kitap alışverişi yapma mutluluğu

sadece gerçek kitapseverlerin anlayabileceği tadı eşsiz bir eylemdir.

hayattaki en büyük zevklerimden biridir. her ay kendime bu sondu, ne olur önce elindekileri oku bitir diyorum ama ne mümkün... evet az önce bu ayın ikinci kitap siparişini verdim.

2 kitap 100 lira olmasa daha da mutlu olacağız.

yeni bir arkadaş, dost edinmekten daha güzeldir. onlarca kahramanın dünyasına apansızca girip, sorgusuz sualsiz kabul görüyorsunuz. hiçbir vizite ücreti ve koşul olmadan.

kitap alma hastalığından muzdarip insanlar için kısa süreli bir dopamin salgılamaktır o mutluluk. yaklaşık 50 kitabın olduğu minik bir kitaplığım var, orayı arada düzenlerim ve oraya koyduğum her yeni kitabın bana verdiği haz inanılmaz. ilk defa iki gün önce kitap almadan çıktım kitapçıdan ama acısını çıkaracağım, fakiriz bir de ya, o kötü bak...

aldığımda beni daha fazla mutlu eden bir şey varsa o da çok kıymetli birine kıymetli bir hediye almak olur... bu durumu da kırk yılda bir yaşadığım için evet beni en mutlu eden harcama tabii ki kitap almak

internet üzerinden alışveriş yapıldığında sadece satın alırken değil, kargo gelene kadar uzayan mutluluktur.

ülkedeki kargo şirketlerini göz önüne alırsak bir hafta kadar sürebilir.

kitabın niteliğine göre değişecek olan mutluluktur. şahsen ben kişisel gelişim gibi boş kitaplar almam, zamanım değerli neticede. fikir kitapları alırım, oturur son kuruşuna değecek şekilde üzerine kafa yorarım. işte biz buna kitap alışverişi yapma mutluluğu diyoruz, çünkü o fikirleri parayla elde edebildiğin için kârlı çıkıyorsun her türlü.

eşeğin aklına karpuz kabuğu düştü, teşekkürler sözlük.

kitapçıdan alışveriş yapmayı önemsiyorum. bunun sebebini kitapçı başlıklarımda da bulabilirsiniz ama özetle kitapçıda yaşanılan etkileşimler sonucu sınırsız keşifler denilebilir.

genelde bilmediğim yayınevlerinden olan ama ilgimi çeken, her online kitapçıda gözükmeyen, fiyat farkı çok olmayan (örneğin kitapçıda 60 online da 40 benim için kaldırabilir bir fark ama internette 20 küsürse internetten alırım) ve anlık okumak istediğim kitapları bu yolla ediniyorum. keşif kitaplarım çoğunlukla bu şekilde koleksiyonuma dahil oluyor. direkt okumayabiliyorum ama kütüphanemde zamanı gelince okunacaklarını biliyorum.

bir diğer grubum da bilinçli olarak tercih ettiğim kitaplar oluyor ve bunlar için özellikle kitapçıya gitmiyorum.

özetle benim için her şekilde kitapçıdan aldığım kitabın deneyimi çok daha önemli ve mutlu oluyor. örneğin roma cumhuriyet dönemindeki felsefeye dair bir kitaba penguen’de gezinmesem rastlamayacaktım. dün aldım ve heyecanla okumayı bekliyorum. aynı şekilde imge kitabevinin ankara şubesinden de 125 liraya çeşit çeşit 4 tane kitap aldım.biri bedavaya geldi ve gezerken düşündüm keyif aldım. normalde bu kitapların hiçbirini online olarak bulabilmem mümkün değildi. rafların sesini dinledim ve onları buldum.

kitapçıların değeri çok farklı ve onlardan almak bu değeri de koruyor.

yeni alınmış kitap kokusu... tinerci gibi çekerim içime o kokuyu.

bu sevinç yüzünden sağ böbreğim yok teşekkürler.

kitap fiyatlarından dolayı uzunca bir süre rafa kaldırmak zorunda olduğumuz mutluluk türü...

bugün iki kitaba 125tl verince kalmamış olan mutluluktur.

bugünkü şartlarda hem mutluluk hem üzüntü

geçenlerde aldığım kitabın çevirisi o kadar kötüydü ki mutluluğum malesef boğazımda kaldı. yenisini başka bir yayınevinden sipariş vereceğim mecburen. önceleri düşünmezdim, hemen hemen aynıdır derdim de öyle değilmiş.

uzun zamandır sadece internet aracılığıyla tadabildiğimiz mutluluktur. daha uygun olduğundan mütevellit...

2 kitaba 84 lira ödeyince o mutluluk uzun sürmüyor.*

iki gün önce kitapyurdundan bir sürü kitap sipariş eden yeşil şurup' un yaşadığı mutluluktur.

sekiz gözle bekliyorum kargomu. hani böyle karın yağışına kendi kaptırırsın, kar taneleriyle yükselir alçalırsın, heh işte öyle bir şey.* gelsin sizle de paylaşacağım bu mutluluğumu. öyle tek başına tadı az çıkıyor.

bu arada siparişim yüzyüzeyken de konuşamadık'la bağlantılı, konuştuğumuz tatlı bir kitap da barındırıyor.

edit: geldi geldi!!!

şöyle bırakalım (: