müge anlı ile tatlı sert

dünkü programda anasını babasını kaybeden osman'ın çığlıkları ile sarsmış programdır. 3 yıl oldu, konya bürokrasinden şikayetçiyim. kimseyi vurmak istemiyorum nolur yardım edin demiştir. anamın babamın katilini bulun demiştir.
ahh be osman, ananın babanın katili bulunsa ceza alsa, 5 seneye denetimli serbestlikle dışarı salınır.
adam öldürenler 1 sene içinde dışarı salınıyor anlamadığımız bir sebeple..
yakında herkes kendi adaletini sağlamaya çalışırsa şaşırmayacağım.

betül'ün at hırsızı babası şimdi de cinci hoca bulup olayı afganlılara, cemaatlere getirmeye çalışıyor. üç kuruşluk ıq'larıyla bizi ikna ettiler. bu olay uğur'da patlar. onda bu potansiyel var. bu salaklıkla iyi yaşamış bugüne kadar. büşra da bundan susuyor tahminimce. tek üzüldüğüm osman, inşallah peşine düştüğün kendinden vazgeçtiğin bu cinayetin failleri bir an önce bulunur annen baban huzur içinde mezarında yatar.

bizim kültürümüze uygun değil diye eleştirilen dizilerin kapatılıp eleştirilip soluk almadan açılan tv programı. *

bu insanlar bu ülkede yaşıyor. biz bu insanlar gibi bir çok ruh hastasıyla temas kuruyoruz. bazen yanlarından geçiyoruz. işkence gören çocukların yüzüne gülümsüyoruz. yüzleri donuk pamuk gibi çocuklar. bundan 10 15 sene sonra anne babasından farklı olmayacak çocuklar. yüzüne tiksinerek bakacağımız çocuklar...

adaletin aranıldığının iddia edildiği, bazı neden sonuç ilişkisi kuramayan kişilerce çok sevilen kadının sunduğu program.

istanbul sözleşmesi'nden çıkan, kadın - hayvan - lgbti cinayetlerine çözüm üretmeyen, adaleti bitiren akepenin kanalında yayınlanan program.

her çıkan da siz olmasanız çözülemezdi vs diyor.

bu durumda adalet ihtiyacı olan buraya mı çıkmalı? buraya çıkmazsak adalet sağlanmıyor mu? önkoşul mudur kendisi? keşke akepe adalet sağlasaydı da sadece kayıp vs gibi durumlarda "hızlı çözüm sağlandığı, daha çok kişiye ulaşılabildiği" için olsaydı bu program.

bir önceki entrymden farklı olduğu için ayrıca yazmak istedim.

çok değişik bir ülkede yaşıyoruz. barınamıyoruz diyerek sokakta yatan gençler gözaltına alınırken, açıkça uyuşturucu kullandığını belirten kişiler elini kolunu sallayarak her gün bu programa geliyor ve sanki sigara ya da içki gibi legal bir şeydan bahseder gibi normal şekilde bahsediyorlar.

yandaş olmanın böyle avantajları varsa demek ki.

bu ülkede polis, jandarma ne yapıyor ya? ne kadar rahat konuşuyorlar ot yetiştirmeyi falan. gerçekten biz şehirde ot gibi yaşıyoruz. bir olayda ot muhabbeti vardı, şimdiki olayda da var. tebrik ediyorum. türk halkını ayrı, polis ve jandarmayı ayrı.

edit: reyting için nerdeyse zorla kadın cinayeti işletecekler. kadın adamdan bıkmış, adam çok şiddet uygulamış 41 yıl boyunca. ısrarla barış da barış. adam kadını öldürürse alır o reytinginizi münasip yerlerinize sokarsınız müge ve ekibi.

büyükşen cinayetinde tutuklu bulunan afgan çobanın serbest bırakılmasından sonra bugün canlı yayına katıldığı ve akli melakeleri yerinde olan herkesin kurulan senaryoya inanmadığı ve asıl katillerin hala dışarıda olduğu olayı inceleyen program.

3 kuruşluk aklıyla yalan söyleyip sonra söylediği yalanı unutup yenisini söyleyen sevimsiz güruhun bir üyesi olan bir adet yüksel "bey" içeren program.

konuşurken 2 lafı düzgün şekilde bir araya getiremeyen adam(!)lar maşallah kadın öldürmeyi çok iyi biliyorlar! bıktık artık şu insan profilinden be! hem kadınlığından faydalanıyorlar hem parasını yiyorlar hem canını alıyorlar... kelime bitti artık yahu, yeter yeteeer!

yemin ediyorum süper kahraman olsam birini bile sağ bırakmazdım bunların.



gözünü sevdiğimin dexter'ı, her eve lazım!

şuna bak, şundaki konuşma şekline bak!.. sinir krizi geçirtir insana.

bir de zaman kazanmak için her soruya "ney?" diye karşılık vermez mi... laf söyledi balkabağı, yatır yere bas y**ğı!

ağzımı, niyetimi, her bir şeyimi bozuyorum bunları görünce...

edit: bir de evliymiş 100 babalı temiz aile çocuğu!..

an itibarıyla çok saçma bir olay yaşanan program.

bir kadıncağız kayıp. kocasının yanına gittiler eve. adam çelişkili ifadeler veriyor. reklam girdi, reklam bitti ve program yeniden başladı. adam kendisini evdeki bir odaya kapatmış. program ekibini evden kovmuyor ama odadan da çıkmıyor. * çocuk gibi...

belli ki kadına bir şey yapmış. soru soruldukça "bu konuda konuşmak istemiyorum" diye kıvırtıyor. iyi de konu bu? başka hangi konuda konuşacaksın programa bağlanıp?

meh!

“dün bir kadın cinayetine daha tahammülümüz kalmadı demiştik ama…” ile başlayan bir cümle kurdu.

aloo! sen istanbul sözleşmesini kaldıran kişilerin kanalında çalışıyorsun. destekleyen demiyorum, bizzat kaldıran. utan bu lafı derken. madem düşüncen buydu niye sözleşmeden çıkıldığında sesini çıkarmadın! nefret ediyorum bu kadından!

edit: adalet, vaktinde sağlanırsa adalettir dediler bir de. keşke kadın ölmeden adalet sağlansaydı da bu olayı yaşamasaydı. ayrıca hepimiz müge anlı programına torpil yapıldığını biliyoruz. programa çıkmayan için adalet yok. millet mecbur duruma getirildi artık, adalet isteyen mecbur bu programa çıkıyor.

edit2: yazık değil mi 23 yaşında kıza yaşattığınız 3 reyting için. iğrençsiniz ya, yazıklar olsun! hem kızı programda tutuyorlar, hem de yanında olayları anlatıyorlar. annesini kaybetmiş kıza bunlar yapılır mı!

genç yakışıklı erkekle parayı yiyip içip gez, ayrılınca da parayı geri iste. çocuk başına silah dayamamış, paranı zorla almamış, sen çocuğunun geleceği olan evleri satıp yine çocuğun yaşındaki adamla çatır çatır ye sonra " müge apla paramı versin".

adama ilk mesajı sen atıyorsun, arıyorsun ediyorsun, sırf seninle kalsın diye para yediriyorsun, ayrılınca da "paramı ver"

müge de erkek düşmanı zaten, parayı söke söke alırmış yok 8 yıl hapis cezası varmış, al bakalım nasıl alacaksan, o zaman eski sevgililerimize hepimiz hediye aldık beraber para yedik tatillere gittik gezdik dolaştık yedik içtik, hepimiz dava açalım paramızı alalım geri. böyle şey mi var?

son zamanlardaki vakaların çoğu bir noktada tıkandığından olsa gerek, saçma bir konuyla günü kurtarmaya çalışan program.

ya çok önemli bir meseleye yayın yasağı geliyor ya da potansiyel suçluların dönüp dolaşıp aynı ifadeleri tekrarlamaları nedeniyle kısır döngüye giriliyor. yani açıkçası şu an bakıcı emel hanım'ı ya da her cümleye "hayır ben..." diye başlayan ve
illallah ettiren fatma adlı kadını her gün her gün konuşturmanın hiçbir anlamı yok. yani ha onlar boş konuşmuş ha bu "dolandırıldım" diyen kadın ve eski sevgilisi boş konuşmuş; ikisi de aynı kapıya çıkıyor ve ikisi de hiçbir şeye derman olmuyor.

olaya gelince... safiye'nin dolandırıldığı bir parça doğru evet. adam evlerini sattırıp yerine bir başka şehirde yenisini aldırmak yerine kendisine araba alıp kalanı da kumarda yediğine göre... ayrıldıktan sonra arabayı da alıp gittiğine göre... bunlar normal hareketler değil. "araba sende kalsın dedi" diyor ama "lanet olsun arabana da" diyerek çıkıp gidebilirdi. işine gelmiş belli ki.

kadına gelince; o da bir parça da olsa hak etmiş başına geleni bence. tamam, sevmiş, inanmış, bu yüzden de bu şekilde bir belaya uğramamalıydı ama kendi oğlundan 2 bin lirayı esirgeyip elin adamına 2 ev parası yedirmeye gelince epey cömert olan insana da yazık demek gelmiyor içimden. oğlu büyümüş, reşit olmuş falan tamam ama kaç yaşına gelirsek gelelim annelerimizin, babalarımızın evladıyız. o değişmez bir durum. evladı yardım istediğinde "bana ne" diyen insanı sevmiyorum ben. tabii evlat lanet bir insan değilse ve hiçbir şeyin kıymetini bilmeyip anasından babasından para tırtıklayıp boş beleş işler peşinde koşmuyorsa... bu olayda okulla ilgili masraflar için para istediği söylendi. eğer doğruysa, kadın yerden göğe haksız o konuda.

bir de ilk çıktığı gün kadın haklı gibiydi ama şimdi her şeyi inkâr ediyor oluşu numara yaptığını düşündürmeye başladı artık. nasıl ki sevgilisi "bu bağlananlar yalan söylüyor" dediğinde insanın inanası gelmiyorsa, kadının da hem sevgilisinin hem oğlunun hem eski kocasının her dediğine "hayır, öyle bir şey olmadı" demesine de inanasım gelmiyor.

yine sinirimi bozan tiplerle dolu program.

şimdi ben anlamıyorum; geliyor programa şu kadar para kapatırdım, bu kadar altınım gitti diye anlatıyor. ya siz nereden buluyorsunuz o kadar parayı, altını? hayır gelen profiller de belli. çalışıp o yaşta kazanmış olmalarının bir yolu yok. hepsinin mi babası dedesi tarla zengini bunların?

şurada 10 senedir aynı bilgisayarı kullanan ve yenileyemeyen biri olarak cidden zoruma gidiyor arkadaş!

edit: anlattıkça ne kadar leş hayatlar yaşadıkları da ortaya çıkıyor. birbirleriyle olan ilişkileri berbat, düşünce yapıları berbat, köylü kurnazlığı yapma ve onu bile becerememe özellikleri berbat... şu baş örtüsünü de madem takıyorsunuz, ona yakışır bir hayat sürün artık! ne amaçla örtündüklerini bile unutmuşlar. allah akıl fikir versin sizin gibilere!

yine saçma bir profil izlediğimiz atv programı.

adam askerdeyken eşini asker arkadaşının telefonundan arar. sonra o telefondan asker arkadaşı adamın karısıyla görüşmeyi sürdürür. şimdi kadın bunu, asker arkadaşıyla evlenmek için terk etmiş. buraya kadar saf adilik izledik.

kadın stüdyoya geldi. ayrılmaya çalıştığı kocası hâlâ "bana geri dön. ben seni boşamam" kafasında...

ya arkadaşlar siz ne yapıyorsunuz! bu ne çeşit bir insanlıktan çıkmak? ne aile denen kavrama saygı kalmış insanlarda ne arkadaşlık denen kavrama ne başka bir şeye. tavşan gibi fik fik yapmak uğruna karısını kocasını, çoluk çocuğunu ne kadar rahat terk ediyor bu millet? aptal gibi küçücük yaşta evden kaçıp evlenmenin, okuyup adam olmamanın sonucunda toplumun geldiği nokta bu. biz sizin gibi yozlaşmış, insanlıktan nasip almamış insanların biriktiği bir toplumun rezilliğine maruz kalmaya mecbur muyuz? allah belanızı versin be!

yok arkadaş, düzgün adam bir elin parmaklarını geçmiyor şurada.

bir de kalkıp şu programlar toplumun yapısını bozuyor diyorlar. ulan toplum bu işte zaten! siz ne sanıyorsunuz insanları? yeşilçam filmi de mi izlemediniz hiç? köy yerinde bir başına kalan gariban kadına iftira atan, onun dedikodusunu yapan ve köyün erkeklerini başına musallat eden tipleri falan hiç mi seyretmediniz? müge anlı mı vardı o zaman?

insan bu ülkede akıl sağlığını koruyarak yaşamakta zorlanıyor gerçekten.

bir kadın cinayeti vakası inceleniyor günlerdir, infaz edilen kadın geçmişte üç kişinin kendisine tecavüz ettiğini söylemiş biri programda oturuyor. neden orada oturuyor o adam? delirtecek bu ülke beni en sonunda.

cidden ilginç şeyler gördüğümüz program.

hapishaneye girmenin bazı kesimler için ne kadar "doğal" olduğunu izliyoruz mesela.

örnek diyalog:
- eniştem o dönem adam yaralamaktan hapisteydi.
- tamam. senin eşin nerdeydi?
- o da hapiste...
- niye?
- o da adam yaralamaktan.
- e tamam, baban niye müdahale etmedi?
- hapisteydi o da eşimle beraber.
- niye?
- hırsızlıktan...

***

"yasaklı madde* kullanıyorduk biz arkadaşlarla toplanıp" diyor mesela pişkin pişkin. 1 kişi 3 kişi falan da değil bugüne dek bunu söyleyenler, onlarca...

***

en ufak bir utanma sıkılma yok, illegal işler yaparken insanlarda. hapis mevzuları öyle kendini savunmak için falan, herkesin başına gelebilecek şeyler de değil. ya adam yaralamış ya öldürmüş ya hırsızlık yapmış ya kız kaçırmış vesaire... utanılması gereken işlerden hep.

böyle bir ülkede doğmayı hak edecek ne yaptık ki biz?

bugün öğleden önce iş yoktu. evdeydim. ben de tv'de gezinirken bu programı gördüm. bi bakayım dedim. izlemeye başladım. programdaki bi adamın kızı kayıp, ileriki zamanlarda eşiyle boşanacak, iki saattir krampının olduğunu anlatmaya çalışıyor. o programa gelenlerin neredeyse hiçbirinin tipinde meynenet yok. çoğu da ensest ilişki ürünü tipler. reklam olana kadar gülme krizleriyle izledim. bugün de bu program beni güldürdü.

bugün yine 20 dakikada sıkan program.

şu yıllar önce kaybedilen ana baba ve evlat kavuşmalarını aşırı uzatıyorlar. bir de çok zorluyorlar insanları birbirleriyle barışsınlar diye. ben şu stüdyodaki 2 kardeşin yerinde olsam aşırı sinirlenirim bu duruma.

adam terk etmiş saçma gerekçelerle. 33 sene sonra çıkmış gelmiş oğlum oğlum diye. diğer 3 çocuğuyla da arası bozuk. belli ki baba olacak bir tip değil. böyle birine zorla sarıl, elini öp falan... ters geliyor bana arkadaş! affetmekse belki içimden affederim bir gün ama hiç görmek dahi istemediğim adama niye sarılayım?

bir de müge iyi hoş da, şevki hoca'nın sözünü çok fazla kesiyor saygısız bir şekilde. hiç hoş değil. adam kibarlığından ses etmiyor ama bir gün patlarsa şaşmam yani.

son olarak; rahmi bey'den bıhtıh yav! dinlemiyor, duymuyor, anlamıyor, konuşurken çok bağırıyor... hatır gönül de bir yere kadar yani. koyun şuraya canavar gibi işini yapan genç bir avukat da şenlensin ortam!

keşke okusalar buraları da biraz empati yapsalar ya da seyirciye kulak verseler.

sırada yine dolandırılan bir kadın var sanırım. anlaşıldı bugün yine sıkıcı geçecek.

edit: müge de sıyırdı iyice... kadın "benim aileme, kızlarıma küfreden adamla ne işim var artık" diyor, müge de "ilişkilerde olur öyle şeyler" diyor. niye olsun yahu! ne münasebet ailelere küfredilsin?

2 dakika sonra da "evlatlara laf söylenmesinden yana değilim" dedi. ben evladıma laf söylemeyeyim, elin adamı küfretsin, ben de "olur öyle" diyeyim? pes!

adam geçmişimle uğraşıyor, beni dövüyor diyor, müge "olsun barış" diyor. cidden bu kadına bir haller oldu. sanırım kaldıramamaya başladı programda işlenen konuları. olur olmaz yerlerde gülmeye falan da başladı çünkü. bir başka benzer programın sunucusu psikolojisi bozulduğu için bırakmak zorunda kalmıştı. bunun sonu da öyle mi olacak acaba?

lüzumsuz konuları gereksiz sündüren program.

adam felç geçirmiş, konuşamıyor yahu! stüdyoda konuk edip millete de adama da fenalık geçirtmenin sebebi ne? onca cinayet varken sonuca ulaşmamış, bana ne kızıyla sarılıp yeni yıl kutlamasından be!

hayır madem yapıyorsunuz bari kısa kesin. o da yok. illa ki bir 45 dakika bu saçmalıklara ayrılıyor her gün.

kavuştular bitti gitti, ne uzatırsınız daha?

muğla' da motosiklet seyir halinde iken tüfekle öldürülen hatice ve cahit paslı çiftinin cinayetinin konu edildiği tv programı.

neler oluyor neler dönüyor canım ülkemde. öyle ki artık hiçbir şey şaşırtmıyor beni. çiftin öldürülme sebebi büyük ihtimalle kıskançlık. şöyle ki cahit'in motosikleti ne kadar kıymetli ise odun taşıyan karısını kendi motosikletine bindirmiyor. karısını, cahit'in tanıdığı olan aralarında husumet olduğu iddia edilen ali diye evli bir herifin motosikletine binmesine izin veriyor. düşünsenize kim husumetli olduğu herifin aracına karısını bindirir? cinayet öncesinde ali'nin silahı çalınıyor cahit'ten biliniyor, hayvancılıkla uğraştıları için ve bu nedenden dolayı aralarında husumet olduğu konuşuluyor cahit ve ali'nin. misal keçileri kayboluyor ikisi birbirinden biliyor. ama iş motosiklet olunca ne hikmetse eşler gönül rahatlığıyla motosiklete bindiriliyor*

eşleri değişeceğinize motosikleti değişseydiniz ya. demek ki eşin bir motosiklet kadar değeri yok. kaldi ki bahçıvan-uşağa, uşak-bahçıvana olayına dönmüş. ortada ciddi bir çarpık ilişki var. stüdyodaki herkes katil konumunda. cahillik ise hat safha da.