leyla ile mecnun (dizi)

yeni leylanın gözleri ilk leyla gibi bakıyor bu kızı bulan adamı tebrik ediyorum, eski performanslarının aynısını vermişler, güldüm ve ağladım, işte bazen hayatta güzel şeyler de oluyor, dizinin tekrar başlaması buna en iyi örnek, tüm ekibe teşekkür ederim

hoşgeldin leyla ile mecnun. hiçbir şey değişmemiş ve aslında her şey ne kadar da değişmiş gördük. mükemmel bir geri dönüş. çoğu şey eski tadını vermez ama bu ekip bambaşka. iyi ki geri döndünüz.

hazır kışa doğru girerken mecnun hırkamı giyip, sevinçle izleyeceğim dizi.

ilk bölümü şimdi izledim. çok hüzünlendim, biraz güldüm,iskender'e sinirlendim. yine de güzeldi. çok güzeldi. şimdi bekle ki bir daha ki cuma gelsin de yeni bölüm yayınlansın.

tekrar hoşgeldin leyla ile mecnun (:

dün gece yeni sezonun ilk bölümünü izledim. ben bir leyla ile mecnun hayranı, hastası olarak çok beğendim. o tadı vermiş yani hiç tereddütünüz olmasın. ciddi anlamda özlediğim şeyi bulmuş gibi oldum. çok mutluyum ya, yıllardır beklediğim an buydu yani ve sonunda gerçek oldu. sevdiğim birine yeniden kavuşmuş gibiyim. tam kadro, aynı hisler, farklı hayatlar ama ne olursa olsun yine de o değişmeyen şeyi orda buldum ya. bu dünyadaki bi dilek hakkımı daha burda kullanmış oldum. yeni leyla da fena olmamış, du bakalım 2. bölümde daha net anlarız onu. leyla ile mecnun sevdalıları, özellikle size sesleniyorum. izleyin, izlettirin şu diziyi. yoksa yemin ederim ağzınızı burnunuzu kırarım. *

çok sevdiğim, zamanında sıkı sıkı takip ettiğim hayran olduğum ilk ve tek yerli dizidir. bu yüzden yeri başkadır.

sekiz yıl aradan sonra gelen yeni bölümleri de en az sekiz yıl öncesi kadar iyi. sanki ara vermeden devam ediliyormuş gibi oldukça başarılılar.

4. bölüm hiç olmamış maalesef. bölüm başlıyor hızlı hızlı bir şeyler anlatmaya çalışıyor, sonra anlatmak istediğini tam anlatamadan bitiyor. yemin ederim bunu izleyeceğime bütün karakterler oturup erdal bakkalda bir saat geyik yapsa ben çok mutlu şekilde izlerim.ama sanırım cengiz bozkurt ile ahmet mümtaz taylan kavga etmiş. bütün ekibin bir araya geldiğini hiçbir sahnede göremedik zaten. bu arada bu çok amatörce bir olay bence. kavgalıysanız kavgalısınz abi çıkıp oynayacaksınız. yan karakterlere zaten süre yetmiyor. yavuz'un ekiple hiçbir alakası yok. bu dizinin süresini bir saat yirmi dakika falan yapsınlar. burak aksak 50 dakikalık bölüm yazmakta zorlanıyor baya.

yeni sezondan ilk bölümü ancak bugün izleyebildim.
10 yıl sonra kimsenin rolden kopmaması harika ve müthiş bir iş.
ilk bölüm itibarı ile başlangıçta bir acaba dedirtse de izledikçe, olmuş ya zamanla iyice oturur, kaldığı yerden devam ediyor hissini verir tadını aldım ben.

tv de yayınlandığı ilk zamanlar çoğu kesim için ilk kez deneyimlenen absurd komedi dizisidir. şahsen türk dizi tarihin zirvelerindendir fakat yeni exxen bölümleri eskisi kadar yüksek kalitede olmasa da her halükarda türk dizileri içinde kafaya oynar.

dizi süresi kısaldığından mı bilmiyorum, her bölüm çok sığ bir çevrede geçiyor. gündelik önemli olan olaylara gönderme nerdeyse hiç yok.
8 önce çok sık gördüğümüz deniz kenarı sahnesi neredeyse hiç yok ismail'in o gemiyi bekleme mottosu olmaması mecnun'la uzaktan konuşmaya çalışmaları artık hiç rastlayamadığımız sahne ilk bölümüyle hiç bir değişiklik yok kaldığı yerden devam izlenimi veren dizi her bölümde eskiye özlemi arttırıyor.

eski ve yeni bölümler birbirinden duygunun izleyiciye geçmesi bakımından farklı. ilk eleştrim ezgi asaroğlu zamanında onun kankası rolünü oynayan oyuncuyu mecnunla evlendirdiler.

eski kadroyu toplayalım diye kadını almaları güzel ama başka bir rol bulamadılar mı acaba. senaryo gereği sırf inat uğuruna evlenmiş olsa da sonuç olarak nikahlı karısı ve yatakta yatarken göründükleri her sahne bana batıyor. çünkü bu sahneler eski diziyle ilgili açık bir tezat barındırıyor ve para için çekiyoruz duygusu uyandırıyor.

iskender ve erdal bakkal bir araya gelmiyor bu başlı başına bir saçmalık. yeni leyla ile mecnun'un yaşadığı duygusal şey neyse o çok havada ve bana hiç geçmiyor.

leyla'nın ablasını oynayan kadın leyla olsaydı bence çok daha iyi bir kast seçimi olurdu. leyla rolünü dolduramayan ama ablasını oynayabilecek kadının sürekli sahnem bitse de gitsem gibi bir hâli var.

2. sezonun (exxen'deki 2. sezon) 8. bölümüyle önce güldürmüş sonra darmaduman etmiş dizidir.
cengiz bozkurt ve serkan keskin şov yapmış bölümde.
keşke ahmet mümtaz taylan ile aralarında soğukluk olmasa da daha çok birlikte oldukları güzel sahneleri de izleme imkanımız olsa dedirten dizidir.
2. sezon ilk sezona göre çok daha iyi, ritmi de yakaladılar, bakalım nereye kadar gidecek.

exxen geçtikten sonra ilk bölüm bizi 8 sene öncesi götürüp muhteşem bir izlenim vermesinden sonra ilk sezon diğer bölümlerinde bu tat uzak olmasına rağmen 2. ve 3. sezon yavaş yavaş eskiyi yakalama yönünde ilerliyor.

fakat güncel konulara ve olaylara hiç dokunulmayan sadece ana hikaye üzerinden ilerlenmesi sıkıcı eskiden her bölümde ütopik olaylarla karşılaşırken exxen döneminde eski zamanlara gidip vazo almak dışında hiç karşılaşmadık böyle sahnelerle yinede iyiki tekrar başlamış diyip bölüm yayın günlerini artık anlamlı kılan bir dizi oldu.

her bölümünü ayrı bir heyecanla beklediğim ve replik kaçırmadan izlediğim absürt komedi dizisi. ilk sezonun leyla’sında takılıp kalmış olsa da aklımız, sonuna kadar aynı tempoyla devam etmiştir. gerek eriğe düşme olsun gerek varlığının tiryakisi olsun müthiş imgeler. dosto vardı bir de en sevdiğim, rusça altyazı geçilen bir dizi. leyla ile mecnun edebiyatı diye bir gerçek var. yeni bölümleri izlerken ruhundan hiçbir şey kaybetmemiş vay be dedirtmiştir.

bazı şeyler zamanında güzel sözünün kanıtı gibi dizi. exxen bölümlerini beğendim ben aslında. ya da türkçe bir şeyler duymaya hasrettim ondan güzel geldi, bilemiyorum tabi ama şu an baktığım zaman çok gerekli gelmiyor. şahane bir ikinci sezon çıkarsalar bile dönüp bakacağımı sanmam. leyla ile mecnun mu kaldı diyor kafamda bir ses. onun dışında set ekibinin birbirini öldürecek noktaya gelmesi vesaire tatsız şeyler. zorlamaya gerek yok, bu insanlar birbirlerini sevmiyor artık. bence salın gitsin. başka projeler üretin.

zaten hiç sevmem 1 şarkıyla 20 yıl kariyer götüren şarkıcıları, 1 kitapla 10 yıl konferans konferans gezen yazarları. bu dizidekiler de bu ekole giriyor artık.

koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler durumu dizilerinden. aynı kalıpla 350 tane dizi çekilen bir sektör televizyonları domine ettiği için insanların biraz farklılık içeren her şeyi sahiplenip fanatiği olmasına kurban gitmiştir bir nevi.

en sevdiğim ve samimi bulduğum dizi olabilir. solda görünce yazmadan geçemedim. daha sonra devam dizisi de çekildi ama bazı sebeplerden dolayı final bile yapmadı yanlış bilmiyorsam. vakit bulduğumda en baştan başlayacağım, o zamanlar güzeldi be.

ali atay' ın daima mecnun oluşu gibi, leyloş' un yerini hiçbir leylanın tutamayışı gibi, iskender abiyle erdal bakkal'ın yan yana sahnelerinin olmayışı gibi, ismail abinin asla gelmeyecek gemiye el sallıyor olması gibi; bazı şeyler eskiden olduğu gibi, bazı şeyler de olması gerektiği gibi. bazılarının da olmasını asla istemeyeceğimiz şekilde ancak asla da önleyemeyeceğimiz şekilde oluşu gibi. ben de her zamanki ben işte. duyamadım nee? aşk olsun be abi, ben öyle bir insan mıyım?

mizahı yüksek ve halk tarafından benimsenmiş bir dizidir. final sahnesini herkesi şaşırtan bir sonla (bkz: ben de özledim) dizisinde anlatılan dizidir. günlük hayattaki olayları absürt bir dil ile seyirci ile buluşturmuştur. bıkmadan izleyeceğim dizilerden biridir. her sahnesinde ayrı bir kahkaha barındırır. izlemeyenler çok şey kaybeder.

güzel bir diziydi. ancak bu dizinin iki dönem olarak değerlendirilmesi gerekir.

birinci dönem; dizinin mihenk taşlarından olan, leyla ve arda'nın olduğu dönemdir. bu dönem, dizi hikayesinin belirli bir metod ile işlendiği, senaryonun izleyeni içine çektiği, ne yapması gerektiğini bilen bir senaryo ekibinin elinden çıktığı belli olan bir hikaye söz konusudur. leyla; esas kız, arda ise; mutlak kötü karakterdir.

esas kız önemlidir. çünkü hikaye onunla başlar. hikayenin başlangcını gören, hikayenin sonunu merak eder. kötü karakter ise; esas kızın geçmişidir. esas oğlanın rakibi, hikayenin yarısını oluşturur. hikaye'nin öncesi için ipucu verir izleyene. bu durum leyla ve arda'nın ne denli önemli olduğunun anlaşılması için yeterlidir.

ikinci dönem ise; leyla ve arda' nın diziden ayrıldığı, hikayenin yarım kaldığı dönemdir. bu dönem; dizi hikayesinin sekteye uğradığı dönemdir. dizi her ne kadar devam etse de, hiçbir zaman ilk dönemde olduğu gibi izleyiciyi konuya dahil edememiştir. iki leyla senaryoya dahil olsa da, esas kız ve mutlak kötü karakterin yerini dolduramamıştır. bir sezon sonrasında ise; iki leyla diziden ayrılmış, yerine başka bir leyla dahil olmuştur. ancak bu hikayede birinci dönemin yerini dolduramamıştır.

eğer diziden ana karakterler ayrılmasaydı; belki de türk dizi tarihinin en kült komedi dizisi olurdu. çünkü; televizyon tarihinde denememiş bir tür ilk defa denenmişti. bu yeni tür, izleyicinin zekası ile dalga geçmiyordu.

dizi günümüzde yeniden çekilmeye başladı. bu paragöz televizyon patronları, güzel olan herşeyi tükettiği gibi, geçmişe ait güzel bir ayrıntıyı, her zaman olduğu gibi yine yok edecektir.

trt de yayınlanırken gerçekten farklı bir yapısı vardı. en komedinin nirvanasındayken bile bir an bir sebepten sizi hüzünlendirebilirken. bunun tersi de olmuştur. ya farklı bir yapısı vardı. exxen de sanki o yapı bozulmuş gibi geldi. samimiyet ve içtenlik kaybolmuş gibi geldi