buda ile aynı dönemde yaşamasına rağmen buda ile muhabbeti olmayan adam.

hem niye olsun ki buda muhabbeti çok sevmezmiş zaten. ama buda ile konfüçyüs farkı ikincisi biraz ideologmuş. öyle aydınlanma falan değil toplumsal bir düzen inşaası ile ilgili imiş.

bir de felsefe tarihini yunan felsefe okulundan -aristo, platon, socratesten -başlatırlar. konfüçyüs bey ve buda bey de bu adamlarla aynı yüzyılda yaşamış ama hep teyet geçerler varsa yoksa batı düşüncesi.
devamını gör...
bakanlık yaptığı dönemde çok katı ekonomik tedbirler getirdiği gibi bunları uygulanırken de halkı cezalara boğdu için işine son verilen büyük çin filozofu.
bana kalırsa saygıdeğer bir filozof ancak doğa da oldukça saygıdeğer çıkmış, tutarlı ve kişilikli. her şey yerinde güzel, ötesi emek'miş.
devamını gör...
şu konfüçyüs hakikaten matrak. aslında kendisi de haklı. bilmem kaç asır önce, yapacak işi yok, sağa sola öğüt vermeye kalkışmış eşşoğlubeşkulak.

bu işi türklere yapsaydı görürdü ama... düşünsene türk’ün teki ocakta kılıç yapıyor; dan dun kılıcı dövüyor, kıçından ter akarak ve surat asık falan, konfüçyüs yanına gelip söylüyor:

-sevdiğin işi yaparsan, hayatın boyunca 1 dakika bile çalışmazsın!

türk elbette ki elinde palayla kovalardı kendisini. düşünsene mahallenin dik yokuşundan aşağıya doğru saatte 80 mil hızla koşan birisi; konfüçyüs! karizma yerle bir. arkadan bizimki kovalıyor; avaz avaz:

- de hasktir gavat! yattığın yerden ona akıl ver, buna akıl ver! biz bilmiyoz mu sarayda paşalık yapmayı?!! (yetişemeyeceğini anlayınca arkasından taş atıyor; söylenerek tabi.) gonfüçyüz müsün, gonfeti misin... goduğumunu...

bir ülkenin değerlerine sahip çıkması güzel tabi. konfüçyüs’ü bugün bütün dünya biliyor. ülkesi kendi sırtından servetler kazanıyor; konfüçyüs turizmi’nden . eminim konfüçyüs bizden olsaydı, söylemleri pek bir komünist bulunup, rusya’ya sürgüne gönderilirdi; halen de mezarı t.c.’ye gelsin mi gelmesin mi onu tartışırdık. tarih bilen okurlar, tamam; konfüçyüs’ün yaşadığı devirde rusya yoktu; zaten söylemleri de komünist değil.

hani olur ya öyle tipler. bir şey anlatmak istersiniz, karşınızdaki, özellikle teknik okul mezunuysa s.çtınız! her şeyde mantık ararlar. ben mustafa alttanyoklar’ın can sıkıntısından bir izleyelim dediğimiz istanbul kanatlarımın altında filmini, yıldız teknik’ten bir arkadaşla izlemiştim de, 4. murat’ın saç stiline takmıştı; o dönemde at kuyruğu modası olamazmış, çok saçmaymış?!

neyse konfüçyüs’e dönelim. diyorum ya adam manyak. yapacak işi de yok, yeme içme haricinde, ne yapsın? çapkınlık da yapamaz?! çünkü bütün çinli kadınlar aynı?! işin heyecanı yok. karısını ne için aldatsın ki bir çinli; soruyorum!? aynı len... aldatsa ne gibi tehlike olabilir? hiç! sıfır adrenalin. düşünsene, ispiyoncular sana şantaj yapacak, inkar etsen hiç şansları yok:

+dün gece seni barda bir hatunla görmüşler.
-yok valla; karımdı o benim...
+hadi yaa... tamam o zaman...


zaten rivayete göre çinliler’in, çin seddi’ni türkler’den korunmaktan ziyade, can sıkıntısından yaptıkları söylenmekte. içki yok, kumar yok, karı kız yok, sumo yok... naapacan?!

+hadi baba duvar örelim bari ne yapalım?! vakit geçer?!

adam öyle sıkılmış ki düşün artık; kaç bin metre; hem de kiloyla?! örgü örer gibi; bir ters bir yüz; cilveli selanik?!

konfüçyüs de öyle işte. ye, iç, yat, eee? yapacak başka iş yok. daha islam da gelmemiş ki 5 vakit namazını kılsın, boş işlerle uğraşana kadar meşgale bulsun. ama islam dini konfüçyüs’e gelmez. hayta ne kazanıyor ki zekat’ını versin değil mi?! tabi bir de sünnet olayı var, ona girmeyelim artık. zaten girsek bile, akupunkturla ağrısız acısız sünnete gelecek laf, bilgi birikimimiz yok.

var boş vakti amcamızın, veriyor öğüt işte... pirincini taştan çıkaran çinliler’den değil yani.

bu bir ara ikili ilişkilere takmış. kadın erkek arası ilişkinin nasıl düzeyli ve heyecanlı kalabileceği üzerine öğütler... gözü işte aklı oynaşta mı deniiir yoksa tam tersi mi?! en güzeli kaşı ayrı oynuyor gözü ayrı oynuyor denir ya... ondan. aslında 60’ından sonra azanı teneşir paklar derler ya; dedik işte islam dini henüz gelmemiş bizimkinin çağına?! bakın ne öğütler buyurmuş bizim zampara:

1-tedavi edilemez derecede romantik olun.

nasıl yani? düşünsene; sevgilin ya da eşin her neyse, akşam eve gelmiş, surat beş karış. ne oldu diye soruyorsunuz, işten atılmış. sebebi de çok salakça, en uyuz olduğu bir iş arkadaşının hatası yüzünden. matrağa baksana:

+selam nazan’cım?!
-hıı hı...
+hayırdır neyin var? bir şey mi oldu?
-bugün salak ayşe’nin bir hatası yüzünden işimden oldum ya ölmek istiyorum!
+(beline sarılıp dans ediyor şarkı eşliğinde.) hatırla sevgiliiiim... o mesut geceeyiiiiii.... çamların altındaaaaa verdiğin buuseyiiii.....


2-birlikte kitap okuyun, el ele tutuşun ve birlikte düzenli yürüyüşlere çıkın.

tabi bunu ortalama zekalı birisine söylersen, arası düzeleceğine daha da bozulur sevgilisiyle.

+dur dur ya şengül; daha ben bitirmedim sayfayı?!! hemen çeviriyon! adam gibi okuyacaksan oku şunu; yok şişireceksen ver ben okuyiym!
-a a şuna bak ayol; okuduğumu anlamıyorum zekam kıt demiyo da bana baarıyo. iyi al oku! kapat bu arada ışığı uyumak istiyorum.


el ele tutuşup düzenli yürüyüşe çıkın; eee? hiç konuşulmayacak mı? 5 kilometre yürüyorsun küs olduğun sevgilinle, bu arada kelam yok, eve geliyorsun değişen bir şey yok:

+eee? bu konfüçyüs maytap mı geçiyor bizle?! o kadar yürüdük?! şule? hayatım?
-kes!


3-gülümsemeler bulaşıcıdır. ona da bulaştırın.

vay vay vay... amcam sanat yapmış. ama biraz sanat sanat içindir kokuyor. hani toplum için olanı? sanırsın ki gülerken kadının suratına hapşıracan ağzını kapatmadan, kadında ufak bir kuluçka döneminden sonra başlayacak gülmeye. bu bizim kadınlara gelmez. ütopik fantezimizin gerçek olduğunu varsaysak bile, kadın bir kere kıl olduğu zaman, derhal antibiyotik alacaktır gülmemek için; ne gerek var adamı mutlu edecen; onda galip hissi uyandıracan?!

+aşkım çok özür dilerim; köprüde kaza olmuş, o nedenle geciktim.
-bu beni ilgilendirmez semih! madem ki benimle buluşacaksın, kazayı bile hesaba katacaksın, daha da erken çıkacaksın evden.
+hahahaha ama aşkım ben evden gelmiyorum ki işten geliyorum?
-ya da işten; beni enterese etmez. istersen işten kovul! üstelik ben bunda gülünecek bir şey bulamıyorum!
+ah hahahahaha... ama hayatım olan olmuş?! hadi gecikmiş değiliz; konser girişinde de bir şeyler atıştırabiliriz.
-yaa adam duvar yaa resmen duvar. ben sinirimden gidiyorum, adam gülüyor iyi mi?! ben eve gidiyorum.
+ah hah hah hah hah hah haaaaapşuuuuuu!!!!!?!


4-güvenilir bir insan olun ve onu şikayet etmeyin.

bak sen şimdi şu işe. lan kime şikayet edebilirsin ki eşini veya sevgilini?

+(nefes nefese) huh iyi günler hülya hanım; necmi bey evde mi?
-evet evde. hayırdır bu ne telaş? nefes nefese kalmışsınız?
+yok bir şey. siz necmi bey’i çağırın bana.
-(necmi) vay barış ne iş böyle nefes nefese?
+sorma necmi bey yaa... kusura bakmayın, bizim komşu evde yokmuş, önce onun kapısını çaldım halbuki, sonra size çıkmak zorunda kaldım. rahatsız ettim gecenin bu vaktinde özür dilerim.
-rica ederim. buyrun. nedir sorun?
+bizim hanım.
-nasıl yani?
+(hala nefes nefese) son günlerde cinh.. cinhh... cinsel olarak soğuk. az önce de defol git başımdan şorolo diye gözümün içine tükürdü. aha bakın na tam şuraya. ben ne yapayım bu kadına?!?!?!?!?!


ilahi konfüçyüs...

5-en sevdiği çiçeği, rengi, müziği ve yazarı bilin.

haydi bakalım; buyrun buradan yakın. bunların hepsini bildin, hadi bakalım. ne yapacan ki bu bilgilerle?! bir ilişkin kötü gidiyorsa, bu bilgiler seni nasıl kurtarabilir ki?

+mustafa... seninle konuşmalıyız.
-eee? bunu zaten hep yapıyoruz?! bunu yapabiliyor insanoğlu. mesela bak şu anda yaptığım da konuşmak?!
+bana salak numarası yapma. ben artık bu ilişkiyi götürmek istemiyorum.
-nereye götürmek istemiyorsun? tatile mi çıkıcan kızım nedir? açık konuş benimle?!
+mustafa! beni hiç anlamayacaksın di mi?! ben ayrılmak istiyorum.
-(içinden konuşur.) ama en sevdiğin çiçek orkide, en sevdiğin renk beyaz, en sevdiğin müzik klasik müzik ve en sevdiğin yazar orhan pamuuuk?! bunları bilmeme rağmen neden ayrılıyo ki bu şimdi benden? acep yazarı yanlış mı biliyorum?! (kıza sorar) baksana?
+ne?!
-yabancı mı?
+nasıl?
-gothe mi?


ne demişler, kılavuzu konfüçyüs olanın...

6-ona, beklemediği hoş sürprizler yapın. hiçbir neden yokken aşk notları yollayın.

of of of of of... matrağa baksana...

+alo? hayatım nasılsın?... hayırdır acil bir durum mu var?........ ne?......... ama yapma tatlım; ben de bir şey var sanıp toplantıdan çıktım. adamları zaten zor ikna edip japonya’dan buralara getirdik, senin yaptığın şeye bak........ ama bu iş şirketin geleceği......... ya adamı hasta etme yaaaaa; geceler torbaya mı girdi be adam!!!!!

7-birbiriniz için gizli takma adlar bulun.

peki... kadın ya da erkek gücenir miiii, yanlış anlar mııııı.... yok adamda kardeşim; adam buda diyo, peygamber demiyo!

+sen kilo mu aldın burcu? sana bundan sonra piggy diyebilir miyim?
- a a o ne demek?! artık beğenmiyorsan boşanabiliriz!


huh! bu arada konfüçyüs bunu söylerken hangi mantıkla söyledi? az önce de değindiğimiz gibi bütün çinli kadınlar aynı olduğuna göre, hangi farka göre takma ad takacan ki eşine veya sevgiline?!

+sana bundan sonra çekik göz diycem sevgilim.
-biraz yaratıcı ol adam?! bak komşu zıpzıp diyomuş karısına?!


8-aşk, birlikte saçmalamaktır. arada bir, birlikte sonuna kadar saçmalayın.

bak bu olur.

+seninle çıkmadan önce her şey o kadar farklıydı ki...
-nasıl yani?
+ne biliym... mesela benim için bir kahramandın. geceleri yatarken pijama giymeyen, nezle olduğunda burnu akmayan... yaşamak için yeme ve içme ihtiyacı duymayan; tam bir süpermen işte... ama şimdi biliyorum ki sen de bir insansın.
-aynen; aynı duygular bende de var.
+ne mesela?
-mesela ben de sana aşıkken, daha doğrusu senin de dediğin gibi çıkmaya başlamadan önce, benim için mitolojik bir varlıktın.
+nasıl yani?
-ne biliym; afrodit gibi mesela. sen de yeme ve içme ihtiyacı duymayan, aşk için yaratılmış bir ilahtın gözümde. mesela öyle bir ilah, yemek yemediği için, hiçbir şeyin gaz yapmaması lazımdır di mi?
+e eeeee?!!!!!!!!
-ama sende gaz yaptığını görünce; hatta geçen gün tuvaletten çıktığında hemen arkandan girmiştim hatırladın mı?
+e eeeeee?!?!?!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
-sonra da girmemle çıkmam bir olmuştu. yani yanlış anlama; sen de her insan gibisin. hepimiz insanız hayatım?! büyük iskender bile yapıyodu sen mi yapmıycan?! zaten öyle haşmetli yapıyomuş ki –büyük- lakabı da oradan gelmiş; ne kadar enteresan di mi; ehiehiehiehi; fırrrrrk! a aa; niye giyiniyosun?
+ben gidiyorum; iğğğğğrennnnnç şey!!!!! aramızda her şey bitti!
-ama konf.....


9-kimin haklı olduğunu tartışmayın. neyin doğru olduğuna karar verin. her tartışma sonunda barış anlaşmasını bir öpücükle imzalayın.

yiioha... bak şimdi:

+ya remzi yaaaaa!! daha banyonun yerlerini yeni sildim. ne pis adamsın be (tabi 30 senelik evliler için geçerli)... yerler sırılsıklam. banyonun ortasında mı duş alıyorsun nedir?
-yahu kadın ne yapayım? küvetin içinde 3 gün bekleyip kuruduktan sonra mı çıkiym içinden?!
+ben anlamam biraz dikkatli ol! tertemiz yerleri batırdın yine! bıktım her dakka yerleri ovalamaktan. kalçam tutuldu (50 yaş üzeri kadınların en meşhur yakınması.) temizlik yapmaktan. beni de düşün biraz be!!!
-yahu adamı hasta etme yaaa! ne oldu? yerleri ıslatmışım... temizlikse kadın tut kendine. işten yeni geldim temizliği de mi ben yapayım?
+cevap verme! cevap verme!
-iyi tamam cevap vermiyorum sana. tartışmıycam bu konuda..... (yarım saat sonra) hadi ver bi öpücük de barışalım.
+iyi al... (ama buz gibi bir havada. sanırsınız ki adam eşini aldatmış.)
-barıştık mı?
+iyi tamam barıştık. biraz daha dikkatli ol lütfen; çok yoruluyorum.
-tamam tamam. nasılsın şimdi? yorgunluğun geçti mi?
+geçti geçti...
-hadi o zaman bi çay demle de içelim.....
+ne çayı be adam?!!!! yorgunum ben!!!!!!!!!! hem yeni duş yaptın!!!!!!!!!!!!!


10-sevdiğinizi yalnızca onun duyabileceği biçimde eleştirin. övgünüzü ise bütün dünyaya duyurun.

gerçekten tedavilik adam?!

+(fısıldayarak) nilgün?
-efendim?!
+sen salataya sirke diye çay mı koydun?
-a a nasıl olur hayatım? çay çaydanlıkta, sirke şişede. manyak mıyım ben?
+valla salatada lipton lezzeti olunca; sen de bak istersen...


...


+(sıkışık köprü trafiğinde arabanın camını açıp, avaz avaz bağırarak) şu an yanımda bulunan kadın, piyasada 50 milyar olup, bende sadece sevgi karşılığı var. bitti mi, bitmedi. yanında 1 adet dert ortağı! bitti mi, bitmedi. 1 adet de sosyal aktivite ortağı! bitti mi, bitmedi. yanında 1 adet, harikalar diyarından ithal kültür seti! var mı görmek isteyen!!? evet beylerrr!! var mı görmek isteyen!!!!? bu hatun bendeeaaaa!!!!

bu devirde konfüçyüs olduğunu düşünsene; iş yok güç yok, sağa sola öğüt veriyorsun. evde baban azarlıyor:

-uoh hayta herif! elalem işinde gücünde çalışıp para kazanıyor, sen hala sağa sola öğüt ver! elin oğlu bankada müdür, bizimki geyik yapıyo evde! ama bende kabahat; seni verecektim çocukken bi ustanın yanına, hiç olmazsa sanat öğrenip adam olurdun. o kadar da söylemişti o yahudi sarraf; ishak mıydı neydi... yıkıl karşımdan deyyus; git kendine öğüt ver önce! o ince uzun sakalını da kes! dağ keçisi gibi salmış karşımda!!!

elbette bir yanlış anlaşılma olmasın. konfüçyüs’ün vakti bol, kendini böyle işlere vermiş dedik. dedik de mizah olsun diye dedik. yoksa kendisinin, dünya kültürünün en önemli kilometre taşlarından birisi olduğunu çok iyi biliyoruz. hem kim bilir, belki de bu tanımı yazmamızın sebebi, boş vaktimizin olmasındandır.
devamını gör...
öğretmen, devlet adamı, filozof...

çin felsefesi ne girdik öyle kolay çıkamayız lao tzu ya uğramışken konfüçyüs'ü es geçemem. hatta bilgeye uğramışken, bilgi evinde bir kaç gün kalmayı da düşünüyorum. şüphelerimden kurtulmam gerekir.

bilgi insanı şüpheden,
iyilik acı çekmekten,
kararlı olmak korkudan kurtarır

sanırım başladık...

bir gün bir öğrencisi konfüçyüs'e üst üste bir kaç soru sorar. bilge hiç cevap vermez. bunun üzerine öğrencisi sitemle kendisine şu soruyu sorar:
öğrencilerine hiçbir şey söylemezsen bize aktaracak ne kalacak?

bunun üzerine cevap gelir,
bak gökyüzü hiç konuşuyor mu? baktığın zaman dört mevsim geçiyor, yüzlerce varlık doğuyor, yüzlercesi değişip dönüşüyor ancak gökyüzü konuşuyor mu?
bu cevaba bir destek lazım. izahat yine kendisinden güçlü bilgeliğinden geliyor: kişi zorlamayla değil ancak içten bir uyanışla bu yola girebilir diyor. her yola tüm kalbinle girmelisin. sen hazır olduğunda öğretmeninde hazır bulunur. burada bilgemizin bahsettiği li yoludur. li, düzeni temsil eder. ayrıca uyum, güzellik, ahlak, etik, adalet gibi değerlerinde temsilidir. bu yolculuk sonunda jun zi denilen örnek insan modeline bürünmek amaçlanır.

konfüçyüs felsefesinde törensellikten bahsedilir. törensellik, bir araya gelip toplanma, selam verme ve ortak değerler ile paylaşımda bulunma durumudur. bu bana biraz epikürcülük anlayışını anımsattı. benzerlikler var aralarında ya da ben bağdaştırdım.

konfüçyüs'e göre toplumsal 5 erdem vardır:
şefkat bilgelik nezaket doğruluk samimiyet.

yine bir önceki tanımda belirttiğim lao tzu felsefesiyle ne kadar yakınlık kurduğunu görebiliyoruz. lao ile konfüçyüs karşılaşması da bu felsefi yakınlığı daha anlaşılır kılıyor. konfüçyüs lao tzu'yu ejderha olarak tanımlar. çin de ejderha gökyüzünü sembolize eder. anka kuşu ise yeryüzünü. hayatımızın da aslında gök ve yer gibi iki yönü vardır. bazı insanlar için bu, tek yöne düşer. bazıları ise göksüz ve yersiz insanlar olarak tanımlanır. göksüz olanlar somut ve nesnel olanla sınırlı olurken yeri olmayanlar, ayakları yere basmayan hayalci insanlardır.

bu tanım,
yolda kalmayanlara, erdemli kişiliğe adım adım yaklaşanlara adansın.
devamını gör...
şu sözü söylediği muhtemel olan düşünür: nereye giderseniz gidin ama tüm kalbinizle gidin...*
zaten söylemediyse de, yattığı yerden şey diyordur: her sözü, benim sözüm gibi yazıp durmayın awk evlatları.*
devamını gör...
m.ö 551-479 yılları arasında yaşamış çinli düşünür ve yazar.

çin'in en önemli kişiliklerinden biri olmuştur.
kendinden sonraki kuşakları derinden etkilemiş, hâlâ da bilgelikle anılmaya devam etmektedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kitapları

dört kitap beş klasik.
beş klasik: şiirler klasiği, belgeler klasiği, törenler klasiği, yi jing

bazı öğretileri

anaya ve babaya saygı (孝, xiao),
insancıllık / merhametlilik (仁, ren),
adalet (義, yi),
törenler (禮 / 礼, li)


güzel bir yüzü sevdiği kadar ahlâkı seveni hiç görmedim.
devamını gör...
intikam almayı düşünüyorsan zayıf insansın; affedip yoluna devam ediyorsan güçlü insansın; yok sanıyorsan zeki insansın.*
devamını gör...
aklı kısa olan birine uzun cevap verilmez. *
devamını gör...
bence konfüçyüs ismi bir çinliye göre fazla.
konfüçyüs ya helen olmalıydı ya da çin 'den çıkan bir filozofun ismi ancak çang çing çung olmalıydı.
devamını gör...
asıl adı qui, soyadı kong dur....
devamını gör...
tüm cevapları bildiğini sanan insana, tüm sorular sorulmamıştır. *
devamını gör...
"en zor şey karanlık bir odada bir kara kediyi bulmaktır, özellikle odada kedi" yoksa demiş bilge.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"konfüçyüs" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim