kişilik doğuştan mı gelir çevreden mi edinilir sorunsalı

çevreden edinilen persona doğuştan gelen arketiptir.

kişilik , multifaktöriyel yani hem genetiğimizin hem de çevremizin biçimlendirdiği bir olgudur. mirna(mikro rna) sayesinde birçok karakterin kalıtıldığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. en çok aktarılan karakter utangaçlıktır. ayrıca karakterden de öte taa anneannemize babaannemize kadar yaşanılan travmaların etkisini bile genetikle taşıyabiliyoruz. mesela nazi soykırımını görmüş bir ailenin çocuğu bu soykırıma şahit olmamış olsa da anlamlandıramadığı bir korku ve çekingenlik yaşayabilir. bu korku ve çekingenlik de karakterde etkili olabilir. bunlar denenmiş , kanıtlanmıştır ancak çevrenin karakterde etkisi olmadığını söylemek de abes kalır. beyin dediğimiz organ siz bu yazıyı okuduktan sonra bile yeni sinapslar oluşturan ve 2 dakika önceki insanla aynı insan olmamanızı sağlayan bir organ. beyin sürekli değişir , insan sürekli değişir . bu yüzden karakterimiz ; bize öğretilen doğru , yanlış kavramları ve bu kavramların yönlendirdiği davranışlarımız sebebiyle sürekli bir değişim ve gelişim halindedir. kalıtım bölümü konusunda anlattığım bilgilerin detaylarını mark wolynn’in “seninle başlamadı” isimli kitabında bulabilirsiniz.

kendini bir tarafa bağlayan kişilerin zeka düzeyinden şüphem ettiğim durumdur.
biraz sosyoloji, felsefe, psikoloji ile arası olup evrim, genetik mutasyon vs okuyan biri, sadece bir şıkkın fazlasıyla aptalca olduğunu görecektir.

eğer kendimi baz alırsam cevabı doğuştan olan sorunsaldır. çoğu insan hem çevreden hem de doğuştandır demiş. şöyle ki doğduğumdan beri çevreme aşırı yabancı bir karakterim var ve 23 yılda bu çizgiyi hiç bozmadım. dolayısıyla kafam karışmadı değil...

(bkz: mizaç)

doğuştan gelen özelliklerini çevresel etmenlerle harmanlayıp azami ideale ulaşmaya çalışılan bir olgu bence. tabii becerebilene ve bunun için uğraşabilene. yoksa doğuştan gelen kısmın ağır bastığı ve çok da elzem özelliklerle donanmadığın özün olarak kalacaktır.

geçen dönem anne çocuk sağlığı ve ilk yardım aldım bu dönemde de bebeklik dönemi gelişimi ve eğitimi dersi alacağım. nihai fikrim değil elbette ama olaya döllenme anında annenin vücudunda yaşanan biyokimyasal süreçten ve sperm ile yumurtanın genetik ve biyolojik özelliklerinden başlarsak bir çocuğun yatkınlıkları da daha anne karnından başlayarak belirleniyor.

mesela otizm gibi bir durumu oluşturan temel dinamiklere bakarsak , annenin hamile kaldığı anda ve hamilelik sürecinde karşılaştığı tüm stresler bu süreci etkiliyor. bu yüzden kalıtım mı çevremi tartışmasında doç.dr.korkut ulucan gen bilimci olarak diyor ki ,insanın genleri çevresel koşullarla okunur.

yani sizde stres geni vardır , stresli ortama girerseniz okunur ve mesela kanser olursunuz. tek yumurta ikiziniz girmez ve kanser onda oluşmayabilir gibi. diğer yandan mizaç doğuştan gelir ama kişilik ilk bakım verenle kurulan güven veya güvensizlik ilişkisi çerçevesinde kurulur.

bence kişilik ufak bir yüzde ile doğuştan gelir ve hayat boyu kazanılır. belirli yaş aralıklarının kişilik üzerindeki etki yüzdesi değişir ama hayat boyu bitmez. kabaca, çocukluk döneminin etki yüzdesi çok yüksek, gençlik döneminin etkisi yüksek, 30 yaşa yaklaşınca düşük, 30 yaştan sonra çok düşüktür. ama hayat boyu edinilir.

bana göre ikisinin harmanıdır.

kişilik bir inşaatın temeline benzer. bunun ne kadar sağlam olacağı doğuştan gelir. biz hayatta bu temelin üzerine bir yapı inşa ederiz. bazı insanların temeli sağlam olmadığı için, bir süre sonra inşa ettikleri bu yapı kendi üstüne yıkılır.

betona ne çizersen onun kalıbı çıkar. donmuş bir betonu değiştirmek de imkansızdır.

kesinlikle doğru yönlendirmeyle kişilik oluşur.çevrenin etkisinin çok fazla olduğunu düşünüyorum.doğuştan gelen genetik davranışlar vardır illa ki ama çocuğu doğru yetiştirerek o kötü yanlarını baskılamasını sağlayabilirsiniz.

mizacınız doğuştandır. huy, alışkanlık, otomatik davranışlarsa öğrenmenin sonucudur.

bazı kişilik özelliklerimiz genetiktir, fakat görerek tecrübe ederek gelişir veya gelişirler.

kişiliğiniz maddi gücünüzle doğru orantılı olarak gelişir.

freud’dan erikson’a piaget’e kadar birçok kişi bu konu da kişilik gelişimleri ile ilgili deneyler yapmış ve dönemlere ayırmıştır. genel anlamda bu dönemlerden birini kaçırmanız demek diğerinide etkiler niteliktedir. genlerin her ne kadar etkisinin ölçüsü araştırılsa da şu anda sonradan kazanılan ya da kazanılamayan özellikler bugün kişiliğimizle ilgili bilgiler vermektedir. maslow’a dokunmadan da olmaz. ihtiyaçlar hiyerarşisinde uzun süre ikinci evreye geçememiş olmak da kişisel gelişimi etkileyecek olan diğer etkenlerdendir.

sokak büyütür, sokak öğretir. aile maile boş şeyler bunlar.

insan sürekli değişir ve sürekli güncellenir.kişilik oluşumu insan ölene kadar devam eder.
aile de temelleri atılır.
geri kalanı çevre+ aile +okul ile devam eder. yetmiş yaşındaki bir insanın kişilik gelişimine torunları bile etki eder.

bir söz vardır kişi etrafındaki en yakın 5 insanın ortalamasıdır diye. katılıyorum ama bazı huylar kalıtsal da olabilir tabiki. yani açıklayacak olursak eğer kabaca %80 etraftan %20 kalıtsal olacaktır.

kişilik diye bi şey yoktur..

dark moon nikiforenko adlı hesabımdan..