1.
kendini korumanın çok çeşitli yöntemleri var. nasıl bir insan olduğunla direkt ilintili. önce lazım olan şey tabi ki kendini tanımak. sonrası da çok kolay değil. ama kendini tanıyorsan sende neyin işe yaradığını da keşfetmişsindir çoktan. hatta ilk keşiflerinden biridir sorunlarla nasıl baş edeceğin. çünkü zorluk baki. annenin seni emziremeyecek kadar depresyonda olduğu an mesela, taa o zamandan başlıyor mücadelen. bu mücadele baki. süreğen. varlığının ide'si.
önem sıralaması, bende her zaman işleyen bir yöntem. çok küçükken keşfettim. tabi hep uygulanmıyor. işe yararlığı unutulmuyor sadece resmin çok içindeyken yönetemeyebiliyorsun durumu. sesli şekilde tekrar etmek gerekiyor kendine. önem sıralamanı hatırla. önem sıralamanı hatırla. önem sıralamanı hatırla. kafandan geçirmek bile işe yarayamayabiliyor zorluğun seviyesine göre. neyse. önem sıralamanı hatırla!
şöyle ki, neye önem vermek istediğin değil, ne kadar çirkin, kusurlu görünürse görünsün gerçekten neye daha çok önem verdiğini kendine itiraf edersen, daha az önem verdiklerin, daha çok istediklerin olduğunda bile, kendine bir şeyleri kabul ettirmenin seni kanırtmayan yollarını açık seçik görebiliyorsun. doğru ve seni ifade eden bir önem sıralaması her şeyi bir kenara bırak, sana kendini güvende hissettiriyor. kendini ne kadar boka batırırsan batır, duygular seni ne kadar baskılarsa baskılasın, ne kadar hunharca davranırsan davran kendine, önünde sonunda senin için önemliye yöneleceğini bilme konforu çok büyük bir avantaj sağlıyor. hayatın en gerçek ve en kaçınılmaz gündeminin kamçısı tepene inmişken dahi, diyebiliyorsun ki kendine bunun sayesinde, benim için hangisi daha önemli? gerçekliği yadsıyan bir insan olmak mı, acımla yüzleşmek mi? kimim ben?
diyorsun ki sonra kendine; her zaman istediğim olmuyor. 4.5 yaşındaki yeğenim, 6 yaşındaki öbür yeğenime, çikolata yemeye izin vermedi annesi ve teyzesi ortak kararla diye, bunu bir teselli cümlesi olarak kurdu ben onları, onlara çaktırmadan izlerken. bu kodla doğuyoruz aslında. bunu bilerek, bu kabullenişle. sonra şımarıyoruz, sonra unutuyoruz kendimizi. doğruya doğru. bununla da yüzleşmek gerek.
demem o ki, önem sıralamanızı, herkese olduğunuzdan daha dürüst olarak kendinize, yapın. sonra bırakın eylemlerinizi o sıralama yönetsin. daha mutlu biri olur musunuz bilmem. ama kendinizi daha güvende hissedeceğiniz kesin.
önem sıralaması, bende her zaman işleyen bir yöntem. çok küçükken keşfettim. tabi hep uygulanmıyor. işe yararlığı unutulmuyor sadece resmin çok içindeyken yönetemeyebiliyorsun durumu. sesli şekilde tekrar etmek gerekiyor kendine. önem sıralamanı hatırla. önem sıralamanı hatırla. önem sıralamanı hatırla. kafandan geçirmek bile işe yarayamayabiliyor zorluğun seviyesine göre. neyse. önem sıralamanı hatırla!
şöyle ki, neye önem vermek istediğin değil, ne kadar çirkin, kusurlu görünürse görünsün gerçekten neye daha çok önem verdiğini kendine itiraf edersen, daha az önem verdiklerin, daha çok istediklerin olduğunda bile, kendine bir şeyleri kabul ettirmenin seni kanırtmayan yollarını açık seçik görebiliyorsun. doğru ve seni ifade eden bir önem sıralaması her şeyi bir kenara bırak, sana kendini güvende hissettiriyor. kendini ne kadar boka batırırsan batır, duygular seni ne kadar baskılarsa baskılasın, ne kadar hunharca davranırsan davran kendine, önünde sonunda senin için önemliye yöneleceğini bilme konforu çok büyük bir avantaj sağlıyor. hayatın en gerçek ve en kaçınılmaz gündeminin kamçısı tepene inmişken dahi, diyebiliyorsun ki kendine bunun sayesinde, benim için hangisi daha önemli? gerçekliği yadsıyan bir insan olmak mı, acımla yüzleşmek mi? kimim ben?
diyorsun ki sonra kendine; her zaman istediğim olmuyor. 4.5 yaşındaki yeğenim, 6 yaşındaki öbür yeğenime, çikolata yemeye izin vermedi annesi ve teyzesi ortak kararla diye, bunu bir teselli cümlesi olarak kurdu ben onları, onlara çaktırmadan izlerken. bu kodla doğuyoruz aslında. bunu bilerek, bu kabullenişle. sonra şımarıyoruz, sonra unutuyoruz kendimizi. doğruya doğru. bununla da yüzleşmek gerek.
demem o ki, önem sıralamanızı, herkese olduğunuzdan daha dürüst olarak kendinize, yapın. sonra bırakın eylemlerinizi o sıralama yönetsin. daha mutlu biri olur musunuz bilmem. ama kendinizi daha güvende hissedeceğiniz kesin.
devamını gör...