(bkz: z kuşağına gereksiz yüklenilmesi)

z kuşağı olarak elimizde sopalarla örf adet demeden ağzınızı dişçilik etmemizi istemiyorsanız artık bir susun allahsız moruklar.
devamını gör...

almanya'da yapılan bir araştırma, kanatlı böceklerin son 25 yılda yüzde 75 azaldığını ortaya koymuş. yeryüzündeki hayatın üçte ikisini oluşturan böcek sayısındaki hızlı düşüş ekolojik kıyamet belirtisi olarak isimlendiriliyor.
devamını gör...

ben güzel bir kitap okudum ve hakkında konuşmadan edemeyeceğim.  önce kitabın yazarından bahsetmek istiyorum.

lou andreas salome 1861 yılında rusya’da doğdu. bir rus generalinin kızı olarak çok başına buyruk büyüdüğü söylenir. zürih’te üniversite eğitimini felsefe ve psikiyatri alanında almıştır. kendisi genelde nietzsche’nin evlenme teklifini reddeden kadın olarak bilinir. "feminist’’ olarak tanımlanmasa da özgürlükçü düşünceleriyle dönem kadınlarına ilham olmuştur.


kadınların özgürlüğünü savunan bu kadının da nietzsche  ,rilke, freud gibi insanların hayran olduğu kadın, evlenme teklifini reddeden kadın olarak bilinmesi de bana göre ironiktir. bu yüzden de biraz şu aşk hayatına da değinip kitap hakkındaki düşüncelerime geçmek isterim.


üniversite eğitiminden sonra roma’ya giden salome orda paul reeile tanışır. ree’nin evlenme teklifini reddeder. ree’ye evlenmek yerine dostluklarının devam etmesini ve bir komün kurmak istediğini söyler. ree de arkadaşı nietzsche’yi de bu komüne davet eder ve üçlü bir komün kurmaya çalışır. nietzsche’nin  salomé’ye hitaben, “hangi yıldızlardan düşüp birbirimizi bulduk biz” diyecek kadar âşık olduğu söylenir. ona evlenme teklifi eder ancak salome kabul etmez. nietzsche ile yalnız yaşadığı bir dönemde tekrardan evlilik teklifi eder ama salome yine kabul etmez.  aşk ve cinselliğin olmadığı bu birliktelik kısa sürer ve salome ree ile birlikte nietzsche’den ayrılarak başka bir şehre yerleşir. ree ile de birlikteliği uzun sürmez ve ikilinin yolları ayrılır. zamanına göre bir hayli özgür ruh olan salomé’ye göre, “evlilik ve sadakat sevginin ancak azılı bir katili olabilir”.  nietzsche’ye acılar çektiren ve çok da ilham veren bu tek taraflı aşk hikâyesi, ırvin d. yalom’un “nietzsche ağladığında” ve lance olsen’in “nietzsche'nin öpücükleri ” adlı romanlarına konu olur. salome  nietzsche'nin kadınlardan nefret etmesinin sebebi olarak gösterilir.



daha sonra kendisi ile evlenmezse intihar edeceğini söyleyen bir akademisyen ile 1930’a kadar evli kalır. ama evliliği yalnızca kağıt üzerindedir. salome eşinin de bildiği başka ilişkiler yaşar. kendisinden 15 yaş küçük 21 yaşındaki ünlü alman şair rainer maria rilke ile ilk cinsel deneyimini yaşar ve sonra da 1937’de ölümüne kadar özgür cinselliği sonuna kadar tecrübe eder. rilke ona o kadar aşık olacaktır ki, “senin sınırlarına tozlu halde gelen güneş ışını ruhunun parlak dalgasında bin kat berraklaşıyor. dünyayı senden görmek istiyorum benim berrak kaynağım çünkü o zaman sadece seni, seni, seni görüyorum” der. salome ise rilke’den ‘’tek gerçekliğim’’ diye bahseder.



rilke ve salome arasındaki ilişki üç yıl sürer ve ardından mektuplardan da anlaşılacağı üzere rilke’nin ölümüne kadar sürecek bir dostluğa dönüşür. 1937 yılında freud, salome’nin rilke ile olan ilişkisinden şöyle bahseder: “o, büyük şairin hem ilham perisi hem de özenli bir annesiydi.“ salome 50 yaşında freud ile tanışır. bu tanışıklık 25 yıl boyunca süren mektuplaşmalarla devam eder ve freud salome’nin zekasına ve düşüncelerine hayran kalır.



o dönemde yaşayan bir kadın olarak hepimizin bildiği bir çoğumuzun hayranlık duyduğu insanları kendine aşık etmiş. peki neydi ki salome’de bulunan bu özel şey? işte bunu anlamak bence biraz güç.

gelelim kitabımıza*
feniçka kitabında salome’nin kendi hayatından bir kesit anlattığı söyleniyor.  kitabın genel hatlarına bakacak olursak eğer baş karakterimiz feniçka ile bir psikolog olan max werner arasındaki dostluk anlatılıyor. alanında çalışmalarını insanların içinde yapmak isteyen werner feniçka ile tanışıyor. üniversite mezunu, özgürlükçü bir kadın olan fenya (ona kısaca böyle hitap ediyorlar) elbette ki weber’in ilgisini çekiyor.  ikili almanya’da sonra rusya’da karşılaşıyor fenya weber’in kadınlara karşı bakışını değiştiriyor, kendisine hayran bırakıyor. ikilinin karşılıklı diyalogları ve bunların üzerine werner’in düşüncelerini okuyoruz.  kadını yalnızca kendilerine ait bir eşya gibi gören adamların, tek vasıflarının evlenmek çocuk doğurmak olduğu kadınların dünyasında bu kadar özgürlükçü bir kadınla herkes gibi düşünen bir erkeğin dostlukları var aslında.
kitapta salome’nin neden evlenme teklifini de reddettiğini görebiliriz. hatta bunu şu alıntı ile desteklemek isterim;


"söylesene, sizlerden biri bunu ister miydi acaba, bütün gençliğini özgür ve bağımsız olmaya adamış genç bir insan, tam amacına varmak üzereyken, eşikte dururken, hayata sa dece bu yüzden değer verirken; meslek aşkına, sorumluluk aşkına, bağımsızlık aşkına yaşarken! hayır! bunu kesinlikle bir yaşam amacı olarak hayal edemiyorum; bir yuva, aile, ev kadınlığı, çocuklar, bu bana çok yabancı, çok, çok! belki sadece şu anda böyle, belki sadece yaşamın bu kesitinde. nereden bileyim? belki ben böyle bir şey için hiç uygun değilim. aşk ve evlilik aynı şey değil zaten." (syf.57)


kitabı beğendim ama dönem şartları düşünüldüğünde. bana kalırsa olaylar, karakterlerin fikirleri vs çok üstünkörü geçilmişti. daha derinlik beklerdim. günümüz şartlarında fenya çok da abartılacak düşüncelere sahip olmayan belki de bir çok kadın gibi düşünen bir kadın. çoğumuz özgürlüğümüz, bağımsızlığımız, kendi ayaklarımız üzerinde durmak için mücadele ediyoruz. her ne kadar ‘’feminist’’ bir kitap olarak geçse de bence  feminizmin ne olduğunu yalnızca kulaktan dolma bilgilerle bilenler için öyle bir kitap. o yüzden dönem şartlarında belki buna daha yakınken günümüzde bu kitabı feminist olarak değerlendiremem. okurken de buna dikkat ederek okunmalı diye düşünüyorum.  fenya benim için bana çok şey katmayan ama bazı katıldığım düşünceleri olan aynı zamanda bana toplumumuzda yaşanan şeylerin onca yıl önce medeni saydığımız toplumlarda da yaşandığını gösteren bir kitap oldu. son olarak bir alıntı ile bitirmek istiyorum


“fakat bizim için durum çok farklı. bunu biz de hissediyoruz belki, -sizlerden çok daha hassas ve ürkek biçimde de olsa-; fakat biz kadınlar, gizliliğe ihtiyacımız olduğuna inandığımız için korkaklığın üstümüze düşen hayalini de hissediyoruz. böyle bir gizliliğin nedeni hassasiyet değil, diğer insanlara karşı duyulan korkuymuş gibi görünüyor; böylece, açık davranmamız halinde tüm hayat görüşleriyle bizi lanetleyecek olan insanların bizi sayması ve onurlandırması durumunda da aşağılanmış oluyoruz." (syf.37)


 

ince bir kitap olması açısından, salome’yi tanımak için okunacak bir kitap. keyifli okumalar diliyorum..

ek not: ben iş bankası kültür yayınlarının çıkardığı modern klasikler dizisinden okudum bu kitabı.
devamını gör...

mısır mitolojisini diğer mitolojilerden ayıran en belirgin özellik sembollerle anlatılmasıdır.
önemli tanrıları
osiris: yer altı dünyasının hakimi,ölümsüz yaşam için diriliş tanrısı, kural koyucu,koruyucu, ölülerin yargıcı olan tanrıdır. osiris hep sivri külah başlığıyla,ayakları bitişik olarak tasvir edilir.
seth: çöl ve fırtınalar tanrısıdır.bir eşeği anımsatan uzun saçlı ve büyük kulaklı bir hayali hayvan olarak temsil edilir.
isis: mısırın en büyük tanrıçasıdır.aynı zamanda osiris'in karısıdır. sevgisi tüm canlıları kapsayan annedir. bir çift boynuzun arasında güneş diski bulunan akbaba şeklinde bir şapka giymiş kadın olarak gösterilir.
horus: gök tanrısıdır. horus, şahin başlı tasvir edilir.
anubis: mumyalama tanrısıdır. görevi tüm ölüleri korumak ve yüceltmektir. anubis, çoğunlukla bir çakalın ya da kurdun siyah başı ile insan formunda tasvir edilirdi. bu yüzden mumyalamayla görevli kişiler anubis maskesi takardı.
ra: güneş tanrısıdır.genellikle başında bir disk bulunan şahin kafalı insan biçiminde canlandırılmıştır.
toth:ay tanrısıdır. yaşam anahtarının sahibidir. ibiş kuşu başıyla tasvir edilir.
bast:koruyucu tanrıça olarak firavunun savunucusu ve koruyucusu olarak görülürdü.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

osiris efsanesi:
osiris, mısır kültünde en önemli tanrılardan biridir.tanrıça isis'in kocası, hem kardeşi hem de horus'un ise babasıdır.osiris, bu dünyanın kural koyucusudur.aynı zamanda bereket ve tarımın simgesidir.

mitolojiye göre insanlar osiris'i severler. koyduğu kuralları severek yerine getirirler. kardeşi seth onun bu başarısını kıskanır. seth osiris'ten kurtulmak için bir plan yapar. kardeşinin ölçülerine uygun bir tabut yaptırır. bir şölen düzenler. osiris'i de şölene davet eder. şölenin sonunda önceden yaptırdığı tabutu çıkararak bu tabutun kime uyarsa ona verileceğini söyler. herkes dener ve tabut sadece osiris'e uyar.bunun üzerine seth hemen kabutun kapağini kapatır ve osiris'in içinde olduğu tabutu nehire atar.

osiris'in karısı isis,kocasını aramaya başlar. sonunda tabutunu bulur ve onu da alıp mısır'a döner. cenaze töreni yapmak için tabutu bir bataklığa saklar. seth avdan dönerken tabutu bulur ve çok sinirlenir. osiris'in vücudunu tabuttan çıkarıp parçalara böler ve mısır'ın çeşitli yerlerine dağıtır.

isis bu parçaları teker teker bulur.bir parçası eksiktir. buna rağmen sihir ve büyü gücünü kullanarak dağılmış parçalarından osiris'i canlandırır. isis ve osiris'in horus adında çocukları olur. horus büyüyünce seth'e savaş açar. bu savaşın sonuçları çeşitli şekillerde anlatılır. savaşın sonucunda osiris yer altı dünyasının kralı, horus yaşamın kralı, seth ise şeytanlık ve kötülüğün kralı olarak kabul edilmeye başlanır.
devamını gör...

yetmez ama evet. bence evli olmayan kadın ve erkeğin aynı ortamda nefes alması da zina sayılmalıdır. iç anadolu, karadeniz, akdeniz, ege ve marmara bölgeleri evli çiftlere verilmelidir. doğu anadolu bölgesinde bekar erkekler, güneydoğu anadolu bölgesinde de bekar kadınlar yaşamalıdır. hem de böylece insanları evliliğe teşvik etmiş oluruz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

burada yazdığımız tanımlar bizi kimden ve neyden kurtarıyor acaba? hahahah canım ister dc de yazarım canım ister burada yazarım ve iki platformda hayatıma yön verip beni bir şeylerden, birilerinden kurtarmaz. abartmayalım lütfen. tamam sevdiğimiz bir platformdayız ama araba kazası yapsam kafa sözlük ekibi tarafından almayacağım o ilk yardımı, dolayısı ile umursansak dahi ambulansın ne kadar hızlı yetiştiğine bağlıyız.
ayrıca mesaj ifşalamak, bir küfürleşme söz konusu değilse yasak. bunu kabul edelim, birbirinizle olan sıradan konuşmaları ss alıp burada paylaşırsanız silinir haliyle.
he şunu da belirteyim kimse seri oy vermek ile görevli değildir. ben görevimi yaptım gibi cümleleri saçma ve uygunsuz buluyorum. içinizden gelmiyorsa oylamayın kardeşlerim ne bu görev hissiyatı ya?

neyse canım, sıkıldım. birazda dc’deki sağlık kulubune bakayım.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

her yerde karşımıza çıkan kişilerdir. kardeşler ne kadar yalnızlık zaman zaman insana iyi gelse de unutmayın biz insanlar sosyaliz ve birlikte olduğumuz için gelişebiliyoruz. iyi bildiğiniz bir şey varsa paylaşın sosyalleşin toplumun toksik insanlara değil sizin gibilere de ihtiyacı olduğunu bilesiniz.
devamını gör...

hem yemeklerde kullanılan hem de temizleyici olarak kullanılabilen sitrik asittir. çaydanlık kettle gibi mutfak gereçlerinde oluşan kireci temizlemek için ağır kimyasallar içeren temizlik maddeleri yerine limon tuzu kullanılması daha iyidir.
devamını gör...

süleyman demirel'in ülkeye attığı kazıktır.

süleyman demirel'in 1992'de verdiği seçim vaadinin sonucunda getirdiği erken emeklilik yasası ile o dönemde birçok insan 30'lu ve 40'lı yaşlarında emekli oldular. oy uğruna getirilen bu yasa türkiye ekonomisine çok ciddi zararlar verdi ve hala vermeye devam ediyor.

çok basit bir şekilde düşünürsek emeklilerin maaşları çalışanların maaşlarından kesilen vergi ile ödenir. bu yüzden sosyal güvenlik sistemlerinin mali sürdürülebilirliği için aktif/pasif sigortalı oranının 4 olması hedeflenir. yani her 4 çalışanın 1 emeklinin maaşını ödemesi hedeflenir. fakat bildiğim kadarıyla türkiye'de bu oran 4 değil 1,6. yani her 1,6 çalışan 1 emeklinin maaşını ödüyor.

bunu daha iyi anlatabilmek için bir örnek vermek istiyorum.

65 kişilik bir aktif ve pasif sigortalı (yani çalışan ve emekli) nüfusun olduğu bir ülke düşünelim. normalde istenilen 52 çalışanın 13 emeklinin maaşını ödemesidir*. fakat türkiye'de erken emeklilik sistemi yüzünden 40 çalışan 25 emeklinin maaşını ödüyor*.

her çalışana 5000 tl brüt maaş verildiğini varsayalım. eğer erken emeklilik ile aktif/pasif sigortalı oranı bozulmamış* olsaydı her çalışanın maaşından %15 gelir vergisi kesilerek her çalışan 4250 tl, her emekli 3000 tl maaş alabilirdi.

fakat aktif/pasif sigortalı oranı bozulduğu* için şu an çalışanlardan %15 gelir vergisi kesersek her emekli sadece 1200 tl alır. emeklilerin geçinebilmesi için gelir vergisini %30'a çıkarırsak her çalışan 3500 tl, her emekli 2400 tl maaş alabilir.

yani erken emeklilik yüzünden günümüzde hem çalışanlar hem de emeklilikler daha az maaş alıyor.

ayrıca günümüzdeki geç emeklilik de o dönemdeki erken emekliliğin bir sonucu.

aktif/pasif sigortalı oranını tekrar yükseltmek için işe yeni başlayan insanların 65 yaşına kadar çalışması gerekiyor. oysa süleyman demirel oy almak için erken emeklilik yasasını getirmeseydi çalışmaya hayatına yeni başlayan/başlayacak bizler 58-60 yaşlarında emekli olabilir ve hem çalışırken hem de emekli olunca çok daha yüksek maaşlar alabilirdik.

yani erken emeklilik yüzünden bugünün gençleri hem daha fazla çalışmak zorunda kalıyor hem de daha düşük maaş alıyor.

not: o dönemde erken emekli olan insanları suçlamıyorum. oy için erken emeklilik yasasını çıkararak ülkenin geleceğini satan süleyman demirel'i suçluyorum.
devamını gör...

hayat böyledir çoğu kez. ne yapacağını şaşırtır insana.
sussam gönül razı değil söylesem tesiri yok falandır.
ayrıca (bkz: hakim bey) şarkısının sözüdür.
devamını gör...

yurt içi yurt dışı, çarşıda kampüste parkta caddede yürüyebildiğim her yerde ahanda şöyle yürümek:

devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

benim o erkek. dolgun ve biçimli popomu ortaya çıkarıp kadınları kıskançlıktan çatlatmak istiyorum. keşke toplum buna hazır olsa da özgürce popomu sergilesem.
devamını gör...

(bkz: cenk'in arka bahçesi) de olabilir. chp yi direkt cenk diye okudum.evet geç oldu yatmalıyım. (bkz: swh)
devamını gör...

hiçbir sorunu çözmeyecek olan öneri başlığı.
olduğunu düşündüğümüz sorunu çözmek için tek yolumuz bunu ortadan kaldırmak değildir. çünkü size göre sorun olan bu durum başkaları için olmayabilir. bunu kaldırmayı düşünmek yerine size doğru gelen şeyi insanlara gösterirseniz belki her şey daha kolay olur.
en basitinden bu başlıktan yola çıkarak diyelim ki kankacıları uçurduk. sonra ne olacak? kankacı olanları sempatik bulanlar da sadece bilim sadece haber sadece tarih konuşanları istemezse neler yapacağız? ya da bunu sürdürdük diyelim biri bir gün çıkıp sözlükte futbol konuşulmasın da diyebilir haklı olarak madem hoşumuza gitmeyenleri uçurabiliyoruz?
çözüm bir şeyi uçurmak, yollamak, silip atmak değil. sözlükler farklı görüş ve ilgi alanlarını herkes kendine göre paylaşsın diye var. bu gündemden rahatsız olanlarımız kendi gündemlerini anlatsın, bizimle paylaşsın belki biz de bunları görünce ona "doğru söylüyor, görüşleri çok tatmin edici" diyeceğiz.
özet olarak bizden olmayan, bizimle aynı düşünmeyen her şeyi, herkesi yok sayamayız; yokluğunu talep edemeyiz.
devamını gör...

bir anne olarak hiç o yarışlara girmiyorum..
bir anne olarak tek düşüncem eğlenmesi ve mutlu olması..
ve bir anne olarak tek görevim iyi bir insan yetiştirmek..
ilk etapta eline bir asa verilmiş gibi hissetmenin nedeni küçücük bir insanın sadece sana muhtaç olması ve zorlukların altından kalkabilmek..
yoksa ben anneyim diye asla bir yerde köşeme çekilip sadece çocuğumla ilgilenmedim sohbetlere katıldım..
anneyim diye hayatımı ertelemedim..
anneyim diye eşime önceliğim artık sadece çocuğum demedim..
ve anneyim diye kaldırımları yara yara herkes bana iyi davransın diye gerine gerine yürümedim..

şükrettim bu duyguyu tattığım için ve dua ettim dileyen herkesin tatması için..

şimdinin anneliği şov gibi oldu, evlatlar şovun malzemesi..
doğruyu ve yanlışı siz seçin hayatınızda uygulayın ve geri kalan herkesin doğruyu görmesini sabırla bekleyin...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim