21.
hiç ilgim alakan olmaz ama sözlükte var olduğu iddia edilmektedir. ünlü feylosofun da dediği gibi durumumuz yoktu okuyamadık. ama son tanım yapan ateist kaplumbağaya, ne yazdığından bağımsız olarak katılıyorum. zira o yazdıysa doğru yazmıştır. *
havalar serinledi, dışarılar pek güzel oluyor. çıkıp iki tur atalım.
havalar serinledi, dışarılar pek güzel oluyor. çıkıp iki tur atalım.
devamını gör...
22.
bu başlığın altına yazanların nickaltına foto atmayı düşünüyorum... zorbalık neymiş göreceksiniz. sabrım taşıyor!
devamını gör...
23.
çok popüler bir başlık olmasına rağmen hiçbir şey anlamadım.
devamını gör...
24.
sözlük olmayı beceremeyen basit bir forum sitesinin çok ciddiye alınması durumudur.
devamını gör...
25.
vardır. varlığının sorgulanması da burada olma sebebimdir. alın bu tanım.
insanların birbirlerini sevmesi, birbirlerinin yazdıklarını beğenmesi, oylaması, birbirlerinin nickaltına yazması neden "yalakalık" oluyor bana biri açıklayabilir mi durumu olursa şayet? samimiyetle rica ediyorum. gerçekten. tam olarak neresi rahatsız ediyor olabilir bunun, benim küçük aklım almıyor bunu. "kendinden olmayanlar" argümanını da açıklasın eli değmişken o biri lütfen. ne yapıyor birbirini seven insanlar kendinden olmayanlara? kendinden olmayanlar kimse artık? hayır eksi oy da yok, anlamıyorum ki bu neyin kavgası. olsa ne olur bakın oraya hiç girmiyorum dikkat ederseniz. burada aldığınız beğeniyle, nickaltınızdaki entry sayınızla falan mı varlığınızın sağlamasını yapıyorsunuz?
tamam abi sen "en" ol. tamam yani sen en popi yazar ol yani, bana ne, bize ne, kime ne arkadaşlar, deli misiniz acaba ya...
siz ancak yalakalık yaptığınız insanları mı seviyorsunuz ya da sever gibi yapıyorsunuz derler insana. yapmayınız. eliniz bu kadar açık oynamayınız. alın da da yorumum. kıps.
insanların birbirlerini sevmesi, birbirlerinin yazdıklarını beğenmesi, oylaması, birbirlerinin nickaltına yazması neden "yalakalık" oluyor bana biri açıklayabilir mi durumu olursa şayet? samimiyetle rica ediyorum. gerçekten. tam olarak neresi rahatsız ediyor olabilir bunun, benim küçük aklım almıyor bunu. "kendinden olmayanlar" argümanını da açıklasın eli değmişken o biri lütfen. ne yapıyor birbirini seven insanlar kendinden olmayanlara? kendinden olmayanlar kimse artık? hayır eksi oy da yok, anlamıyorum ki bu neyin kavgası. olsa ne olur bakın oraya hiç girmiyorum dikkat ederseniz. burada aldığınız beğeniyle, nickaltınızdaki entry sayınızla falan mı varlığınızın sağlamasını yapıyorsunuz?
tamam abi sen "en" ol. tamam yani sen en popi yazar ol yani, bana ne, bize ne, kime ne arkadaşlar, deli misiniz acaba ya...
siz ancak yalakalık yaptığınız insanları mı seviyorsunuz ya da sever gibi yapıyorsunuz derler insana. yapmayınız. eliniz bu kadar açık oynamayınız. alın da da yorumum. kıps.
devamını gör...
26.
sözlüğün devrimci demokrat yazarlarına iş zorbalığı da aşmıştır. sıkça nick altları vesilesiyle hedef gösterilmekteler. bu hal ise hiç bir şekilde sansürcü sözlük yönetim heyetinin ilgisine mazhar olmamakta.
canları sağolsun. geçecek elbet bugünler. o günlerde de yüz yüze bakacağız.
canları sağolsun. geçecek elbet bugünler. o günlerde de yüz yüze bakacağız.
devamını gör...
27.
hani kisiyi tam anlamıyla tanımadan önyargı yapmak vardır ya, iste bu odur. gram faydası olmayan,inciten her itham, yazan kisinin ruh sağlığını yansıtıyor.dikkat.
komiklik,şakalar hariç.
komiklik,şakalar hariç.
devamını gör...
28.
artık kaçıncı yazışım bilmiyorum ama girişe neonlu tabela yapılsın istiyorum. şöyle yazacak: her şeyi bu kadar ciddiye almayın.
nickaltı meselesi ya konu, yazan da yazılan da bu kadar ciddiye almasın.
baydı, yemin ederim baydı. ambulance çağırın, sanırım kalp krizi geçiriyorum.
nickaltı meselesi ya konu, yazan da yazılan da bu kadar ciddiye almasın.
baydı, yemin ederim baydı. ambulance çağırın, sanırım kalp krizi geçiriyorum.
devamını gör...
29.
açıkçası benim desteklediğim zorbalıktır ama şiddet olmamak kaydıyla tabi ki.
her gün düzenli olarak nickaltımda beni övecek yazarlara maaş bağlama kararı aldım.
buna yol parası ve öğle yemekleri de dahildir.
irtibat için lütfen iletişime geçiniz.
her gün düzenli olarak nickaltımda beni övecek yazarlara maaş bağlama kararı aldım.
buna yol parası ve öğle yemekleri de dahildir.
irtibat için lütfen iletişime geçiniz.
devamını gör...
30.
bolca tanımlı gündem başlığı.
sözlükte kimseyi tanımıyorum ve başlık altında yazılanlara bakınca aslında herkesin kendi açısından haklı olduğu durumlar var. anlaşılan o ki şu nickaltı mıdır üstü müdür her ne ise daha çok başlık açtıracak.
sözlükte gerçekten eğlenceli insanlar ve güzel bir potansiyel var fakat insanların nickaltı denen şey yüzünden birbirine saldırmasıyla beraber bu potansiyel yok oluyor. devamlı bir nickaltı başlığı mevcut.
gerçekten iğrenç bir hayat diyerek sonlandırmak istiyorum. zaten uzun tanımlar da okunmuyormuş.
sözlükte kimseyi tanımıyorum ve başlık altında yazılanlara bakınca aslında herkesin kendi açısından haklı olduğu durumlar var. anlaşılan o ki şu nickaltı mıdır üstü müdür her ne ise daha çok başlık açtıracak.
sözlükte gerçekten eğlenceli insanlar ve güzel bir potansiyel var fakat insanların nickaltı denen şey yüzünden birbirine saldırmasıyla beraber bu potansiyel yok oluyor. devamlı bir nickaltı başlığı mevcut.
gerçekten iğrenç bir hayat diyerek sonlandırmak istiyorum. zaten uzun tanımlar da okunmuyormuş.
devamını gör...
31.
var ama çok da tınnn.
***
hayat kısa sanat uzun.
şener şen'li bir gece geçirdim.
ankara'da mis gibi bir gece vardı.
dolunay ve yıldızlar.
daha ne olsun.
***
yaşım gereği ya da karakterim gereği negatif olan yorumlara ve bakışlara takılamıyorum.
hele sanal dertleri,en son sıraya koydum.
ezcümle her şey yolunda, daha da iyi olur inşallah.
hadi bana iyi geceler.
***
hayat kısa sanat uzun.
şener şen'li bir gece geçirdim.
ankara'da mis gibi bir gece vardı.
dolunay ve yıldızlar.
daha ne olsun.
***
yaşım gereği ya da karakterim gereği negatif olan yorumlara ve bakışlara takılamıyorum.
hele sanal dertleri,en son sıraya koydum.
ezcümle her şey yolunda, daha da iyi olur inşallah.
hadi bana iyi geceler.
devamını gör...
32.
şimdi bu kadar gündem olan tanıma göz gezdireyim dedim ama gezdiremedim çünkü okurken yoruldum.* en azından ana fikir az buçuk belli gibi görünüyor. pek çok yazarımızın dediği gibi söz konusu tanım bu platformun gereğinden fazla ciddiye alınmasından kaynaklanmaktadır.
bu peki neden kaynaklanmaktadır? cevabı ise #284186 no'lu tanımda yatmaktadır bana sorarsanız. bu tanımdan şu alıntıyı yapmam yerinde olacaktır:
mkansız takas kitabı kısaca insanoğlunun bir bedel ödemeden bir nesne, duygu, düşünce vb. takas etme isteğini ve bu istek doğrultusunda sanal ile gerçekliğin iç içe geçtiğini anlatmak istemektedir.
burada da gözlemlenen durum bu minvaldedir. insanlar birbirlerinin yüzünü görmeden, tanımak için yeterince çaba harcayamamaktan gerçeklik ve sanallık yer değiştirmektedir. bu platformda birbirlerini görmeyen insanlar sanki 40 yıllık arkadaş gibi birbirlerini inanılmaz korumakta ve nükte olarak adlandırılabilecek eleştiriler zorbalık olarak adlandırılmaktadır. gerçek hayatta belki bu kadar üzerinde durulmayacak mevzular burada o kadar gündem oluyor ki hayretler içerisinde izliyorum. sanalın gerçekliğin yerine geçtiği yer tam olarak burasıdır. buradaki kitle birbirlerini o kadar sahiplenmiş ki gerçek hayatta bu insanların belki de yüzlerine bakmayacak.
ulan, gece gece bana bunları yazdırdınız ya, acaba ben de burayı gereğinden fazla ciddiye alıyorum mu ne ?*
bu peki neden kaynaklanmaktadır? cevabı ise #284186 no'lu tanımda yatmaktadır bana sorarsanız. bu tanımdan şu alıntıyı yapmam yerinde olacaktır:
mkansız takas kitabı kısaca insanoğlunun bir bedel ödemeden bir nesne, duygu, düşünce vb. takas etme isteğini ve bu istek doğrultusunda sanal ile gerçekliğin iç içe geçtiğini anlatmak istemektedir.
burada da gözlemlenen durum bu minvaldedir. insanlar birbirlerinin yüzünü görmeden, tanımak için yeterince çaba harcayamamaktan gerçeklik ve sanallık yer değiştirmektedir. bu platformda birbirlerini görmeyen insanlar sanki 40 yıllık arkadaş gibi birbirlerini inanılmaz korumakta ve nükte olarak adlandırılabilecek eleştiriler zorbalık olarak adlandırılmaktadır. gerçek hayatta belki bu kadar üzerinde durulmayacak mevzular burada o kadar gündem oluyor ki hayretler içerisinde izliyorum. sanalın gerçekliğin yerine geçtiği yer tam olarak burasıdır. buradaki kitle birbirlerini o kadar sahiplenmiş ki gerçek hayatta bu insanların belki de yüzlerine bakmayacak.
ulan, gece gece bana bunları yazdırdınız ya, acaba ben de burayı gereğinden fazla ciddiye alıyorum mu ne ?*
devamını gör...
33.
kişiyi sevmiyor olabiliriz hatta düşüncelerine saygı da duymayabiliriz ama bu onu herkesin görebileceği bir alanda rencide etmemizi gerektirmez bence. birbirimize karşı daha şefkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum.
devamını gör...
34.
#1309674 bu entryde düşüncemi kısaca anlatmıştım.
bir yandan haklı bir yandan da değilsiniz. haksızsın, çünkü sözlüğü neden bu kadar çok benimsediğinizi anlamadım. sanal ortamda insanları aile gibi benimsemek ilginç ama bu benim şahsi fikrim. haklısın, herşeyin goygoyunu yapan deliler gibi entryler giren saldırgan bir kesim var. garip bir zevzeklikte ve üslupta yazdıklarından anlıyorum ki yazan kişi daha 17 yaşında. takılmıyorum sonra unutuyorum.
bir yandan haklı bir yandan da değilsiniz. haksızsın, çünkü sözlüğü neden bu kadar çok benimsediğinizi anlamadım. sanal ortamda insanları aile gibi benimsemek ilginç ama bu benim şahsi fikrim. haklısın, herşeyin goygoyunu yapan deliler gibi entryler giren saldırgan bir kesim var. garip bir zevzeklikte ve üslupta yazdıklarından anlıyorum ki yazan kişi daha 17 yaşında. takılmıyorum sonra unutuyorum.
devamını gör...
35.
off ne çok ergen varmış bu sözlükte ya, yemin ediyorum sözlükten soğuttunuz insanı. herkes polyannacılık oynamak zorunda değil.
devamını gör...
36.
işin komik tarafı, bu nickaltı zorbalığı da genelde kendisine yağ çekilmeye iyice alışılmış yazarlar tarafından yapılıyor. çoğunlukla sırf bir yazar kendilerini herhangi bir konuda yerdiği için. doğrusu, çoğu zaman pek de önemli olmayan bir mesele için...
hakkınızda yapılan en ufak olumsuz yorumu bile linç ettirebilecek kadar ezikseniz bu sözlükten zaten gitmeniz lazım. bu bir.
bir de bunun tam tersi olan bir versiyonu da var. popüler yazarlara olan kıskançlığından mıdır, yoksa kaostan zevk alması mıdır sebebi bilinmez, bu tipler de olur olmadık yerlerden nickaltınıza damlayıp, gereksiz yere sizi linç ederler. neymiş efendim kankacıymış da, herkes hakkında iyi şeyler yazıyormuş da bla bla. bu da iki.
son olarak da, kendine ters gördüğü her düşünceye sahip yazarı iftiralarla, tutarsızlıklarla ve ad hominemlerle linçleyen twitter kopyası bir güruh var. bu da üç.
şunları sözlükten atsanız da rahatlasak be...
hakkınızda yapılan en ufak olumsuz yorumu bile linç ettirebilecek kadar ezikseniz bu sözlükten zaten gitmeniz lazım. bu bir.
bir de bunun tam tersi olan bir versiyonu da var. popüler yazarlara olan kıskançlığından mıdır, yoksa kaostan zevk alması mıdır sebebi bilinmez, bu tipler de olur olmadık yerlerden nickaltınıza damlayıp, gereksiz yere sizi linç ederler. neymiş efendim kankacıymış da, herkes hakkında iyi şeyler yazıyormuş da bla bla. bu da iki.
son olarak da, kendine ters gördüğü her düşünceye sahip yazarı iftiralarla, tutarsızlıklarla ve ad hominemlerle linçleyen twitter kopyası bir güruh var. bu da üç.
şunları sözlükten atsanız da rahatlasak be...
devamını gör...
37.
sadece sözlükte değil tüm sanal mecralarda olan ve ama burada kendini fosforlu kalemle altı çizilmiş gibi belli eden kötücül bir eylem.
kaç bin tane yazar var bu sözlükte. kaç yüz tanesini okuyoruz? okuduklarımız arasında da seçim yapıyoruz elbette. neye göre? ben üsluba bakarım efendim. kişisel olarak tanıştığım insanların kendi hayatında neyle mücadele ettiğini bilmediğim için olabildiğince nazik olmak düsturumdur benim. ha, herkes bunu benimsemek zorunda değil. ama ben biz, siz, etrafımızda olmasını istediğimiz insanları böylelerinin arasından seçmekte özgürüz. haliyle burada okuduğum yazarlar da üslubu oturaklı insanlardır. bu hareketim beni yazar seçme konusunda zorba ya da gruplaştıran biri yapar mı? bu kadar kolaysa aksi için uğraşmayalım zaten, yapsın.
ama birinin fikirlerini beğenmemek başka şey, fikirleriyle alay etmek başka. ve bu durumda "gruplaşma" olmasın diye tepki göstermeyeceksek o zaman da yine aynı yazarlar tarafından "etliye sütlüye karışmayan, kendi fikirlerini söylemekten korkan, karma peşinde koşan yazar" olarak eleştiriliyoruz.
sonra, kendi tanımları için oylama peşinde olmadığını söyleyen yazarların, başka yazarların tanımlarındaki oylarla ilgilendiğini görüyoruz. bu, kendinde kalsa yine pekiyi. ulu orta "bu yazarlar nokta koysa kafadan x beğenisi var" diye dövünüyorlar. e yazın siz de. kimseye saldırmadan, hakaret etmeden, hakaret yoksa da varmış gibi bir öfkeyi kızıl kızıl bağıran tanımlar haricinde tanımlar yazın. vallahi okurum. vallahi oylarım. ha, gerçi geçti artık o iş.
öte yandan dün gün boyu başlık sahibini hedef gösteren başlıklar açıldı sözlükte. bakarsanız bu tanımlara, bariz bir hakaret yoktur. ama zaten bu başlıkların sırf bir yazarı tanımlayarak hedef göstermek ve kendince alay etmek için açılması bile başlı başına zorbalıktır. ve mesela ben, bu yazarları okumayı ve oylamayı tercih etmiyorum diye gruplaşmış mı oluyorum? olayım. gerçekten bu kadar kolaysa aksi için hiç çabalamayalım.
yani aslında birine kancayı takmak isteyen zaten takıyor. geçiniz bu gruplaşma işini.
yine de şunu sormadan geçemeyeceğim. bir yazarın nickaltında onu takdir eden tanımları görmek sizi bunca rahatsız ediyorken, nefretle yazılmış tanımları görmek neden rahatsız etmiyor? sataşmak için yazılmış, eleştirinin çok ötesine geçen nickaltı yazıları da bu kadar midenizi bulandırıyor mu? benim bulandırıyor. hele şu iki gündür neden burada olduğumu bile sorguladım. diyelim ki sözlüğe bir yenilik geldi ve nickaltı tanımları gizlendi; bırakacak mısınız nickaltı ipine yeni yıkanıp asılmış bembeyaz çamaşırlara çamur atmayı? sanmıyorum. çünkü mesele zorbalığın kendisidir ve son derece zehirlidir. o kendine bir yol bulur.
son olarak güneş'le ilgili diyeceklerim var. zorbalık var ona karşı evet. buram buram esiyor hem de ve birçok yazarın bizi birbirimize benzetmesi gibi ben de benzetiyorum ve her lafını derinden hissediyorum. evet, nokta koysa bile. haliyle dün tüm bu nickaltı ve başlık zorbalığı bana yapılmış gibi üzgündüm. ama tahminimce gerçek kişiler gibi o da bunun iş hayatında olanına da rastlamıştır çocukluğundakine ek olarak. kendisi için değilse de yine buradaki gibi bir başkası için şahitliği olmuştur hiç değilse. onu harekete geçiren de dolduruş olmasa gerek(kurma kolu olan oyuncak mı bu kadın canım? ne dolduruşu?) olsa olsa vicdanıdır, ki gerçek hayatta tanımadığım birinin vicdanına ancak güneş'e kendisi olduğu için güvendiğim kadar güvenebilirim. iyidir çünkü. kelimenin saf haliyle iyi. ayrıca bu durumda nasıl vaziyet alacağını da bilir. o yüzden bu bir güneş savunması değil. kendisi bir pankart yazmış yürümüş. bir ucundan tutup onunla yürüyen de çok. ama o dedi diye değil; dediği doğru diye! geldim, bir omuz veriyor ve ben de tutuyorum bir ucundan pankartı sadece: kahrolsun bağzı şeyler!
not: cabbar hoca hayattaysa ömrü bereketli olsun. öldüyse canına rahmet olsun. köşe başlarının bu kadar arttığını bilse üzülürdü muhtemelen.
not 2: sizi severiz güneş. sizi seveni de severiz!*
kaç bin tane yazar var bu sözlükte. kaç yüz tanesini okuyoruz? okuduklarımız arasında da seçim yapıyoruz elbette. neye göre? ben üsluba bakarım efendim. kişisel olarak tanıştığım insanların kendi hayatında neyle mücadele ettiğini bilmediğim için olabildiğince nazik olmak düsturumdur benim. ha, herkes bunu benimsemek zorunda değil. ama ben biz, siz, etrafımızda olmasını istediğimiz insanları böylelerinin arasından seçmekte özgürüz. haliyle burada okuduğum yazarlar da üslubu oturaklı insanlardır. bu hareketim beni yazar seçme konusunda zorba ya da gruplaştıran biri yapar mı? bu kadar kolaysa aksi için uğraşmayalım zaten, yapsın.
ama birinin fikirlerini beğenmemek başka şey, fikirleriyle alay etmek başka. ve bu durumda "gruplaşma" olmasın diye tepki göstermeyeceksek o zaman da yine aynı yazarlar tarafından "etliye sütlüye karışmayan, kendi fikirlerini söylemekten korkan, karma peşinde koşan yazar" olarak eleştiriliyoruz.
sonra, kendi tanımları için oylama peşinde olmadığını söyleyen yazarların, başka yazarların tanımlarındaki oylarla ilgilendiğini görüyoruz. bu, kendinde kalsa yine pekiyi. ulu orta "bu yazarlar nokta koysa kafadan x beğenisi var" diye dövünüyorlar. e yazın siz de. kimseye saldırmadan, hakaret etmeden, hakaret yoksa da varmış gibi bir öfkeyi kızıl kızıl bağıran tanımlar haricinde tanımlar yazın. vallahi okurum. vallahi oylarım. ha, gerçi geçti artık o iş.
öte yandan dün gün boyu başlık sahibini hedef gösteren başlıklar açıldı sözlükte. bakarsanız bu tanımlara, bariz bir hakaret yoktur. ama zaten bu başlıkların sırf bir yazarı tanımlayarak hedef göstermek ve kendince alay etmek için açılması bile başlı başına zorbalıktır. ve mesela ben, bu yazarları okumayı ve oylamayı tercih etmiyorum diye gruplaşmış mı oluyorum? olayım. gerçekten bu kadar kolaysa aksi için hiç çabalamayalım.
yani aslında birine kancayı takmak isteyen zaten takıyor. geçiniz bu gruplaşma işini.
yine de şunu sormadan geçemeyeceğim. bir yazarın nickaltında onu takdir eden tanımları görmek sizi bunca rahatsız ediyorken, nefretle yazılmış tanımları görmek neden rahatsız etmiyor? sataşmak için yazılmış, eleştirinin çok ötesine geçen nickaltı yazıları da bu kadar midenizi bulandırıyor mu? benim bulandırıyor. hele şu iki gündür neden burada olduğumu bile sorguladım. diyelim ki sözlüğe bir yenilik geldi ve nickaltı tanımları gizlendi; bırakacak mısınız nickaltı ipine yeni yıkanıp asılmış bembeyaz çamaşırlara çamur atmayı? sanmıyorum. çünkü mesele zorbalığın kendisidir ve son derece zehirlidir. o kendine bir yol bulur.
son olarak güneş'le ilgili diyeceklerim var. zorbalık var ona karşı evet. buram buram esiyor hem de ve birçok yazarın bizi birbirimize benzetmesi gibi ben de benzetiyorum ve her lafını derinden hissediyorum. evet, nokta koysa bile. haliyle dün tüm bu nickaltı ve başlık zorbalığı bana yapılmış gibi üzgündüm. ama tahminimce gerçek kişiler gibi o da bunun iş hayatında olanına da rastlamıştır çocukluğundakine ek olarak. kendisi için değilse de yine buradaki gibi bir başkası için şahitliği olmuştur hiç değilse. onu harekete geçiren de dolduruş olmasa gerek(kurma kolu olan oyuncak mı bu kadın canım? ne dolduruşu?) olsa olsa vicdanıdır, ki gerçek hayatta tanımadığım birinin vicdanına ancak güneş'e kendisi olduğu için güvendiğim kadar güvenebilirim. iyidir çünkü. kelimenin saf haliyle iyi. ayrıca bu durumda nasıl vaziyet alacağını da bilir. o yüzden bu bir güneş savunması değil. kendisi bir pankart yazmış yürümüş. bir ucundan tutup onunla yürüyen de çok. ama o dedi diye değil; dediği doğru diye! geldim, bir omuz veriyor ve ben de tutuyorum bir ucundan pankartı sadece: kahrolsun bağzı şeyler!
not: cabbar hoca hayattaysa ömrü bereketli olsun. öldüyse canına rahmet olsun. köşe başlarının bu kadar arttığını bilse üzülürdü muhtemelen.
not 2: sizi severiz güneş. sizi seveni de severiz!*
devamını gör...
38.
herkes bir şeyler sıkmış ama ben o ne demek bilmiyorum bile.
devamını gör...
39.
her şeyi bu kadar takmayın ya. hayat kısa.
devamını gör...
40.
eleştirmek ne zamandan beri zorbalık oldu? bu kadar mı eleştiriye tahammülünüz yok? ortada hakaret yok linç yok nerden zorbalık oluyor bu. hepimiz insanız iyi yönlerimiz de var kötü yönlerimiz de. hep övülmeyi bekleyip ufacık bir eleştiriyi bile kabullenmeyip sizi eleştiren yazarı linç ederek asıl zorbalığı siz yapıyorsunuz kusura bakmayın. geçenlerde bir yazarın nickaltına gayet kibar ve yumuşak bir dille hafif bir eleştiri yazdım hatta alınmasın diye iyice yumuşattım ki zaten kolay kolay sivri dilli bir üslup kullanmam. o küçücük eleştiriyi bile kaldıramayıp bana yazdığımı silmemi ima etti. hatta birkaç yazar da anında laf sokmaya çalıştı. ne diye? ufacık bir eleştiride bulundum diye. silmiyorum ulan silmeyeceğim de. bu kadar öz güvensiz, pohpohlanmayı bekleyen tiplerseniz böyle sosyal mecralardan uzak durun.
benim de nickaltımda hem iyi şeyler yazıyor hem kötü. bir kere de kalkıp bunu sil demedim kimseye* hatta beğenip geçtim. o onun düşüncesi çünkü herkes beni sevmek, onaylamak zorunda değil ki. eleştiriye açık olun biraz.
benim de nickaltımda hem iyi şeyler yazıyor hem kötü. bir kere de kalkıp bunu sil demedim kimseye* hatta beğenip geçtim. o onun düşüncesi çünkü herkes beni sevmek, onaylamak zorunda değil ki. eleştiriye açık olun biraz.
devamını gör...