte olmuş canlılar ve türden türe geçebiliyor ve yaşamlarını sürdürebiliyorlar. dolayısıyla kedimde parazit veya mantar var ise bana da bulaşabilir. sanırım kedi sağlığı ile alakalı harcamaların nedeni de bir nebze açıklanmış oldu.
hayvan beslemek bir seçim. sokaklara mama bırakarak, barınaklara yardım ederek yardımcı olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz ama bu işin ekolojik boyutuna girersek (burada taşlanabileceğimi bilsem de) hayır aslında üremelerini teşvik etmekle iyi yapmıyorsunuz. çünkü ülkenin yalnızca yüzde on dokuzu kedi besliyormuş, hatta şu kaynağa göre %5. bu da demek oluyor ki sokağa doğan bu hayvanlar sayıları artarak kötü şartlarda yaşamaya devam ediyor.
oturdum sabah sabah tane tane anlattım. umarım kedi anneleri olarak manyak olmamızla alakalı bir daha düşünme fırsatı bulursunuz. aman neyse, kim ne derse desin. benim "oğlum" bir melek.
insanlar beni her gün biraz daha şaşırtıyor. çok ilginç bir tür gerçekten. yahu biz de biliyoruz kedilerin donanımlı doğduğunu, kısa sürede kendi başının çaresine bakacak kadar yaşama adapte olduğunu, analarının büyüdüklerine kanaat getirince bu yavruları kışkışladığını. yalnız galiba bazılarımız sokak kedilerinin çöpte sağda solda buldukları baharatlı, kızarmış, yağlı, kendi sindirim sistemlerine hiç uygun olmayan gıdalarla beslendiğini, bu nedenle erken yaşlarda iç organları ve ağız sağlıkları ile alakalı sıkıntılar yaşadıklarını bilmiyor. ya da ısınmak için araçların orasına burasına girip ölen ya da araçların altında ezilen ya da insanlardan şiddet gören canlılar olduklarının bilincinde değil.
arkadaşlar kediler milattan önce, bakınız milattan önce 1500lü yıllarda evcilleştirilmişler. şu kaynakta da görebileceksiniz ki hayvanların genomları değişmiş artık. adapte olmuşlar insanla yaşamaya, buna göre davranış kalıpları geliştirmişler ve genlerine de sirayet etmiş. dolayısıyla sokakta gördüğünüz tekir kediyi akrabalar diye savanlarda yaşayan aslanla bir tutmayın.
geçmişte kemirgenlerden kurtulmak adına kedileri evlerine, yanlarına alan insanlar, günümüzde sevmek ve sevilmek için bunu yapıyor. kendisini kedi annesi veya kedi babası olarak tanımlayan kişilere aptal diyen insanların bir hayvanla yakın bir bağ kurmadığına inanıyorum. aranızda bir dil gelişiyor, uyumlanıyorsunuz, iletişim kurmaya başlıyorsunuz ve birbirinizi seviyorsunuz. bu özel bir bağ. anaç duyguları olan bir kadın tabii ki kendisini bu hayvanın "bir şeyi" olarak tanımlayacak ve "annesiyim" demek "sahibiyim" demekten çok daha saygılı. neden biliyor musunuz? çünkü o bir canlı. sizinki kadar gelişmiş olmasa da kendi heyecanları, mutlulukları, öfkeleri falan var.
kedilere oyuncak almaya gelince, kediler için oyun demek, avlanma antrenmanı demektir arkadaşlar. pek çok "predatör" avlanmayı öğrenmek, yetişkinliğinde ise pratik etmek adına avlanmayı taklit eden oyunlar oynar. doğada avlanıp enerjilerini atabilirler evet ama artık çoğunlukla apartmanlarda yaşadığımız ve evlerimizi fareler basmadığı için, evcil dostlarımıza avlanma imkanı sunmamız mümkün olmuyor. biz de müsadenizle bunun en azından simülasyonunu yaşasınlar, enerjilerini atsınlar, mutlu olsunlar diye (çünkü onları evimize hapsedip eziyet verecek "manyak"lar değiliz) çeşitli oyuncaklar alıyoruz. acaba bu oyuncaklar niçin üretiliyor? çok basit! kediler oyuncakları ve oyun oynamayı seviyorlar çünkü.
kendinden kısıp kediye para dökme konusuna gelince, kediler bir seferde ortalama 4 ila 6 yavru doğuruyorlar. doğası gereği pek çok karşı cinsten kediyle çiftleşme eğilimindeler. sadece martta çiftleşip bir kez hamile kalıp sezonu kapatmıyorlar üstelik. çiftleşme dönemi bitene dek -ki martta başlaması martta bittiği anlamına gelmiyor, ayrıca bu hayvanlar insan takvimine göre değil genellikle sıcaklığa, besin miktarına, yani çevrelerinin üremelerine elverişli bir hal alıp almamasına göre bu tür davranışlar sergilerler- birkaç kez hamile kalıp yavrulayabiliyorlar. hem evde yaşayan bir kediye sürekli partner bulmak mümkün olmadığı, hem de katlanarak artan bu minik kedi topluluğunu pıtır pıtır sahiplendirmek mümkün olmadığı için onları kısırlaştırıyoruz. bu hayvanlara değer verdiğimiz için ciğerleri iyi mi, böbrekleri ne durumda, ağzında enfeksiyon var mı diye bilmek istiyoruz. özellikle parazit aşılarını atlamamanın kedi sahibinin sağlığı açısından da önemli olduğunu vurgulamama gerek yok galiba ama yazılanları okuyunca emin olamadım. önemli arkadaşlar çünkü parazit dediğimiz bu canlılar iyi adapte olmuş canlılar ve türden türe geçebiliyor ve yaşamlarını sürdürebiliyorlar. dolayısıyla kedimde parazit veya mantar var ise bana da bulaşabilir. sanırım kedi sağlığı ile alakalı harcamaların nedeni de bir nebze açıklanmış oldu.
hayvan beslemek bir seçim. sokaklara mama bırakarak, barınaklara yardım ederek yardımcı olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz ama bu işin ekolojik boyutuna girersek (burada taşlanabileceğimi bilsem de) hayır aslında üremelerini teşvik etmekle iyi yapmıyorsunuz. çünkü ülkenin yalnızca yüzde on dokuzu kedi besliyormuş, hatta şu kaynağa göre %5. bu da demek oluyor ki sokağa doğan bu hayvanlar sayıları artarak kötü şartlarda yaşamaya devam ediyor.
oturdum sabah sabah tane tane anlattım. umarım kedi anneleri olarak manyak olmamızla alakalı bir daha düşünme fırsatı bulursunuz. aman neyse, kim ne derse desin. benim "oğlum" bir melek.

devamını gör...
22.
dünya üzerindeki insan nüfusunun üçte birini enfekte etmiş olan toxoplasma gundii adlı zoonotik parazitin beyinlerine yerleşip aktive olduğu insanlardır.
bu parazit aslında yaşam döngüsü kedi, fare, kedi, fare... şeklindedir. kedinin barsakları, kedinin dışkısı, fare, tekrar kedi.. bünyesine girip aktif hale geldiği zaman fare kediden korkmamaya başlar. parazitin bunu farenin kedi kokusunu almaması, ya da kedi kokusunu çok çekici bulmasını sağlamasıyla yaptığı düşünülüyor. dolayısıyla fare kedinin olduğu yerde dolaşarak kediye av oluyor ama parazit yaşamını etkin bir şekilde sürdürüyor.
parazitin, farelerde yaptığı gibi beyne ulaşıp aktif hale gelmişse insanı da benzer şekilde kontrol ettiğine dair net olmasa da bilimsel araştırma yaptıracak düzeyde belirtiler var.
(itlerde de benzer etkiyi yapan toxocara canis paraziti var)
dolayısıyla kediyle, örneğin çok yakın arkadaşım bir kadının "ben onların bokunu yerim bokunu" düzeyinde ilişki kuran, evinde yirmi kedi besleyen (ikiden fazla kedi hayvan istifçiliğine giriyor), iki evini, bir dükkanını sattıran, tüm işini batıran, yedek akçesi yüz bin doları kediler uğruna harcayan, param bitti, müşteri bulsam bedenimi satacam diyen birilerinin sağlıklı bireyler olduğunu düşünmek imkansız.
bir de orrrman çocuğu "kedi anneleri" var. kedileri beslemek, tedavi etmek, kısırlaştırmak için para ve mama toplayıp uludağ'da, bodrum'da yiyen tipler.
her iki gruba da maddi manevi yardım yapmayın. ne yapıyorlarsa kendileri yapsın
bu parazit aslında yaşam döngüsü kedi, fare, kedi, fare... şeklindedir. kedinin barsakları, kedinin dışkısı, fare, tekrar kedi.. bünyesine girip aktif hale geldiği zaman fare kediden korkmamaya başlar. parazitin bunu farenin kedi kokusunu almaması, ya da kedi kokusunu çok çekici bulmasını sağlamasıyla yaptığı düşünülüyor. dolayısıyla fare kedinin olduğu yerde dolaşarak kediye av oluyor ama parazit yaşamını etkin bir şekilde sürdürüyor.
parazitin, farelerde yaptığı gibi beyne ulaşıp aktif hale gelmişse insanı da benzer şekilde kontrol ettiğine dair net olmasa da bilimsel araştırma yaptıracak düzeyde belirtiler var.
(itlerde de benzer etkiyi yapan toxocara canis paraziti var)
dolayısıyla kediyle, örneğin çok yakın arkadaşım bir kadının "ben onların bokunu yerim bokunu" düzeyinde ilişki kuran, evinde yirmi kedi besleyen (ikiden fazla kedi hayvan istifçiliğine giriyor), iki evini, bir dükkanını sattıran, tüm işini batıran, yedek akçesi yüz bin doları kediler uğruna harcayan, param bitti, müşteri bulsam bedenimi satacam diyen birilerinin sağlıklı bireyler olduğunu düşünmek imkansız.
bir de orrrman çocuğu "kedi anneleri" var. kedileri beslemek, tedavi etmek, kısırlaştırmak için para ve mama toplayıp uludağ'da, bodrum'da yiyen tipler.
her iki gruba da maddi manevi yardım yapmayın. ne yapıyorlarsa kendileri yapsın
devamını gör...
23.
ister kedinin, ister köpeğin, isterse bir ayının anası babası olurum. bunun için bizlere "gerizekalı" diyen empati yoksunu taş kafalara diyeceğim şu: bir tek senin gibi dangozun anası ya da babası olmak istemezdim.
devamını gör...
24.
kendisini bir hayvanın annesi babası olarak ifade eden kişi mental olarak sorunludur.
devamını gör...
25.
5 senedir benim.
devamını gör...
26.
(bkz: +9 evde kalmış kadın itemi)
devamını gör...
27.
istifçi, 50+ , leopar desenli tayt, bakımsız, aksi, en az 30 yıldır sex yapmamış...elinde poşetler... (ne varsa içinde)
devamını gör...
28.
kedi annesi olmaktan gurur duyuyorum
devamını gör...
29.
erkek arkadaşımla 10 aralıkta beraber olmaya başladık. gece (kedim) ise bize 12 eylülde geldi, geçen gece uyurken aklıma geldi, tam 9 ay 2 gün sonra gelmiş. ehehe ben doğurdum kızımı diyorum eheheh.
devamını gör...
30.
devamını gör...
31.
genelde kedilerini gerçek anlamda çocukları olarak görürler. en büyük söylemleri "ben doğurdum"dur.
matematik sorusu çözünce anladım psikolojilerini. ben çözdüm
matematik sorusu çözünce anladım psikolojilerini. ben çözdüm
devamını gör...
32.
en gıcık olduğum tabirlerden biri.
devamını gör...
33.
arkadaşlar saçmalamayın insanlar kedi doguramaz
devamını gör...
34.
devamını gör...