neşet ertaş

"insandan doğanlar insanlar olurlar, hayvandan doğanlar hayvan olurlar." diyerek hasar tespit raporunu sunmuş ulu önder.

bozkırın bağrından kopmuş yanık türküleriyle sazı dile getiren büyük üstad

allah rahmet eylesin.

unesco tarafından "yaşayan insan hazinesi" kabul edilen kişi. yaşamıyor ki.... yaşıyor mu? hiç ölmedi ki...ölmez ki...vatansever sanatçımız yok ki...ki, ki, ki... pictorem, evimizde hep o çalardı demişti, o bir ordulu, karadenizli düşünnn...

behzatç sayesinde popüler olmuş değerli halk sanatçısıydı. eskiden neşet ertaş dinliyorum deyince ıyy derdi kezbanlar ama şimdi dillerinden düşürmüyorlar. iki yüzlü toplumun değeri geç anlaşılmış sanatçısı.

neşet ertaş dinleyin,kitap okuyun.gidenin geri gelmeyeceğini , gelsede her şeyin aynı olmayacağını anlayın .ama mutlaka neşet ertaş dinleyin

o kadar türkiye gönlünü bırakıp, beş kelime biliyom, çevirip çevirip söylüyom diyen ulu usta!

neşet ertaş has anadolu insanıdır. bir efsanedir evet.

her kesimin severek dinlediği kırşehirli ünlü halk ozanı. bozkırın tezenesi unvanıyla bilinir. kendini çağdaşı olan diğer halk ozanlarının aksine toplumsal meselelere pek girmez. örneğin mahzuni şerif, toplumsal konulara çok sık değinir zaten mahzuni'nin başına bir sürü felaket gelmiştir. neşet ise daha çok bireycidir.
neşet ertaş'ın türküleri içten ve acıklıdır, dinleyeni titretir. dönemin başbakanına "fukaranın bir cigarası var ona da karışmayın" diyebilecek kadar cesur ve mert bir ozanımızdır. saygının vücut bulmuş halidir. iyi olan herkes gibi gidişi zamansız olmuştur. neşet baba'ya tengri rahmet eylesin, neşet baba'nın tini şad, mekanı uçmağ(cennet) olsun.

bir cok türküsünu cok severek dinlerim.çok değerli bir sanatçı. allah rahmet eylesin.

güzel insanmış vesselam.

bir yol gostericidir. anlayanlara kisa cumlelerle buyuk dersler verir. mesela ;

istenmeyen bahcenin gulu derilmez.

ismini satıra yazarken ağlamaya başladım...

"denizi seyretmek gibidir bozkırda gökyüzünü seyretmek."

saygılarımla...

yoksulduk elbiselerimiz yıkanınınca,
bir şey olmadığı için, kuruyana kadar yorganın altında titrerdik...
her şeyimiz tekti...
yedeği yoktu...
sevdamız bile...

neşet ertaş saygıyla

sabah ağlaması...25.eylül.2012

bugün aramızdan ayrılışının 12. yılı olan türk halk ozanı.
bozkırın tezenesi
saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz, kendisini arıyoruz...

yörük, devletin halini sevişme sekansları ile aktaran türküleri vardır

çok basit cümlelerle olağanüstü hayat dersleri veren filozof. çağdaş yunus emre gibi.

filozof olmak için illa okulunu okumak gerekmiyor. okulunu bitirenlerin kahır ekseriyetinin de zaten lanet olası snop tarz üst bir dil kullanmaları sebebi ile halkla , hakla , hakikatle hiçbir alakası yok. kendileri çalıp kendileri oynuyorlar.

şiir de müzik de bir dil ve hakikatin bir ifadesi benim nazarımda. felsefenin de halk diline indirilmesi, aslında halk diline indirilmesi de demeyeyim anlaşılır hale getirilmesi gerekiyor. herkesin felsefe yapabilecek seviyeye gelip toplumun felsefileşmesi ve düşüncenin namusunun ayaklar altında ezilmekten kurtarılması gerekiyor. bunun için de daha çok neşet babalara ihtiyacımız var.

en basitinden klasik dönem filozofları gibi düşünce yaşayan bir hakikat haline dönüşmeli. aristotetles mesela bugün ağımıza sakız olan töz kelimesini antik yunancada halkın kullandığı uzi kelimesinden almış kullanmış bu tür filozoflara , dilozoflara, şairlere ve sanatçılara ihtiyacımız var.


halka asla yansımayan halkta karşılığını asla göremediğimiz bir felsefe var . misal 19. yüzyıl istanbul'unun en ünlü neyzeni bir kasap. muhteşem bir şey bu. ne sanatın ne felsefenin hiçbir şekilde halkta karşılığı yok. neşet baba gibi örneklerimiz umarım az da olsa çıkmaya devam eder toplumdan . yoksa tüm estetik hayatımız gerçekten dönülmez akşamın ufkunda. allah rahmet eylesin.