mevlana’nın islam'a göre kafir olabilme iddiası
başlık "ucuncu gokturk devleti" tarafından 03.04.2021 17:32 tarihinde açılmıştır.
1.
evet yanlış duymadınız, kendisi islam dininin gerçeklerine göre kafirdir. hatta yazdığı sapkınlıklar ile allah aşkı ile uzaktan yakından alakası yoktur.
bunu örnekler ile sizlere anlatacağız.
celaleddin rumi, yazdığı kitabın vahiy olduğunu iddia etmektedir! tasavvufta bu çok görülmez. zira tasavvuf ehli, velilerin tasavvufta vahiy aldıklarına inanırlar….
kitabının bir başka yerinde celaleddin rumi şöyle diyor:
“bu, ne yıldız bilgisidir, ne remil, ne de rüya. tanrı, doğrusunu daha iyi bilir ya, tanrı vahyidir! sofiler, bunu halktan gizlemek için gönül vahyi demişlerdir!”….”
(mesnevi-celaleddin rumi meb yayınları, c: 4 s: 151)
celaleddin rumi, tasavvufi görüşlerini “tanrısal aşkı” kendisinde bulduğunu söylediği şemsi tebrizi’den almış.
“celaleddin rumi, aşkla, müzikle, raksla ve şiirle beslenip gelişen ve dinler üstü yolda kadına da büyük bir önem vermiş onu da hayata almaya çalışmış ve insanlığın, kadınla bir bütün olduğunu duymuştu. o herşeyden önce kadının kapanmasının, örtünmesinin aleyhindeydi. mesnesvisin’de kadını yaratılmış değil, yaratan (!) bir kudret olarak öven, sert ve kaba ruhlu erkeklerin kadına zulmedebildiklerini söyleyen, asil insanların ince ruhlu olgun kişilerinse kadına bağlı olacaklarını, hatta onun reyine uyacaklarını ona hürmet edeceklerini bildiren celaleddin rumi “fihi ma fih”inde, bir fasılda, kadını ekmeğe benzetmek celaleddin rumi bu şeylerin kendisine gelen vahiy olduğunu iddia ederek resmen mesnevi’yi kur’an’la yarıştırmaktadır.
dilerseniz mesnevi’nin girişi ile yavaş yavaş konuyu detaylantıralım:
“bu kitap mesnevi kitabıdır. mesnevi hakikate ulaşma ve yakin sırlarını açma hususunda din asıllarının asıllarıdır. tanrı’nın en büyük fıkhı (!) tanrı’nın en aydın yolu! tanrı’nın en açık burhanıdır… kur’an’ı apaçık bir hale koyar, rızıkların bolluğuna sebeb olur, huyları güzelleştirir. şanları yüce özleri hayırlı katiblerin elleriyle yazılmıştır. temiz kişilerden başkalarının dokunmasına müsade etmezler. mesnevi, alemlerin rabbinden inmedir! batıl ne önünden gelebilir, ne ardından. tanrı onu korur, gözetir!….”
(mesnevi-celaleddin rumi meb yayınları c: 1 s: 11)
celaleddin rumi’ye göre şeyhin, pir’in, ermişin her ne isim verilirse verilsin tasavvufun ulu zatlarının söyledikleri ve yazdıkları şeyler aynıyla vahiy’dir. tıpkı kendisinin de itiraf ettiği mesnevi kitabında olduğu gibi!…
maalesef celaleddin rumi, kitabına hindistan’dan sadece kelile ve dimne masallarını almamış, erotik hint kültürünün ürünü olan kamasutra’dan da alıntılar yaparak bunları “alemlerin rabbin’den inmedir” diyerek sunmuştur.
celaleddin rumi, kur’an’ın lokman suresinin 27. ayetini kendi kitabı için nasıl alet ediyor:
“….ormanlar kalem olsa, denizler mürekkep olsa yine mesnevi’nin biteceğini umma…” (mesnevi-celaleddin rumi c: 6 s: 178)
mevlana sahabe hanımlarını bile zan altında bırakmaktan sakınmaz, onları savaşa gitmiş kocalarını aldatan ahlaksız kadınlar olarak tasvir eder. fihi mâ fih’te şöyle bir hikâye anlatır; “rivayet ederler ki; peygamber, sahâbeyle bir savaştan gelmişti. bu gece şehrin dışında yatacağız, yarın gireceğiz şehre diye davul çalın buyurdu. a tanrı elçisi dediler, sebebi ne? olabilir ya dedi, kadınlarınızı yabancı erkeklerle buluşmuş görürsünüz; canınız sıkılır; bir fitnedir, kopar. sahâbeden biri (verilen emri) işitmeyip gitti ve karısını bir yabancıyla buldu. (1) (1)[fihi ma fih, 20. bölüm, meb yay., ist /1990. s. 136-137.
şems mevlana’nın 15 yaşındaki cariyesi kimya hatun ile evlenmiş, ki kendisi 65 yaşında idi. şems-i tebrizi’ye, karısı kimya hatun’u bazen allah olarak, daha doğrusu ona, allah, karısı şeklinde görünür-dü. mevlana; bir çadırda şems’i kimya hatun ile oynaşırken gördü. mevlana oynaşmaları için biraz dışarıda dolaşıp, sonra hocasının yanına geldiğinde şems; ‘o kimya hatun değildi. yüce tanrı beni o kadar sever ki, sevdiğim kimse suretinde yanıma gelir. az önce senin beni halvet halinde gördüğün kadın da kimya hatun değildi, allah kimya hatun şeklinde bana gelmişti’ der. (2)eflâkî, menakıb’ul-arifin, c.2, s.72.
ve daha birçok örnek ile çoğaltılabilir. dünya'daki islamafobi var deyip bu adamın çılgınlar misali islam olmayanlar tarafından bile övülmesinin islam ile alakası yoktur. çünkü kendisi islam değil sapkın bir insandır.
zamanın fethullah gülen'i olan moğollar ile iş birliği yapan bu muhteremin foyası da ortaya dökülmüştür.
dipnot: birileri "yeter ya konya'lı yok mu burada demiş, bu başlığı açan zsten konyalı hem de mevlana denilen elemandan daha evvel zamanlarda konya'ya yerleşmiş olan bir ailenin evladı. gerçeklere gözünüzü ve kulağınızı kapatamazsınız. araştıranlar görür ve öğrenir. onların sapkınlığı yazmak suç ama sapkınlığı yaşamak suç değil. hadi oradan.
bunu örnekler ile sizlere anlatacağız.
celaleddin rumi, yazdığı kitabın vahiy olduğunu iddia etmektedir! tasavvufta bu çok görülmez. zira tasavvuf ehli, velilerin tasavvufta vahiy aldıklarına inanırlar….
kitabının bir başka yerinde celaleddin rumi şöyle diyor:
“bu, ne yıldız bilgisidir, ne remil, ne de rüya. tanrı, doğrusunu daha iyi bilir ya, tanrı vahyidir! sofiler, bunu halktan gizlemek için gönül vahyi demişlerdir!”….”
(mesnevi-celaleddin rumi meb yayınları, c: 4 s: 151)
celaleddin rumi, tasavvufi görüşlerini “tanrısal aşkı” kendisinde bulduğunu söylediği şemsi tebrizi’den almış.
“celaleddin rumi, aşkla, müzikle, raksla ve şiirle beslenip gelişen ve dinler üstü yolda kadına da büyük bir önem vermiş onu da hayata almaya çalışmış ve insanlığın, kadınla bir bütün olduğunu duymuştu. o herşeyden önce kadının kapanmasının, örtünmesinin aleyhindeydi. mesnesvisin’de kadını yaratılmış değil, yaratan (!) bir kudret olarak öven, sert ve kaba ruhlu erkeklerin kadına zulmedebildiklerini söyleyen, asil insanların ince ruhlu olgun kişilerinse kadına bağlı olacaklarını, hatta onun reyine uyacaklarını ona hürmet edeceklerini bildiren celaleddin rumi “fihi ma fih”inde, bir fasılda, kadını ekmeğe benzetmek celaleddin rumi bu şeylerin kendisine gelen vahiy olduğunu iddia ederek resmen mesnevi’yi kur’an’la yarıştırmaktadır.
dilerseniz mesnevi’nin girişi ile yavaş yavaş konuyu detaylantıralım:
“bu kitap mesnevi kitabıdır. mesnevi hakikate ulaşma ve yakin sırlarını açma hususunda din asıllarının asıllarıdır. tanrı’nın en büyük fıkhı (!) tanrı’nın en aydın yolu! tanrı’nın en açık burhanıdır… kur’an’ı apaçık bir hale koyar, rızıkların bolluğuna sebeb olur, huyları güzelleştirir. şanları yüce özleri hayırlı katiblerin elleriyle yazılmıştır. temiz kişilerden başkalarının dokunmasına müsade etmezler. mesnevi, alemlerin rabbinden inmedir! batıl ne önünden gelebilir, ne ardından. tanrı onu korur, gözetir!….”
(mesnevi-celaleddin rumi meb yayınları c: 1 s: 11)
celaleddin rumi’ye göre şeyhin, pir’in, ermişin her ne isim verilirse verilsin tasavvufun ulu zatlarının söyledikleri ve yazdıkları şeyler aynıyla vahiy’dir. tıpkı kendisinin de itiraf ettiği mesnevi kitabında olduğu gibi!…
maalesef celaleddin rumi, kitabına hindistan’dan sadece kelile ve dimne masallarını almamış, erotik hint kültürünün ürünü olan kamasutra’dan da alıntılar yaparak bunları “alemlerin rabbin’den inmedir” diyerek sunmuştur.
celaleddin rumi, kur’an’ın lokman suresinin 27. ayetini kendi kitabı için nasıl alet ediyor:
“….ormanlar kalem olsa, denizler mürekkep olsa yine mesnevi’nin biteceğini umma…” (mesnevi-celaleddin rumi c: 6 s: 178)
mevlana sahabe hanımlarını bile zan altında bırakmaktan sakınmaz, onları savaşa gitmiş kocalarını aldatan ahlaksız kadınlar olarak tasvir eder. fihi mâ fih’te şöyle bir hikâye anlatır; “rivayet ederler ki; peygamber, sahâbeyle bir savaştan gelmişti. bu gece şehrin dışında yatacağız, yarın gireceğiz şehre diye davul çalın buyurdu. a tanrı elçisi dediler, sebebi ne? olabilir ya dedi, kadınlarınızı yabancı erkeklerle buluşmuş görürsünüz; canınız sıkılır; bir fitnedir, kopar. sahâbeden biri (verilen emri) işitmeyip gitti ve karısını bir yabancıyla buldu. (1) (1)[fihi ma fih, 20. bölüm, meb yay., ist /1990. s. 136-137.
şems mevlana’nın 15 yaşındaki cariyesi kimya hatun ile evlenmiş, ki kendisi 65 yaşında idi. şems-i tebrizi’ye, karısı kimya hatun’u bazen allah olarak, daha doğrusu ona, allah, karısı şeklinde görünür-dü. mevlana; bir çadırda şems’i kimya hatun ile oynaşırken gördü. mevlana oynaşmaları için biraz dışarıda dolaşıp, sonra hocasının yanına geldiğinde şems; ‘o kimya hatun değildi. yüce tanrı beni o kadar sever ki, sevdiğim kimse suretinde yanıma gelir. az önce senin beni halvet halinde gördüğün kadın da kimya hatun değildi, allah kimya hatun şeklinde bana gelmişti’ der. (2)eflâkî, menakıb’ul-arifin, c.2, s.72.
ve daha birçok örnek ile çoğaltılabilir. dünya'daki islamafobi var deyip bu adamın çılgınlar misali islam olmayanlar tarafından bile övülmesinin islam ile alakası yoktur. çünkü kendisi islam değil sapkın bir insandır.
zamanın fethullah gülen'i olan moğollar ile iş birliği yapan bu muhteremin foyası da ortaya dökülmüştür.
dipnot: birileri "yeter ya konya'lı yok mu burada demiş, bu başlığı açan zsten konyalı hem de mevlana denilen elemandan daha evvel zamanlarda konya'ya yerleşmiş olan bir ailenin evladı. gerçeklere gözünüzü ve kulağınızı kapatamazsınız. araştıranlar görür ve öğrenir. onların sapkınlığı yazmak suç ama sapkınlığı yaşamak suç değil. hadi oradan.
devamını gör...
2.
bugün gördüğüm ikinci mevlana başlığı. sözlük türbeye döndü.
devamını gör...
3.
vahdet-i vücut anlayışından dolayı %100 haklı, doğru, mükemmel, olağanüstü tespit.
devamını gör...
4.
kendisini islam sana yazarın zırvasıdır. itibar etmeyiniz.
devamını gör...
5.
yeter ulan yeter. bıktıran başlıklardan birisidir. bu sözlükte şerefli gururlu konyalı yok mu? neredesiniz bu başlıklara prim vermeyin.
bırakın kardeşim mevlananın peşini ayıptır.
adamın arkasından konuşmayın.
siz benim arkamdan konuşuyormuşsunuz, gıybet ediyormuşsunuz, yüzüme de söyleyemiyormuşsunuz. benim gibi acizden korkmuşsunuzda, allah'tan korkmamışsınız.
bırakın kardeşim mevlananın peşini ayıptır.
adamın arkasından konuşmayın.
siz benim arkamdan konuşuyormuşsunuz, gıybet ediyormuşsunuz, yüzüme de söyleyemiyormuşsunuz. benim gibi acizden korkmuşsunuzda, allah'tan korkmamışsınız.
devamını gör...
6.
ölünce önce bu yazara gidilip icazet aliniyormus..
kim kâfir kim müslüman diye..
tövbe tövbe..
kim kâfir kim müslüman diye..
tövbe tövbe..
devamını gör...
7.
mevlana'nın sözlerini benimsemiş ve sıkça sosyal medyada kullanırdım. ancak şems ile dialoğu ve kaynaklarıyla ile ilgili birkaç bilgi okumuştum, mesela dobralığı ile nam salmış nasreddin hoca diye geçen şahıs ile ilgili çakışması vs. sonuçta artık benim için sıradan biri.. kafirliğe gelince kim ne kadar doğru o da muamma, düne kadar arap zihniyetini ve dayatılan islami görüşleri ''kendimce'' sorgulamış ve artık arap ve zihniyetinden çook uzakta olan tengrici türk bireyim.
devamını gör...
8.
inanan bir insan olarak gözüktüğünden kafirden ziyade münafık olarak adlandırılabilir. gerçi öyle olsa da önemi yok. hesabını kendi verecek nasıl olsa. bizi ilgilendirmez. *
devamını gör...
9.
"islama göre" ya da "kuran'a göre" demek "allah'a göre" demektir. içimizde tanrılığını ilan eden yazarlarımız da varmış. 'mesneviyi okudum benim yorumum şu' dese anlaşılabilir olacak iddaya 'islama göre' başlığı atıyor neden çünkü onun fikirleri çok mükemmel başka bir alternatifi olabilir mi? hiç öyle bir ihtimal var mı aa lütfen.
keza mesneviyi baştan sona okuduğunu hiç sanmıyorum her dinci gibi önümüzdeki örnekte bulunan tanrı yazarımız da kırpılmış paragrafların kendi büyük ve çok doğru olan fikrini oluşturmaya yettiği görüşünde.
kibir; kendisinden habersiz, kendini bilmeyen insanın durumudur. tıpkı güneşten haberi olmayan buzun kendini bir şey zannetmesi gibi. hz mevlana
keza mesneviyi baştan sona okuduğunu hiç sanmıyorum her dinci gibi önümüzdeki örnekte bulunan tanrı yazarımız da kırpılmış paragrafların kendi büyük ve çok doğru olan fikrini oluşturmaya yettiği görüşünde.
kibir; kendisinden habersiz, kendini bilmeyen insanın durumudur. tıpkı güneşten haberi olmayan buzun kendini bir şey zannetmesi gibi. hz mevlana
devamını gör...
10.
tam olarak emin olmamama rağmen geçerliliği olabileceğini düşündüğüm bir iddiadır. neden, çünkü kuran kafanıza göre işinize geleni beğenip işinize geleni yok sayabileceğiniz bir kitap değildir. her bir ayeti kanun hükmündedir ve bunlara uyulması emredilir. benim şüphelerim ise bizzat mevlananın şahsiyetine değil genel olarak sufizmden yana. kuran allah'ın ontolojik yapısı ve nitelikleri açısından nettir, bu konuda tartışmaya yer yoktur. fakat sufizm biraz panteizme kapı aralayabilen bir öğreti. eğer mevlana'nın duruşu buysa o halde kafir olduğu söylenebilir. çünkü şirk koşmuş olur. ama mevlananın teolojik görüşü konusunda emin değilim o yüzden bunlar sadece izlenimlerim.
devamını gör...
11.
başlığı açan çok güzel bir şekilde açıklamış, günümüzde sözde islamı tasvir eden bu zat, zamanında yemediği b*k kalmamış üstüne kendi kitabını, yüce allah'ın kitabı olan kuran-ı kerim ile kıyaslamış, hatta allah kendi kitabı için
"hayır! şüphesiz bunlar (âyetler), değerli ve güvenilir kâtiplerin elleriyle (yazılıp) tertemiz kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifelerde (yazılı) bir öğüttür; dileyen ondan (kur'an'dan) öğüt alır." (abese 11, 12, 13, 14, 15, 16.)
derken, celal de kendi kitabı için "bu kitap şerefli katipler tarafından yazılmıştır." diyen iftiracı ajandır, kendi düşünceleri ve kitabı zaten tamamen islam ile çelişmektedir.
"hayır! şüphesiz bunlar (âyetler), değerli ve güvenilir kâtiplerin elleriyle (yazılıp) tertemiz kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifelerde (yazılı) bir öğüttür; dileyen ondan (kur'an'dan) öğüt alır." (abese 11, 12, 13, 14, 15, 16.)
devamını gör...
12.
allah akıl fikir versin iddialarıdır.
devamını gör...
13.
şems' den önce bildiğin cübbeli ahmet di kendisi. ama şems'den sonra adam doğru yolu buldu.
devamını gör...
14.
mevlana dediğin şahsiyet 5 vakit namaz kılan cami hocası geri zekalı.
cüppeli ahmetin ateist olduğunu iddia etmek kadar absürt bişey bu.
bir tane ilahiyat profesoru cüppelinin soylediklerim alinti yaparak bunlar şirk koşmak demişti ve haklıydı.
mevlananın yazdığı sey pek caiz sayılmayabilir.
ama günde 5 vakit namaz kılan hz muhammed için şiirler yazmış tarikat şeyhine gelip kafir demek harbi aptallık.
cep telefonuyla oynamak yerine biraz dönemin şiirlerini okusan burda yazdığı kitabin onemini vurgulamak için abartı sanatını uyguladığını anlayabilecektin.
z kuşagının cep telefonuyla büyümesi ciddi geri zekalılık yapıyor. 30 yaş altına telefon yasaklanmalı günde 1 saat kitap okuma zorunluluğu getirilmeli.
cüppeli ahmetin ateist olduğunu iddia etmek kadar absürt bişey bu.
bir tane ilahiyat profesoru cüppelinin soylediklerim alinti yaparak bunlar şirk koşmak demişti ve haklıydı.
mevlananın yazdığı sey pek caiz sayılmayabilir.
ama günde 5 vakit namaz kılan hz muhammed için şiirler yazmış tarikat şeyhine gelip kafir demek harbi aptallık.
cep telefonuyla oynamak yerine biraz dönemin şiirlerini okusan burda yazdığı kitabin onemini vurgulamak için abartı sanatını uyguladığını anlayabilecektin.
z kuşagının cep telefonuyla büyümesi ciddi geri zekalılık yapıyor. 30 yaş altına telefon yasaklanmalı günde 1 saat kitap okuma zorunluluğu getirilmeli.
devamını gör...