limon

narenciye ve ya turunçgillerden olan bir meyve.
tuzlayıp yemeyi çok severim . eskiden mersinde oldukça ucuz olan limonu annem aldığında evde köşe bucak saklardı sanki bulamayacakmışım gibi. bulur bir tabağa tuz koyup gizli gizli yerdim aslında bir tane diye başlayıp artık ne kadar varsa bitirirdim . kadın da haklı lazım oluyor sakladığı yere bakıyor ki yok gel de delirme. annem en çok bu yüzden kovalamıştır beni. miden delinecek derdi neyse bu zamana kadar idare etti bi' şey olmadı da şimdilerde acısı çıkıyor herhalde.

çocukluğu antalyada geçenler iyi bilir o limon çiçekleri kokusunu, dalından sarı limonu kopartıp acımasızca yemesini, haa şimdide limon alamıyoruz kilosu olmuş 20

gelişmiş toplumlarda görülen piramit şekli.

içine girdiği her şeyi güzelleştiren şahsına münhasır ekşi meyve.

insan hayati icin en onemli meyvedir. neden diyenler icin. portakal olmasa mesela. sofralar da bir eksiklik olmaz. ama limon. her sofrada mutlaka olmazsa olmaz seydir.

italyan memeli/kara limon, lamas, enterdonat, kütdiken, kıbrıs limonu, lizbon, mayer, misket, molla mehmet , yuzu, buda’nın eli, gibi bir sürü çeşidi varmış.

en ilginç olanı da buda’nın eli bence.

deli para kanka.

kilosu 70 lira olmus. 5 tane aldim. 35 lira verdim.

70 liradan ucuza da bulunabilir abartmayalım lütfen. misal bugün semt pazarında, 37 derece sıcakta, yaklaşık 1,5 saatlik ince araştırmalar sonucunda kilosu 65 tl olan bir tezgah buldum ben. kaçırır mıyım hiç? hemen yapıştırdım yarım kilo. pazarcı "abla 50 liralık yapayım mı?" dedi. ooo en sevdiğim yap tabii 50 tl'lik dedim.

geçen senelerde limon ağacı kesiyordu çiftçi emeğimizin karşılığını alamıyoruz diye. daha da kesen varmış diye de duydum o üretim yapılan taraflarda.seneye bu zamanlar kilosu 300 tl olursa şaşırmam...

bahçemdeki kutsal ağaçlardan biri. sen bir dikersin o yedi verir.

kiz tavlama teknigidir. evet evet. 1 kiza limon emojisi atin, dusurme garantili yontem.

suyu da kabuğu da şifa ve lezzet kaynağıdır.

sute dokuleni makbuldur. limonlu sut, tadindan icilmez.

en çok ziyan edilen, bir sıkılıp atılan, kabuğunun kıymetinin bilinmediği, şeklen ve renk olarak mükemmel, tıpkı zeytin ve badem gibi kutsal saydığım meyve. aynı zamanda mermer bir yüzeyi tahriş edecek kadar asidik *.

- limonun coğrafi olarak çıkış yeri bilinemiyor ama yaygın kanı 4000 yıl önce güney asya’da yetiştirildiğine dair.
- güney asya’dan çin ve arabistan'a oradan roma imparatorluğu'na doğru seyahat etmiş.
- avrupa limonla haçlı seferleri sonucunda tanışabilmiş.
- c vitamini yoksunluğu (üskorpit), amerika’nın keşfinden sonra avrupa ülkelerinin askeri ve ticari filoları, okyanuslarda aylarca seferdeyken, denizcilerin vücutlarında çıkan yaralara sebep olmuş. bu nedenle 1600-1800 yılları arasındaki seferlerde bir milyona yakın denizci ölmüş.
- ortaçağ'da batı'da limonla tanışan aristokrasi sadece çiçeğinin ağacının güzelliği yüzünden bahçelerinde yetiştirmekle, soğuk iklimden korumak için çeşitli önlemler almakla kalmamış onu, sofralarının da vazgeçilmez meyvesi yapmış. krallığı 72 yıl süren, 77 yaşında ölen 14.lui , salatasının üzerinden limon dilimlerini hiç eksik etmezmiş.

sözü uzattım evet, sorun ama niye uzattım.
çünkü birkaç limon kestim ağacımdan, üzerinde yaprak kadar limon var, sarı sarı, top top onlarca limon. kışları soğuk burası, ayaz yapar, don yapar. bahçenin en kuytu yerine dikmiştim sekiz sene önce. olmaz dediler, boşuna uğraşma dediler. sardım sarmaladım, gözüm gibi baktım iki gözümün çiçeğine.