kınadığın şeylerin başına gelmesi

büyüklerimden hep duyduğum bir söz vardı; "kınadığın başına gelmeden ölmezmişşin ."diye.
yok artık derdim. sonra anladım ki gerçekten öyleymiş. neyi kınasam başıma gelir oldu. o yüzden siz siz olun sevgili yazarlar mümkünse hiçbir şeyi kınamayın. tecrübeyle sabittir.

ben bunlarla dalga geçerdim ama bir kaç kere kınayıp dalga geçtiğim olay başıma geldi ondan sonra temkinli yaklaşıyorum olaylara.

bir arkadaşım vardı, adı murtazaydı. bunun adı ile çokça dalga geçilirdi, biz ne zaman resmi bir ortama adım atsak, o beyaz yakalıların ciddiyeti yerle bir olur, ortamı küçük bir kahkaha sarıverirdi. günlerden bir gün, murtaza bana "adımla çok dalga geçtiler, ismimi değiştirmek istiyorum desem bir sürü evrak işiyle uğraşacağım, ona da üşeniyorum be abi, mezuniyet belgesi şu bu" diye söylendi. ben de gönlü kırılmasın diye elbette "yok be, o kadar da kötü değil, hem seni başka bir isimle hayal edemiyorum ben" dedim. bu içerlemiş davranışı beni biraz üzmüştü. aradan biraz geçti, bir arkadaş grubu ile karaoke bara takılmaya gittik, murtaza da bizimleydi, sahne alanlara kordinasyon kurmakla görevli mekan sahibi, şarkı söyleyenlerin isimlerini de mikrofondan sesli olarak söyletiyordu. ben çıktım söyledim, en son murtazayı gaza getirdiler o da sahneye çıkma kararı aldı. sonuçta karaoke bardı, öyle çok iyi bir sesin olmasına gerek yoktu, maksat eğlenmekti. yanımızda murtazayı henüz yeni tanıyan bir kız vardı, haliyle mekana gitme telaşından ayaküstü tanışmışlardı ama isim soracak kadar zamanları yoktu birbirlerine. bahsi geçen kızın adıysa şahika idi "ben o sahneye asla çıkmam, adımla dalga geçerler. gerçekten isim çok önemli, bak bana kimseyle dalga geçiyor muyum" dedi, murtaza sahneye çıkarken. sahneyi alan murtaza adını söylediğinde alkolün de getirdiği bir etkiyle şahika yerlere yatmaya başladı. gerçekten isim çok önemli ve kınadığın şeye çok dikkat etmelisin.

parayı kınasam başıma gelir mi acaba?

kınamak istemiyorum ama hemen içimden geçiriyorum sonra da başıma geliyor.

iki arkadaşım var, birbirleriyle dalga geçtikleri her şey sırayla başlarına geldi ahahahahaha. çok gülüyorum bunlara, ben izlerim. konuşmam.

eskiden bu söylemi kaale almazdım. cahili, fakiri susturmak için söylenmiş söz derdim. taaaaa kiiii bu iktidarın son yıllarda yaşadıklarını görene kadar.

neyle dalga geçtilerse, eleştirdilerse. neyi küçümseyip, siyasi kara propaganda malzemesi yaptılarsa bir bir başlarına geldi.
hem de öyle böyle değil. fazlası ile, ibretlik bir biçimde.

ha keza hala da devam ediyor. gerçekten inanılmaz bir durum. bu bağlamda bu sözün daha doğrusu hadis olduğu söylenen bu ifadenin, ne kadar da isabetli olduğunu anlıyor insan.

mesela;
zam haberi sonrası benzin istasyonlarında kuyruklar oluştu
tanzim satış kuyruğundaki vatandaş: tüp kuyruğundan sebze kuyruğuna
motorine 3 gün sonra 23 kuruş daha rekor zam
(bkz: mutfak tüpüne 1 yılda yüzde 35 zam gelmesi)

not: oha lan say say, bak bak, yaz yaz bitmiyor. *

ay kimseyi kınayamıyorum bu yüzden, yaparım çünkü biliyorum sağım solum belli olmaz.

kınadığın şeylerin senden hesap sorma şeklidir.

evrene yaydığın kötü enerjinin dönüp dolaşıp seni bulması da denebilir. bazen kişi kibrine yenik düşerek ardını arkasını düşünmeden bir şeyler hakkında heybeden sallayabiliyor. ee tabii bunun bir süre sonra kendisini bulacağı düşüncesinden uzaktır. neyse ki dünya küçük ve yarının ne olacağını kestiremiyoruz. bu nedenle ölçülü olmak yerinde olacaktır. ne de olsa karmaşık ve ne yaşayacağı belli olmayan varlıklarız.

(bkz: ilahi adalet) veya (bkz: karma)

la bu fakir- fukarayı kınayıp ,aşağılayan zanginler niye düşüp fakir olmuyor? bu koffik sözü peygamber sözü diye yutturdular. kınadığın şeyi yaşayacak kadar ömre senedin mi var?

nerde lan adalet sorusunun cevabıdır. bunun gerçekten adil olduğunu düşünüyorum. bu yüzden çok korkarım bir işi kınamaktan o kınamaktan korktuğum işi yapanı ayıplamaktan.

kınadığınla <sına>nırsın

kınamak kibirdendir.
kınadığın bir şeyi yaşamıyor oluşun, yada henüz yaşamamış oluşun seni üstün bir insan yapmaz. sadece şanslı bir insan yapar.
kibirli insanlar dünyanın en kötü insanlarıdır. başka sıfata ihtiyaçları yoktur.

vallahi hep öyle oluyor ha. yaprak dökümü dizisi de bunu anlatıyordu. o yüzden düşünmeden kimseyi kınamamak lazım.

(bkz: gülme komşuna gelir başına)

kınamasan bile başına gelmesi.

geçerken göz ucuyla baksan, perdenin ardından görsen bile başına gelmesi,
afrika'da yaşanan bir olayı görmesen, duysan bile başına gelmesi durumudur.

belki de kınadığımız şeyler orantısal olarak çok fazla muhtemel olaylardır ve öyle sanıyoruzdur.

azıcık beğenmedim sadece, sadece "ben sevmedim, doğru değil" dedim. kınamadım yahu kınamadım. hoşlanmadığım şeylere hoşlandım mı diyeyim? ne diyeyim?

bunu da diyemeyeceksem ben susarım hayat.
(tamam be tamam. her şey olağan. şaşırma, yargılama, kınama. tamam...)

en sevdiğim durumdur. bu yaşa kadar gerçekten kimseyi kınamadım. ama çok kınandım. ve beni kınayan kimsenin kınadığını yaşamadan öldüğünü görmedim. insanların kınadıklarını yaşadıklarını gördükçe de ilahi adalete olan güvenim artıyor.

tamamiyle battle inançtır.