yazar: sabahattin ali
yayım yılı: 1943
edebiyatımızın nahif yazarlarından biri olan sabahattin ali'nin özellikle son yıllarda fazlaca popüler olmuş lakin ''çok satanlar'' kültüründen uzak tutulup okunması gereken eseridir. popüler olması popülist, okunmaya değmez, sanat eseri olmadığı algısı yaratmamalıdır. edebi değeri, içeriği ve üslubu kaliteli bir kitabın ülkemizde karşılığının verilmesi nadir olsa da yerinde bir harekettir.
sabahattin ali'nin son romanı olan kürk mantolu madonna, çevresi tarafından alelade ve kendi halinde görülen raif efendi'nin, geçmişinde babasının isteği üzerine almanya'ya sabunculuğun tekniklerini öğrenmek için gitmesini ve oradaki saf aşk hikayesini anlatır. elbette anlatılan sadece aşk hikayesi değildir, bunu keşfetmek okuyucuya düşecektir.
yayım yılı: 1943
edebiyatımızın nahif yazarlarından biri olan sabahattin ali'nin özellikle son yıllarda fazlaca popüler olmuş lakin ''çok satanlar'' kültüründen uzak tutulup okunması gereken eseridir. popüler olması popülist, okunmaya değmez, sanat eseri olmadığı algısı yaratmamalıdır. edebi değeri, içeriği ve üslubu kaliteli bir kitabın ülkemizde karşılığının verilmesi nadir olsa da yerinde bir harekettir.
sabahattin ali'nin son romanı olan kürk mantolu madonna, çevresi tarafından alelade ve kendi halinde görülen raif efendi'nin, geçmişinde babasının isteği üzerine almanya'ya sabunculuğun tekniklerini öğrenmek için gitmesini ve oradaki saf aşk hikayesini anlatır. elbette anlatılan sadece aşk hikayesi değildir, bunu keşfetmek okuyucuya düşecektir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 14:42 tarihinde açılmıştır.
221.
kalbimin tren istasyonunda kaldığı kitaptır.
devamını gör...
222.
severek okudum, zaman zaman kitap'ın bir parçası gibi hissettirdi.
devamını gör...
223.
kitap okumayı sevdiren bir kitap gerçekten . insan romandaki karakterlere bürünüyor. kendi yaşamış gibi oluyor . ve oturduğunuz yerden başka bir dünyada aşk yaşıyorsunuz .
devamını gör...
224.
#2098216 hâlâ...
devamını gör...
225.
yıllardır liselilere okutulan, kapağı ve yazıları olan okutmaç.
devamını gör...
226.
"hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi."
devamını gör...
227.
okuduğum ilk eseriydi ve unutamadığım bir söz bıraktı bana.
"hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır,ben onu kaybettim.ikinci defa oynayamam..."
sevdiği kadına son sozleriydi bunlar ama duyamayacak kadar uzaktı artık.
"hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır,ben onu kaybettim.ikinci defa oynayamam..."
sevdiği kadına son sozleriydi bunlar ama duyamayacak kadar uzaktı artık.
devamını gör...
228.
adını daima kürt mantolu madonna diye okuduğum kitap. *
devamını gör...
229.
sınavda yazarın iki eserini daha yazınız soruma kürt mantolu madonna yazmışlardı. unutamıyorum.
devamını gör...
230.
“ah maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? niçin rüzgârlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? niçin yanımda değilsin?”
ah maria, ah dış dünyayla bağlantısını koparan raif efendi...
öncelikle tekrardan güzel bir alıntıyla başlamak isterim.
"bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiçbir şey yapmadan bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu?"
kitap ön yargıların etkisinden bahsediyor. dışarıdan ne kadar sıradan gözükürse gözüksün insanların iç dünyası basit değildir. onları yakından tanımadan insanların iç dünyalarındaki derinlikleri bilemeyiz. hep başkalarının istediği gibi yaşayan raif efendi hayattan ve tüm insanlardan kendini soyutlamıştır. onu bu memnuniyetsiz hayattan aşık olacağı o gözünü alamadığı kürk mantolu madonna tablosunun sahibi maria puder uzaklaştıracaktır. bir insanın hayatını başka bir insanın nasıl güzelleştirdiğini de göreceksiniz. ama hayatta olduğu gibi kitapta da ömür boyu süreceğini düşündüğümüz mutluluklarımız hazin sonlarla bitebiliyor. bu kitabı ilk kez yanılmıyorsam 8.sınıfta okumuştum. o zamanlar bu kitaba karşı bakış açım, duygum nasıldı hatırlamıyorum. ama eminim şu an ki kadar dokunaklı ve yoğun değildi. bazı kitapları okumak için bir olgunluğa erişilmesi gerektiğini fark ettim. herkes küçükken eminim küçük prensi okumuştur ama çoğumuz küçük prensi gerçekten anlamamışızdır. demem o ki anlayarak ve bazı kitapları zamanında okuyalım. kitap bitti ama etkisinden henüz çıkamadım. her duygulu insanın okuyacağı mükemmel bir kitaptı. okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.
devamını gör...
231.
henüz yeni okumaya başladım ama aglaticak gibime geliyo aşk kitaplarına bayılıyorum
devamını gör...
232.
insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
devamını gör...
233.
234.
kitabını okumadan tiyatro oyununa gittim, oyuncular bilindik değildi fakat oyun çok güzeldi, tavsiyedir.
devamını gör...
235.
bu tanımı tekrar görmüşken gpt dostumuzdan maria puder'i çizmesini rica ettim. açıklaması ve çizim:
maria'nın resmini oluştururken şu detaylara odaklanabiliriz: kısa, dalgalı veya kıvırcık kahverengi saçlar, kendine özgü melankolik ama güçlü bir yüz ifadesi, minimalist ve zarif bir tarz, üzerinde kürk mantosu ve hafif erkeksi bir duruş. bu, maria'nın hem zarif hem de bireysel kimliğini yansıtan bir portre oluşturulmasına temel teşkil eder. şimdi bir çizim hazırlıyorum.
maria'nın resmini oluştururken şu detaylara odaklanabiliriz: kısa, dalgalı veya kıvırcık kahverengi saçlar, kendine özgü melankolik ama güçlü bir yüz ifadesi, minimalist ve zarif bir tarz, üzerinde kürk mantosu ve hafif erkeksi bir duruş. bu, maria'nın hem zarif hem de bireysel kimliğini yansıtan bir portre oluşturulmasına temel teşkil eder. şimdi bir çizim hazırlıyorum.

devamını gör...
236.
bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
gerçekte hep yalnızdım, hiçbir yerde kendimi evimde hissetmedim.
en sevdiğim alıntılarını, kaydetmişim notlarıma.
aklıma geldi bakın yine sinirlendim. pısırık raif!
devamını gör...
237.
satın alırken yanında starbaks kahve çeki hediye edilen sabahattin ali romanıdır.*
devamını gör...
238.
sabahattin ali'nin 1943 yılında yayımladığı bir romanıdır. kitapta dokunaklı bir aşk hikâyesi anlatılmaktadır.
ufak bir alıntı;
"insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar".
ufak bir alıntı;
"insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar".
devamını gör...
239.
"insanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı. bir de ben bu halimle kalkıp başka bir insanın kafasının içini tahlil etmek, onun düz veya karışık ruhunu görmek istiyordum. dünyanın en basit, en zavallı hatta en ahmak adamı bile insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha mâliktir.
niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahlûku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?
niçin ilk gördüğümüz peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçındığımız halde ilk rastgeldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçebiliyoruz?"
bize kalan kısacık zamanlarda sorulan cevapları zor sorular ve bu soruları takip eden sessizliklerin kitabı.
bir sabahattin ali kitabı.
devamını gör...