orijinal adı: le petit prince
yazar: antoine de saint-exupéry
yayım yılı: 1943
incil'den sonra en fazla okunan ve birçok farklı dile ve lehçeye çevrilen kitap olma özelliği taşıyan eser, bir arıza sebebiyle çölün ortasına iniş yapmak zorunda kalan pilotun küçük prens ile karşılaşmasını ve onunla arkadaşlık kurmasını konu alır.
yazar: antoine de saint-exupéry
yayım yılı: 1943
incil'den sonra en fazla okunan ve birçok farklı dile ve lehçeye çevrilen kitap olma özelliği taşıyan eser, bir arıza sebebiyle çölün ortasına iniş yapmak zorunda kalan pilotun küçük prens ile karşılaşmasını ve onunla arkadaşlık kurmasını konu alır.
retro hugo en iyi kısa roman ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "benim adım bibi" tarafından 11.11.2020 14:23 tarihinde açılmıştır.
41.
"bir türk diktatör" kısmından kitabı basan yayınevinin tutumunu çıkarabileceğiniz acayip kitap.
nehir yayınları'nın "astığı astık kestiği kestik korkunç bir önder" çevirisi de var, ateşböceği yayınları'nın "büyük ve değerli kumandan atatürk" çevirisi de.
nehir yayınları'nın "astığı astık kestiği kestik korkunç bir önder" çevirisi de var, ateşböceği yayınları'nın "büyük ve değerli kumandan atatürk" çevirisi de.
devamını gör...
42.
kusura bakmayın ama edebi bir çöp, kısaca çöp.
bu kitabı okuyup da ölüp dirilenler ya hayatında kitap okumamış ya da overrated bir kitap ile prim yapıyor.
bu kitabı okuyup da ölüp dirilenler ya hayatında kitap okumamış ya da overrated bir kitap ile prim yapıyor.
devamını gör...
43.
le petit prince, bir akımdır. bir felsefe. asla bir çocuk kitabı değildir. her beş yılda bir tekrar okunması gereken bir kitaptır. çünkü her seferinde farklı cümlelerin altı çizilmekte. küçük prens bir metafordur. tek tek meşhur olmuş cümleleri, anekdotları yazmaya gerek görmüyorum. altını çizerek okuyun ve bunu her beş yılda bir yapın. algılarınıza, algıladıklarınızın farklılığına siz de inanamayacaksınız. yüreğiyle bakmalı insan, gerçeğin mayası gözle görülmez; hangi çocuk anlar ki bunu. çocuk değilsin, anla.
devamını gör...
44.
hem fransızca hem türkçe olarak okudum.
çeviri sırasında bazı güzel tanımlamalar anlamını yitirmiş gibi gelmişti. eğer fransızca bilginiz varsa muhakkak fransızcasını da okumanızı öneririm. çok zorlayıcı bir fransızcası yok.
çocuk kitabı olarak nitelendirilir ancak bir çocuk kitabı olmaktan çok daha öte felsefi bir kitap kanımca.
"ömür boyu sorumlusun gönül bağı kurduğun şeyden" cümlesi ile muazzam bir zirve yapmış eserdir.
çeviri sırasında bazı güzel tanımlamalar anlamını yitirmiş gibi gelmişti. eğer fransızca bilginiz varsa muhakkak fransızcasını da okumanızı öneririm. çok zorlayıcı bir fransızcası yok.
çocuk kitabı olarak nitelendirilir ancak bir çocuk kitabı olmaktan çok daha öte felsefi bir kitap kanımca.
"ömür boyu sorumlusun gönül bağı kurduğun şeyden" cümlesi ile muazzam bir zirve yapmış eserdir.
devamını gör...
45.
bu seneye kadar kitap okuma alışkanlığımı kaybettiğimden küçük prens'i o çok meşhur olduğu zamanlarda okumamıştım. en son birkaç ay önce kitap alışverişi yaparken alıp koymuştum kitaplığa, bugüne sırası geldi.
derinlikli çocuk kitaplarını çok severim. momo gibi, küçük prens gibi hikayeler beni hem mutlu edip hem hüzünlendirir. bu hikayeyi tanımlayacak en güzel kelime "nefis" olurdu.
kendini aşan -bence tabii- popülaritesinin sebebini de çok net anlayabiliyorum. her yaştan insanın otuz dakikasını, bir saatini ayırarak çok güzel vakit geçireceği bir eğlence küçük prens. zaman, mekan, yaş, yaşam hiç fark etmez. herkes için bir gülümsemeye, bir burukluğa sebep olabilecek bir kitap.
çocuklar için çok daha değerli bir kitap. maalesef ki çocukların bireyselliğini, önemini her zaman göz önünde bulunduramıyoruz. ben de çocukken zaman zaman kimsenin beni anlamadığı düşüncesiyle bunalır, değersiz hissederdim. öyle zamanlarda bu kitabı okumuş olsaydım bendeki değeri ve etkisi pahabiçilemezdi. özellikle de 9-15 yaş arası çocuklara bu sebepten mutlaka okutulmalı diye düşünüyorum.
bu büyükler çok acayip insanlar gerçekten. bazı şeylerin değerini küçük prens gibi bir kitaptan okumadıkça anlamıyorlar. heh işte bu yüzden de yetişkinlere de bol bol okutalım bu kitabı.
derinlikli çocuk kitaplarını çok severim. momo gibi, küçük prens gibi hikayeler beni hem mutlu edip hem hüzünlendirir. bu hikayeyi tanımlayacak en güzel kelime "nefis" olurdu.
kendini aşan -bence tabii- popülaritesinin sebebini de çok net anlayabiliyorum. her yaştan insanın otuz dakikasını, bir saatini ayırarak çok güzel vakit geçireceği bir eğlence küçük prens. zaman, mekan, yaş, yaşam hiç fark etmez. herkes için bir gülümsemeye, bir burukluğa sebep olabilecek bir kitap.
çocuklar için çok daha değerli bir kitap. maalesef ki çocukların bireyselliğini, önemini her zaman göz önünde bulunduramıyoruz. ben de çocukken zaman zaman kimsenin beni anlamadığı düşüncesiyle bunalır, değersiz hissederdim. öyle zamanlarda bu kitabı okumuş olsaydım bendeki değeri ve etkisi pahabiçilemezdi. özellikle de 9-15 yaş arası çocuklara bu sebepten mutlaka okutulmalı diye düşünüyorum.
bu büyükler çok acayip insanlar gerçekten. bazı şeylerin değerini küçük prens gibi bir kitaptan okumadıkça anlamıyorlar. heh işte bu yüzden de yetişkinlere de bol bol okutalım bu kitabı.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/10/03/cqhuqvnklktohg4k-t.jpg)
devamını gör...
46.
çocukken okumaya başlamadan önce, "bu küçük prens krallıktan kovulmuştur, büyür, öğrenir, savaşır ve babasının krallığını geri alır" diye bir hikaye bekliyordum.
okudum okudum, "bu ne lan böyle, bundan prens mi olur, astreoidin üstünde duran prens mi olur? hangi kralın oğlusun sen?" diye içimden geçirdim.
hiçbir şey anlamadım kitaptan. hem ne anlar küçük çocuk felsefi söylemlerden ?
okudum okudum, "bu ne lan böyle, bundan prens mi olur, astreoidin üstünde duran prens mi olur? hangi kralın oğlusun sen?" diye içimden geçirdim.
hiçbir şey anlamadım kitaptan. hem ne anlar küçük çocuk felsefi söylemlerden ?
devamını gör...
47.
buna çok bir şey yazmama gerek yok her insanın her yaşta mutlaka okuması gereken bir kitaptır bir insanın hayatında 4-5 defa okuması gerekir hatta.
devamını gör...
48.
küçük prens her ne kadar çocuklar için yazılmış olsa da yetişkin olarak adlandıracağımız bir çok yaş grubuna da başarıyla seslenmeyi başarmış nadir kitaplardandır. dünyada en fazla okura ulaşan kitap olma özelliğini taşımaktadır. peki nedir bu kitabı özel yapan .
her paragrafta insan kendini durup bir dakika o paragrafın üstünde düşünmekten alıkoyamıyor çünkü her paragrafta derin anlamlar taşıyor. kitabı özel yapansa küçük prense verilen değer .diğer insanlara örnek olabilecek bu değerler insanların ''küçük '' dediği ancak ''büyük ''değerler ve en büyük hatalarının önemsiz şeylerle fazla uğraşmaları ve ve esas güzellikleri gözden kaçırmaları.
kitapta küçük prensin bu dünya dan olmaması ve dışardan bir göz olarak bakması yazarın anlatmak istediklerinde yol gösterici olmuş.
her paragrafta insan kendini durup bir dakika o paragrafın üstünde düşünmekten alıkoyamıyor çünkü her paragrafta derin anlamlar taşıyor. kitabı özel yapansa küçük prense verilen değer .diğer insanlara örnek olabilecek bu değerler insanların ''küçük '' dediği ancak ''büyük ''değerler ve en büyük hatalarının önemsiz şeylerle fazla uğraşmaları ve ve esas güzellikleri gözden kaçırmaları.
kitapta küçük prensin bu dünya dan olmaması ve dışardan bir göz olarak bakması yazarın anlatmak istediklerinde yol gösterici olmuş.
devamını gör...
49.
antoine de saint-exupéry'nin 1943 yılında yayınlanan "küçük prens" kitabı, dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. çocuklar ve yetişkinler tarafından sevilerek okunan kitap, küçük bir prensin maceralarını anlatırken insan doğasının derinliklerine de işaret eder.
kitap, baş karakteri küçük prens'in bir yıldızda yaşadığı bir macera ile başlar. küçük prens, kendi gezegeninde tek başına yaşamaktadır ve bu yüzden yalnızdır. kendisine eşlik edecek bir arkadaşı olmadığı için başka gezegenlere seyahat etmeye karar verir. bu sırada farklı gezegenlerde yaşayan ve çeşitli mesleklerle uğraşan garip insanlarla tanışır. bu insanlar, genellikle bencil, acımasız ve anlamsız bir yaşam sürdüren kişilerdir. küçük prens, bu insanları anlayamaz ve onların sahip olduğu değerleri sorgular.
kitap, küçük prens'in en sonunda dünya'ya gelmesiyle doruk noktasına ulaşır. burada, yaşlı bir pilot ile tanışır ve bu tanışma sayesinde dünya ve insanlık hakkında derin bir anlayış kazanır. pilotun anlatımıyla, küçük prens, dünyadaki bireylerin hayatlarını ve tutkularını anlar. insanların sahip oldukları şeylerin, gerçekten önemli şeyler olmadığını, asıl önemli olanın insanların kalplerindeki bağlantılar olduğunu keşfeder.
küçük prens kitabı, farklı yaş gruplarından okuyucular için önemli mesajlar içerir. çocuklar için, kitapta yer alan masalsı öğeler, çocukların hayal gücünü beslerken, yetişkinler için, kitapta işlenen konular ve felsefi mesajlar insan doğasını ve yaşamı sorgulama konusunda ilham verir.
kitapta işlenen konular arasında sevgi, dostluk, yalnızlık, kayıp, ölüm, insanın doğası ve yaşamın anlamı gibi temalar yer alır. bu temalar, insanların günlük hayatlarında karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmak için ilham kaynağı olabilir. özellikle, kitapta işlenen "insanlar sahip oldukları şeylerden değil, insanların kalplerindeki bağlantılardan ibarettir" mesajı, günümüzün modern dünyasında çok önemlidir.
sonuç olarak, "küçük prens" kitabı, zamanın ötesinde bir klasiktir ve dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biridir.
kitap, baş karakteri küçük prens'in bir yıldızda yaşadığı bir macera ile başlar. küçük prens, kendi gezegeninde tek başına yaşamaktadır ve bu yüzden yalnızdır. kendisine eşlik edecek bir arkadaşı olmadığı için başka gezegenlere seyahat etmeye karar verir. bu sırada farklı gezegenlerde yaşayan ve çeşitli mesleklerle uğraşan garip insanlarla tanışır. bu insanlar, genellikle bencil, acımasız ve anlamsız bir yaşam sürdüren kişilerdir. küçük prens, bu insanları anlayamaz ve onların sahip olduğu değerleri sorgular.
kitap, küçük prens'in en sonunda dünya'ya gelmesiyle doruk noktasına ulaşır. burada, yaşlı bir pilot ile tanışır ve bu tanışma sayesinde dünya ve insanlık hakkında derin bir anlayış kazanır. pilotun anlatımıyla, küçük prens, dünyadaki bireylerin hayatlarını ve tutkularını anlar. insanların sahip oldukları şeylerin, gerçekten önemli şeyler olmadığını, asıl önemli olanın insanların kalplerindeki bağlantılar olduğunu keşfeder.
küçük prens kitabı, farklı yaş gruplarından okuyucular için önemli mesajlar içerir. çocuklar için, kitapta yer alan masalsı öğeler, çocukların hayal gücünü beslerken, yetişkinler için, kitapta işlenen konular ve felsefi mesajlar insan doğasını ve yaşamı sorgulama konusunda ilham verir.
kitapta işlenen konular arasında sevgi, dostluk, yalnızlık, kayıp, ölüm, insanın doğası ve yaşamın anlamı gibi temalar yer alır. bu temalar, insanların günlük hayatlarında karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmak için ilham kaynağı olabilir. özellikle, kitapta işlenen "insanlar sahip oldukları şeylerden değil, insanların kalplerindeki bağlantılardan ibarettir" mesajı, günümüzün modern dünyasında çok önemlidir.
sonuç olarak, "küçük prens" kitabı, zamanın ötesinde bir klasiktir ve dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biridir.
devamını gör...
50.
eskişehir'de ali lidar'ın kurmuş olduğu küçük prens müzesini ziyaret ettiğimde onlarca dilde ve farklı kapaklardaki halini görmüştüm. çok sevdiğim bir kitaptır. yolunuz eskişehire düşerse müzeye gidin derim. ve kitabı okumadıysanız hala okuyun.
devamını gör...
51.
basta cocuk kitabi sandim ,sonra okudukça 7'den 70'e herkesin okumasi gereken bir kitap bence,insanlarin koyduklari setler ,engeller onlari gormek aşmak herkesin hayatindan bir parca bulabilecegi bir kitap .
devamını gör...
52.
antoine de saint-exupéry tarafından yazılan, tomris uyar ve cemal süreya çevirisiyle okuduğum, çocuk kitabı gibi görünen ama her yaşta farklı anlamlandırılabilecek bir kitap.
büyükler sayılara bayılır. yeni bir arkadaş edindiniz diyelim: onun hakkında hiçbir zaman asıl sormaları gerekenleri sormazlar. “sesi nasıl?” demezler örneğin, ya da “hangi oyunları sever? kelebek koleksiyonu var mı?” diye sormazlar onun yerine; “kaç yaşında?” derler. “kaç kardeşi var? kaç kilo? babası kaç para kazanıyor?” ancak bu sayılarla tanıyabileceklerini sanırlar arkadaşınızı. eğer büyüklere, “güzel bir ev gördüm, kırmızı tuğlalı; pencerelerinden sardunyalar sarkıyor, damında ise kumrular var.” derseniz, nasıl bir evden söz etmekte olduğunuzu bir türlü anlayamazlar. ne zaman ki onlara “ yüz milyonluk bir ev gördüm.” dersiniz işte o zaman size; “oo ne kadar güzel bir evmiş!” derler gözlerini kocaman açarak.
büyükler sayılara bayılır. yeni bir arkadaş edindiniz diyelim: onun hakkında hiçbir zaman asıl sormaları gerekenleri sormazlar. “sesi nasıl?” demezler örneğin, ya da “hangi oyunları sever? kelebek koleksiyonu var mı?” diye sormazlar onun yerine; “kaç yaşında?” derler. “kaç kardeşi var? kaç kilo? babası kaç para kazanıyor?” ancak bu sayılarla tanıyabileceklerini sanırlar arkadaşınızı. eğer büyüklere, “güzel bir ev gördüm, kırmızı tuğlalı; pencerelerinden sardunyalar sarkıyor, damında ise kumrular var.” derseniz, nasıl bir evden söz etmekte olduğunuzu bir türlü anlayamazlar. ne zaman ki onlara “ yüz milyonluk bir ev gördüm.” dersiniz işte o zaman size; “oo ne kadar güzel bir evmiş!” derler gözlerini kocaman açarak.
devamını gör...
53.
kutsal kitaplar dışında dünyanın en çok satılan ve okunan kitaplarından biri olarak bilinir. 96 sayfadır.
özgün adı le petit prince olup yazarının ölümünden bir sene önce yayınlanmıştır. oldukça sade bir dille yazılmıştır, kitaptaki görselleri de yazarın kendisi çizmiştir.
küçük bir prensin farklı gezegenleri dolaşması, tanıdığı insanlar, hayata dair çarpıcı tespitler, gerçek sevgi, bilgelik, hayatın anlamı, fedâkarlık gibi konular üzerine durulur. asla sadece bir çocuk kitabı değildir, bir film kadar etki eder, ders çıkarmanıza olanak sağlar, kitapta bir bilim adamının giysileri kötü diye jüri üyesi onu kâle almaz, üstünü değiştirince bilim hakkında fikirleri kâle alınır. dış görünüşe ve kabuk denen zımbırtıya bir göndermedir. insanların dışa ne kadar önem vermesini eleştirir.
çiçek hakkındaki bölüm ise fedâkarlık ve sevgiyi hatırlatır...
ben küçük prensin yazarın kendisi olduğunu düşünüyorum.
herkesin hayatına girip ona bir ders vermeyi, ölmeden değişmesini istiyor, kalple görmesini, anlamasını istiyor. o yüzden bu kitap çok değerli...
ben bir daha sevmemeyi en sevdiğimden öğrendim.
ama gözler kördür. insan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2023/08/20/46l5nw984s3x9znr-t.jpg)
özgün adı le petit prince olup yazarının ölümünden bir sene önce yayınlanmıştır. oldukça sade bir dille yazılmıştır, kitaptaki görselleri de yazarın kendisi çizmiştir.
küçük bir prensin farklı gezegenleri dolaşması, tanıdığı insanlar, hayata dair çarpıcı tespitler, gerçek sevgi, bilgelik, hayatın anlamı, fedâkarlık gibi konular üzerine durulur. asla sadece bir çocuk kitabı değildir, bir film kadar etki eder, ders çıkarmanıza olanak sağlar, kitapta bir bilim adamının giysileri kötü diye jüri üyesi onu kâle almaz, üstünü değiştirince bilim hakkında fikirleri kâle alınır. dış görünüşe ve kabuk denen zımbırtıya bir göndermedir. insanların dışa ne kadar önem vermesini eleştirir.
çiçek hakkındaki bölüm ise fedâkarlık ve sevgiyi hatırlatır...
ben küçük prensin yazarın kendisi olduğunu düşünüyorum.
herkesin hayatına girip ona bir ders vermeyi, ölmeden değişmesini istiyor, kalple görmesini, anlamasını istiyor. o yüzden bu kitap çok değerli...
ben bir daha sevmemeyi en sevdiğimden öğrendim.
ama gözler kördür. insan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2023/08/20/46l5nw984s3x9znr-t.jpg)
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2023/08/20/gs7xw5bdl1bhek4r-t.jpg)
devamını gör...
54.
yazar, bu kitapta kemal atatürk’ten (un dictateur turc) “türk diktatör” olarak bahseder.
fakat bu ifade sansüre takılabileceği için bazı çevirmenler “yüce türk lideri” , “büyük türk önderi” gibi ifadelerle tercüme etmeyi yeğlemişlerdir. türkiye’de en çok satan kitaplardan biridir (özellikle tomris uyar & cemal süreya çevirisi). kimi kitabevlerinde “çocuk kitapları” bölümüne konur. “çocuk kitabı” olarak nitelendirmenin isabetli olup olmayacağı da tartışılır.
fakat bu ifade sansüre takılabileceği için bazı çevirmenler “yüce türk lideri” , “büyük türk önderi” gibi ifadelerle tercüme etmeyi yeğlemişlerdir. türkiye’de en çok satan kitaplardan biridir (özellikle tomris uyar & cemal süreya çevirisi). kimi kitabevlerinde “çocuk kitapları” bölümüne konur. “çocuk kitabı” olarak nitelendirmenin isabetli olup olmayacağı da tartışılır.
devamını gör...
55.
dünyada 300 dile çevrilmiş bir kitap için burada ampır ampır yorumlar yapmak istemezdim. kutsal kitapları çıkarırsak zannedersem en çok çevrilen kitaplardan biridir lakin modern çağın fetiş nesnesi olarak kullanıldığını görmezden gelemiyorum. şahsi kanaatim metaforların düzensiz yerleşmesinden oluşturulmuş çok da efsanevi bir kitap olmaması yönünde. ve kısa olması hasebiyle 15 dakikada kültürleneceğini, dünyanın sırrını bir kitapla çözeceğini tahayyül eden biri için ideal.
birinin sizi evcilleştirmesine izin verirseniz gözyaşlarını da hesaba katmalısınız.
affettiğim şeyleri ben yapsam affetmezlerdi.
üzgündüm ama onlara yorgunum dedim.
sonuna .s.s koyun şimdi bu sözlerin. tanıdık gelecek bir yerlerden. ulan biz yazsak kezban diye diye eskitirler bizi.
not: in sivdiğim kitip
birinin sizi evcilleştirmesine izin verirseniz gözyaşlarını da hesaba katmalısınız.
affettiğim şeyleri ben yapsam affetmezlerdi.
üzgündüm ama onlara yorgunum dedim.
sonuna .s.s koyun şimdi bu sözlerin. tanıdık gelecek bir yerlerden. ulan biz yazsak kezban diye diye eskitirler bizi.
not: in sivdiğim kitip
devamını gör...
56.
insan ilişkilerini bir çok açıdan değerlendirip özetleyen nitelikte bir kitap. sosyal zekası geliştirilebilir seviyedeki insanlar okuduğunda içeriğini daha rahat kavrayabilirler. dünyanın sırrını çözmek için veyahut keyif almak için okunabilir bir parça. başlayacaklara keyifli okumalar :)
devamını gör...
57.
çocukluğumda da, yetişkinliğimde de, oğlum olunca ve ayrıca oğlumla da defalarca okuduğum kitaptır kendisi. insan her okuduğunda içinden farklı bir bakış açısı çıkartıyor ve adeta deneyim kazanıyor bu kitapta. işin içinden çıkamadığınız dönemlerde tekrar tekrar okuyup işin içinden çıkmanızı da sağlıyor.
dip not: ne kadar çok okuduğumu düşündüğümde, işin içinden çıkamadığım birçok dönem olduğunu fark ediyorum şuan. sağlayanların emeğine sağlık.
dip not: ne kadar çok okuduğumu düşündüğümde, işin içinden çıkamadığım birçok dönem olduğunu fark ediyorum şuan. sağlayanların emeğine sağlık.
devamını gör...
58.
fransız bir yazar, şair ve pilot olan antoine de saint-exupery’nin muhteşem eseridir. ilk defa 1943 yılında ingilizcesinin yanı sıra fransızca asıl metin reynal&hitchcock yayınevi tarafından abd'deki okurlarla buluşturulmuş. yazarın vefâtından(1944) 2 sene sonra(1946) kendi memleketi fransa’da anca yayınlanmıştır. hâl böyle olunca da bu kısa ama etkili kitap daha ciddi bir duygusallıkla okunmuş ve yayılmıştır yazarın kendi yurttaşları tarafından. gerçi yazar sık sık amerika ve muhtelif başka ülkelerde bulunduğu için eserleri genelde fransa dışında yazılmış ve basılmıştır deniyor. küçük prens’in esas ismiyle le petit prince'imizin âdeta sürgündeki bir çocuk tavrı yazarın içindeki gurbet yarasından geliyor anlayacağınız.
gel gelelim hikâyenin* muhteşemliğine. herkes şu kanıda hemfikirdir ki, eser çocuk kitabı olarak görülse de aslında yetişkinlerin okuması ve anlaması gerekir. çünkü insanların hayatında şiâr edinmesi gereken en temel insanî değerleri bir çocuğun tarafsız ve en saf düşünceleriyle beraber yazar bize bölüm bölüm anlatır. işin bir de küçüğümüzün gülü ve tilkiyle yaşadıkları boyutu var ki orası çok daha derin, girersek çıkamayız.. ama genel hatlarıyla ana karakterimiz küçük prens kendi gibi ufacık bir gezegende yaşamaktadır ve kâşif ruhu* diğer gezegenleri merak ettiğinden bir yolculuğa çıkar. yolculuğu sırasında prensimiz her gezegende farklı bir insan tipiyle karşılaşır ve farklı mizaçlara bir insanın nasıl yaklaşması gerektiğini yazarımız bize bir çocuk aracılığıyla anlatarak aslında tarafsızca, doğal şekilde sosyal hayatta nasıl bir birey olmalıyız mesajını çok güzel bir dille aktarır. evet, anlatılanlar çok basit şeyler. hatta birçoklarının “ya bu kitap da amma abartıldı! ne anlatıyor abi işte hep bildiğimiz şeyler” diyerek yermelerine gayet tabii hak verenler olacaktır ama böyle söyleyenlere şunu sormak gerekir; “peki hocam, siz küçük prens gibi yaklaşabiliyor musunuz çevrenizdekilere? yani kitabın o evrensel ve ‘en temel insan olma gereklilikleri’ mesajını yalayıp yuttunuz, özümsediniz ve çevrenizdekilere öyle davranıyorsunuz da, o yüzden mi kitabı bu kadar abartılmış veya aşağı görüyorsunuz?” diye düşünüyorum, naçizâne:)
ayrıca bu noktada belirtmeliyim ki küçük prensin o tavrına, düsturuna sahip olanlar zaten kitabı abartılmış veya öylesine, alelâde bir kitap olarak göremiyorlar. çünkü bu kadar temel öğretileri bile idrâk edememiş, hayatına geçirememiş insanlarla karşılaşıyoruz ki ‘insan olma kursu’ açılsa da keşke hepsini toplayıp sıfırdan eğitsek diye düşünüyorsunuz. bu kursta ilk öğretimiz, temel kitabımız küçük prens olurdu sanırım:)
kitaptan alıntılar her mecrada o kadar çok karşımıza çıkıyor ki buraya yazasım gelmedi zirâ insanlar eseri biraz da bu sebeple değersiz görmeye başladılar. popülarizmin getirdiği bunaltma durumu maalesef.
bu arada küçük prens âşığı olan ben* mavibulut yayınlarından çıkan ‘küçük prens’in güzel hikâyesi’ adlı eseri sevenlerine tavsiye ederim. içinde nâdide bilgiler ve kitabın yayınlanmamış bir bölümü de mevcut. orada geçen, küçük prens’in farklı bir elyazması versiyonunda olan alıntıyı yazmak istiyorum;
“oyunun dışında olduğumdan, yetişkin insanlara onların çevresinden olmadığımı hiçbir zaman söylemedim. kalbimin derinliklerinde hâlâ beş altı yaşlarında olduğumu onlardan gizledim. çizimlerimi de gizledim onlardan. ama dostlarıma seve seve göstermek isterim bunları. bu çizimler, benim anılarım.”
-antoine de saint-exupéry
eskiden bir zaaf olarak görsem de şimdilerde büyük bir lütuf olarak gördüğüm fazla duygusal biri olmam sebebiyle kitabın sonu beni her zaman ağlatmayı başarmıştır. evet abartmıyorum.. o son resme bakarken gözyaşlarıma engel olamıyorum.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/03/25/31k9qpllpu3nafcv-t.jpg)
"bu benim için dünyanın en güzel, ama en kederli manzarası."
pek gerekli olmasa da belirtmeden geçmek istemedim. kitabın bazı türkçe tercümelerinde hatalar olabiliyor. fransızca aslı, ingilizce ve korece tercümeleriyle de kıyaslayınca garipsediğim bir durum. çok takılmıyorum bu konuya ama tercüme sanatının* belli incelikleri vardır. anlamı bozmadan, tercüme ettiğiniz dile en yakın anlatımı ortaya koymanız gerekir. bazıları maalesef anlamı bozmayı göze alarak belli yanlışları bilerek yapmışlar. dediğim gibi fazla takılmaya gerek yok belki ama yazarın öğretisine bir noktada müdahale edilmiş gibi geliyor bana bu durum. canları sağolsun, ne diyelim:)
son olarak, içindeki çocuğu kaybetmemek klişesi(?!) vardır ya hani, işte bazılarına göre klişe, ama bana göre her insanın sahip olması gereken bir erdem olan içindeki çocuğu yaşatabilenlere selâm olsun~
gel gelelim hikâyenin* muhteşemliğine. herkes şu kanıda hemfikirdir ki, eser çocuk kitabı olarak görülse de aslında yetişkinlerin okuması ve anlaması gerekir. çünkü insanların hayatında şiâr edinmesi gereken en temel insanî değerleri bir çocuğun tarafsız ve en saf düşünceleriyle beraber yazar bize bölüm bölüm anlatır. işin bir de küçüğümüzün gülü ve tilkiyle yaşadıkları boyutu var ki orası çok daha derin, girersek çıkamayız.. ama genel hatlarıyla ana karakterimiz küçük prens kendi gibi ufacık bir gezegende yaşamaktadır ve kâşif ruhu* diğer gezegenleri merak ettiğinden bir yolculuğa çıkar. yolculuğu sırasında prensimiz her gezegende farklı bir insan tipiyle karşılaşır ve farklı mizaçlara bir insanın nasıl yaklaşması gerektiğini yazarımız bize bir çocuk aracılığıyla anlatarak aslında tarafsızca, doğal şekilde sosyal hayatta nasıl bir birey olmalıyız mesajını çok güzel bir dille aktarır. evet, anlatılanlar çok basit şeyler. hatta birçoklarının “ya bu kitap da amma abartıldı! ne anlatıyor abi işte hep bildiğimiz şeyler” diyerek yermelerine gayet tabii hak verenler olacaktır ama böyle söyleyenlere şunu sormak gerekir; “peki hocam, siz küçük prens gibi yaklaşabiliyor musunuz çevrenizdekilere? yani kitabın o evrensel ve ‘en temel insan olma gereklilikleri’ mesajını yalayıp yuttunuz, özümsediniz ve çevrenizdekilere öyle davranıyorsunuz da, o yüzden mi kitabı bu kadar abartılmış veya aşağı görüyorsunuz?” diye düşünüyorum, naçizâne:)
ayrıca bu noktada belirtmeliyim ki küçük prensin o tavrına, düsturuna sahip olanlar zaten kitabı abartılmış veya öylesine, alelâde bir kitap olarak göremiyorlar. çünkü bu kadar temel öğretileri bile idrâk edememiş, hayatına geçirememiş insanlarla karşılaşıyoruz ki ‘insan olma kursu’ açılsa da keşke hepsini toplayıp sıfırdan eğitsek diye düşünüyorsunuz. bu kursta ilk öğretimiz, temel kitabımız küçük prens olurdu sanırım:)
kitaptan alıntılar her mecrada o kadar çok karşımıza çıkıyor ki buraya yazasım gelmedi zirâ insanlar eseri biraz da bu sebeple değersiz görmeye başladılar. popülarizmin getirdiği bunaltma durumu maalesef.
bu arada küçük prens âşığı olan ben* mavibulut yayınlarından çıkan ‘küçük prens’in güzel hikâyesi’ adlı eseri sevenlerine tavsiye ederim. içinde nâdide bilgiler ve kitabın yayınlanmamış bir bölümü de mevcut. orada geçen, küçük prens’in farklı bir elyazması versiyonunda olan alıntıyı yazmak istiyorum;
“oyunun dışında olduğumdan, yetişkin insanlara onların çevresinden olmadığımı hiçbir zaman söylemedim. kalbimin derinliklerinde hâlâ beş altı yaşlarında olduğumu onlardan gizledim. çizimlerimi de gizledim onlardan. ama dostlarıma seve seve göstermek isterim bunları. bu çizimler, benim anılarım.”
-antoine de saint-exupéry
eskiden bir zaaf olarak görsem de şimdilerde büyük bir lütuf olarak gördüğüm fazla duygusal biri olmam sebebiyle kitabın sonu beni her zaman ağlatmayı başarmıştır. evet abartmıyorum.. o son resme bakarken gözyaşlarıma engel olamıyorum.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/03/25/31k9qpllpu3nafcv-t.jpg)
"bu benim için dünyanın en güzel, ama en kederli manzarası."
pek gerekli olmasa da belirtmeden geçmek istemedim. kitabın bazı türkçe tercümelerinde hatalar olabiliyor. fransızca aslı, ingilizce ve korece tercümeleriyle de kıyaslayınca garipsediğim bir durum. çok takılmıyorum bu konuya ama tercüme sanatının* belli incelikleri vardır. anlamı bozmadan, tercüme ettiğiniz dile en yakın anlatımı ortaya koymanız gerekir. bazıları maalesef anlamı bozmayı göze alarak belli yanlışları bilerek yapmışlar. dediğim gibi fazla takılmaya gerek yok belki ama yazarın öğretisine bir noktada müdahale edilmiş gibi geliyor bana bu durum. canları sağolsun, ne diyelim:)
son olarak, içindeki çocuğu kaybetmemek klişesi(?!) vardır ya hani, işte bazılarına göre klişe, ama bana göre her insanın sahip olması gereken bir erdem olan içindeki çocuğu yaşatabilenlere selâm olsun~
devamını gör...
59.
fransız yazar ve pilot antoine de saint-exuperyin 1943'te yayımlanan masalsı bir kitabıdır. çocuk kitabı gibi görünse de defalarca kez okumuşumdur. ebeveynlerin çocuklarına belli aralıklarla okuması ve kitaplıklarında mutlaka bulundurması gereken bir kitap.
" bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur ve geceleri gökyüzüne bakarsın. her şeyin çok küçük olduğu gezegenimi gösteremem sana. belki böylesi daha iyi. yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin... "
- küçük prens.
" bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur ve geceleri gökyüzüne bakarsın. her şeyin çok küçük olduğu gezegenimi gösteremem sana. belki böylesi daha iyi. yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin... "
- küçük prens.
devamını gör...
60.
eski masal kasedimi usb kasetçalarımla mp3 olarak geçirip youtube'a koydum..
bunun yanı sıra atatürk'ten bahsedilen kısımda "türk diktatörün kıyafet devrimine uymamasıyla halkı idam etme kararı alma" gibi kısımlar bariz değiştirilmiş daha hoş bir şekilde bahsedilmiş. gerçi allah'tan türkiye'nin başına büyük bir devlet adamı geldi demesi biraz güldürüyordur ama.. küçük prens ve allah hmmm.. *
bunun yanı sıra atatürk'ten bahsedilen kısımda "türk diktatörün kıyafet devrimine uymamasıyla halkı idam etme kararı alma" gibi kısımlar bariz değiştirilmiş daha hoş bir şekilde bahsedilmiş. gerçi allah'tan türkiye'nin başına büyük bir devlet adamı geldi demesi biraz güldürüyordur ama.. küçük prens ve allah hmmm.. *
devamını gör...