kız babası

bunu yollamış..... lan ben musa diyorum sen ne diyorsun..............2:10 ağladım

kalbimin bir tarafının imrendiği ; diğer tarafının ise hallerine üzüldüğü babalardır.

iki tane 30 yaşını geçmiş öküz oğullarım var.

kız evlat sıcaklığını, sevgisini hiç yaşamadım ; haliyle kız babalarına imreniyorum.

bu günkü kızlara bakıyorum ve kız babalarının haline üzülüyorum.
adamlarda ren geyiğinden büyük boynuzlar var.

3 yaşında bir kızım var umarım hayal kırıklığı yaşamam.

nasıl olacak bilmiyorum ama bi kızım olsun istiyorum.

duygulandım sözlük tanim manım yok.

ya rezil ya vezir eder adamı

böyle bir şeydir....

ulan benim bile merak ettiğim bir şey ki muhteşem bir şey olmalı

beni niye aramıyorlar, niye sormuyorlar tandanslı ağlamalarımın ortasında....driingggg dringggg...
-baba çok karizmatiksin...
slash mod on...

muhtemelen dünyadaki en güzel his olmalı...

ne yapayım bu paymakları....hani solcu değildin? che değil mi o....tahrayla kesecem onları...

şanslı kişiler. kız babasıysan kıymetini bilmelisin..

en güzel arkadaşa, yoldaşa, kankaya sahip olmaktır. oyuncakçıya filan gidip takılırsınız. buraya gidelim der oraya gidersiniz, şöyle yapalım der öyle yaparsınız. sahilde bile yürüş yaparsınız. yalnızlık nedir bilmezsiniz. onun dünyasına göre yaşarsınız. baba-kız sinemaya gidip unutulmaz anılar biriktirirsiniz.

mâlum yazar, moruk. inşallah olmuştur. hayaliydi, adı bile hazırdı. kendisine grup şurup diyorum. başka da bir şey demiyorum.

luayikçi isen " kimse kimsemin cinselliğine karışamaz, ister nikahsız, ister nikahlı" derken yarin kendi kızın içinde aynı şeyi savunacak mısığ?

kızın ister nikahsız yatar, istetse nikahlı yatar. nadıl seküler luayikçilik! acı var deel mi gakko?

kız çocukları asla büyümez derler,

son nefesini içi arzularla, heveslerle dolu olarak verirmiş.

babamla olan anılarım gözümde canlandı bir an.
annemin izin vermediği her şeyi ondan gizlice yapardık, daha doğrusu gizlice yaptığımızı zannederdik.
annemin gözünden hiçbir şey kaçmazdı tabii, sadece söylemek için doğru zamanı beklerdi.
hâlâ da öyleyiz aslında.
sadece bu sefer gizlemek konusunda ustalaştık, ya da annem artık bizden bıkıp bizi salmışta olabilir.

çocukken çok istediğim bir oyuncağı doğum günümde aldığında annemin görmemesi için de günlerce kendi iş yerinde saklamıştı mesela.
sadece belli günlerde beni yanında götürebiliyordu, o zamanlar dışında oynayamıyordum canım porselen bebişimle.
bir gün eve götüreyim, birlikte uyuyalım bebekle diye çok ısrar ettim. babam da kıramayınca eve götürdük ama tabii ki anneme yakalandık.
sonra da bir daha bebeği görmedim seni çok özlüyorum porselen bebişim.

neyse işte annemin 'şımartma şu çocuğu' dediği birçok şeyi babamla tadabilmiş oldum zamanında.
şımarıklığa katlanamayan annem gibi birisinin en az benim kadar şımarıklaşmaya müsait bir insanı zamanında sevebilmiş olması da ayrı bir ironi.
şu an babamda da, bende de şımarıklığa dair pek bir şey kalmadı gerçi, sadece nihalimle olduğunda onunla birlikte çocuklaşıyoruz bazen.

beni, ben yapan cesur, yakışıklı aşkım. * gözyaşlarıma kıyamayan tek erkek *…