bu da fotoğraftan değilde imgelemden çalıştığım ilk resmim dostlar. anlaşıldığı üzere ışık ve perspektif gibi dertlerimiz vardı o vakitler.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gecenin karanlığında
tatlı bir ay ışığında
sessiz bir çocuk çığlığında
saklıydı yüreğim.
devamını gör...

kızılderili inancında tütünlerin koruyucusu olan deve verilen isimdir.

pukaneh mağarasında balya balya tütünün arasında dinlenip bu tütünü kimseyle paylaşamayan pukaneh bu bencilliği sadece yılda bir kez kendisini ziyaret gelen munedoolar için bozarmış. munedooların ziyareti esnasında onlarla oturup mutlulukla tütün içer sonra da bu tütünleri torbalayıp saklama işine devam edermiş.

ancak bir gün her taşın altından çıkan nanahboozho mağaraya gelmiş ve tütünün o güzel bayıltıcı kokusunu duyunca pukaneh’ten kendisine de biraz tütün vermesini istemiş. ancak pukaneh bunu sert ve saygısız bir dille reddetmiş.

bunun üzerine hayır cevabını asla kabul etmeyen nanahboozho bir balya tütün çalıp kaçmaya başlamış. tabii ki devden hemen arkasından koşmuş. kovalamaca bir süre devam ettikten sonra yarı tanrı, pukaneh’i oyuna getirmiş ve uçurumdan aşağı yuvarlamış.

bununla da yetinmeyip devi bir çekirgeye çevirmiş. bu yüzden hala yakalanan çekirgelerin ağızları tütün çiğnemiş gibi kokarmış.

nanahboozho ele geçirdiği tütünü kızılderililerle paylaşmış. ve şu an bu tanımı yazarken içtiğim winston blue için de bu oyunbaz yarı tanrıya minnet duyuyorum.

wat cheer!
devamını gör...

bu tür başlıklarda, mümin kardeşlerimizin olay yerine intikal edip allahın rahmeti üzerine tuğla gibi entryler döşemesi bir tek bana mı garip geliyor lan?

20 yıl boyunca değil rahmet, tünelin ucundaki ışığı bile göremedik anasını satayım; inanç mı kalır mq. hayır zaten yoktu iyiden iyiye pagan olduk.

t: varolduğu zannedilen şeyin aslında hiç olmamasından ötürü kaybedilmesinin mümkün olmadığı boktan durum.
devamını gör...

okb'nin içinde bulunan lanet sese duyarlılık hastalığıdır. çocukluğumdan beri pençesindeyim. öğretmen tahtaya bir şeyler yazarken çıkan tık tık sesi, klavyede yazı yazarken çıkan tuş sesleri, ağız şapırdatma, çekirdek çitleme, nefes sesleri beni en çok rahatsız edenler arasında. senelerdir tedavi görüyorum. ilaçlarla biraz dindirebildim ancak hala bazı zamanlar beni deli ediyor. kulak tıkacı takmaktan kulaklarımda yara çıkarttırdığı dönemlerde olmuştur. umarım en az rahatsızlık seviyesine tüm hastalar olarak ulaşabiliriz.
devamını gör...

doğu akdeniz medeniyetlerinden biridir.

kendi dinlerini çok üstün görmeleri, bu dinin yalnızca kendilerine ait olduğunu düşünmeleri sebebiyle yahudilik ve musevilik fazla yayılamamıştır. en parlak dönemleri peygamber hz. süleyman dönemi olmuştur.

ayrıca tek tanrılı dine inanan ilk topluluk ibranilerdir.
devamını gör...

gelecek nesil illa ki nick bulacaktır merak etmeyin, örn: uzayda dünya saatine göre yaşayan astronot.
devamını gör...

milföy hamuru...
devamını gör...

şöyle başlar:

--- alıntı ---

galaksinin batı sarmal kolu'nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır.

bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırk sekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler.

bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı – daha doğrusu eskiden vardı: üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi.

bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile.

her şeyden önce, ağaçlardan inmekle büyük bir hata ettiklerini düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. bazıları ağaçlara çıkmanın bile yanlış bir hamle olduğunu ve hiç kimsenin okyanuslardan asla ayrılmamış olması gerektiğini söylüyordu.

sonra, adamın birinin, değişiklik olsun diye bundan böyle halka nazik davranmanın ne kadar iyi olacağını dile getirdiği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık iki bin yıl sonra, bir perşembe günü, rick mansworth'de küçük bir kafede tek başına oturan bir kız, bunca zamandır ters giden şeyin ne olduğunu birdenbire fark edip en sonunda dünyanın nasıl iyileştirilebileceğini ve mutluluğun hüküm sürdüğü bir yere dönüştürülebileceğini anlamıştı. bu sefer doğru olanı bulmuştu, bu işe yarayacak ve hiç kimsenin bir yerlere çivilenmesi gerekmeyecekti.

ama ne yazıktır ki, bir telefon bulup birilerine bundan söz edemeden korkunç, aptal bir felaket meydana geldi ve fikir sonsuza dek yitip gitti.

bu, o kızın öyküsü değil.

--- alıntı ---
devamını gör...

ilk aklıma gelen yol gösterici şarkıları; he bu yandan o yana he o yandan bu yane.
devamını gör...

t: sınava birkaç gün önceden çalışmaya başlamak ile sınava son saat çalışmak arasında kendine yer edinen ve en sık başvurulan eylem.

üçü arasından en masum olanıdır. kişiden kişiye değişmekle birlikte adrenalin ve kendine güven orta seviyelerde seyreder. "hallederiz ya, yaparız ya" gibi cümlelerle dosttur; o gün gelince çoğunlukla halledilemez, yapılamaz. istisnalar mevcuttur. genellikle tercihen yapılan bir eylemdir, zorlayıcı unsurlar pek nadirdir. çekici yanlarından biri de budur.
bünye alıştığında kurtulunamaz.
edit: mottomdur.
devamını gör...

bir şey beni öldürmüştü, ama yine de hayattaydım. fakat ne belleğim vardı ne de adım. zerre kadar umudum olmadığı gibi, en ufak bir pişmanlık ya da üzüntü duymuyordum. geçmişim yoktu, muhtemelen geleceğim de olmayacaktı; bana düşen yaranın oluşturduğu boşlukta diri diri gömülmüştüm. yaranın kendisiydim ben.

henry miller - oğlak dönencesi
devamını gör...

dünya etrafında bir yörüngede dönen, 13.000 yıldır var olduğu ve garip sinyaller gönderdiği iddia edilen cisim. black knight olarak da bilinir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, m.media-amazon. com'dan alıntıdır.)

ufo konusunda ortaya atılan birçok saçma iddia gibi, bu iddia da aslında boş bir iddia. hatta iddianın altında yatan hikâyelere bakarsanız, birbiriyle bağlantısız birçok olayın tek bir başlık altına toplanıp bu cisme atfedildiğini görebilirsiniz. 19. yüzyıl sonlarında nikola tesla'nın uzaydan gelen birtakım sinyaller keşfettiğini söylemesi ile başlayan olay, 20. yüzyılın sonlarında çekilmiş olan yukarıdaki fotoğraf ile birleştirilmiş ve ortaya bu garip komplo teorisi çıkmış.

tesla'nın aldığı sinyallerin büyük bir ihtimalle bir pulsardan geldiği düşünülüyor. bu konuyla bağlantısı varmış gibi görünen diğer birçok olayın da aslında ya hiç gerçekleşmediği ya da konuyla hiç ilgisi olmadığı halde bununla ilişkilendirilmeye çalışıldığı biliniyor.

peki fotoğraf neyin fotoğrafı?

bu bir uzay çöpü ve büyük ihtimalle de bir uzay görevi sırasında astronotlardan birinin elinden kayıp gittiği, kamera kayıtlarıyla da sabit olan bir termal battaniye. tabi ki dünyaya sinyal gönderdiği falan da yok.
devamını gör...

fatih erdemci-ben ölmeden önce.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

''ne zaman imkansızı seversen, işte o zaman gerçek seversin.'' diyerek gerçek sevmenin tanımını yapmış çok sevdiğim şair.
devamını gör...

sayısız pencerem vardı, bir bir kapattılar.
devamını gör...

erkekleri de ilgilendiren sorun, hayat müşterek dir, olağan olan bir durum için insanları soymak, kadınları marketlerden ped çalmaya teşvik eder , evet ambalaj i açıyor içinden alıyor boş ambalaj i bırakıyor,zor durumda ise ve parası yoksa yapar
devamını gör...

3 günde 3 kilogram verdiren detoks olarak bilinen diyet türüdür.*

bol su ihtiva etmesi ve oldukça düşük kalorili olması sebebiyle kabak en sağlıklı ve en diyet dostu sebzelerin başında geliyor ve bir öğünde içerdiği 29 kalori ile bunu bize bariz bir şekilde gösteriyor diyebiliriz.

tarif olarak;
malzemeler:
2 adet orta boy kabak
2 yemek kaşığı yağsız yoğurt
2 adet ceviz içi
arzuya göre dereotu, nane, kırmızı biber, karabiber, kekik
nasıl yapılır?
2 adet orta boy kabağı ince ince rendeleyin.
rendelediğiniz kabakları yağsız tavada kısık ateşte pişirin.
ocağını altını kapatıp soğumaya bırakın.
ardından üzerine 2 yemek kaşığı yoğurt ve ceviz içlerini ekleyip karıştırın. ardından tercihe göre dereotu ve kekik gibi baharatları da üzerine ekleyebilirsiniz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

dikkat dikkat kabak detoksu sadece 3 gün yapılmalı, ardından bırakılmalıdır. sağlık açısından 3 günden fazla yapılması zararlı olduğu için ara verilmeli.
zaten kabak tadı verir.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim