evet, bizi biz yapan özelliklerimizi, bize kim verdi? anne, babamızdan gelen genler mi? yoksa çevremizdeki diğer insanların tavırlarından etkilenerek mi kendimizi oluşturduk. okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz filmler, dinlediğimiz müzikler bizi ne kadar etkileri altında bıraktılar. acaba, farklı etkiler altında kalsaydık, bugün olduğumuz gibi mi olurduk, yoksa bugünkü halimizle tanımakta güçlük çekeceğimiz bir başka karakter mi olurduk?
devamını gör...
ikisinin karışımı olup talihi de es geçmemek lazım.
devamını gör...
her ikisinin karışmış hali kişiliği oluşturur.
devamını gör...
kapıcı veyselden.
devamını gör...
yalnızlıktan gelir. yalnız kalabilen insanlar kişilikli olur.
devamını gör...
varlık özden önce gelir.
(bkz: varoluşçuluk)
devamını gör...
yapılan deneysel çalışmalarla kişiliğin kalıtım ve çevrenin ortak ürünü olduğu ancak çevreden daha fazla etkilendiği ortaya konulmuştur.
tek yumurta ikizlerinden biri sosyoekonomik düzeyi yüksek bir ailede, diğeri ise sosyoekonomik düzeyi düşük bir ailede büyütüyor. yapılan testler sonucunda ortalama başarı düzeyleri oldukça farklı çıkıyor. yüksek sosyoekonomik düzeyde yetişen çocuk diğerinden daha başarılı çıkıyor. aynı kalıtsal yapıyla dünyaya gelen bu ikizlerin arasındaki fark çevrenin daha etkili olduğunu ortaya koyuyor.
devamını gör...
cevabı bilim tarafından rahatlıkla verilen bir sorudur.
genlerimiz + yaşantımızdır. ayrıca farklı çevreler, farklı yaşantılar olsaydı kişilikte de değişiklikler olacaktı. bu kadar. uzun uzadıya hiç bir cevabı yok.
devamını gör...
çevreden gelir cevabını vereceğim soru. insanın kişiliği gördüklerini, duydukları ile oluşur.
devamını gör...
10.
cevabını benim de merak ettiğim bir sorudur bu.

öte taraftan öldükten sonra yaşadığımız hayatta yaptığımız eylemler için hesap vereceksek yargılama nasıl adil olacak?

kişiliğim doğuştan ise ben seçmedim.
kişiliğim çevremden ise çevremi de ben seçmedim.

bana iyi olsan da kötü olsan da olduğun kişiyi özgür iraden ile sen oluşturdun diyebilir misin?
devamını gör...
11.
karakter ve kişilik aynı şeydir deriz ama...
bence karakter doğuştan gelendir, iskelettir yani, mizaçtır. zaten değiştiremediklerin ya da çok zor değiştirdiklerinin altına bakarsan onu görürsün. soğuk biri olman yüksek ihtimalle çevrenden dolayı değil. cıvıl cıvıl bir ortamda büyüyen biri de keza no frost olarak adlandırılabiliyorken aynı şeyi ciddi ortamlarda büyüyen birinde bu kadar keskin göremeyebilirsin.

kişiliğe gelirsek. daha genel hissettiriyor. sahip olduğun bütün fiziksel olmayan, kişisel özelliklerini içeriyor. davranışların, tutumların, mizacın, huyların, alışkanlıkların.
varolan karakterini ne yöne şekillendirdiğin, zaten varolan senin üstüne ne koyduğundur bana göre ki bu da biz farkında olmadan çevreden topladığımız şeylerin ortalamasına yakın çıkıyor.

lakin kişi isterse daha doğrusu farkında olursa. farkında olarak karakterini şekillendirmek isterse ne çevre ne doğuştan gelen özellikler onu yalnızca bir yere kadar etkileyebilir. bana göre kişilik farkındalığın kadardır. öyle ortamlarda büyümüş insanlar var ki hayranlıkla bakakalırsın kendini nasıl geliştirmiş diye görmediği kötülük kalmamıştır belki ama ona melek sıfatını yakıştıran vardır. bazıları da vardır ki sırf ceza olsun diye meleklerin arasına, cennete atılmış ama kendisi hariç herkese ceza olmuş bir şeytan gibidir. kendini fark ettiğin, kendine hakim olduğun kadardır kişilik.
devamını gör...
12.
genetikten dolayi bir takim ozelliklere yatkin olarak doguyoruz, sonrasinda icerisinde bulundugumuz cevreyle bu ozellikler bastirilabiliyor yada aciga cikabiliyor. kisi ergenlige kadar ailesinin veya cevresinin birer yansimasi olabilir. cevre buraya kadar kisiligin olusmasinda onemli bir faktordur diyebiliriz. ama! sonrasinda kisisel gelisimi kisinin cevresinden cok, kendi tercihlerine gore sekillenir... kisacasi aile ve cevre onemlidir bu dogru yalniz kisisel sorgulama, kisilik gelisimi icin cok daha onemlidir. ne dogustan gelen ozellikler ne de cevre faktoru degil aslinda, bireyin cabasi kisiligini sekillendirir...
devamını gör...
13.
varlık doğuştan gelir kişiliği ise çevre belirler.
devamını gör...
14.
(bkz: coğrafya kaderdir)
devamını gör...
15.
psikolojide böyle bir soru geçerli değildir. kişiliğimizi hem çevre hem de kalıtım şekillendirir.
devamını gör...
16.
kişilik doğuştan gelir fakat çevreden etkilenir.
devamını gör...
17.
kişilik karakter bir karma. aile en önemli etmen bununla birlikte doğuş fıtrat ve çevre. her geçen gün koşullarla birlikte değişiyoruz ya bu yüzden.
devamını gör...
18.
kişilik doğuştan gelen bir özellik değildir aile çevre toplum sayesinde kazanılır.
devamını gör...
19.
tam da ikisinden oluşur. hangisi daha fazla ağır basar, bilimsel olarak cevabını bilmiyorum. kişiliğimizin oluşması, özgürce bize bağlı olmadığının göstergesi. bize kalıtımla aktarılan genetik özellikler ve elimizde olmadan, seçemeyeceğimiz sosyal çevre ve insanlar. bu iki kavramın arasında gelişen kişiliğimiz, bizim kontrolümüzde olduğunu düşünerek gelişmeye devam eder. kişiliğimiz, seçimlerimizi belirler. seçimler ise hayatta yapacağımız tercihleri. en basitinden mavi ve kırmızı seçeneği bize sunulduğunda neden maviyi ya da kırmızıyı tercih ettiğimiz bizim kişiliğimize bağlıdır. yani geçmişte yaşadığımız herhangi bir olay, büyürken bize etki eden bir şey ve kalıtımsal olarak geçen şeyler. "benim canım kırmızıyı seçmek istedi" söyleminde bile bilinçaltında yatan sebepler var. zamanında bunları düşünmekten bilinç hakkında hiç de özgür veya bize bağlı olmadığını anlamıştım. bir şeyi sevme sebebinden tutun da mavi yerine kırmızıyı seçmek gibi. erkekler, anneleri gibi kızları sever mesela; bakın yine size bağlı olmadan gelişen ve seçiminizi etkileyen bir unsur. bu söylediğim örneklere karşıt bir örnek sunularak bilincin veya kişiliğin bize bağlı olduğunu savunacaklar da olabilir, saygı duyuyorum; bu bir nevi inanıp inanmayabileceğiniz bir şey çünkü.

hayatımız bir yol ve önümüzde bize sunulan şartlar çerçevesinde olasılıklar var. bahsettiğim şey kader değil, bir şeylerin önceden belirlenmiş olması hiç değil. doğduğumuz anda ilk yolumuz başlar ve coğrafya olarak kendimizi bir yerde buluruz. dış dünya ile iletişimi çok zayıf olan bir bebeğin göstermiş olduğu huylar işte onun kalıtımsal kişiliği olabilir. siz bebekle herhangi bir şekilde iletişim kurduktan sonra onun sosyal çevre ile oluşumu başlar. her bir anı, olay ile kişilik değişir veya gelişir. farklı bir örnekle genellikle filmlerde kötü karakterleri öldürmek için zaman yolculuğu ile bebekliklerine gidip onları öldürmeyi planlarlar. buradaki esas soru, örneğin adolf hitler, bebek olduğu esnada ileride öyle bir insan olacağı belli miydi sorusu oluyor. burada da devreye inanç, kader kavramları girse de ben buralara değinmeden geçeceğim. o kişi, farklı sosyal çevre ile veya farklı anılarla büyümüş olsa ya da onun tercihlerini etkileyecek önemli insanlar ile tanışmış olsa belki de bizim bildiğimiz adolf hitler olmayacaktı.

işin felsefi ve derinlemesine boyutundan bakıldığında herkesin masum, seçim hakkı yokmuş gibi olduğu gözükebilir. böyle bir düşünceye sahip olmak günümüz şartları içerisinde sadece "pollyannacılık" olacaktır, her ne kadar öyle değerlendirmek doğru olsa bile. yani bir terörist, ilk doğduğunda terörist olarak doğmadı. etrafındaki insanlara çocukluktan beri inanan insanların düşünceleri, "kişiliklerini" değiştirmeleri çok zordur. hatta bunu değiştirebilmek için yine sosyal çevreye bağımlılık gerekir, çünkü insanı değiştirmeye iten de yine dış etkenler olur.

"aslında hiçbirimiz özgür değilmişiz, simülasyonda yaşıyormuşuz" yargısının bir nevi doğruluğu vardır bu sebeplerden dolayı. bunları düşünmek, kafa yormak eğlencelidir bence. hatta karşı argümanları olan insanlarla bu konuları saygı çerçevesinde tartışmak iki tarafa da çok şey katar ve eğlendirir. ne olursa olsun çok fazla rasyonel şeylerden uzaklaşıp felsefe boyutunda değerlendirmek insanı sosyal yaşamdan uzaklaştırır. nasıl ki günlük yaşamımızda evreni, insanlığı hatta daha da önemlisi ölümü düşünmeden yaşıyorsak bunlar da bence sadece arada üzerine kafa yorulması güzel olan komplike konular. hayat kısa, daha da önemlisi değiştiremeyeceğimiz şeyler üzerine bütün ömrü bitirmek için çok çok kısa.
devamını gör...
20.
kişilik karakteri genetik bir özelliktir, bu durumda doğuştan gelir.

fakat karakter aile, yetiştirilme tarzı ve çevresel faktörlerlerle şekillenir, değişir ve gelişir. bu durumda çevresel faktörlerin de katkısı olduğu doğrudur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kişilik doğuştan mı gelir çevreden mi edinilir sorunsalı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim