küçük prens

fransız yazar (bkz: antoine de saint exupery)'in çocuk kitabı. yetişkinler arasında da yaygın olmayı başarmış ve en çok satan kitaplardan biri olmuştur. kitap içinde yer alan çizimler yazarın kendisine aitmiş. türkiye'de de çok tutulan bu kitap çeşitli yayın evleri tarafından basılmıştır. sanırım yayın evlerinden biri * çizimlerin yer aldığı bölümleri kabartmalı yapmıştı. 17 tl'nin altında fiyata veren bir kitapçı görmedim henüz.

küçük prens, şimdilerin olric'i. (bkz: tutunamayanlar)

kitabın tam olarak ne anlattığını, neyi simgelediğini, nereden ne çıkaracağını bilmeyen/bilemeyen koca bir nesil; bu iki kitaptan alıntıları, facebook durum güncellemesine yapıştırarak çok yanlış şekilde popülerleştirmiştir. sonra ardından durdurulamaz bir küçük prens dövmeleri, küçük prens anahtarlıkları, küçük prens kupa bardakları, küçük prens kafanızda patlasın... (zaten) bazı çevrelerce önemli ve değerli sayılan bu eserlerin, bu eşsiz karakterlerinin ele ayağa düşmesi, popüler kültürün pohpohlayarak manayı piç etmesi durumu hazmedilebilir gibi değil lan. değil.

bu kalabalık güruh aynısını sabahattin ali'nin ölüm yıl dönümünde* yaptı. leş gibi bir yapışkanlık kendini bilmez bir şekilde dolaşıyor bu neslin elinde.

yumurtayı taşıyacağım derken avuç içinde sıkmak gibi. b.kunu çıkarmak. anlamamak. hatta anlamaya çalışmamak.

pek çok yüksek lisans tezinin konusu olmuş bunun yanı sıra pek çok yüksek lisans dersinde de sınav sorusu olarak gelmiş gerçekten basit görünen ancak derin manalar içeren kitap.

eğer ileride buralar değerlenir ve bu entry de nujiyan tarafından okunursa şayet, birkaç söylemek istediklerim var. senin altını üstünü çizdiğin küçük prensine ben de kendimce eklemeler yaptım. bazı yerleri çıkarıp, bazı yerleri ekleyerek kendimce kendi hayatıma yordum. daima başucu kitabım olduğunu zaten biliyordun. her zaman benimle olan kitabını ev arkadaşım benden habersiz okumak için alıp kaybetmiş. yaklaşık 3 yıl oldu. sadece bilmeni istiyorum. aynısını aradım taradım ama bulup da anılarını yaşatamadım, özür dilerim. bana hissettirdiği hâlâ aynı *

zamanında okunmuş, beğenilmiş ve kitaplığa kaldırılmış olan kitaptır. son yıllarda o kadar ticaret malzemesi edildi ki, her yerden bir küçük prens kupası, atkısı, kolyesi, saati, çantası, rozeti derken artık küçük prens görseli gördüğüm anda midem bulanıyor.

kürtçe'ye de çevrilmiştir.
(bkz: avesta yayınları) 'ndan mîrzayê pîçuk adıyla yayınlanmıştır. kürtçe çevirisini fawaz husen yapmıştır.

geçenlerde flört ettiğim kıza yaranmak için tesadüfen okuduğum bir kitap. aşırı popüler olmasına rağmen ilgimi çekmedi. okumasam da olurmuş. zaten insanlar neyi popüler bulsa bir türlü sevemiyorum da neyse.

t: bir çocuk üzerinden dolaylı olarak ufak tefek öğütler veren bir kitap.

kitaptaki olay örgüsü yazarı antoine de saint-exupéry'nin yaşamından izler taşır. bazı benzerlikler nedeniyle yazarın kitaptaki gül karakterinin gölgesi altında kendi eşini anlattığı iddia edilir. vaktiyle kendisi de bir uçak kazası yaşamıştır. kitaptaki tüm çizimler kendisine aittir. küçük prens en çok basılan ve en çok dile çevrilen kitaplardan biridir. büyükler için yazılmış bir çocuk kitabı yakıştırması yapılır. yazarın savaş pilotluğu yaparken uçağının düşürülmesi sonucu hayatını kaybetmesi manidardır.

kuçuklugumun kitabı....
küçük prens....ne zmn kucuk prens desek konussak hep gözumun önunde kucuklugumun geçtigi ewde yerde oturmuş öylece elinde kitapı olan o küçük kız gelir gözlerimin önune...

basit bir kitap gibi gözükse de derin anlamlar içerir. bir çocuğun gözünden dünya üzerinde yaşayan büyüklerin ne kadar tuhaf ve garip olduklarını eğlenceli bir dille anlatır.

peter pan sendromuna (bkz: puer aeturnus) sahip kişilerce tapma derecesinde sevilen kitap. envai çeşit dilde yazılan baskılarını toplayıp müze falan açarlar. bu sendromu sahip olan kişiler çocukluğu bırakıp yetişkinliğe geçmek istemezler. psikolojik profillerini şu özellikler oluşturur: sorumsuzluk, narsisizm, sosyalleşme problemleri, kendine olan güvende eksiklik, yalnızlık korkusu, depresyon, obsesif bir alışveriş tutkusu, cinsellik ile ilgili çatışmalar.

kaynak:

fr.wikipedia.org/wiki/Syndr...

ben biraz abartıldığını düşünüyorum küçük prensin. sanki altında çok büyük bir felsefe yatıyor gibi lanse ediliyor fln ama değil. evet küçük dokundurmalar yapılıyor. küçük bir çocuğun dünyasından büyüklerin dünyasına yergi eleştri fln var. büyüyünce kaybettiğin değerler vs oke ama fazlası değil. asıl sorun kitabın ruhuna aykırı bir şekilde büyüklerin kapitalist çarkına malzeme olması, bu kadar ürünleştirilmesi. herkes ben de ekmeğini yiyeyim peşinde. kâr marjı gibi görüyorlar artık. bunun bir benzerini “minimalizm” çatısı altında da yapıyorlar aslında ama bu başlığın entrysi değil o.
kısacası demem o ki; ahh kitaptaki çok bahsedip övdükleri o “felsefeyi” gerçekten kavrayabilselerdi de ne kadar tezat bir durum olduğunu anlasalardı sözlük.

pr inanılmaz güzel yapılan bi kitap.. bu kitaba gelene kadar okuduğum çocuk kitaplarından, çiçek gibi yazarlarımıza ait bi kaçını aşağı bırakıyorum..
pr lütfen güzel yapıp, elden ele arkadaşlar..

(bkz: ben bir gürgen dalıyım)
(bkz: sizin memlekette eşek yok mu?)
(bkz: son ada’nın çocukları)
(bkz: dondurmalı sinema)

bu kısımdan nasıl atatürk'le ilgili konuşulduğunu anlamadığım kitap. atatürk devrimlerini bu belirtilen tarihten sonra yaptı. burada büyük ihtimal osmanlı'nın son yıllarındaki elbise reformunda bahsediyor. diğer ihtimal, yazar ağır sıçmış ve bundan dolayı, kitapta diktatör kelimesinin değiştirilmesi de normal.

çocukken masal kitabı gibi gelen ama büyünce insanı düşünmeye iten, küçük prens adlı kitap. aynı zamanda popüler kültürde yer edinmesi beni rahatsız etmeyen sevdiğim bir yapıttır.

anafikri kısaca yetişkinlerin gerizekalı ve hayal gücü fakiri olduğu olan muhteşem kitap. ilk defa 14 yaşında okuduğumda duygularıma tercümen olduğunu düşünüp çok beğenmiştim. şu an 25 yaşında olmama rağmen düşüncelerim aynı.

seslendirmiş olduğum kitaptır. çocukların ilgisini çekebilmek için de ayrıca fonlu görselli falan yaptım. kamu hizmeti diyelim. küçük prens sesli kitap

bir dünyada nasıl masum kalınırdı?
bir gülü dikenlerine rağmen onu incitmeden nasıl severdik?
insan olmayı ne vakit öğrenirdik.
küçük bir çocuğun ağzından yazılmış, yaşamı ve insanlığı anlatan öykü mü demeli, roman mı?
bazı kafam kadar kalın romanlar bile bu kadar bilgi vermiyor, bu kadar hissettiremiyor kendini.
sadece okuma, düşün, yaşa, karar ver.

çocuk kitabı gibi dursa da hepimizin okuması gereken, iç dünyamızla yüzleştiğimiz ince ama muazzam kitaplardan. benim de başucu kitaplarım arasında yer alır. kitaptaki her kahraman bir şeyi sembolize ediyor, eleştiriyor ve üzerinde düşündürüyor. kitap boyunca zihinlere kazınan onlarca alıntı var, işte onlardan bazıları.

küçük prens, küçümsenen küçüklerin bile kafalarında ne kadar büyük bir dünya yaratabileceğinin bir örneği aslında. tüm canlıların bu dünyada yeri varken biz insanların bu yeri bencilce nasıl işgal ettiğinin de bir kanıtı. yıldızları toplayıp para kazanmaya çalışan bir adam... para için nasıl da tüm güzellikleri yok etmeye hazır olduğumuzun bir göstergesi. lambacı... insanları sınıflara ayırıp, kendi isteklerimiz uğruna nasıl da alt sınıf insanların hayatlarını mahvettiğimiz. içkici... her şeyi utanılacak hale getirmelerimiz, utançlarımız, gizlemeye çalışmalarımız, gizleyemeyişlerimiz. gül... sevgi ve ilgiye açlığımız, bu kadar açken aynı anda da o pis doyumsuzluğumuz. tilki ve yılan, evcilleştirememek kendi başarısızlığımızken bunu onlardan sorumlu tutup, onları bizden uzak tutuşlarımız. küçük prens ise azıcık bile olsa kalan iyi yanımız, bir çocuğun masumiyeti, saflığı ve her kötülüğün aslında bize sonradan yüklenişi... işte bu yüzden, küçük prens her şeyi yüzümüze vurup bize bunu fark ettirdiği için en sevdiğim kitaplardan biridir.