kitap alışverişi yapma mutluluğu

ne mutluluğu anasını satim 3 kitap alıyosun 200’lük oluyosun. chp’li olmayalım diye kitapları da pahalandırdılar..

eğer öğrenciyseniz yılda en fazla 2-3 kere tatacağınız mutluluktur

param olsa keşke sürekli yaşasam. indirim kuponları toplayarak arada bir kendimi şımartıyorum o kadar

alacağım siteye girince sanki para gitmeyecekmiş gibi okuma listemde olan her kitabı sepetime eklerim. ruhumu beslediğimi düşünüyorum . aldığım onlarca kitap kendime yaptığım en iyi hareket ve kitap almak en güzel bağımlılığım...

bugün yaşayacağım mutluluktur. günler öncesinden kitap tavsiyeleri aldım, araştırdım, bir liste oluşturdum bugün kitap pasajına gidip istediğim kitapları alacağım. evde henüz başlamadığım birkaç kitabım var ama kitap almak terapi gibi. yaz tatilinin başlarına doğru çoğunu bitirmiş olurum herhalde.

kaybettiğim siktir et isimli kitapları yeniden bir araya getirdiğim an'dır.

kargo gelene kadar evin her üyesini sinir edip gelince yerinde duramayan benin yapmaktan zevk aldığı şeylerden birisidir.
dışarıda kitapçı gördüm mü bir tane almadan da duramam. eve gelip okuyup bitirince boşluğa düşülür hatta. babamla sık sık tartışırız, okuyacak kitabım vardır ama içimden hep yenisini almak isterim.

ruhun bulutların üzerindeymiş gibi böyle sanki bir anda fiziki ve ruhi bütün sıkıntıların sorunların son bulmuş gibi bir his kitap alışverişi yapılınca gelen mutluluk. sanki aşık olmuşsun da sevdiğin kişi karış da sana seni ne kadar çok sevdiğini anlatıyormuş gibi...

okuyamayacağım kadar çok da alsam yine doyamam kitap almaya. sahip olabileceğim en değerli şey bana yeni dünyalar ve dünya görüşüme yepyeni pencereler açan kitaplardır. kolumdan çeke çeke zor çıkartırlar beni kitapçıya girdiğimde. hatta kitapçının kendisini satın alsam yine tatmin olamam gibi geliyor.

yanlış anlaşılmasın kitap okumaya, edebiyata aşığım. aldığım her kitabı da beğenmesem dahi okurum bir kenara atmam fakat sanırım ben kitap alışverişi yapmayı kitap okumaktan daha fazla seviyorum. aşırı derecede beni heyecanlandırıyor. kargomun gelmesini dört değil on altı gözle bekliyorum diyebilirim. aldığım kitapları okuyana kadar dolabımı açıp açıp onların güzelliklerine bakıyorum, kendimden geçiyorum, mutlu oluyorum, heyecanlanıyorum ( bu ne çeşit bir fetiştir??).

şimdilerde online olarak yaptığımız şey.

sahaflarda ve kitapçılarda gezmenin, satın almanın keyfi bir başka oluyor tabii.

çerezlik kitaplar topladım bu akşam.

şu süreçte biraz zor olsa da keşke hep yapabilsem . yapmayalı çok uzun zaman oldu malesef yks kitapları okuma kitabı almayı ciddem imkansız hale getiriyor

şu sıralar en çok ihtiyaç duyduğum terapi. pandemiyle beraber online kitap alışverişini tercih eder oldum. oldukça hesaplı olsa da kitapçıya gidip listemdekileri raflarda bulup karıştırarak alma zevkinin yerini tutmuyor.

kitapçıya girip rafların arasında kaybolursun; aklındakilerden başka, adını duymadığın kitapları görür karıştırır, ayaküstü araştırırsın, -rastgele bulduğun bu kitaplar çoğunlukla da planladığın okumalardan daha çok keyif verir- kitapçıdan çıkar çıkmaz da bir yere oturmak istersin çünkü eve kadar sabrın yoktur. orada birazcık bakıvereyim diye kitabın kapağını çevirirsin... ve hayırlı olsun, yeni serüvenin seni esir almıştır bile..

sahaftan alışveriş yapıp kitapları ucuza getirince iki kat artıyor bu mutluluk.

su ân kargoda yedi kitap var. yarın ulaşması muhtemel.
sevinçliyim.
çünkü öz-saygı inşa etmek sevinç yaratır.

okuma hayali kurulan kitaplara erişmek için bir adım daha atıldıktan sonra yaşanan duygu. kitaplar öyle pahalandı ki artık bu mutluluğu da buruk bir şekilde yaşıyoruz.

bir zamanlar, bir arkadaşla buluşmadan önce, erken çıkar ve kitapçı gezerdim. mutlaka da birkaç kitap alırdım.
ne keyifliymiş meğersem...
komik gelecek belki de alay edeceksiniz fakat artık her şey o kadar pahalı ki, bir zamanlar bulamadığım kitapları elde etmek için kullandığım online mecralar, şu an her kitap için başvurduğum bir yer oldu.
"kitaba pahalı diyorsun, kimbilir nelere ne kadar harcıyorsun" diyecek telefon modeli sorucu amca tipiyseniz şimdiden söyleyeyim.
tek lüksüm sigara.
kısa bir süre öncesine kadar bazen eve iki bira alıp gelirdim. şu an onu dahi yapmak lüks geliyor.
o kadar özledim ki bir kitapçıya gidip, dergileri kitapları karıştırıp, hoşuma gidebilecek bir kitap almayı...
yani yine şükür istesem alırım. fakat öncelikler var işte. borç, aileye destek gibi. birikim yapabilmek zaten imkansız.
fakat bu başlığı görünce de dayanamadım.
kadıköy'e gidip mephisto, akmar pasajı gezmek, beşiktaş'a gidip kabalcı' yı didik didik etmek gözümde tütüyor.
mesela ucuz reyonu vardı kabalcı'nın.evet ucuz reyonundan kitap alacak kadar bile zenginmişim.
sonra kendi yayınları ne kadar enfesti canımın içi kabalcı.
özlemişim be.

az önce dayanamadım ve oğuz atay tutunamayanlar, sabahattin ali kürk mantolu madonna siparişimi verdim.

kendimi durduramıyorum ve bunun için de mutluyum. kargoda 17 tane kitabım var pencerenin önünde çılgın aşık gibi kargo arabasını beklemekten derbeder oldum ama buna değer mi elbette değer.