kitap okumamakla övünmek

övünmek için bu ayrıntı kaldıysa, varsın kara delik bizi bu akşam yutsun.
akşam yutsun, şimdi sıcak. basar beni.

anlaşılan hiç dil öğrenilmeye kalkılmadı. hıhım.
dil öğrenirken hem konuşmak hem de kitap okumak şart. tecrübeyle sabit. *

3 kelime biliyor, ateş yakabiliyor...

t: sığ insan eylemi. nazik tabirle: hoş olmayan, itici bir eylem.

okuyun yavrumm. yapman guzumm. yapmann.

yani ben de bir çok farklı kitap okuyorum bunların arasında kurgu olduğu kadar gerçek araştırmaların sonucunda yazılmış olan harika eserler de var. fakat hiçbir zaman bu durumun övünme ile alakalı bir etken olduğunu düşünmüyorum. sonuçta herkesin kendi zevkine hitap eden bir dünya dolusu kitap var. isteyen istediği bilgiye ve kitaba her an ulaşabiliyor sonuçta…

tim obrien bir eserinde şöyle der; “a thing may happen and be a total lie; another thing may not happen and be truer than the truth.’’

yani; bazı şeyler gerçekten yaşanır ama koca bir yalandır; bazı şeyler ise hiç yaşanmaz ama hakikatin ta kendisidir.

kurgu hikayelerin ve romanların güzelliği de buradadır. bazen bizlere gerçekten daha gerçek örneklerle gelirler. ve sonuçta mesele, insanın içgüdüsüne dayanır. gerçekten anlatılmış bir hikâye, akıldan önce hislere dokunur. önce yürek inanır.

son olarak gerçeklik denen şey çok abartılıyor bence:>

"cehalet çok güzel sen de gelsene" demektedir. bunu diyen biri elbette bununla övünür. aslında utanılacak şey cahil olmayan için. cahil olanı zaten bırakın. sohbeti kesin gitsin.

üstatlar okumaz yazar*
burada o enayilerden çok var.

kitap okumak da okumamak da bir övünç kaynağı olarak görülmemelidir. kitap insana çok şey katabilir, ancak tek bir amaca hizmet etmez; yani kitap insanı kültürlü, entelektüel ya da bilgili yapabildiği gibi yalnızca hoş vakit geçirmesine, duygusal derinlik kazanmasına veya estetik zevkini tatmin etmesine de yarayabilir. kitapçılardaki kitap kategorileri de tam olarak bu nedenle vardır. bilgi vermeyi amaçlayan akademik bir kitapla, edebi değer kaygısıyla yazılmış bir romanı bir tutup, sadece 'kitap' kavramıyla insana katacakları açısından genelleyemeyiz. okuyan kişinin hangi amaçla neyi seçtiği kadar, seçtiği şeyin o kişiye ne katabildiği de önemlidir. işte asıl önemli kısmı da bu.

artık 2025 yılında, salt kitap okuma aktivitesinin kutsallaştırılması klişesinin aşılması ve asıl meziyetin okuduklarını algılayabilen, sorgulayabilen, nitelikli ve faydalı olanı diğerlerinden ayırabilen, nitelikli bir okur olabilmek olduğunun anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. zaten bu yetiye sahip insanlar, önlerine koyduğunuz bir televizyonun kanalları arasında bile nitelikli ve faydalı olanı seçebilen; düşünce dünyasını etkileyebilecek, davranışlarını olumlu yönde dönüştürebilecek ya da yalnızca iyiden keyif alabilecek kişilerdir.

velhasıl, yılda kaç kitap okuduğunuzdan ziyade özenle seçebilme yetinizle okuduğunuz şeylerden ne denli keyif aldığınız, onların sizde nasıl bir içsel dönüşüme vesile olduğu ve size neler kattığı gibi şeyler günün sonunda daha değerlidir ve yukarıda belirttiğim sebeplerden mütevellit kitap okumamak da okumak da övünülecek bir erdem değildir.

(bkz: nitelikli okur olmak)