normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
5281.
sosyal ilişkilerinin temellerinin büyük kısmını karşı tarafı yetersiz hissettirmeye çalışma üzerine kurmuş bir topluluk olabilir mi ya?
devamını gör...
5282.
hani özlersin.
istersin ki her şeyi anlatmak, her şeyi konuşmak. gözünde tüter ya buram buram.
sesini özlersin, gülüşünü özlersin.
yarın kıyamet kopacak olsa da son bir kere olsun görmek istersin. oturup karşısına hiç bir sözü onun güzelliğine heba etmeden saatlerce sadece gözlerine bakmak istersin ya.
incinmesin istersin, hep mutlu olsun istersin.
yeter ki o gözleri gülsün istersin de sen yerle yeksan ol istersin.
aklına gelmesi yeterdir bir tebessüm olsun diye. yüreğinde taşırsınn ama uzaktadır ya.
işte ona lanet edersin.
bu dünya bazıları için gerçekten cehennem.
bazılarının vuslata ermesi mühürlü prangalarla imkansız kılınmıştır.
bu gece de böyle. başka gece farklı olsun istersin. ama nafile...
istersin ki her şeyi anlatmak, her şeyi konuşmak. gözünde tüter ya buram buram.
sesini özlersin, gülüşünü özlersin.
yarın kıyamet kopacak olsa da son bir kere olsun görmek istersin. oturup karşısına hiç bir sözü onun güzelliğine heba etmeden saatlerce sadece gözlerine bakmak istersin ya.
incinmesin istersin, hep mutlu olsun istersin.
yeter ki o gözleri gülsün istersin de sen yerle yeksan ol istersin.
aklına gelmesi yeterdir bir tebessüm olsun diye. yüreğinde taşırsınn ama uzaktadır ya.
işte ona lanet edersin.
bu dünya bazıları için gerçekten cehennem.
bazılarının vuslata ermesi mühürlü prangalarla imkansız kılınmıştır.
bu gece de böyle. başka gece farklı olsun istersin. ama nafile...
devamını gör...
5283.
niye böyle oluyor.
niye ahanda tamam derken boka sarıyor.
niye her şeyi yoluna koymuşken bir anda bozuluyor.
niye lan.
niye ahanda tamam derken boka sarıyor.
niye her şeyi yoluna koymuşken bir anda bozuluyor.
niye lan.
devamını gör...
5284.
sözlüğe yazarken formata uymak gibi bir derdim olmadı hiçbir zaman. hep içimi dökmek için yazdım. mutluyken de, mutsuzken de, aşıkken de, sarhoşken de hatta bazen ağlarken bile. yine aynı şeyi yapıp, içimi döküp gidicem.
son 4,5 aydır hayatın neresinden tutsam elimde kalıyor. sıfır noktasındayım. elimde avcumda hiçbir şey yok. uzun zaman sonra yine aynı batakta buldum kendimi: depresyon. iki gün önce psikoloğum depresyon tanısı koydu ve beni psikiyatriye yönlendirmek istediğini söyledi. reddettim. daha önce birçok kez okuduğum bu romanı bir kere daha okumak gibi bir niyetim yok çünkü. herkesin derdi kendine büyük, yaşam denen bu oyunda herkes kendine bir rol edinip yaşamaya çalışıyor işte. bizim payımıza düşen de bu. dün ailem yerine koyduğum insanlar tarafından büyük bir kazık yedim. aslında diğer şeylerin arasında çok büyük bir şey değildi yaşananlar. ama pastanın üzerine dikilen mum oldu bir nevi. kendimi sabahın beşinde pılımı pırtımı toplamış bir şekilde sokakta buldum. otogarda nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilemeden öylece otururken sadece tek bir kişiyi istedim yanımda. sadece ona yazabildim, ona anlatabildim anlaşılabilme umuduyla. cevapsız kalan çok sorum var. cevabını alır mıyım ya da ne zaman alırım bilmiyorum. şu noktada ne kadar umurumda onu da bilmiyorum gerçi. ama hata ettiğimi biliyorum. tüm kaçma çabalarıma rağmen dönüp yine kendimi onda bulduğumda olmaması gereken bir şeyler olduğunu anlamıştım. hayatın önüme koyduğu daleveralardan kaçıp yine ona sığınmak için duyduğum yoğun istek bir uyuşturucu kadar sinsi ve rahatlatıcı. sonunun benim için hüsranla biteceğini bile bile yolun güzelliğine aldanma ihaneti kendime yaptığım. ama kaybedecek neyim var ki? çocukluğumdan beri bünyem hep hassastı, son zamanlarda yaşadığım şeylerden olsa gerek dünden beri ateşler içinde yatıyorum sadece. müthiş bir boşvermişliğe düştüm. hayatımın en güzel düşüşüydü. bir süre keyfini çıkartacağım. çünkü yaklaşık on beş gün sonra bunun için bile fırsatım olmayacak. tam da bu yüzden sıyrılır gibi lüzumsuz bir yerden kendi affıma sığınıyorum. kelimeleri ya da cümleleri sahiplenmeden, ne anlattığımı bile düşünmeden yazıyorum öylece. nasıl bitireceğimi ya da ne anlatmak istediğimi unuttum. benim için uyku çanları çalmaya başladı tekrardan. en iyisi biraz daha uyuyayım.
son 4,5 aydır hayatın neresinden tutsam elimde kalıyor. sıfır noktasındayım. elimde avcumda hiçbir şey yok. uzun zaman sonra yine aynı batakta buldum kendimi: depresyon. iki gün önce psikoloğum depresyon tanısı koydu ve beni psikiyatriye yönlendirmek istediğini söyledi. reddettim. daha önce birçok kez okuduğum bu romanı bir kere daha okumak gibi bir niyetim yok çünkü. herkesin derdi kendine büyük, yaşam denen bu oyunda herkes kendine bir rol edinip yaşamaya çalışıyor işte. bizim payımıza düşen de bu. dün ailem yerine koyduğum insanlar tarafından büyük bir kazık yedim. aslında diğer şeylerin arasında çok büyük bir şey değildi yaşananlar. ama pastanın üzerine dikilen mum oldu bir nevi. kendimi sabahın beşinde pılımı pırtımı toplamış bir şekilde sokakta buldum. otogarda nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilemeden öylece otururken sadece tek bir kişiyi istedim yanımda. sadece ona yazabildim, ona anlatabildim anlaşılabilme umuduyla. cevapsız kalan çok sorum var. cevabını alır mıyım ya da ne zaman alırım bilmiyorum. şu noktada ne kadar umurumda onu da bilmiyorum gerçi. ama hata ettiğimi biliyorum. tüm kaçma çabalarıma rağmen dönüp yine kendimi onda bulduğumda olmaması gereken bir şeyler olduğunu anlamıştım. hayatın önüme koyduğu daleveralardan kaçıp yine ona sığınmak için duyduğum yoğun istek bir uyuşturucu kadar sinsi ve rahatlatıcı. sonunun benim için hüsranla biteceğini bile bile yolun güzelliğine aldanma ihaneti kendime yaptığım. ama kaybedecek neyim var ki? çocukluğumdan beri bünyem hep hassastı, son zamanlarda yaşadığım şeylerden olsa gerek dünden beri ateşler içinde yatıyorum sadece. müthiş bir boşvermişliğe düştüm. hayatımın en güzel düşüşüydü. bir süre keyfini çıkartacağım. çünkü yaklaşık on beş gün sonra bunun için bile fırsatım olmayacak. tam da bu yüzden sıyrılır gibi lüzumsuz bir yerden kendi affıma sığınıyorum. kelimeleri ya da cümleleri sahiplenmeden, ne anlattığımı bile düşünmeden yazıyorum öylece. nasıl bitireceğimi ya da ne anlatmak istediğimi unuttum. benim için uyku çanları çalmaya başladı tekrardan. en iyisi biraz daha uyuyayım.
devamını gör...
5285.
geçen senelere bakıyorum. çok derdim var gibi sanıyormuşum. aslında hiç derdim yokmuş. o günleri özleyeceğim aklımın ucundan geçmezdi. ilerleyen günlerde bugünleri özlememek dileğiyle. daha iyi günlerde dans etmek ümidiyle.
devamını gör...
5286.
kafam almıyor demiş miydim? bilmiyorum. ama almıyor gerçekten. sadece iş falan düşünmek istiyorum. vade farkı, fiyat geçişleri vs.vs. böyle şeyler düşüneyim istiyorum. benim kafamı doldurun. çünkü boşalınca tekrar sıkıntılı şeylerle doluyor.
devamını gör...
5287.
geçmişini unutamadığın için mi gelecek yazamıyorsun, yoksa gelecek olarak gördüğün kişiyi geçmişinde bıraktığın için mi?
devamını gör...
5288.
bazen geceler öyle ağır geliyor ki elimde sigara önümde yarım kalmış bir şişe dumanın göğe değil de içime dolduğunu hissediyorum her nefeste biraz daha tükeniyorum biraz daha yanıyorum sigarayı dudaklarımda yakıyorum ama aslında içimde yanıyor o ateş duman boğazımdan geçerken bıraktığı yanık tadı bana hayatın bıraktığı yanık izlerini hatırlatıyor bir nefes daha çekiyorum belki biraz hafiflerim belki unuturum ama dumanın bıraktığı sis perdesinde bile seni görmeye devam ediyorum alkol bardağın içinde dönüyor ben her yudumda kendimi kaybediyorum içtikçe içimdeki boşluk dolmuyor aksine daha da büyüyor şişenin dibine indikçe sanki ben de biraz daha dibe batıyorum bazen düşünüyorum ben mi şişeyi tüketiyorum yoksa o mu beni tüketiyor masanın üzerinde yan yana duran izmaritler ve yarım şişeler benim gibi yarım kalmış şeyleri anlatıyor duman odamın tavanında ağır ağır dolaşıyor bir yerlere çarpıp kayboluyor benim düşüncelerim de öyle kafamın içinde dönüp dolaşıyor çıkacak bir yol bulamıyor kendimi anlatmaya çalışsam kimse anlamıyor sigaradan yükselen duman gibi ben de havada kayboluyorum görünürken bile görünmezim her nefeste biraz daha eksiliyorum bazen gözlerimi kapatıyorum kulaklarımda sessizlik burnumda tütün kokusu dilimde alkolün yakıcılığı insan bu kadar yanarken neden hâlâ üşür bilmiyorum ellerim buz kesiyor içimse kavruluyor belki de yanmak ve donmak aynı anda mümkünmüş bir sigara daha yakıyorum çünkü bir öncekinde unutmam gerekenleri unutamadım bir kadeh daha dolduruyorum çünkü bir öncekinde suskunluğumu bastıramadım dumanın içinde kaybolurken kendimi bulamıyorum alkolün içinde erirken kendimi toplamıyorum ne kadar içsem de ne kadar yaksam da hiçbir şey geçmiyor hiçbir şey silinmiyor belki de ben içtikçe daha çok hatırlıyorum belki de ben yandıkça daha çok hissediyorum şimdi odamda tek başıma oturuyorum masanın üzerinde kül tabakları dolmuş taşmış şişelerin gölgesi duvara vurmuş ben de kendi gölgemle baş başa kalmışım bir duman daha savruluyor tavana bir yudum daha yakıyor boğazımı ve ben bu geceyi yine böyle bitiriyorum susarak içerek yanarak tükenerek
devamını gör...
5289.
bugün yine akşam…
sabah gözlerimi açtığımda, dünya hâlâ telaş içindeydi ama ben yavaştım, yavaşladım.
hava ağır, şehir sessiz, sadece kendi nefesimi duyuyorum.
bugün yine akşam ve düşündüm...
ne çok şeyi erteledim, ne çok şeyi unuttum.
ama işte buradayım, hâlâ nefes alıyorum, hâlâ hissediyorum, hâlâ yazıyorum, hâlâ seviyorum.
bir kahvenin buğusu, pencereden süzülen ışığı,
uzaklardan gelen bir sesi…
hepsi bana diyor ki: hayat, küçük anlarda saklı.
kaybolmuş gibi hissettiğim her şey, aslında bir şeyleri hatırlatıyor bana.
evet sözlük, bugün yine akşam…
ve ben yine anladım ki, önemli olan büyük şeyler değil.
kalbimi açık tutmak, içten gülmek, sevdiklerime değer vermek, ve her akşamı fark ederek yaşamak. farkındalık hayatın mucize adı altında bize verdiği bir lütuf.
ve ben burada, kendi sessiz mucizemle baş başayım.
sabah gözlerimi açtığımda, dünya hâlâ telaş içindeydi ama ben yavaştım, yavaşladım.
hava ağır, şehir sessiz, sadece kendi nefesimi duyuyorum.
bugün yine akşam ve düşündüm...
ne çok şeyi erteledim, ne çok şeyi unuttum.
ama işte buradayım, hâlâ nefes alıyorum, hâlâ hissediyorum, hâlâ yazıyorum, hâlâ seviyorum.
bir kahvenin buğusu, pencereden süzülen ışığı,
uzaklardan gelen bir sesi…
hepsi bana diyor ki: hayat, küçük anlarda saklı.
kaybolmuş gibi hissettiğim her şey, aslında bir şeyleri hatırlatıyor bana.
evet sözlük, bugün yine akşam…
ve ben yine anladım ki, önemli olan büyük şeyler değil.
kalbimi açık tutmak, içten gülmek, sevdiklerime değer vermek, ve her akşamı fark ederek yaşamak. farkındalık hayatın mucize adı altında bize verdiği bir lütuf.
ve ben burada, kendi sessiz mucizemle baş başayım.
devamını gör...
5290.
kalabalığın ortasında saplanıp kaldım yine. herkes kendi derdinde, telaşesinde sağa sola koşturuyor. ne yana baksam tanıdık bir yüz görüyorum, hepsini de biliyorum. herhangi biri dokunsa, ne var ne yok döküleceğim. ama kimse ne yaralarıma ne de bana dokunuyor. değmeden geçiyorlar hızlıca yanımdan. ben ise kalabalığın ortasında, kaskatı ve diri bir şekilde duruyorum öylece. yalnızlık anıtı misali.
devamını gör...
5291.
karalama defterine karalayanları ve sözlüğe içini dökenleri nadiren okuyorum.. sizlerden özür dilerim arkadaşlar ama herkesin derdi kendine yetiyor. bi de edebiyatınızı okuyamayacağım sizin.
derdin varsa gel buyur yaz. konuşalım gardaşçım diyebilirim en fazla. uzun uzun okuyamam. bunalıyorum. klimam da yok. tahammülüm yok.
derdin varsa gel buyur yaz. konuşalım gardaşçım diyebilirim en fazla. uzun uzun okuyamam. bunalıyorum. klimam da yok. tahammülüm yok.
devamını gör...
5292.
öyle zannediyorum ki pre-prime dönemimi yaşıyorum. maddi anlamda kendimi biraz daha güçlü ve istediğimi yapabilecek düzeyde hissediyorum. kısa süre sonra bu daha da artacak. manevi anlamda tökezlesem de artık yavaş yavaş kendimi sevmeyi de öğrendim. ufak tefek birtakım eksiklikleri de zamana bıraktım. çünkü biliyorum ki benim işlerim her zaman geç olmuştur. bunun rahatlığı da var içimde.
ümidi kesmiştim ama olacak senden ya, olacak.
ümidi kesmiştim ama olacak senden ya, olacak.
devamını gör...
5293.
kendine zaman ayırmak.
işte bütün mesele bu. hep acele hep koşuşturma ile geçen hayat nedeniyle geride kalan ruhun kırıkları. ne zaman ruhumuza iğilip yaralarını saracağız? kırıklarını onaracağız.
yavaşlamak ve kendine zaman ayırmak. işte herşeyin teorisi, işte çözümlerin özü, işte özümün sözü. işte bi şi...
işte bütün mesele bu. hep acele hep koşuşturma ile geçen hayat nedeniyle geride kalan ruhun kırıkları. ne zaman ruhumuza iğilip yaralarını saracağız? kırıklarını onaracağız.
yavaşlamak ve kendine zaman ayırmak. işte herşeyin teorisi, işte çözümlerin özü, işte özümün sözü. işte bi şi...
devamını gör...
5294.
bisiklete binmeyi biliyor olmanın tek nedeni, güvendiğin birinin seni bırakmış olmasıdır.
devamını gör...
5295.
bir gün her şeyi bitirip ailemi gururlandıracağım ama o zaman ortada bir şey kalmamış olacak
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2