#televizyon dizileri
#final yapan diziler
2020-2022 arası yayınlanmış 61 bölümlük tv8 dizisi. gülseren budayıcıoğlu'nun kitaplarından uyarlanmış bir dizidir. istanbul'da bir psikoloğun kliniğinde hastalarıyla yaşadıklarını anlatır. aynı zamanda gülseren budayıcıoğlu'nun kitaplarından uyarlanan diğer dizilerle çapraz karakterler formatında ortak hikayeler de yazılmıştır.
yönetmen: cem karcı, benal tairi, ali balcı, başak soysal
oyuncular: binnur kaya, gülçin kültür şahin, sezin bozacı, burak sevinç, tülin özen, meriç aral, halit özgür sarı
oyuncular: binnur kaya, gülçin kültür şahin, sezin bozacı, burak sevinç, tülin özen, meriç aral, halit özgür sarı
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "benim adım bibi" tarafından 07.11.2020 13:42 tarihinde açılmıştır.
41.
gerçek bir psikoloji eğitimi almadığımdan dolayı (gelişim ve eğitim psikolojisi hariç) bahsi geçen terapi seansları hakkında yorum yapmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. ancak benim açımdan, psikolog ve psikiyatrist kavramlarına toplumun "deli doktoru" gözüyle bakmasını biraz olsun engellediği için bile dikkate alınması gereken bir dizidir kırmızı oda. ciddi bir terapinin bütün ayrıntılarını vermek zorunda değil, zira bu bir kurgu. aksi halde eba tv psikoloji derslerinden bir farkı kalmazdı.
tanım: bir toplumdaki şiddet tohumlarının çocukluk döneminde atıldığını en ince detayına kadar gözler önüne seren, belki biraz rahatsız edici, ama fazlasıyla gerçek, insan doğasının karanlık yönlerine ayna tutan ve bu sayede bir farkındalık uyandırmayı amaçlayan türk dizisi.
tanım: bir toplumdaki şiddet tohumlarının çocukluk döneminde atıldığını en ince detayına kadar gözler önüne seren, belki biraz rahatsız edici, ama fazlasıyla gerçek, insan doğasının karanlık yönlerine ayna tutan ve bu sayede bir farkındalık uyandırmayı amaçlayan türk dizisi.
devamını gör...
42.
psikiyatr rolünde binnur kaya yerine tilbe saran olsaydı çok daha iyi olacağını düşündüğüm dizi. ayrıca son zamanlarda psikoloji odaklı dizilerin popüler olması sevindirici. yetişkinlikte patlak veren sorunların ve rahatsızlıkların aslında çocuklukta yaşanılanlarla da alakasının olabileceğini, deli doktoru (!) olarak anılan psikiyatrlara gitmenin ayıp ve kötü bir şey olmadığını çoğu insan yeni yeni kavramaya başladı.
devamını gör...
43.
televizyondan takip etmediğim, ara ara videolarına denk geldiğim ve baktığım dizi. birkaç bölümde bir işlenen hikayeler değiştiği için dizinin sıkmaması gerekir ama zaten git gelli olan ruhum bu kadar çok acıyı ne yazık ki kaldırmıyor. bu olayların gerçek olduğunu, yaşandığını ve halen yaşandığını biliyorum ve inkar etmiyorum. canım ülkemde ruh sağlığımı korumak yeterince zorken bir de bunları izlersem geri dönüşü olmayacak şekilde hastalanırım herhalde. yine de benim anladığım şey, bütün yaşananların altında sevgisizlik varmış. bazen doğrudan bazen de dolaylı yoldan hep karşımıza çıkıp duruyormuş ama o kadar itelenmiş ve atıl halde duruyor ki, insanlar bunu ancak biri onlara fark ettirdiğinde anlayabiliyormuş. bu açıdan bakıldığında ben ne şanslıymışım diyorum, ben hem sevdim hem de sevildim.
devamını gör...
44.
başlarda gayet güzel başlayıp her alanda acı çekmeye ve görmeye hayran olan türk halkını ekranlara kilitleyen bir dizi. başladığından beri tek dileğim, doktor hanımın trans bir hastası olması, lakin bunun mümkün olmayacağına adım kadar da eminim.
devamını gör...
45.
terapi dizisi olarak izlemiyorum ve haftalık dert biriktirip ağlamak için kullanıyorum. zevk alarak izliyorum ancak bütün kanalların gülseren hanımın kitaplarından uyarlama diziler yapmaya başlaması rahatsız edici. bir zamanların konaklı ağalı dizi furyası gibi şimdi de insanların psikoloji bozan bunalım hayatlarını izleyip ağlamak/şükretmek furyası başladı.
devamını gör...
46.
binnur kaya oynadığı için asla objektif bakamadığım dizi. her kötü yorumda “binnur kaya bunu görürse çok üzülürrr” diyip kahroluyorum hahsjajs. dizinin iyi yani vatandaşımıza biraz da olsa bazı psikolojik gerçekleri göstermesi oldu. ama onun dışında cidden hangi psikolog/psikiyatrist “ay hadi canım gel sütünü içireyim hop şurdan da gazını çıkartayım.” diyor ki? gerçek hayattaki psikolog/psikiyatristler bir başkadır’daki peri ve gülbin gibidir. binnur kaya role kendi naifliğini kattığı için karşısındakine acır gibi duruyor ve bu açıkçası biraz rahatsız edici. ha bundan hoşlanıp yardım almaya karar veren insanlar için de gerçekte böyle olamadıklarını görmek üzücü olsa gerek
devamını gör...
47.
bence son dönemlerin en güzel dizilerinden biri. gerçek hayatı iyi ve kötü yönleri ile yüzümüze vurması daha da güzelleştiriyor diziyi. kitabını okumadım ama okumayı isterim.
devamını gör...
48.
tv8 kanalında yayınlanan bir dizi programı. insanlara son zamanlarda kaybettikleri empati, sevgi ve saygıyı aşıladıklarını düşünüyorum fakat vicdansız saygısız toplumun bu programı izleyip izlemediği de aşikar.
devamını gör...
49.
açıkçası başlarda bu diziye karşı bir ön yargım vardı. türk dizilerinin genel içeriklerine benzeyeceğini düşünmüştüm. ilk zamanlar olmasa bile sonrasında konu biter ve iki insanın aşkını temel alırlar demiştim (her zaman öyle olur (bkz: masumlar apartmanı) ). beni şaşırtmasından dolayı oldukça memnunum. ben hala çok izlemesem de farklı işler yapma cesaretlerinden dolayı çok gurur duyuyorum.
devamını gör...
50.
gerçek hayattan uyarlama olan, toplumdaki yaşananları yansıtan ve insanı derinden etkileyen bir dizi. bu dizide anlatılanların gerçek hayatta yaşandığı gerçekten çok üzücü. hayatta ne çok acı çeken insanlar varmış. umarım bu dizi insanlığa bir mesaj olur.
devamını gör...
51.
türk toplumu böyle uzun uzadıya duygu yüklü dizileri sever. aşırı bilgi içerikli şeyler sıkıyor toplumu ne de olsa diziler biraz kafa dağıtmak için izlenen şeyler. vaktim oldukça izliyorum ve tabii ki hiçbir şey kusursuz değil hatalar ya da daha farklı bir senaryo tarzı olabilirdi ama bence güzel ve ne yalan söyliyim böyle bir dizinin türkiye'de tutacağına başta inanmamıştım
devamını gör...
52.
bu toplumun son ihtiyaç duyduğu dizi bu değil de nedir inanın bilmiyorum. travma izletmek bu seyirciye ne kazandırıyor, halimize şükredelim mi diyorlar ? zaten her gün bitmeyen çocuk tecavüzleri , kadın cinayetleriyle iç içeyiz. hayır etik olması tarafını bir kenara kaldırdım çoluk çocuk oturup bunu izliyor, sosyal medyada fütursuzca paylaşıyorsunuz.
devamını gör...
53.
ailecek izlenecek bir dizi değil. yaş sınırlaması çerçevesinde izlenebilir. olumsuzluklardan beslenen beyin yapımız var. aşk, huzur, mutluluk anlarda yaşanırken hüzün, acı ve mutsuzluk zamansız ve uzun yaşanıyor. kırmızı oda her konusuyla içinizden birlerinin hikayesi. zengini fakiri olmaksızın herkeste bir dert var diyor. ülkede çok sorun var evet, çok acı var evet. zaten kırmızı oda bu acıları yaşayanların perdesi. hayatta karşılaştığımız herkes kendi gücü kadar dertle boğuşuyor. dertsiz tek bir insan gök bu yeni doğan bebek bile dertsiz değil. acıkır, altına yapar hep bir muhtaçlık bir ihtiyaçlık vardır. varın büyümenin yükünü kendinizde hesap edin. empatiye odaklı bir dizi olsa da bilinçsiz tv izleyicisi yüzünden çocuklar bu gerçek yüklerle bir şekilde tanıklık yaşar. olmaması gerekir. çocuklara ve aileye yönelik hangi dizi var ki... bir seksenleri izleyebilirsiniz ailecek. gerisi aile olmayı değil, aile yıkmayı öğretir. holdinglerde iş insanları, özel okullarda zenginlerden geçinen bir dizi sektörünün yanında kırmızı oda farkında olun dese de duymak, anlamak istemeyene sadece fısıldar. farkındalıklar için güzel bir yapım. ama bizim gibi her gün gündemi değişen ruhu sıkılan halk için yararlı mi orası tartışılır.
devamını gör...
54.
terapiyi ve terapisti yanlış anlatan bir dizi.
bir terapi odası bu kadar çırağan sarayından fırlama olmamalı, bir terapi odasında terapist masa arkasında oturmamalıdır çünkü masa hiyerarşi sembolüdür. olması gereken düzen, diziden daha farklıdır.
doktorun danışanına "biz dost olacağız" minvalinde sözler söyleyerek sarılıp ağlaması doğru değil. odada kurulması gereken ilişki terapötik ilişkidir dost ilişkisi değil.
bir psikolog/ psikiyatrist, danışanına acıyarak bakmamalı.
ilk bölümlerde rastlayıp çok yanlış bulduğum şeylerden biri de seans sırasında tuna'nın içeri girip kahve ikram etmesi. görüşme esnasında yangın dahi çıksa odaya kimse giremez . danışan biriciktir. hatta bana sorarsanız danışan su haricinde herhangi bir şey de yiyip içmemeli.
tek iyi yön, insanları sorunları için psikoloğa/ psikiyatriste teşvik etmeleriydi ama insanlar da terapiyi böyle bir şey zannediyor bu açıdan iyi değil
bir terapi odası bu kadar çırağan sarayından fırlama olmamalı, bir terapi odasında terapist masa arkasında oturmamalıdır çünkü masa hiyerarşi sembolüdür. olması gereken düzen, diziden daha farklıdır.
doktorun danışanına "biz dost olacağız" minvalinde sözler söyleyerek sarılıp ağlaması doğru değil. odada kurulması gereken ilişki terapötik ilişkidir dost ilişkisi değil.
bir psikolog/ psikiyatrist, danışanına acıyarak bakmamalı.
ilk bölümlerde rastlayıp çok yanlış bulduğum şeylerden biri de seans sırasında tuna'nın içeri girip kahve ikram etmesi. görüşme esnasında yangın dahi çıksa odaya kimse giremez . danışan biriciktir. hatta bana sorarsanız danışan su haricinde herhangi bir şey de yiyip içmemeli.
tek iyi yön, insanları sorunları için psikoloğa/ psikiyatriste teşvik etmeleriydi ama insanlar da terapiyi böyle bir şey zannediyor bu açıdan iyi değil
devamını gör...
55.
son 4-5 yıldır, "toplumun kanayan yarasına parmak basıyoruz." başlığı altında kadına şiddeti kabak gibi gösteren dizilerin yanında kırmızı oda, şiddetin aslında çocukluktan kaynaklı olduğunu anlatan ve başarılı bulduğum bir dizi.
devamını gör...
56.
hem diziyi izleyen biri hem de dizinin kaynaklık ettiği (bkz: madalyonun içi) kitabını okumuş biri olarak bir çift kelam edeyim:
kitapta (bkz: gülseren budayıcıoğlu) psikiyatrist-hasta ilişkisini gayet güzel koruyor. duygusal durumlarını hastaya yansıtmıyor. ayrıca kitap hazırlanırken ilgili hasta profilleri hastalardan izin alınarak ve isim ve mekanlar saklanarak yayımlanmış. etik konusuna riayet edilmiş. hatta bazı hastaları niye bizi yazmadınız diye gönül bile koymuş. ilaveten kitapta gülseren hanım bazı hastalarda terapinin başarılı olmadığını ve sorunlar yaşadığını itiraf ediyor.
dizi ise tamamen kurgu. manolya hanımın gözünden gözyaşı eksik olmuyor. burada psikiyatrist-hasta ilişkisi yok. dert anlatan-dert dinleyen ilişkisi var. birçok yer aşırı derecede dramatize edilmiş. dizi süresini doldurmak için anlamsız iç bayıcı müzikler ve sahneler. burada etik olarak sorun şu: ilgili hastalar kitap için böyle bir rıza verdiler. dizi çekilirken ilgili hastalardan böyle bir onay alındı mı? çünkü hastaların hikayelerine olağanüstü şekilde kurgu katılmış. "kitaptan uyarlanmıştır" ibaresinin bu etik sorununu ortadan kaldırmadığı görüşündeyim. ancak etik sorununu (varsa tabi) dizi yapımcılarının oluşturduğunu düşünmekteyim.
gülseren hanımın tek kabahati, bütün kitaplarını dizi yapımcılarına satması. tabi bu kadar talep olunca insan hayır diyemiyor galiba. toplumda bir süre sonra antipati oluşturur bu. iki kitapla sınırlı kalsaydı kimse birşey demezdi. sanırım işin bu raddeye geleceğini kendisi de tahmin edemedi.
kitapta (bkz: gülseren budayıcıoğlu) psikiyatrist-hasta ilişkisini gayet güzel koruyor. duygusal durumlarını hastaya yansıtmıyor. ayrıca kitap hazırlanırken ilgili hasta profilleri hastalardan izin alınarak ve isim ve mekanlar saklanarak yayımlanmış. etik konusuna riayet edilmiş. hatta bazı hastaları niye bizi yazmadınız diye gönül bile koymuş. ilaveten kitapta gülseren hanım bazı hastalarda terapinin başarılı olmadığını ve sorunlar yaşadığını itiraf ediyor.
dizi ise tamamen kurgu. manolya hanımın gözünden gözyaşı eksik olmuyor. burada psikiyatrist-hasta ilişkisi yok. dert anlatan-dert dinleyen ilişkisi var. birçok yer aşırı derecede dramatize edilmiş. dizi süresini doldurmak için anlamsız iç bayıcı müzikler ve sahneler. burada etik olarak sorun şu: ilgili hastalar kitap için böyle bir rıza verdiler. dizi çekilirken ilgili hastalardan böyle bir onay alındı mı? çünkü hastaların hikayelerine olağanüstü şekilde kurgu katılmış. "kitaptan uyarlanmıştır" ibaresinin bu etik sorununu ortadan kaldırmadığı görüşündeyim. ancak etik sorununu (varsa tabi) dizi yapımcılarının oluşturduğunu düşünmekteyim.
gülseren hanımın tek kabahati, bütün kitaplarını dizi yapımcılarına satması. tabi bu kadar talep olunca insan hayır diyemiyor galiba. toplumda bir süre sonra antipati oluşturur bu. iki kitapla sınırlı kalsaydı kimse birşey demezdi. sanırım işin bu raddeye geleceğini kendisi de tahmin edemedi.
devamını gör...
57.
su anda pandemi şartlarında değil de normal şartlar altında olsaydık övgüleri buraya sıra sıra dizerdim. ama herkes zaten depresyondayken televizyonda böyle dizilerin olmasından şahsen rahatsızım.
devamını gör...
58.
herkesin nedense cocuklugu bozuk hiç biri doğru düzgün çocukluk geçirmemiş tabii böyle insanlar da olur da her şeyde de çocukluğa inilmez ki dürüstçe söylemek o kadar saçma dizi varken yine izlenebilecek durumda
devamını gör...
59.
bu diziyle beraber psikiyatriye gitmenin ancak delilik sebebiyle olabileceğini düşünerek bu psikolojik tedaviden kendisini mahrum bırakan bu halkın psikiyatri tedavisi ayağına geldi. bunun yanında bakırköy psikiyatriye gitsen örneğin:
bakırköy psikiyatri : neyiniz var
ben : derdimi anlatırım
psikiyatri : hmm dudaklarına az bişey büker soru sormaz
ben : gözlerine bakarım
psikiyatri : bu ilacı kullan 2 haftaya gel
diyecek ne yazik ki...
tahsin hasğolu güzel yorumlamıştahsin hasoğlu yorumu
bakırköy psikiyatri : neyiniz var
ben : derdimi anlatırım
psikiyatri : hmm dudaklarına az bişey büker soru sormaz
ben : gözlerine bakarım
psikiyatri : bu ilacı kullan 2 haftaya gel
diyecek ne yazik ki...
tahsin hasğolu güzel yorumlamıştahsin hasoğlu yorumu
devamını gör...
60.
yerde uzanırken düşleyince insanı üzen oda. duvarında isim veremediğin yılların eskittiği yıldıza bakmak hüzüne boğar. hayatına giren fazlalıkları tanıyamamana neden olur bu oda. aniden korkarsın, düşüncelere; berbat kabuslara dalarsın uyumaksızın. yalnızlığın sesine isyan edip her yerine batan ağrılarla sabahı kucaklamak zorundasındır. ve asla isyan edemezsin, sakin kalmak zorundasındır...
ha bir de dizisi vardir. izlemem.
ha bir de dizisi vardir. izlemem.
devamını gör...