kediyle uyumak

rahatsız edicidir.
bizimkisi gece uyurken elime saldırıyor. oyun falan oynuyorum sanıyor herhalde. git uyu bebeğim ne işin var hasta mısın?

sanki eşimmiş gibi birbirimize bakarak uyuyoruz.

kaskatı kesilip sağa sola dönememek, kışın mis gibi ısınmak, yazın gır gır sesleriyle huzur bulmak, özel alanın ihlali gibi anlamlara gelen eylem.

benim kız bacaklarımın arasında yatardı. dönemezdim sağa sola. sabah olunca da göğsüme yatardı bu kez, suratımı yalayarak. resmen taciz...

keşke yaşasaydı da tacizlerini sürdürseydi.

yatıyorum, kolumu açıyorum, kafasını koluma koyup poposunu yerleştirip yatıyor yorganın altına. (yavru da var, o da ayak ucumu tercih ediyor) nasıl huzurlu bir uyku olduğunu anlatamam.

kedi gurlamalarının beyni uykuya geçirme konusundaki etkileri yüzünden yararlı bir eylemdir ancak insan tedirgin uyuduğu için o kadar da iyi olmayabilir. iki farklı kediyi inceleyelim.

bir tanesi; yatak, yorgan, kol ve bacak ona ait gibi davranır. gerekirse enseye patlatarak uyandırır ya da tepenizde gezinir ve istediğini alır. genelde uykuya daldığınız zaman da kendi yerine gider. hatta bunu nefes sesinden mi anlayarak yapar bilinmez ama tam o dalış anında bir kere daha uyandırır.

diğeri, yatağın baskın olan kediye ait olduğunu düşünerek genelde gizli saklı gelir, ayak ucunda bir köşede uyur vaziyette bulabilirsiniz. uyanıkken denk gelmişsek bin rica ile yorgan içine davet edilir. eğer teşrif ederlerse mutlu şekilde gurlamalarını duyabiliriz. minik bir kıpırtı olursa anında çıkar.

eğer biraz hırçın bir kediniz varsa bacaklarınızı parçalamasıyla birlikte yatağınızın kan revan içinde kalmasıyla sonuçlanabilecek eylem.

purrr purr sesleri esliginde uykuya dalmanizi saglar, huzur verir, terapi gibidir.

her akşam karşılaştığım durumdur. gecenin bir vakti gelir, uyandırır, göğsüme yatar elimi de patilerinin arasına alır ve uyur. buradan sonra benim uyuyup, uyumadığım onu kesinlikle ilgilendirmez, tamamen kendi rahatına bakar. ama yine de kokusu, sarılması, gırlaması ( aynı dizel motor gibi) yeter...iyi ki hayatımızda bu canlar...

özellikle kadınlar için pms ve regl dönemlerinde muazzam bir olaydır. sıcacık bir şey gelir tam ağrıyan noktaya yatıp minik patileriyle masaj yapmaya başlar... gel de mutlu olma, mümkün değil...

ayrıca kediler bilimsel olarak da kanıtlanmış bir şekilde gerçekten tüm vücudunuza iyi gelen canlılardır. kalp ritminizi, tansiyonunuzu, sinir sisteminizi vs. -bence akıl sağlığınızı da- düzenlerler. özellikle o mırlamalar...

uyandığınızda o minik pürüzlü diliyle flip flip gözünüzü yalayıp sizi temizleme arzusu...

yok yok bunlar anlatılmaz yaşanır.

gerçekten kıymetini anlayacak her eve bir/birkaç kedi şarttır.

gece beni itmese aslında güzel bir şey ama herif beni yatağıma sığdırmıyor.

bu soğuk kış günlerinde kalorifer etkisi görür. üstelik huzur verir.

ne yazık ki bizim evdeki p+ç teddy ile yapamadığımdır.

kucağa alınmaktan nefret eder kendisi.
bu sebeple yakın zamanda bizimkinin yanına kucaksı bir dişi sahiplenmeyi düşünmekteyim.

dünyanın en güzel hissidir.lakin öyle mırıl mırıl uyuyacak kediniz varsa zira benim ki pitbull dan hallice.

harikulade şey.

(bkz: antidepresan etkisi gösteren şeyler)

gecenin bir yarısı terk edilmenizle sonuçlanacak eylem.

gözünüzü açtığınızda minik partisini görüp, daha huzurlu uyumaya devam ettiğiniz bir eylemdir.

salın bu kedileri gardaşlar ve de gız gardaşlar.

henüz tatmadığım, iple çektiğim, çok istediğim bir uyuma biçimidir.

çok istiyorum bunu yapmayı. ama kedileri severken bile korkuyorum fazla bastırırım da canları yanar diye. ya uyurken kedi kişisinin üstüne çıkıverirsem? aman aman...