maruz kalınan salakça sorular

daha ne kadar uzayacaksın?
sen uzamaya devam mı ediyorsun?
sen yatağa sığıyor musun ya?
sen yine mi uzadın?

"seni everek artık" bak soru da değil ha. biz yandık sen de yan tabiri bu. brah bırah.

nerelisin sorusuna verilen cevaptan sonra gelen yakanlar mısın yananlardan mı? sorusu. saçmalığın daniskası.

yolda bir teyze durdurup çok merak ettim boyun kaç demişti. karşılık olarak ne kadar kilolusunuz kilonuz kaç dedim pişman değilim

tek bankamatiğin başında uzun bir kuyruk oluşmuştu bekliyorduk;

sonradan gelen birisi gelip sordu, diğer atmler çalışmıyor mu?

yok dayı çalışıyor da biz şöyle cadde boyu trencilik misali birbirimize yaslayalım dedik. ( içses)

neyse bu dürrük yine de gidip kartını soktu, ve atm kartı yuttu.

üzüldüm mü? hayır.

eve girildiğinde sorulan "sen mi geldin?" sorusudur.

neredeyse kırmızı olan saçlarım için doğal rengi mi diye sormuştu biri.

sen yaşıyor musun ya

salakça değil de,

-hiç uyumaz mısın sen?
derler.
kardeşim uyuyoruz herhalde. baykuş muyum ben? sana denk gelmiyordur.
ayrıca baykuşlar da uyur. ayı gibi uyur hemsi.

bir ara bir yerde çalışıyordum. patron beni yanına çağırdı sana bir şey sorucam ama çekiniyorum dedi. dedim estağfirullah buyrun.
ben de genelde aşırı sakin bir insanım. yavaş hareket eder ve yavaş konuşurum.
dedi ki sen hap mı kullanıyorsun? ben de anlamadım dedim yoo ilaç içmiyorum bi hastalığım yok.
yok diyo öyle değil hâlâ diyorum ki nasıl o zaman.
hani sen yavaş konuşuyorsun ya ben de sende bi müptezellik var diye düşündüm diyor.
hayatımda duyduğum ve maruz kaldığım en salakça soru buydu benim için.