meja bence iyi döküldü bu akşam.

gizliden gizliye eli maşalı hatun çıktı içinden; telefonlar, şifreler falan.

ahh, ahh... hayallerimiz vardı*
devamını gör...
artık şu telefon şifresi muhabbeti -sözüm meja reisiçeden dışarı-fazla klişe değil mi?baydı artık şu kezban metaforu..
devamını gör...
halil öyle bir tavır alıyorsun ki cinsel eğilimini anlamak için satır aralarında mekik dokuyor insan.
garip charsın moruk .s
devamını gör...
peki sorum önce mejaya sonra tüm sözlük cemiyetine; sizce bu güvensizlik ortamını yaratan insanın var olan ahlaki ikileminin artık görünür olması mı ,yoksa bütün suç moneyde mi?
devamını gör...
üç günlük dünyada üç aylık ilişkiler için çok fazla kafa yormaya gerek duymuyorum şahsen. bugün şifreyi verirsin yarın evin anahtarını.vermem verene de neden verdin kardeşim demem. iyi yayınlar dilerim bu arada meja.
devamını gör...
ortalığı biraz gereyim mi*

bir de bu ilişkilerin ayrılık vakti geldiğini nasıl anlarız alt başlığı var.

şimdi diyelim, sevgilinizle beraber yaşıyorsunuz. kız da böyle bebek gibi yüzü olan bir elf prensesi olsun. tabi siz bir erkek olarak, bu güzelliğe hemen aşık oluyorsunuz. dibiniz düşüyor. kızı gördükçe kendinizden geçiyorsunuz.

ama ne oluyor? gece uyurken yok ayağınızı oynattınız, yok kolunuzu kıpırdattınız, yok totonuzu salladınız diye hanımefendinin güzellik uykusu bozuluyor ve kalkıp sizi azarlıyor. veya azarlamasa bile, "uyurken çok hareket ediyorsun, rahatsız oluyorum" diye sizden şikayet etmeye başlıyor. işte tam olarak bu detay, kadının artık egosunun kabardığını ve sizi küçük görmeye, aşkınızı küçümsemeye başladığının işaretidir.

çünkü aşık kız, sevgilisinin varlığı yüzünden uyandığında, yanında sevgilisini görünce mutlu olur, döner sarılır, onun kokusu ve varlığından aldığı mutlulukla yeniden uykuya dalar. ama aşkı artık bitirmiş kız, yanındaki adamı fazlalık olarak görmeye başlar ve her hareketinden rahatsız olduğunu sık sık belli eder.
devamını gör...
bjk-tr maçı 1-1 ıyı skor bize. siz zaten meja 2 forvetten birini kesin küstürürsünüz ayaklanız birbirine dolanır bu sene:)
ha bak hazır ilişkiler demişken icardi-wanda ilişkisi diyecektim ama demiyorum bokunu çıkardı sosyal medya zaten o hikayenin de. ama o icardi bu sene dökülür.
devamını gör...
meja son söylediğin kısma özellikle canı yürekten katılıyorum. ana akım medyanın yerini alan öteki medya yani sanal dünya vaatleri,sunduğu seçenekler ve cazibe merkezi oluşuyla normalleşme dediğin spesifik ,yumuşak dayatmanın başlıca silahı ve aracı.
devamını gör...
az önceki ankaralı namığa göre daha dinlendirici oldu
devamını gör...
ha-lil-bab-ba neler oluyor.


#3171614 normalleşme dediğin spesifik ,yumuşak dayatma


viski söylüyom sana:)))
devamını gör...
aqşamınız qayırlı bolsın balalar. biraz geç geldim. aslında olay şu; iki taraf da karşılıklı birbirlerinin hislerini önemsemeli. hep benim dediğim olsun, hep ben konuşayım, hep benim doğrum dünyadaki doğru dendiği sürece o ilişki şu lafı kullanmayı sevmiyorum da toksik hatta bir üst seviyesi kanalizasyon kokulu bir ilişkiye dönüyor. yani altkültür de devreye girerse sen o zaman gör. ergen aşkı gibi. öeh.
devamını gör...
taam siz mayısta konuşursunuz ama biz nisanda :)))
devamını gör...
başlıktan yola çıkarak istek parça yapıyorum. yok istek parça almıyorsanız da cebinizde dursun. uzay boşluğu deyince benim aklıma;
"jimi hendrix -all along the watchtower" geldi ,iyi yayınlar..
devamını gör...
öyle bir dönemdeyiz ki hiç abartmıyorum başımıza gökten taş yağmıyor veya tufan baskını olmuyorsa o da masum sabi sübyanların yüzü gözü hürmetinedir.
devamını gör...
ayak ayak üstüne atmanın neden ayıp olduğunu mantık süzgecinden geçiriyorum bende bir karşılığı olmuyor. ataerkil toplumların dayattığı bir kaç ezberden biriside budur . diğeride babaların evlatlarına sevgilerini belli etmeleri konusunda sürekli bir otokontrol misyonu gütmeleride buna bir örnek ,onunda temelinde yine babadan görülen diktanın çocuğuna uygulama tezahürü ortaya çıkıyor.
ama bu tabular zamanla azalacaktır. zirâ z kuşağı fikirlerini ve hislerini belli etme konusunda hiç fena değiller diye gözlemliyorum .
devamını gör...
birazdan kaçıyorum iyi yayınlar ve iyi geceler :)
devamını gör...
aklıma şu geldi bak, adolf hitler, benito mussolini, francisco franco, antonio salazar, augusto pinochet tarzı diktatörler de karşılarında sigara içilmesinden hoşlanmazlar. bir insanın kendileri karşısında sigara içmesi diktatörler için saygısızlık göstergesidir. işin bir de bu yanı var. bir de tabii napolyon sendromu falan bunlara da girerim de işin içinden çıkamayız.
devamını gör...
birde" kadın dediğin insan içinde kahkaha atmaz ,atarsa yolludur" diyen bir anlayışçık vardır.ve bu anlayış bir dönem bu ülkede başbakan yardımcılığı yaparak iktidara yerleşti.
devamını gör...
bir eylemi analiz etmenin temelinde önce ahlaki olarak bakarım olaya daha sonra yaptığım eylemin çevremde yankısı olumlu mu olumsuz mu bunları tartmak lazım önce , ayak ayak üstüne atmak eyleminde kimin tavuğuna kış deniliyor aga.s
devamını gör...
kısıtlamamakla şımartmak ciddi farklı. boku çıkmıcak tabii.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"meja ile karışık turşu radyo yayını" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim