yüreği yanan insan iki akciğeri zaten gözden çıkardığı için içiyor diye cevap verilesidir.



t/ sigara içme nedenlerinin paylaşıldığı başlık.
devamını gör...
yalnızca g.tünden ya da başka bir organından soluyabilenlerin verebileceği cevaplardır.
devamını gör...
çünkü art niyeti olmadan mutlu ediyor diye cevap verilesi soru.
devamını gör...
yemekten sonra iyi geliyor.
devamını gör...
seviyorum
devamını gör...
hepimiz bu acımasız hayatın sigaralarıyız. hayat ağır gelen yükleri için bizi yakıyor bizde bize ağır gelen yükleri sigaraya yüklüyoruz .
devamını gör...
serin bir nisan günü. ikincisini görme şerefine nail olamadan okulu bıraktığım “elektromanyetik i” adlı derste, amfinin en arkalarında telefonumdan iddaa kuponu hazırlıyorum. bir bildirim: “çabuk gel, aşırı tatlı bi garson gelmiş buraya”. düşünmeksizin, arkadaşımın mekanın ismini belirtme gereği bile duymayacağı sıklıkta gittiğimiz sevimli bir bara yollanıyorum ders arasında. yanına varır varmaz görüyorum bahsettiği kızı. bırak sıkıcı bir dersin yarısında çıkartmayı, uğruna bölüm bıraktıracak bir albenisi var. mekanda yeni çalışmaya başlamış, sipariş almaya geldiğinde hayırlı olsun’unu da iliştiriveriyoruz hemen. platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışlarından bir demetle gülümseyerek getiriyor siparişleri. biraz da haftada onlarca erkekle tatsız muhabbetlere girme mecburiyetinde olduğu empatisini kurmaktan benim herhangi bir adım atma niyetim yok; ne var ki arkadaşım yeterli alkol sağlandığında bu adımı atabilecek konumda. sürekli gittiğimiz bir yer olduğu için işlerin tatsızlaşmasına izin vermeyeceğini bilsem de hafiften bi uyarı bakışı atıyorum arada. başını sallıyor ama beni zor görüyor, biliyorum.

önündeki paketteki son puroya uzanıp bi tane yakıyor. ağır, havada iple tutturulmuşçasına asılı kalan puro dumanının ardından gözlerinde korkuyla karışık bir tapınma ifadesi beliriyor. birkaç saniye sonra sebebini anlıyorum. kız soğuk bir suratla yanımıza gelip “kusura bakmayın, puro dumanı çok ağır olduğu için etrafa siniyor, içmezseniz memnun oluruz” diyor. beni de zamanla alıştırdığı puro/cigarillo haricinde herhangi bir tütünle hasbihâli olmayan arkadaşım, özür dileyerek, komutanından emir almışçasına söndürüyor purosunu. hatta söndürmüyor, ruhunu karartıyor adeta. puroyu yok ediyor o küllükte. ileride çocuğu intikam ister diye korkusundan bütün soyacağını katlediyor oracıkta zavallı puronun. öyle bir söndürüş.

göz göze geliyoruz. bi gülme geliyor bana ama, anın ağırlığını bozmamak için tutuyorum kendimi. arkadaşım etrafa bakınıp “lan sigara içenler var, demek ki sigarada bir sorun yok” çözümlemesini kuruyor sherlock holmes kavrayışıyla. ben başımı çevirip mycroft holmes olarak bu keskin gözlemi onaylarken herhangi bir şey söylemeksizin ceketini alıp çıkıveriyor yanımdan. birkaç dakika sonra elinde bi sigara paketiyle geliyor. bi tanesini yakıyor. belki bir tebessüm daha almak için, belki bu sekansı uhrevi bir eyleme dönüştürmek arzusuyla kıza bakarak içiyor sigarasını. ilk sigara içişi olduğundan tıksırıyor, hafiften gözleri yaşarıyor. o an ona bakan kızın bakışlarını yakalıyorum, hafiften gülümsüyor. arkadaşım, atmasından çekindiğim o pervasız adımı atmadan tatlı tatlı kararıyor hava.

üç gün sonra, yine terk-i diyar eylediğim bir ders saatinde, bu sefer ben onu çağırıyorum. arkadaşım geliyor, başka bir marka sigara paketiyle. öncekine ne olduğunu soruyorum, onu o gece bitirdiğini, sonra bu yeni markadan bir paket daha bitirip ikincisini aldığını anlatıyor. üç günde tiryaki olmuş resmen herif. uyarmaya yelteniyorum ama dinleyecek gibi değil. sigara onun için bir köprü, bir kutsal ışık olmuş artık. sigara/puro kokusuna dair, mekanın kalabalığına dair birkaç laflıyor kızla, siparişten siparişe. sanki bir sonraki görüşünde bir şeyler olacakmış gibi bir hissiyat kaplıyor beni. evvelinde tatsız bir ilişkiden çıktığı için, kalbini tekrar çalıştırdığına seviniyorum.

bir hafta geçiyor. beklentiyle yüklü bir gün yeni bir buluşma ayarlıyoruz. bu sefer kasten geç gidip erken kalkacağım ki teke tek laflayacak zamanı olsun. söz verdiğim gibi geç gidiyorum ama beş karış suratla tek başına sigarasını tüttürürken buluyorum. kız gelmemiş, utana sıkıla orada çalışan bi elemana sorunca da ayrıldığını öğrenmiş. barların günü kurtarma kontenjanından gelip giden geçici biriymiş. çalışan da sadece ismini biliyormuş. ne bir soy isim, ne bir telefon… milyonlarca insan arasında ele tutuşturulan tek bir isimle öylece bitiyor, henüz başlamamış “şey.” kızın sonraki zamanlarda mekana müşteri olarak bile gelmemesiyle de iyice çöküyor umutları.

bir kalp ağrısı ve sağlam ciğerle girdiği savaştan iki kalp ağrısı ve kararmaya başlayan bir ciğerle çıkıyor arkadaşım. arada birkaç hafta bırakmışlığı olsa da hâlâ içiyor.

ne zaman buluşsak sağlam ciğerlerimle ona bakıp gülmek istiyorum, gülemiyorum.
devamını gör...
bana son 1 ayda iki kere geldi bu soru.
cevabım ikisinde de aynı ve netti;
-neden içmeyeyim ki?
şimdi bir daha söylüyorum, neden içmeyeyim ki?

karşı cevap, e sağlığa zararlı dedi, "eee?" diye cevap verdim, bir şey olmadı. konu kapandı. tavsiye ederim.
devamını gör...
seni hiç alakadar etmez.
devamını gör...
sigara değil o ya ben sadece puro içiyorum*
devamını gör...
sanane. bir de cevap mı düşünelim buna yani.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"neden sigara içiyorsun sorusuna verilecek cevaplar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim