laf sokmak

laf sokmak için story paylaşan insan

insanlar gerçekten kitap falan okumuyor diye düşündüren ifade.(?)

beklenmedik anda iğneleyici söz söylemek.

çoğu zaman gereksiz ve kırıcı buluyor olsam da hazırcevap olma yetkinliğini de gerektiriyor olması bir tık hayranlık uyandırmıyor değil çünkü hiç bir zaman hazırcevap biri olamadığım gibi insanların zaaflarını iğneleyici bir lafa da çeviremiyordum. bunu insanlar neden yapıyor anlamıyordum. belli bir kuyruk acısı gerektirdiğini deneyimleyerek görüyorum şimdilerde. insanın canı yandıkça diline gelen laflar çok daha keskinleşiyormuş, acısı arttıkça hızlanıyormuş düşüncelerin dile gelmesi. hiç bu kadar çirkinleşebileceğimi düşünmüyordum.

günümüz insanının en sevdiği şeylerden biri, elbisen güzelmiş desen bile 'sana ne' diyecek insanlar var...

ne yapsam da laf soksam, rencide etsem, had bildirsem kafasından çıkamıyoruz bir türlü.

t/ alay etmek, yermek.

kibarcası "laf çarpıtmak" olan deyim.

çok zevkli aslında, hele bir de yerine göre inceden inceye karşındakinin ne dediğini çözemediği o anlarda yüzündeki ilginç ifadeyi görmek muhteşem bir şey. ne yalan söyleyeyim, hak edene laf sokulunca içimin yağları eriyor... istediğim zaman itina ile laf sokabilen biriyim ama bıraktım artık benim için "diyetteyken yememem gereken bir yiyeceği görüp canım çok çekmesine rağmen yememem" gibi bir şey. laf sokmak, çok zevkli ama çok kötü bir şey, yapmayın, size yapılmasına da izin vermeyin, tüm iletişimi baltalıyor, durduk yere düşman edinmeye gerek yok.

spor olarak yaptığım
uzman olmadığım
alan.
ben amatörüm
bu işten para kazanmıyorum
sadece eğleniyorum.
o vakit,
üstüne alınana gelsin.

insanı acayip rahatlatan bir şey. orgazmdan daha zevkli anlar. içimde kalacağına karşımdakine batsın.*

tabii bunun için biraz zeka gerekli.*

üstü kapalı yapıldığında çirkin mi çirkin yavşakça davranışlardan biridir. kafa göz yararak kavga etmek inanın daha mantıklı falan.

korkak insanların işidir.
cesur olanlar dolandırmadan lafı direkt söyler.
cesur ve yürekli olanlara selamlar.

şakalaşmada kabul edilip, gülünür eglenilir. ancak iş ciddiyse lafı gediğine sokarım.

kaşınan insan hareketi. istediğini söyleyen istemediğini işitir.

bir de laf sokup sokup karşıdan cevap gelmeyince iyice coşanlar var. demiyor ki "belki de karşımdaki beni dikkate bile almıyordur." onun yerine "nasıl koydum ama lafı! cevap bile veremiyor." modunda takılıyorlar.

insanlar garip.

halam çok yapıyor bunu... dikkat ediyorum, her seferinde hem de...
benim halam, hükumet gibi kadındır.. meryl streep'i andırır..
öyle bir sokuyor ki lafı ve sonrasında kaşlar ve gözlerle öyle güzel destekliyor ki, o an sen, bir şekilde birine laf sokulduğunu anlayabiliyorsun, rahatlıkla..
enişteye sokuyor tabii lafı.. kendisi de birkaç metre ötede..
hehehe..
çok eğlenceliler...

laf sokmak, kadınsı bir olay gibi gelmiştir bana hep..
kadınların, fiziksel kuvvet eksikliğini aşma nokta geliştirdiği, yegane bir savunma mekanizması..
''ağzınızı caart diye yırtarız'' dediler..
dedik ''ne ağız yırtması?''
''lafta yani'' dediler..

sadece tahrik amaçlıymış...
''hırrr'' gibi bir şey..

''ooo, maşallah.. iyi de laf sokuyormuşsunuz.. tebrik ederim.. ''
yapışır kalır üstüne..
son laf sokucu!

(bkz: 35 metreden çatala asmak) tabirini daha çok seviyorum.

bunu çok iyi yapan birini tanıyorum.

sevmediğim eylem.

yalnız o kadar çeşitli insan tipi var ki etrafta, ne söylesek birilerinin yaşam tarzına, karakterine falan ucu dokunduğu için "sen bu lafı bana mı söyledin?" tepkisi alıyoruz. bazen çok sevdiğimiz insanlara bile dokunuyor ucu.

ama ne yapayım? "sen de üzerine alınıyorsan demek ki saçma sapan şeyler yapıyorsun. o zaman kendi hareketlerini bir düzene koy canım benim." demekten başka seçenek yok.

laf sokmak da bence bir sanat. öyle ki; lafı ettiğin anda hedefteki kimsenin 10 saniyeliğine dünyası mavi ekran olacak. ve kesinlikle laf direkt değil en endirekt yoldan edilecek ki hedefteki kişi anlayana kadar laf zaman aşımına uğrayacak ve cevap hakkı bile kalmayacak.*

bayılırım ama ona yetecek enerjim yok.

yeri ve zamanı ayarlandığın da şiir gibidir.

sanırım ben çok anlayışlı değilim.. açıkça hakettiğini düşündüklerim için veya kimi seviyesiz sataşmalara kayıtsız kalamıyorum. bu yanımı seviyor muyum hayır. (öyle hemen de bırakılamıyor bilin yani. azaltmaya çalışıyorum. bu azaltılmış hali mi de demeyin artık, bu azaltılmış hali.)