normal sözlük'ü iç dökmek için kullanmak

bir tane twitter hesabım var oraya da aklıma ne gelirse yazıyorum ama buradakiyle aynı hissi vermiyor. aklındakileri dökmek insanı çok rahatlatıyor, hele benimki gibi hiperaktif bir beyniniz varsa

nadiren yaptığım eylem. iç dökmeyi sevmem zira. kendisi benden bağımsız dökülür bazen. dökülürken etrafa saçılanlar da buraya sıçrar. o kadarcık hatrım da olsun ama di mi?

güzel güzel de kıymet bilinmek farklı hocam, kıymet lazım.

sözlük değil adeta turuncu oda.

meğer ne çok şey biriktirmişiz içimizde.

benim de zaman zaman yaptığım eylem.

şimdi yapacağım eylemdir. arama motoruna normal sözlük yazdığımda sözlük bunu hissetmiş gibi "normal sözlüğü iç dökmek için kullanmak" başlığını ilk sıraya koymuş. velhasıl tıkladım yazıyorum.

merhaba sözlük,

uzun zamandır yoktum. ara sıra uğruyor birkaç tanım okuyup günlerce gelmiyordum. en son aşık oldum ben deyip kafa iznine ayrıldım. meğer insan mutlu olduğunda da kafa iznine çıkarmış. mutsuz olduğunda geri dönermiş balinanın karnına.*

o geldi bana. kaptırdım gittim. ne ara böyle oldu bilmiyorum. her yerde bir anda karşıma çıkıyordu ismi, konuştuğumuz şeyler. şapşal şapşal gülümseyip evrenin mesajı gibi bir moda girdim herhalde. fakat o bu kadar yoğun hissetmediği gerçeğini yüzüme çarptı. yanlışlıkla platonik oldum. e ama sen geldin, çabaladın, karşılık verdim diye noldu şimdi diyemedim. üzülmedim dedim ama gözlerime hüzün kondurmuşum, annem söyledi. öyle söyleyince yıllar önce okuduğum gözlerime hüzün sürme ağlarım kitabım geldi aklıma. ortaokulda okumuştum sanıyorum, ismi çok etkilemişti beni.

önüme bakıyorum sözlük. yandan yandan olana bitene de bakıyorum. insanların bu materyalist hallerini anlayamıyorum mesela. anladığımda canım yanıyor. onlara ayak uydurduğumda içimin bir yanı huzurlaşıyor. bir yanı değil, bütünü. kelimelerin gücüne hayranlıkla bakıyorum. kitaplar okudukça kalbim derinleşiyor. bu derinleşme bir yanıyla güzel, çok güzel. bir yanıyla da yalnızlaştırıyor beni. memnunum. fakat insanın muhabbet duyduğu bir insana ihtiyacı olmuyor değil. buldum sandığımı hiç bulamamış olduğum gerçeğiyle de yuvarlanıp gidiyorum.

sevgiyle,
yeşil şurup

bana şey gibi geliyor, mesela bütün gün gereksiz ve boş başlıklarda saçmalıyoruz gece de karalama defteri, itiraf, söylemek istediklerimiz gibi başlıklarda içimizi döküyoruz. yani bütün tanımlar asıl amaca hizmet ediyor gibi, bi yol gibi.

bu ara ara ben oluyorum.
he bunu başlıklarda yapmıyorum, genelde mesajlarda.
çok güzel insanlar tanıdım sözlükte, dinliyorlar sağ olsunlar.
aynı şekilde ben de onları dinliyorum sıklıkla.
karşımdaki insanın 1 saniyede beni hayatından çıkarabilecek olmasının (engelleme) verdiği rahatlık sanırım bu.
e olması gereken de bu.
dökülün dökülebildiğiniz kadar.

sözlüğü fazla abartmamak da ayağa düşürmemek kadar önemli. mide bulandırıcı başlıklar olmadığı müddetçe, bırakın isteyen istediğini yazsın. olmadı iki altta, üç üstte başka başlığa geçersin. insan yapımı hiçbir şey, değil insanın kendisi emeği kadar bile değerli değildir.
yazan yurttaşın nasıl bir birikmişlikten arındığını, ne denli bir rahatlama yaşadığını bilemeyiz. sapığı, kopuğu varsa da dışarıda çoluk çocuğa, kedi köpeğe saracağına gelip burda bize sarsın. zararı yok.

şu anda yapmak istediğimdir.

hatta yapayım.

ilkokul 5'te ellerimi de koyamadan zemine üst dişlerim üzerine çakılmıştım tüm vücut ağırlığımla ve iki ön dişimin yarıları kırıldı ve tüm üst dişlerim ufak ufak sallanıyordu artık.

çoğunun içinde çatlaklar oluştuğunu da tahmin ediyorum zira üst çenemdeki dişlerimi birer birer kaybediyorum. çürüyorlar ve sonra düşüyorlar. genelde parça parça. diş fırçalamam da maalesef fayda etmedi.

20'lerimin başlarından beri dolgularla, kanal tedavileriyle idare ediyordum ama artık bayağı yaşlı dede gibi bir şey oldum diş konusunda. korona döneminde de dişçiye gitmedim ve daha fazla dişim döküldü. bir köpek dişimi de yakında kaybettim. ön diş protezlerim çok sağlam ve onlar hala dayanıyor.

ama artık yeter!

ege üniversitesi hastanesi'ne gideceğim bu kış ve diş doktorunun yapacağı her şeyi kabul edip, diyeceği her şeyi dinleyeceğim.

alt çene dişlerimde hiçbir sorun yok ve olmadı. bu sebepten de yaşadığım şeyleri o ilkokulda yaşadığım aşırı talihsiz olaya bağlıyorum.

valla şu an tam olarak bunun için kullanacağım. sokuk bir neden için bir hayata girmeden çıkarıldıysan fazla bir seçeneğin yok çünkü. neyse kısaca yazıp defolup gideceğim yine. neyi, niçin yaptığım sadece beni ilgilendirir. sana göre doğru olsun veya olmasın. hele ortada seni ilgilendiren bir konu yokken. zaten umursamıyodun bu konu niye umrunda? bahane aradın ve gittin. hiçbirinin bir önemi bile kalmadı. seni kaybetmek iyi hissettirmiyor. neyse iyi ol yeter. benim için halen değerlisin. intikam hırsım mı? o da hak edenin mabadına. vazgeçiyorum.

ben de dökeyim. hayatımdaki herkes suçlu tamam mı? canımı sıkacak her şeyi yapıyorsunuz, benim canım her şeye sıkılıyor olabilir. bilirsiniz hassas kalpler için dünya cehennemdir işte, birçok konuda kendimi aşamadığım problemlerim var bunu anlamak güç mü? güç olabilir evet, kabul ediyorum ama neden hep denk gelmek zorunda? modumu düşürmek için el birliğiyle çalışıyor musunuz doğruyu söyleyin? görevlendirildiniz mi? şayet öyleyse işinizi hakkıyla yaptığınızın teminatını bizzat veriyorum, patronunuzdan yüklü miktarda zam talep edebilirsiniz. helali hoş olsun artık.

ayda koloni bir kent kursak da keşke orada acı çekerler derneği kursanız.

ne bitmez çileniz varmış arkadaş.

sabah uyanıp mesaiye başlıyorsunuz.

helal olsun valla.

sözlüğü etkileşimli online günlük olarak kullanmak mantıklı, belki birileri derdini okuyup yardımcı olur, en kötü dinleyip sana hak verir.