yazar arkadaşın tefsirden haberi yok belli. burada velisi olduğunuz kısmı himayenizdeki (nikahınızdaki) kızlar/kadınlar anlamında. evlatlık değil nikaha alma kastediliyor.
zaten islamiyet'te evlatlık durumu yok.

"eğer yetim kızlar(sahipsiz,dul kalmışlar) hakkında adâlete riâyet edemiyeceğinizden korkarsanız sizin için helâl olan kadınlardan ikişer, üçer veya dörder nikah ediniz. ve eğer adâlet yapamayacağınızdan korkarsanız artık bir zevce ile veya mâlik olduğunuz cariye ile (iktifa ediniz). çünkü bu sizin için adâletten sapmamanıza daha yakındır."

4 eşe kadar alma durumu ise şöyle; o zamanlar arap erkekleri fazlaca zina ettikleri için allah onlara, en doğru tabirle, yetinmiyorsanız en fazla 4 kadın nikahlayabilirsiniz diye buyurmuştur. ama en doğrusu tek eştir diye de devam etmiştir.

madem saçma buluyorsunuz veya inanmıyorsunuz neden okuyup ciddiye alıyorsunuz?
devamını gör...
nisa 3 hakkında:
hukukun kaynakları salt teleolojik mantıkla değil toplumun kendisinin ve geçirdiği aşamaların ortaya konulması, yani mevcut koşulların incelenmesiyle -nedensellikle- açıklanır. üstelik toplum ve hukuk düzeni beğeni üzerinden test edilemez. bir hukuk düzenini test etmek istiyorsanız kurumlarının düzenlediği topluma ne kadar uyumlu olduğuna bakmalısınız. bu uyum ise, de jure veya de facto şekilde başa gelen idarecinin etkilediği, muhafazakar veya devrimci bir temelde kendini gerçekleştirir.
nitekim islamiyet öncesi arap toplumunda aile hukuku yalnızca kan bağı ile kurulan bir düzeni temel almamıştır. aile bağı kavramına başkaca bir anlam yüklenmiştir. kuran'ın ilgili ayet (ve ayetlerle) atıf yaptığı ve benimsediği asıl sistem ise biraz keskin olan ve aile birliğinin yalnızca kan bağını taşıyan kimselerle oluşturulabileceğini kabul eden sistemdir. bu sizlere saçma görünen ayetlerin temelinde de mevcut toplumsal algıyı yıkmak (yani tek gerçek aile bağının, ailenin doğal yapısıyla uyumlu bir biçimde, ancak kan bağı ile kurulabileceğini göstermek) amacı mevcuttur.

türkiye'de uygulanan sistemde bir hukuki statü (evlat edinilmek) ile kazanılan aile birliği, kan bağı ile aynı muameleye tabidir. evlat alınan kişi tıpkı evlat edinenin öz çocuğu gibi bir hukuki statüye sahip olur. bu bakımdan kur'an öncesi arap toplumunun benimsediğinin aynıdır.
türkiye cumhuriyeti medeni kanununa göre babanın öz oğlunun boşandığı eşi ile evlenmesi mümkün değildir. aynı zamanda evlat edinen anne ile evlatlık kızın boşandığı kocası ve evlat edinen annenin eşi ile evlatlık erkeğin boşandığı karısı evlenemez , bunlar yasaktır. 18921 sayılı evlendirme yönetmeliği madde 15/2-3: 2- kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoy ve altsoy arasında, 3- evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoy ve eşi arasında, evlenme yapılamaz

gördüğümüz üzere bunlar de facto kanun koyucuların benimsediği hukuk normlarıdır. neticede her ikisi de toplumun benimsediği sistemi değiştirmek güdüsüyle oluşturulmuştur. dolayısıyla, kendi nezdinde, saçma olamayacak kadar haklı ve bir devrimciye yakışacak kadar etkilidir. bir toplum terbiye edilmek istendiğinde ona zorla şapka da giydirilir hatta ailenin ne olduğu da (komik bir tabir oldu ama bu ayetlerle birlikte toplumun benimsediği aile yapısındaki yapaylığı, yani sırf kültürden oluşmuş ve biyolojik unsurları yok sayan bir kaideyi yerinden ederek) öğretilir.
devamını gör...
yıllarca kurandaki miras ayetini çözmeye çalışıp "bak burada matematiksel hata var" diyor hazreti ukala. hiç demiyor ki ben bir cahilim, sıfır sayısı acaba ne zaman bulundu, harezmiden haberim var mı? diye.

kuran indiği topluma "şu deveye bakmaz mısınız?" diye söylüyor. neden? çünkü adamın kültüründe deve var. penguen diyecek hali yok.

dönemin muhatablarına algılarına göre, örfüne göre hitap ediyor. hazreti ukala kalkıyor bunu kendi dönemine hitap ediyormuş sanıyor.

kuran evrensel değildir sevgili hazret. kuranın içinde evrene hitap edecek, her kültürde geçerli olan ve değişmeyen kurallar vardır. bunlar nedir biliyor musun?

"haramsız, zulümsüz, günahsız yaşamak. tertemiz, paylaşımcı yaşamak. yalansız, dolansız, dürüst, ahlaklı, erdemli, çelişkisiz ve tutarlı yaşamak" işte asıl din budur.

1400 sene önceki arap toplumunun örfü adeti seni bağlamaz. sen karına "sen benim annem gibisin" dedin mi?
sen hiç peygamberle görüşmek için sadaka verdin mi?
sen hiç kendine eşlerinin arasında kıskançlık olmasın diye kendine baş şerbetini haram ettin mi?
senin örfünde çok eşlilik var mı sevgili hazret? çok eşlilik ayeti seni bağlar mı?
kuranda geçen deyimleri, sembolik ifadeleri neden düz anlıyorsun? aşık veysel - uzun ince bir yoldayım- dediğinde ne diyor lan bu diyor musun?

ah be güzel kardeşim, uyan uyan, daha uçucan.
devamını gör...
yukarıda bir arkadaş saçma denen ayetlerin açıklamasını yapmış, o yüzden oraya hiç girmiyorum. bu bir yana, insanların inançlarına saygı duymaya tam olarak ne zaman başlayacaksanız? müslümanlara yobaz diyen bu kitle söz konusu kendileri olunca istedikleri saygısızlığı yapmayı kendine hak görüyor nedense. bakın, inanıp inanmamakta özgürsünüz ama kimsenin dinine bu şekilde saldıramazsınız. eğer saldırırsanız da o eleştirdiğiniz müslüman yobazlardan çok da bir farkınız kalmaz, bilginiz olsun.
devamını gör...
sözlükteki saçma sapan başlıklar.
devamını gör...
(bkz: kafa sözlük ateist lobisi)
devamını gör...
saçma ayetler ne demek! bi arkadaş da yazmış, siz anlamıyorsunuz diye saçma mı oluyo büyük bir güruhun kutsalı. allah size öyle bir hidayet nasip etsin ki rızasını kazanana kadar tövbe edin inşallah.
bu güzelim din ne çektiyse yarım yamalak anlayanlardan, peşkeş malzemesi yapmaya çalışanlardan çekti. neyse iman nasip meselesidir. ben duacınızım.
devamını gör...
tarihi yer ve zamana göre yorumlayamazsan saçma gelebilir . burada 1350 yıllık bir kitaptan bahsedersek durum tespiti yapmadan vurmanın alemi yok. hem kendin bu şekilde yorumluyorsan başkalarına anlatıp durmanında alemi yok. herkesin dini ya da dinsizliği kendine efendim. son olarak rahat bırakalım birbirimizi ve ne olacaksa olsun.
devamını gör...
başlığı ve altındaki yazılanları eleştirenleri anlamıyorum. din diye sorgulanmayacak mı? kutsal kitap diye yanlışına yanlış denilmeyecek mi? yüzyıllarca yıl öncesinde yapılanların günümüzde hala uygulanabileceğini düşünüp, inanmayanlar üstünde baskı kurmak kadar saçma değil. avrupada yüzyıllarca anlaşılamayan, sorgulanamayan incil yüzünden insanlar ne çileler çekti. sonra gerçekleri gördüklerinde bıraktışar reform yaptılar. ama bizimkiler hala skolastik düşünce içinde, kuranda bütün soruların cevabı olduğuna inanıyorlar. ama yok, yok, bütün soruların cevabı o kitapta yok. sorgulayın, tarihi araştırın gerçekleri göreceksiniz.
tanım: evrensel ve kutsal olarak söylenen kitabın içerisinde bulunan, akla, mantığa, ahlaka ve bilime ters düşen ayetler.
edit: birkaç tane ayet ekleyeyim.

"andolsun ki kur'an'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık, öğüt alan yokmudur?' (kamer suresi)

"işte böylece kuran'ı apaçık ayetler, olarak indirdik. allah, şüphesiz, dilediğini doğru yola eriştirir'' (hac suresi).
devamını gör...
(bkz: #853128">#853128) öncelikle tefsir nedir, neden önemlidir vs. sorulara açıklık getirmek lazım ama yeri bu başlık değil.
nisa suresi 3.

((savaş, doğal âfat ve salgın hastalıklar sonucu, genellikle erkeklerin azalıp kadınların kocasız ve korumasız kaldığı durumda) şayet (nikâhlamak istediğiniz) yetim (kızlar ve yetim anası dul kadınlar) konusunda hakkaniyetsizlikten korkarsanız; bu takdirde sizin için uygun olan kadınlardan (sahipsiz kalmasınlar diye) ikiye, üçe ve dörde kadar nikâhlayıp (evlenebilirsiniz) . ancak eğer (aralarında ekonomik ve biyolojik ihtiyaçları bakımından) adaleti sağlayamamaktan kuşku duyarsanız (ve nikâh için başvurulan resmi makamlar da böyle bir kanaate varırsa), o zaman bir-tek (eş) le veya ellerinizin malik olduğu ile (geçerli mazeret ve yükümlülüklerle yapılan özel ve resmi sözleşmeler gereği, münasip görülen meşru birliktelikle yetinin) . bu yaklaşım, (haksızlık ve hayâsızlığa) sapmamanız için daha uygun ve elverişlidir…))
okumanızı tavsiye ederim.
devamını gör...
günümüz ebu cehilleri ve ebu lehebleri halen fikir olarak görmekteyiz.
(bkz: ebu cehil senmisin)
devamını gör...
mahlasımdan mütevellit iki savunma ve trollük yapıp gideceğim.

şimdi birader şeytanın olayı nedir? allah tarafından yaratılıyor , ademe secde et diye emrediliyor. şeytan kardeşiniz ben etmem moruk diye karşı çıkıp, göreceksin bunların beş para etmez olduğunu sana ispatlayacağım lanet federal diyip ceketini alarak uzaklaşıyor. sonra mesaisi başlıyor.
e sevgili kardeşim allah her şeyi bilmiyor mu? biliyor. peki bu çocuğun böyle anarşik bir p*şt olacağını bile bile yaratmadı mı? doğuştan sakat yaratıldı yani. doğuştan sakat yaratılan bir varlığı neden taşlıyorsunuz ? sokakta kolu bacağı doğuştan olmayan insanları görünce m*na kodooom diyip daş atıyor musunuz? ki şeytan haklı gardaşım biz insanoğlu olarak evrendeki en şerefsiz canlıyız. siz olsanız secde eder miydiniz?
ki adam davasında tek değil. çoğu kaynakta şeytan sayısının insan sayısından fazla olduğu ve sayısını yalnızca allah'ın bileceği söyleniyor. hemde şimdi bunların aralarında attığı barbuta ben niye alet oluyorum ki abicim? allah şeytanla iddiaya tutuşuyor masada ademoğlu var.

birde cübbeli diyor ki şeytanın aklında kıyamet kopmadan tövbe etmek var ama yetişemeyecek. yani hacı bumbala sen, ben , köy kahvesinde pişbirik oynayan hasan dayı bunu biliyor ama şeytanın haberi yok he? yav zaten kıyamet alametleri var, bunlar olmaya başladığı vakit şeytan demeyecek mi aha saat yaklaştı ben kaçar diye?
neyse saat geç oldu. saygılar.
devamını gör...
nesnel bir perspektiften kur'an metni incelendiğinde içerisinde bir çok hatanın ve göze çarpan çelişkinin var olduğu direk anlaşılır. bunlar pek çok kategoride toplanabilir. aklıma gelenleri yazıyorum ilgili ayetleri anahtar kelimelerle basit bir aramayla bulabilirsiniz.

mitolojik anlatıdaki soru işaretleri: kuran yazarı harun'un kardeşi olan meryem ile isa'nin annesi olan meryem'i aynı kişi zannetmektedir. ayrıca kur'an yazar(lar)ının yahudi ve hristiyanların kutsal kitapları hakkındaki genel değerlendirmesi hatalıdır. örneğin zebur yahudi kutsal kitabının bir parçasıdır ancak kur'an ondan davud'a indirilmiş müstakil bir metin olarak bahseder. tevrat'ı okuyan herkes ardından kur'an okuyunca direk anlar ki kur'an yazarının bu kitaptaki olaylarla ilgili bilgisi yüzeysel ve kulaktan dolmadır.

astonomi ve coğrafi hatalar: kur'an yazarının dünya ve uzay tasavvuru "yeri bir halı gibi yaydı", "sarsılmayasınız diye dağları çivi gibi çaktı", "yerle göğü birbirinden ayırdı", "üstünüze gök kubbeyi dikti", "yıldızlarla en yakın göğü(!) kandiller gibi süsledi", "kıyamet günü yıldızlar patır patır döküldüğünde...", "ay ve güneş kendilerine belirlenen yerde akarlar", "ne ay güneş'e yetişebilir ne güneş ay'ı geçebilir ", "zülkarneyn güneş'in battığı yere gitti", "zülkarneyn güneş'in doğduğu yere vardığında..." ifadeleriyle incelenebilir.

bu ifadelerden çıkan doğal yargılar:

* yıldızlar gözüktükleri gibi ufacık cisimlerdir ki yeryüzüne patır patır düşebilirler.

* gök kubbe fiziksel bir çatı gibidir.

* güneş ve ay birbirlerini geçemeyecek şekilde dünya etrafında dönmektedirler.

* güneş yeryüzünde bir yerde doğar ve bir başka yerde batar.

* dağlar yer sarsılmasın(muhtemelen deprem kastediliyor) diye allah tarafından çakılmıştır.

bunların tamamının gerçekliğin tam aksi olduğunu zannedersem tartışmaya gerek yok.


matematik hatası: nisa suresi'nde allah'ın miras hususundaki tavsiyeleri belirtiliyor. anne, eş, çocuklar vs için söylenen oranları matematik bilmeyen birisinin verdiği anlaşılıyor. zira anne babanın sağ olup olmaması, eş olup olmaması, kaç çocuk olduğu vs üzerinden değişkenlik gösteren sonsuz olası kombinasyon üzerinde sınırlı paydalarla oranlar belirtilmiş ki bu sebeple çoğu durumda belirtilen oranlar uygulanamıyor. hz ömer döneminde bunun için bir correction metodu olarak avliye sistemi geliştirilerek allah'ın hesabı şaşırdığı oranda düzeltmeye gidilmiş. günümüzdeki laik miras sisteminin allah'tan daha kusursuz işlediği görülüyor...


müslüman arkadaşlara en büyük tavsiyem kur'an okuyun. yanında tevrat da okuyun ve islam tarihi okuyun. resim kafanızda daha net canlanacak.
devamını gör...
saygı. kimin nasıl gördüğünün, onlara nasıl anlamlar yüklediğinin bilincinde değilsiniz sanırım. saygı saygı diye yırtınıp insanların inanç simgelerini kötü söylemler ile yorumlamak doğal bir şey oldu sanırım. küfür değil bir şey değil saçma dedik. bence saçma olan bu başlığı açan kişinin zihniyetidir. tam oturmayan, anlaşılmayan, kabullenilemeyen içerikler olabilir ancak saçma demek hoş bir durum değil. başladığım kelime ile bitirmek isterim, saygı.
devamını gör...
şurayı ekşi sözlük'e çevirmeyin dediğim başlıktır. inanıyorsanız da inanmıyorsanız da sizde kalsın. kalmayacaksa da insanları tahrik edici başlıklar açmayın.
devamını gör...
ayetleri farklı yerlere çekerek anlayanlar in açtığı basliktir. bu kadarda cehalet olmaz yani. inanmıyorsan da saygı duy. birçok ayet vardır açık ve örtülü anlam içeren. işinize geldiği gibi anlamak yerine biraz beyninizle düşünün acaba burda bunumu diyor yoksa farklı birşey mi diye. arapçada dayak ve uzaklaştırmak aynı kelimeden türer bazılarida işine geldiği gibi anlayıp kur'an aranızda sorun olduğunda kadını dövün diye çevirir. burdaki birçok yorumda böyle.
devamını gör...
her ayeti tartışılabiliriz, hatta üzerinde hala kafa patlattığım ayetler var. fakat nisa suresinde matematik hatası olduğu iddia edilen, miras ile ilgili ayetler de hata yoktur. çarptıranlar kelime oyunu yapmaktadır, elma ile armutu toplamaya çalışmaktadır.
inanmamak için çok çabalayan bir müslüman olarak yazdım bunları turan dursun u örnek verenlere de cevabım turan dursun asıl olarak ayetler değil hadislerden yola çıkarak, islamı değil mezhepleri çürütmüştür. bende yeri çok ayrıdır. bugunkü dini inancımın şekillenmesinde katkısı büyüktür. daha önce girdiğim tanımlardan birinde "benim inandığım kitapta mezhepçilik yasaklanmıştır ve sadece kaynak kurandır kuran yeter aksi ispatlanır, hadissiz din mümkün değil denirse ve benim kaçırdığım birşey var ise o an gemileri yakarım" dediğimde çok mesaj almıştım. bana "hadissiz din olmaz" diyen çok oldu. ama bu görüşü savunanlardan sadece biri benimle tartışabilecek donanıma ve saygıya sahipti. inanmıyorsanız savaşınız kuran la olmasın, hadislerle olsun. hadisler çok kolay hedeflerdir. inanmasanız dahi kuranı gercek anlamda bilen birinin hiç bir inanmayana zararı olmaz.
"sen nasıl olur da peygamber efendimizin söylediklerini red edersin" diyecek sığırlarada cevabımı şimdiden vereyim o sözlerin peygamber efendimize ait olduğuna inansam ilk ben savunurum hadisleri. kuran tek kaynak benim diyor. size gereksiz gelen bir çok ayet peygamber efendimizin misafirleri o su bu su bunları genele vurun onun şahsında düşünmeyin o zaman gereksiz olmadıklarını anlayacaksınız.

mücadele islam la değil mezhepler le olmalı.

yeter artık ümeyyioğulları ve haşimioğulları arasında geçen 1400 senelik kavganın tarafı olunması.
devamını gör...
burada zırlayan yobaz kardeşler -ki sayıları uçmuş gördüğüm kadarıyla- daha önce yazdığım şu entry'e cevap verirse sevinirim:

kafasozluk.com/entry/450587
devamını gör...
saygı çerçevesinde her şey tartışılabilir ama insanların manevi değerlerini aşağılamaya çalışmak kimsenin haddine değildir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kur'an'daki saçma ayetler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim