moral bozukluğu ile baş etme yöntemleri

giderim bir lokantaya, kimseye ses etmeden, görünmeden, çağırmadan kimseyi, düşük suratımı görmesinler diye -
bir lokantada otururum. rakı isterim. yanına bir şey istemem, bilmiyorum ki biraz söğüş belki peynir veya süzme var mı?
yeter.
bu, param varsa yaptığım bir şey. olur ya, biz de ağa torunu değiliz. bazan olmiyo paramız. keyfin veresiyesi olmaz. o zaman bir yere gitmeyiz.

param yoksa kemal sunal filmleri çok iyi gelir. ya da seneca okurum. kemal sunal'ın alternatifi nasıl seneca olabilir? olur olur.
seneca öneririm. kemal sunal'a gülmezsin belki ama. seneka amcam vakurluğun kitabını yazmış adamdır. yok mecazen değil. kitabını yazmış. kitabı var ya. size yollii-im.

müzik dinlemek ve kendini komple o dinlenilen müziğe bırakmak.

sicak bir duşun cozemeyecegi problem yok gibi.

deep turkish web,
lanetkel,
beyaz futbol.
ha bir de sarhoşken yapılan seks.

depresyonu bile çözer.

moral tamiri. evet.

bu konuda hiçbir şey yapmamak herhangi bir şey yapmaktan evladır

sizi mutlu eden şeylere, mutlu eden insanlara yönelmektir. mutlu edecek müzikler dinlemek ve mutlu eden şeyler yemektir.

her ne ise bana da yollayın. artık bu hisle baş edemiyorum. herkesin hiç hak etmediği şeyleri yaşadığı yerde bir gram bile önemli olmamak çok zoruma gidiyor.

bir bardak kahve tüm yaraları sarar.

biraz keyifsiz uyandım. birkac haftadır üst üste negatif uyaranlar buluyor beni, yoruluyorum.
duşa girdim. kişisel bakım bı şeyler. çıkışta saçıma ayrı, ayağıma ayrı, vücuduma ayrı, yüzüme ayrı krem. deodarant parfüm. tertemiz cicili bicili pijamalar. ayağımdaki ve elimdeki ojeleri de yeniledim.
şu an kendimi prenses gibi hissediyorum, keyfim gıcır;)

salıncakta sallanmak
deneyin hak vereceksiniz öyle ki dünyaya asteroit çarpacak olsa çok da tın dersiniz.

kedi yiyen fare modeli tanım: moralini bozmamak. evet.

bilemedim bulamadim portakal yedim az önce biraz iyi hissettirdi yani kahrolsun kapitalizm

türkiye'de yaşadığını ve bu konuda yalnız olmadığını hatırlamak.

kaçmaya çalışmak derdim. gülmeye çalışmak.
şimdi biraz da yaşanmasına izin vermek diyorum, bastırmamak. belli ki orada çözmek gereken bir rahatsızlık, bir problem var ama yine de gülmeye çalışmak derim fazla uzatmadan, yormadan kendini.

kendinle yüzleşmek. dal bakalım bi' en dibe. bulandır suları ve dibi gör.
sonra aynaya bak ve de ki: kendine gel damına konduğumun gerizekalısı! sen bu değilsin.

sebebini bulmaya çalışmak. yoksa, ne yaparsan yap geçmiyor. en beklenmedik anda ortaya çıkıyor. kaynağını bulabilirsen üstesinden gelmek kolaylaşıyor. onun haricinde her şey bir sürü vakit kaybı.

yaklaşık iki haftadır bok gibi geziyordum. kafam dağınık, keyif almıyorum. geçen haftasonu oturdum düşündüm neden diye. önce sebebini buldum. sonra, buna dahil olan iş arkadaşıma da dertlerimi anlattım. karşılıklı olarak birbirimizi örselediğimizi fark ettik. şimdi de, oturduk birlikte götümüzü topluyoruz. yüzleşmeden olmuyor gençler. tecrübeyle sabit.