normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
2441.
ne yapacağımızı bilmediğimiz hisler var. nereye kaldıracağımızı, nasıl sakınacağımızı bilmediğimiz hisler. ordan oraya savuran, bakışları tekdüzeleştiren. evreleri var hayatın, yön veren. işte bu da bir evre. herkesi görüp, içinden taşıdığın bir evre. sonunda dönüşen bir evre. içinde bir yerlerde, için için seninle.
devamını gör...
2442.
çalışmam gereken konular varken bilmem kaç saat ürün fotoğrafı çekmeye uğraştım sonunda istediğim olmayınca aşırı sinirlendim. şimdi de sabah yapmam gereken ders işini halletmeye çalışıyorum. gözlerim ağrıdı , dinlensin diye sözlük okumak hiç akıllıca değil. bugün akıl kârı olmayan işler yapıyorum. ayrıca yarın iş görüşmem var ve hiç bir beklentim yok. gitmesem mı diye düşünüyorum. boşuna vakit kaybi onun yerine ders çalışırım
devamını gör...
2443.
son 12 adet sigaram kaldi ve sigarayi birakma karari aldim.
tanri size merhamet etsin cunku bir hafta cirkin cirkef bir sey olacagim.
umarim sabah kararimda bu kadar kararli olmam yoksa kiyamam size ulan.
tanri size merhamet etsin cunku bir hafta cirkin cirkef bir sey olacagim.
umarim sabah kararimda bu kadar kararli olmam yoksa kiyamam size ulan.
devamını gör...
2444.
bir zamandır çocukluğum ve çocukluğumun beni nasıl etkilediği hakkında düşünüyordum. ve bunları düşünürken bazı soruların cevapları da yanıtlamış oldu.
ben şuan sigara kullanmıyorsam çocukluğumdan kaynaklı, neden mi?
çocukken sigara içenlere aşırı kızardım * dedem, babam vs.. o zaman en yakın arkadaşım olan kişi de kullanmaya başladı tamamen hayal kırıklığıydı benim için.
sigara içsem sanki o küçük hypnosa ihanet edecek gibi hissediyorum.
küçük hypnos o zamanlar bu yaşlarımı çok merak ederdi. güzel bir kız olabilecek miyim? derslerim de başarılı olur muyum? çok arkadaşım olur mu acaba? gibi bir sürü düşünce vardı aklımda.
o zamanlar kendimi güzel bulmuyor, okulda zorbalık görüp eve gelince de illaki bir sıkıntı çıkıyor ve ağlayarak kırmızı koltukta yatıyor olurdum. ve tam da o zamanlar hayalini kurardım bu zamanların. özgür olabilecek miyim? sevilecek miyim? diye.
şuan gidebiliseydim geçmişe derdim ki;
sınıfında başarılısın.
arkadaşların var ve az çok seviliyorsun.
hayalini kurduğun prenses yatağın yok ama bir odan var.
kendini ezdirmiyorsun.
ve en güzeli de kendini seviyorsun ve güzel olman veya olmaman çok da umrunda değil.
çok ağladım ve kendi içimde çok savaş verdim. geceler boyunca ağladım, okula giderken ayaklarım geri geri gitti, ayrıştırıldım. benim için en kötüsü de aslında sevilmemişim yeteri kadar ve olay buymuş. onun acısını çok çektim en çok bunun acısını çektim.
ben şuan sigara kullanmıyorsam çocukluğumdan kaynaklı, neden mi?
çocukken sigara içenlere aşırı kızardım * dedem, babam vs.. o zaman en yakın arkadaşım olan kişi de kullanmaya başladı tamamen hayal kırıklığıydı benim için.
sigara içsem sanki o küçük hypnosa ihanet edecek gibi hissediyorum.
küçük hypnos o zamanlar bu yaşlarımı çok merak ederdi. güzel bir kız olabilecek miyim? derslerim de başarılı olur muyum? çok arkadaşım olur mu acaba? gibi bir sürü düşünce vardı aklımda.
o zamanlar kendimi güzel bulmuyor, okulda zorbalık görüp eve gelince de illaki bir sıkıntı çıkıyor ve ağlayarak kırmızı koltukta yatıyor olurdum. ve tam da o zamanlar hayalini kurardım bu zamanların. özgür olabilecek miyim? sevilecek miyim? diye.
şuan gidebiliseydim geçmişe derdim ki;
sınıfında başarılısın.
arkadaşların var ve az çok seviliyorsun.
hayalini kurduğun prenses yatağın yok ama bir odan var.
kendini ezdirmiyorsun.
ve en güzeli de kendini seviyorsun ve güzel olman veya olmaman çok da umrunda değil.
çok ağladım ve kendi içimde çok savaş verdim. geceler boyunca ağladım, okula giderken ayaklarım geri geri gitti, ayrıştırıldım. benim için en kötüsü de aslında sevilmemişim yeteri kadar ve olay buymuş. onun acısını çok çektim en çok bunun acısını çektim.
devamını gör...
2445.
uyuyorum ben sözlük. bir kaç senedir uukudayım. nasıl mı?
rüyada olduğunu düşün. bir rüyada bir olayı yaşıyorsun. bir şeyler yapıyorsun, bir yemek yiyorsun mesela ya da yürüyorsun sevişiyorsun artık her ne ise ama hiçbiri senin kararın değil di mi. rüyada yaptıklarımıza karar veremiyoruz. o haldeyim bir kaç senedir.
uyanığım, bir hayat yaşıyorum. bilincim var, benliğim var, karar alma mekanizmam var ama kullanıp kullanmadığım konusunda emin değilim. yaptıktan sonra "lan ben niye böyle bir şey yaptım" diyorum. şey gibi. kim milyoner olmak ister yarışmasına bir adam katılmıştı. bir soruda "cevap b şıkkı biliyorum ama c demek istiyorum" demişti. ona benzer sanki. doğruyu bile bile hata yapmak, ya da spontane yaşamanın bokunu çıkarmak. bilmiyorum, bir fikrim yok. senelerdir yaşadığım şeyin ne olduğu konusunda bir fikrim yok.
uyuyorum sözlük ben. bu yazdıklarımdan bağımsız, gerçekten gidip uyuyayım biraz.
rüyada olduğunu düşün. bir rüyada bir olayı yaşıyorsun. bir şeyler yapıyorsun, bir yemek yiyorsun mesela ya da yürüyorsun sevişiyorsun artık her ne ise ama hiçbiri senin kararın değil di mi. rüyada yaptıklarımıza karar veremiyoruz. o haldeyim bir kaç senedir.
uyanığım, bir hayat yaşıyorum. bilincim var, benliğim var, karar alma mekanizmam var ama kullanıp kullanmadığım konusunda emin değilim. yaptıktan sonra "lan ben niye böyle bir şey yaptım" diyorum. şey gibi. kim milyoner olmak ister yarışmasına bir adam katılmıştı. bir soruda "cevap b şıkkı biliyorum ama c demek istiyorum" demişti. ona benzer sanki. doğruyu bile bile hata yapmak, ya da spontane yaşamanın bokunu çıkarmak. bilmiyorum, bir fikrim yok. senelerdir yaşadığım şeyin ne olduğu konusunda bir fikrim yok.
uyuyorum sözlük ben. bu yazdıklarımdan bağımsız, gerçekten gidip uyuyayım biraz.
devamını gör...
2446.
tam "bir" yıldır . tam bir yıldır hep aynı şeyler.
biz üç kişi , üç dost aramıza birileri,birisi girdi. girmek zorunda mısınız?
dostlarım yanımdayken başkasını düşünüyorlar , kafalarını karıştıran bir şeyler var.bunun farkındalar ama ne zaman son verecekler buna bilmiyorum. biliyorum onlar düşündükçe içleri acıyor ancak onlar düşündükçe ben daha çok parçalanıyorum.
her ikisi de o'nun için benden uzaklaştılar . şu an yanımdalar ancak yanımdayken o'nu dert etmeleri ben üzüyor. ve inanıyorum ki bu üzüntüm onların kafalarını karıştıran şeyden daha yıkıcı, üzücü. . .
o'nu ne zaman içinizde bitireceksiniz?belki de hiç bilemiyorum . hep o'nun yüzünden kırılmadım mi birbirimize,üzmedim mi?..
peki o zaman neden hala bu çaba,onun için düşünceleriniz, dert edinmeleriniz?
o'nun size verip de benim veremediğim bir şey mi var? hep düşünüyorum. beynimmm * yoruluyor ama bulamıyorum.
ıkisi birleşip o'nu mu düşünüyorlar , hep ondan bahsediyorlar ve her bahsettiklerinde ben de sinirleniyorum ama inan ki elimde değil -buna kırılmışlardı-
ama bn onların o'nu düşünmesini istemiyorum artık, hele ki benin yanımda. . .*
o'nun için yazdıkları sayfalarca yazıları okudukça her kelimesi bir bırakmış gibi yüreğime geliyor.
yeter diye haykırmak istiyorum. hissettiklerim nedeniyle bihal oldum.
şu sıralar çok yorgunum, bedenim ağır ve gözlerim ağrıyor hep. yüreğim, yüreğim de ağrıyor. . .
mamafih söyleyeceklerimi unutuyorum, unuttukça kendime kızıyor ve bundan dolayı dalıyorum sürekli. üzerimde ne olduğu belirsiz bir yük var.
en çok da belirsiz olan şeylerden kırmak gerekiyormuş. görünmeyen bilinmeyen savaşlar daha uzun daha yorucu ve kötü olur . . .
üzgünüm kendim seni bu kadar yıpratmamalıyım!..*
biz üç kişi , üç dost aramıza birileri,birisi girdi. girmek zorunda mısınız?
dostlarım yanımdayken başkasını düşünüyorlar , kafalarını karıştıran bir şeyler var.bunun farkındalar ama ne zaman son verecekler buna bilmiyorum. biliyorum onlar düşündükçe içleri acıyor ancak onlar düşündükçe ben daha çok parçalanıyorum.
her ikisi de o'nun için benden uzaklaştılar . şu an yanımdalar ancak yanımdayken o'nu dert etmeleri ben üzüyor. ve inanıyorum ki bu üzüntüm onların kafalarını karıştıran şeyden daha yıkıcı, üzücü. . .
o'nu ne zaman içinizde bitireceksiniz?belki de hiç bilemiyorum . hep o'nun yüzünden kırılmadım mi birbirimize,üzmedim mi?..
peki o zaman neden hala bu çaba,onun için düşünceleriniz, dert edinmeleriniz?
o'nun size verip de benim veremediğim bir şey mi var? hep düşünüyorum. beynimmm * yoruluyor ama bulamıyorum.
ıkisi birleşip o'nu mu düşünüyorlar , hep ondan bahsediyorlar ve her bahsettiklerinde ben de sinirleniyorum ama inan ki elimde değil -buna kırılmışlardı-
ama bn onların o'nu düşünmesini istemiyorum artık, hele ki benin yanımda. . .*
o'nun için yazdıkları sayfalarca yazıları okudukça her kelimesi bir bırakmış gibi yüreğime geliyor.
yeter diye haykırmak istiyorum. hissettiklerim nedeniyle bihal oldum.
şu sıralar çok yorgunum, bedenim ağır ve gözlerim ağrıyor hep. yüreğim, yüreğim de ağrıyor. . .
mamafih söyleyeceklerimi unutuyorum, unuttukça kendime kızıyor ve bundan dolayı dalıyorum sürekli. üzerimde ne olduğu belirsiz bir yük var.
en çok da belirsiz olan şeylerden kırmak gerekiyormuş. görünmeyen bilinmeyen savaşlar daha uzun daha yorucu ve kötü olur . . .
üzgünüm kendim seni bu kadar yıpratmamalıyım!..*
devamını gör...
2447.
doğdumuz zamanda, öleceğimiz tescillendi. ailemiz buna sevindiler. öldüğümüz anda ise bize bir sonsuz yaşam vadedildi. ailemiz buna ağladılar. her doğum gününde, ölüme daha da yaklaşıldı. ve bunu gülerek kutladılar.
devamını gör...
2448.
potansiyel. ben kendimi hep büyük biri olarak görmüşüm. ben kendimi büyük gördükçe dünya küçülmüş. dünyam küçülmüş. ben kendimi büyük gördükçe hem büyümüş hem küçülmüşüm. aslında görmemişim olağanüstü yeteneklerim, zeki bir kafam yokmuş. sıradan, herkes gibiymişim. o kadar çok korkmuşum ki herkes gibi olmaktan, tüm insanları anlamaya çalışırken sarf ettiğim çaba yüzünden kendimi unutmuşum. kendime katlanamaz olmuşum. ya çok küçücük ya da koskocaman olmuşum. aristo'nun orta yolunu bulamamışım. ya da en basitindan bir insanmışım. sorumsuzmuşum, tembelmişim. ya da en meşaakatlisinden bir kader yaşamaktaymışım. bana bahşedilen ruhu, ya da belki lanet edilen bu ruhu, kirtletmişim, cahillik etmişim. her iki türlüsü de durumun vahimliğini kapatamamış. bir tane mi varmış benden, yoksa milyonlarca mı?
bu dünya'ya bir işe yaramaz yeter mi? yoksa iki mi yapalım onu? yoksa benim potansiyelim varmış da ben mi kullanmamışım? peki ne yapmışım ben, neyle harcamışım neredeyse tamamlanacak 19 yılımı? koca bir hiç. meğerse ben büyük bir hiçmişim, anlayamamışım.
bu dünya'ya bir işe yaramaz yeter mi? yoksa iki mi yapalım onu? yoksa benim potansiyelim varmış da ben mi kullanmamışım? peki ne yapmışım ben, neyle harcamışım neredeyse tamamlanacak 19 yılımı? koca bir hiç. meğerse ben büyük bir hiçmişim, anlayamamışım.
devamını gör...
2449.
karalayalım bakalım. akşam yediğim et dürüm canıma okudu. az kalsın ne şehit ne gazi oluyorduk. midem duruma el koyup her şeyi geri iade etse de tam anlamıyla rahatlamış değilim. zor bir gece olacak gibi. sevgili midem. bir daha dışarıdan et yiyen na şöyle olsun. bundan sonra sana çok iyi bakacağım. söz bir daha pis boğazıma uymayacağım. o dürümü yapanların da ...... canım midem, özür dilerim.
devamını gör...
2450.
kız sözlük,
biliyorsun geçen aydan beri diyetteyim. ama bu gece bozdum. sen biliyorsun sebebini.
cips yiyorum deli gibi. ama böyle ağzıma sığmayan yanlardan kopup yerlere dökülüyor.
bir de gece vakti çıktım bira aldım geldim. evden kaçtım diye dolanıyorum ama ne kadar kısıtlıymış özgürlüğüm biraz üzüldüm.
kendine iyi bak. öptüm.
biliyorsun geçen aydan beri diyetteyim. ama bu gece bozdum. sen biliyorsun sebebini.
cips yiyorum deli gibi. ama böyle ağzıma sığmayan yanlardan kopup yerlere dökülüyor.
bir de gece vakti çıktım bira aldım geldim. evden kaçtım diye dolanıyorum ama ne kadar kısıtlıymış özgürlüğüm biraz üzüldüm.
kendine iyi bak. öptüm.
devamını gör...
2451.
o olmaz demişler, çek elini eteğini
o da olmaz, bir daha düşün demişler
yalnızlık düşünülür, seçilir şey midir?
hayır, demişim hayatımda bir defa
herkes susmuş, tüm dünya
vakit farketmeksizin, kuşlar kulak kesilmiş
mutlak vakitte ötebilmek için
acı yalnız yürekte hissedilir şey midir?
bir ben geçermiş buralardan, gören olmuş mudur?
arıyorum, yalnız bir ben mi bu soruyu sormuşum?
insan kendi mi seçer yaşantısını?
sezgiler mi konuşur, akıl mı konuşur veyahut duygular mı?
hepsi bir arada insan mı olur? yoksa bir karmaşa mı?
insan olmak ne demektir?
insan olmak vicdan mı gerektirir?
insan sahiden, kendi mi seçer yaşantısını?
yoksa yalnızca bir mahkum mudur, kaderini yaşayan?
o da olmaz, bir daha düşün demişler
yalnızlık düşünülür, seçilir şey midir?
hayır, demişim hayatımda bir defa
herkes susmuş, tüm dünya
vakit farketmeksizin, kuşlar kulak kesilmiş
mutlak vakitte ötebilmek için
acı yalnız yürekte hissedilir şey midir?
bir ben geçermiş buralardan, gören olmuş mudur?
arıyorum, yalnız bir ben mi bu soruyu sormuşum?
insan kendi mi seçer yaşantısını?
sezgiler mi konuşur, akıl mı konuşur veyahut duygular mı?
hepsi bir arada insan mı olur? yoksa bir karmaşa mı?
insan olmak ne demektir?
insan olmak vicdan mı gerektirir?
insan sahiden, kendi mi seçer yaşantısını?
yoksa yalnızca bir mahkum mudur, kaderini yaşayan?
devamını gör...
2452.
iyi geceler sözlük. son günlerde üzerine düşündüğüm birkaç şey var. artık kaldıramıyorum. bir şeyi düşünürken araya bambaşka şeyler giriyor. düşünmeyi toptan kesmek istiyorum, bu zaten hiç mümkün olmuyor. düşündükçe karamsarlığa düşüyorum, omuzlarım çöküyor. ciddi ciddi çöküyor. beni gören insanlar ne oldu nedir bu halin diyorlar, sonra alıp kafamı dağıtmaya çalışıyorlar, gezelim tozalım diyorlar. yapıyoruz da ama bakıyorum muhabbetin ortasında dalıp gitmişim. eve geliyorum, tek başınalık beni bambaşka yerlere sürüklüyor. uyuyamıyorum, kaçamıyorum hiçbir şekilde. içimi rahatlatacak bir şeyler arıyorum düşüncelerimde, yok. bir süre sonra derdimin kaynağından uzaklaşıyorum, farklı yerlere sürükleniyorum. bakıyorum tüm dünya benim derdim. tüm hisler, tüm düşünceler, tüm yaşantılar beni gittikçe dibe çekiyor. ben dibe girdikçe omuzlarımda ayaklarını hissediyorum insanların, daha çabuk batırmaya uğraşıyorlar sanki beni. yapmayın diyorum kimse duymuyor, duymazdan geliniyorum. madem bu kadarım diyorum kendim son vereyim her şeye. neden sürdürmeye çalışıyorum bu hayatta kalma telaşını. bazen bir cevap buluyorum, bazen kendimi ölüm planları yaparken yakalıyorum. bazen kendimi balkondan aşağı bakıp her şeyin sonunu düşünürken buluyorum. hadi diyorum, bir adım var. beni bu eylemden vazgeçiren şeyler tek tek uzaklaşıyor. cesaret mi korkaklık mı bilmiyorım, bunun üzerine düşünmüyorum da. sadece olduğum yer burası, böyleyim, bu durumda. farkındayım tüm bunların. ve bana önceden güç veren şeyler, sıkı sıkıya tutunduğum ve elde etmek için çabaladığım tüm o şeyler gözüme boş geliyor. her şey basite indirgeniyor gözümde. sanki her şey bu kadar kesin, net ve olanaklı. sanki hayatımdaki hiçbir şeyin aslında benimle bir ilgisi yok. düşünüyorum, hâlâ bir adım var. peki ben neredeyim, bunu düşünüyorum.
devamını gör...
2453.
evet sevgili sözlük. naber? konumuz ne olsun diye düşünelim mi? boşver, konumuz yalnızlık. peşin 2 adet editim olacak ama;
edit1: aranızda çok sevdiğim 3 yazar var, söyleyeceklerimin onlarla bir alakası yok. "biz varız ya lan" demeyin, iyi ki varsınız.
edit2: yalnızlığı sevgilisizlik/bekarlık olarak görenler gidip ötede oynasın.
yalnızlık nedir sevgili sözlük? tercih? başa gelen bir durum? bunun ayrımını yapmak zor. "yalnızlığı ben tercih ettim" havalarına girip hatun düşürmeye çalışan denyolara da inanmayın bu arada zira yalan. yalnızlığın kişisel tercih olmadığını öğrendim. yalnızlık bir seçim değilmiş sevgili sözlük. hayatında az insan bulundurmak bir tercihtir ama hiç insan? bunun dengesini nasıl sağlayabilirsin?
hayatında tek 1 kişi bırakıp diğerlerine yol verdikten sonra o 1 kişi de giderse ne yaparsın mesela? bir fikrim yok, sana soruyorum. ne yapılır? çok soru sordum di mi? ve çok soru sorduğumu belirtirken de soru sordum. deniz tekin de "beni bırak, takıntılarım var. insanlara yönelttiğim anlamsız sorular" diyor zaten. benim de takıntılarım ve insanlara yönelttiğim anlamsız sorularım var. bu yüzden yalnız kalıyorum belki de. çok soru sormak mı iyidir yoksa çok cevap vermek mi, bunun ayrımını ve tercihini yapmak lazım galiba yalnız kalmadan önce. yalnız kalmak istemiyorsanız çok soru sormayın zira onun sonu yalnızlık. yalnız kaçmak istiyorsanız da çok cevap vermeyin zira etrafınıza, çevrenize, içinize çekersiniz insanları.
yalnızlığın sessizliği güzel ama bak. tabi kafanda konuşan birileri yoksa zira onlar da sessizliği bekliyor fısıldamak için. yalnızlığa dahil olmasını isterdim içimdeki seslerin de.
sözlerime ünlü halk ozanı james hetfield'ın dizesi ile son vereyim;
leave me the fuck alone
edit1: aranızda çok sevdiğim 3 yazar var, söyleyeceklerimin onlarla bir alakası yok. "biz varız ya lan" demeyin, iyi ki varsınız.
edit2: yalnızlığı sevgilisizlik/bekarlık olarak görenler gidip ötede oynasın.
yalnızlık nedir sevgili sözlük? tercih? başa gelen bir durum? bunun ayrımını yapmak zor. "yalnızlığı ben tercih ettim" havalarına girip hatun düşürmeye çalışan denyolara da inanmayın bu arada zira yalan. yalnızlığın kişisel tercih olmadığını öğrendim. yalnızlık bir seçim değilmiş sevgili sözlük. hayatında az insan bulundurmak bir tercihtir ama hiç insan? bunun dengesini nasıl sağlayabilirsin?
hayatında tek 1 kişi bırakıp diğerlerine yol verdikten sonra o 1 kişi de giderse ne yaparsın mesela? bir fikrim yok, sana soruyorum. ne yapılır? çok soru sordum di mi? ve çok soru sorduğumu belirtirken de soru sordum. deniz tekin de "beni bırak, takıntılarım var. insanlara yönelttiğim anlamsız sorular" diyor zaten. benim de takıntılarım ve insanlara yönelttiğim anlamsız sorularım var. bu yüzden yalnız kalıyorum belki de. çok soru sormak mı iyidir yoksa çok cevap vermek mi, bunun ayrımını ve tercihini yapmak lazım galiba yalnız kalmadan önce. yalnız kalmak istemiyorsanız çok soru sormayın zira onun sonu yalnızlık. yalnız kaçmak istiyorsanız da çok cevap vermeyin zira etrafınıza, çevrenize, içinize çekersiniz insanları.
yalnızlığın sessizliği güzel ama bak. tabi kafanda konuşan birileri yoksa zira onlar da sessizliği bekliyor fısıldamak için. yalnızlığa dahil olmasını isterdim içimdeki seslerin de.
sözlerime ünlü halk ozanı james hetfield'ın dizesi ile son vereyim;
leave me the fuck alone
devamını gör...
2454.
ah yine boğucu bir gün aslında günde sıkıntı yok gün güzel mesela gitsen denize gün güzel ama okul yolundasin mental sağlığında akademik başarı hatta başarıyı bırakın katılım için seçim yapmışsın. insanlar öbür yandan ,herkesin kendi koşturmacasindan kafasını kaldiramazken onlar kafasını kaldırıp karışıyor hayatına kıyaslıyor seni sen de kimsin sen ne kadar beni tanıyorsun demek yerine inanıyorsun çünkü doğusundan intibaren problemin var kendinle
devamını gör...
2455.
az önce buraya uzunca bişi yazdım. sonra dedim ki, bu olmadı ya cümleler falan hep kayık; halimiz kayık usta dedim mahalli samimiyet yazarı gibi. sonra dedim ki, kime ne yazıyom lan ben, sibbired.
eddim.
eddim.
devamını gör...
2456.
belki de yeni bir başlangıç yapmanın vaktidir.
yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti.
başlangıç nedir? olmayan şeyin olmaya başlama süreci mi, yoksa aslında olan şeyin farkına yeni varmak mı? ya da bunlardan ziyade, bir şeylerin devamı olmasına rağmen öncesine ket vurup 'yeni' olarak adlandırılan bir yanılmaca mı? gerçek bir başlangıç gerçekten mümkün mü? insan bir şeyleri bitirip, ardında bırakarak yoluna devam edecek kadar güçlü mü? bu başlangıç denen şey delilikten kaçış umudu mu? daha iyisi olmayacağını bildiğin halde, yine de daha iyisi diye koşturmak mı?
midem bulanıyor. o kadar bulanıyor ki dünya dönüyor etrafımda, gözümü açıp bakmaya korkuyorum. her şey ve herkes kokuyor, ama bunca koku bile içimdeki çöplüğün kokusunu bastıramıyor. bu kadar acınası bir insan olmak sinirlerimi bozuyor. toz zerresi kadar bile var olamamak....
bu başlangıç denen şey siliyor mu kötü hayatı? insanın kendiyle olan derdini çözüp, arayı bulabiliyor mu? kafasını duvarlara vurmasını engelleyip, aynada kendine tahammül edebilmesine yardımcı oluyor mu? gerçek bir şekilde, umut dolu gülümsetebiliyor mu? kafasını içerisinde kendinden önce konuşan sesleri susturabiliyor mu? sevgiyi sunuyor mu mesela bu başlangıç? bunları yapamıyorsa eğer, neyi yapıyor da bu kadar umut bağlatıyor kendine?
bu başlangıç denen şey ne işe yarıyor bilmiyorum, ama o 'belki'lere istinaden, son başlangıcıma hoş geldim.
yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti.
başlangıç nedir? olmayan şeyin olmaya başlama süreci mi, yoksa aslında olan şeyin farkına yeni varmak mı? ya da bunlardan ziyade, bir şeylerin devamı olmasına rağmen öncesine ket vurup 'yeni' olarak adlandırılan bir yanılmaca mı? gerçek bir başlangıç gerçekten mümkün mü? insan bir şeyleri bitirip, ardında bırakarak yoluna devam edecek kadar güçlü mü? bu başlangıç denen şey delilikten kaçış umudu mu? daha iyisi olmayacağını bildiğin halde, yine de daha iyisi diye koşturmak mı?
midem bulanıyor. o kadar bulanıyor ki dünya dönüyor etrafımda, gözümü açıp bakmaya korkuyorum. her şey ve herkes kokuyor, ama bunca koku bile içimdeki çöplüğün kokusunu bastıramıyor. bu kadar acınası bir insan olmak sinirlerimi bozuyor. toz zerresi kadar bile var olamamak....
bu başlangıç denen şey siliyor mu kötü hayatı? insanın kendiyle olan derdini çözüp, arayı bulabiliyor mu? kafasını duvarlara vurmasını engelleyip, aynada kendine tahammül edebilmesine yardımcı oluyor mu? gerçek bir şekilde, umut dolu gülümsetebiliyor mu? kafasını içerisinde kendinden önce konuşan sesleri susturabiliyor mu? sevgiyi sunuyor mu mesela bu başlangıç? bunları yapamıyorsa eğer, neyi yapıyor da bu kadar umut bağlatıyor kendine?
bu başlangıç denen şey ne işe yarıyor bilmiyorum, ama o 'belki'lere istinaden, son başlangıcıma hoş geldim.
devamını gör...
2457.
çalıştığım iş yerinde patron yalakası birisi var. öyle böyle değil. siyasete atılsa, rte çıkar, gel kardeş, yerime geç, sen daha çok hak ediyorsun der ahaha.
dememe gerek yok zaten, her yalaka gibi beş para etmez, yalaka fikirler, boş düşünceler, işe yaramaz fikirler vs. vs.
patronlar çok iyi insanlar. hakikaten çok iyi niyetliler. zaten filmde burada kopuyor. çalışanlar çok fena suistimal ediyor bu durumu. ve farkında da değiller.
bir diğeri ise patronlar işi bilmiyor. bu konuda vizyonları yok. ben bu konuda 4-5 senelik tecrübem ve geçmişim var. gördükçe ağzım açık kalıyor. yalaka bir tip olamadığım için patronlara yürüyemiyorum. yoksa şimdi beni 3.ortak yaparlardı. oranın cirosunuda arttırır, şikayetleri de minumuna indirirdim.
ha, denedim. ama pek sallamadılar. yok yarın dediler, şöyle dediler hep askıda kaldı. bende artık öperim ya deyip, salla başını al maaşını moduna girdim.
personeller ayrı bir olay. zaten aile gibi olmuşlar. aslında aileden ziyade çete. yabancı geleni kabul etmeme zaten ayrı bir olay ama benim yönetsel pozisyonum ve tecrübelerimi de gördüğüm kadarı ile pek kabullenemiyorlar. selam verirsin kaale almazlar kimi zaman. bir şey dersin duymazdan gelirler. mesela onlar personel. ben yönetici. bana gelip bak şu yapılmalı, yap, böyle olacak diyorlar. laf desen kabahat, demesen kabahat. böyle garip bir ortam.
ha, burada emekli olana kadar çalışırsın. öyle bi yer. gerçi şuan başka teklif gelse bir saniye düşünmem. ha böyle oluncada murfy kanunu devreye giriyor. olur ya, ya orada daha fazla sorun yaşarsam ya da iflas eder veya atıyorum çıkarırlarsa, çıkarsam.
uzun lafın kısası;
dediğim gibi, uç bi durum olmadıkça nereyse emekli olursun burada. ama patronlar iş bilmiyor, sistem yok, disiplin yok. yalaka bir dallama var. patronlar onun ağzına bakıyor. patronu, yalakası, muhasebecisi derken, hepsi her şeye karışıyor. patronlar iyi insanlar. yani artı ve eksi neredese eşit. kimi zaman artı, kimi zaman eksi ağır basıyor. ne yapacağımı şaşırdım anasını satayım.
bu durumdan mı bilmiyorum ama inanın işe olan şevkim azaldı. severek yapıyorum diyemem. ayrıca yönetsel olarak pozisyona girmiştim. 20 gün sonra bir çok şeye tırpan vurdular. yalakanın işidir pek tabii. ha, tek artısı maaşı ve yan hakları. zaten o olmasa çıkardım herhalde. şu kriz döneminde iş ve maaş o kadar önemli ki anasını satayım. 2 üniversite bitir, yıllarca yöneticilik tecrüben olsun ama başına gelene bak.
gerçi koskoca büyükşehirden gidip yazlık bir kasabaya taşınırsan pek tabii böyle olur. ha, unutmadan. buraya gelince istanbul, bursa'da bir çok yönetici pozisyonu teklifi geldi. ama bir kere o diyarlardan gittim. kabul etmedim. zaten gitsem bu çıldırmış kiralar ile elime bir şey kalmaz.
uzun lafın kısası diyeyim yine; karalayıp, içimi dökeyim dedim. resmen araftayım. ne yapacağımı şaşırdım.
dememe gerek yok zaten, her yalaka gibi beş para etmez, yalaka fikirler, boş düşünceler, işe yaramaz fikirler vs. vs.
patronlar çok iyi insanlar. hakikaten çok iyi niyetliler. zaten filmde burada kopuyor. çalışanlar çok fena suistimal ediyor bu durumu. ve farkında da değiller.
bir diğeri ise patronlar işi bilmiyor. bu konuda vizyonları yok. ben bu konuda 4-5 senelik tecrübem ve geçmişim var. gördükçe ağzım açık kalıyor. yalaka bir tip olamadığım için patronlara yürüyemiyorum. yoksa şimdi beni 3.ortak yaparlardı. oranın cirosunuda arttırır, şikayetleri de minumuna indirirdim.
ha, denedim. ama pek sallamadılar. yok yarın dediler, şöyle dediler hep askıda kaldı. bende artık öperim ya deyip, salla başını al maaşını moduna girdim.
personeller ayrı bir olay. zaten aile gibi olmuşlar. aslında aileden ziyade çete. yabancı geleni kabul etmeme zaten ayrı bir olay ama benim yönetsel pozisyonum ve tecrübelerimi de gördüğüm kadarı ile pek kabullenemiyorlar. selam verirsin kaale almazlar kimi zaman. bir şey dersin duymazdan gelirler. mesela onlar personel. ben yönetici. bana gelip bak şu yapılmalı, yap, böyle olacak diyorlar. laf desen kabahat, demesen kabahat. böyle garip bir ortam.
ha, burada emekli olana kadar çalışırsın. öyle bi yer. gerçi şuan başka teklif gelse bir saniye düşünmem. ha böyle oluncada murfy kanunu devreye giriyor. olur ya, ya orada daha fazla sorun yaşarsam ya da iflas eder veya atıyorum çıkarırlarsa, çıkarsam.
uzun lafın kısası;
dediğim gibi, uç bi durum olmadıkça nereyse emekli olursun burada. ama patronlar iş bilmiyor, sistem yok, disiplin yok. yalaka bir dallama var. patronlar onun ağzına bakıyor. patronu, yalakası, muhasebecisi derken, hepsi her şeye karışıyor. patronlar iyi insanlar. yani artı ve eksi neredese eşit. kimi zaman artı, kimi zaman eksi ağır basıyor. ne yapacağımı şaşırdım anasını satayım.
bu durumdan mı bilmiyorum ama inanın işe olan şevkim azaldı. severek yapıyorum diyemem. ayrıca yönetsel olarak pozisyona girmiştim. 20 gün sonra bir çok şeye tırpan vurdular. yalakanın işidir pek tabii. ha, tek artısı maaşı ve yan hakları. zaten o olmasa çıkardım herhalde. şu kriz döneminde iş ve maaş o kadar önemli ki anasını satayım. 2 üniversite bitir, yıllarca yöneticilik tecrüben olsun ama başına gelene bak.
gerçi koskoca büyükşehirden gidip yazlık bir kasabaya taşınırsan pek tabii böyle olur. ha, unutmadan. buraya gelince istanbul, bursa'da bir çok yönetici pozisyonu teklifi geldi. ama bir kere o diyarlardan gittim. kabul etmedim. zaten gitsem bu çıldırmış kiralar ile elime bir şey kalmaz.
uzun lafın kısası diyeyim yine; karalayıp, içimi dökeyim dedim. resmen araftayım. ne yapacağımı şaşırdım.
devamını gör...
2458.
chp'nin parti aracı ofisin önünde durdu yaklaşık bir saattir kafa dikiyo bütün sıkıntılarımı unutturdu bana hilti sesini dert eden yılmaz gel de ses gör ağlak herif..
devamını gör...
2459.
2460.
tarih 19 mayıs 2022 bu gün de ısrarla kazıdılar kafama, gözlerinde insan olarak dahi değerimin olmadığını. aşağılayıcı bakışlarından ve sözlerinden bıktım. kaç tane yüzleri olduğunuysa saymayı bırakalı çok oldu. hakkımı söke söke almaktan yoruldum artık. biri de desin ki bu senin hakkın ya da bu senin suçun değil. bu iyilik de değildir arkadaşlar bu adalettir, insanlıktır bu enayilik değil. ve ben hala tüm bu mahlukatların arasında insan olmaya çalışıyorum. ki bu bazen çok yorucu oluyor.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2