neşet ertaş

"özür diliyorum saygısızlık olmasın. 65 yaşına geldim sigara içiyorum. yanık bir sigara varsa verin de bi nefes alıyım."

tam bir insanlık ustası...

namıyla garip, hâliyle arif, diliyle ozan...

ışıklar içinde uyusun.

12 yıl önce kaybettiğimiz büyük halk ozanı, kırşehir abdal geleneğinin son büyük temsilcilerinden. büyük üstad neşet ertaş'ı saygıyla, sevgiyle ve rahmetle anıyoruz.

neşet ertaş diye yazılır; neşe, dert, aşk olarak okunur.

izniniz olursa, rahmet okuyabilir miyim. saka 1 yana allah rahmet eylesin ustanin, mekani cennet olsun. amin.

salt sevgi, salt insan...inanılmaz....

soluksuz izlediğim bir belgesel, gözyaşlarımı tutamadığım, bu kadar mı olur dediğim insan üstü bir varlık neşet usta. bütün hırslardan arınmış muhteşem bir insan...teşekkürler bizim oğlan paylaştığın için.

okul ve eğitim görmemiş bir abdal, hor görülüp aşağılanan bir garib düğün çalgıcısı.. aslında bir gezgin bilge.. bir anadolu gerçeği..
bir tv söyleşisinde bir şekilde gençliğine, gençlik aşkına geliyor da konu (üstüne türkü yaktığı bir sevdiceğine dair), biraz anlatsana baba diyor programı sunan, kimdi o kız, çok mu güzeldi vs... utancından kızarıyor o ak saçlı usta, eğip başını mahcupça: "heç olur mu efendim" diyor.."sevda sırrınan olur, yakışır mı erkeğe" diyor.. tek sözcük bile etmiyor kadına dair.. bunu gerçekten de anlamayan andaval tv.ci de gülüyor gevrek gevrek, daha doğrusu gevşek gevşek alaycı bir tavırla..
bilinçli kültür erzoyonu acımasızca işletiliyor, ve unutturulan anadolu irfanı, sistemce bedevi formda pedofil imamlara ihale olunmuş, müge anlılarla damacanaya hallenen insanımsıları anadolu dayısı olarak zihinlere kazıma telaşında çünkü.. o bozkır, anadolu, kendi sesini kendi kültürüyle yeniden haykırabilene kadar da, bu trajik çarpıtma süreceğe benziyor ne yazık ki...

ah yalan dünya!!!


ruhuna gitsin...

yere göğe sığdıramadığım, "zirve budur" dediğim halk ozanı.

karşılıklı bi rakı içmeyi o kadar çok isterdim ki...

ibrahim tatlıses'i canlı yayında kompakt bir zerafetle ezdiğini gördüğümde muazzzzzzzzzam bir keyif almıştım.



irbaam ısrarla yanlış tondan girip rol çalmaya çalışıyo ya, izlerken bile ayar olduydum "ya bi sus be allahın cezası adam! bi sus!" diye.

sonra 10'uncu saniyedeki "madem öyle, ben sana bağlamayı bi monte edeyim" anlamına gelen kafa sallayışı gördüm.

resmen hissetmiştim "aha geliyo!" diye.

takıldığım birahanede sırf müzik kutusu için 100 lira yazdırıyorum. yar imiş meğer en az üç tekrar gidiyor.

neşet babayla eşi oturuyorlarmış çeşmenin kenarında, neşet baba rahmetli eşine ateşli ateşli birşeyler anlatıyormuş.

o sırada çeşmenin kenarından hanımının arkadaşları geçmiş ve onu lafa tutmuşlar neşet babanın lafı yarım kalmış. hanımı da biraz sırtını dönmüş onlarla konuşurken sonra farketmiş dönmüş demiş ki " kusura bakma sana arkamı döndüm beni affet" deyince neşet baba demiş ki; ne kusuru gurban olduğum gülün önü arkası mı olur.

iyi bi adamdi. rahmetli. 3-5 sefer canli gorme firsatim oldu.

fukaranın bi cuvarası var.

"diğer tarafta parayı veren düdüğü çalıyor"