doktor maaşı
çok okuyup çok çalıştıkları için değil, çok riskli bir iş yaptıkları için artırılması gereken paradır.
devamını gör...
denemeler
başucu kitabım diyebilirim. evde görebileceğim bir yerde, iş yerimde masamın üzerinde sürekli durur. ilk kez lise yıllarımda okumuştum sanırım. ancak şuan hemen her gün öylesine bir sayfa ve başlık açarım bir kaç bölüm okurum. tam her şey berbat giderken "hadi iki bölüm denemeler okuyayım" derim ve kendime gelirim. işte böyle bir kitaptır. okurken mutlaka ya altı çizilecek, ya bir defter alınıp deftere notlar tutulacak ya da bilgisayar başında twitler atılacak bir kitap. her cümle her kelime her sayfa bir öğreti adeta.
montaigne bu kitabı yakınları için yazdığını söylüyor.yakınları hem onu daha iyi tanısın hem de faydalansınlar diye. montaigne 16. yüzyıl da yaşamış. çocukluğundan itibaren çok önemli isimlerden eğitimler almış. fransa'da felsefe eğitimi görmüştür. felsefede kuşkuculuk üzerine çalışmaları mevcut. en önemli eseri bu kitap yani denemeler'dir. yazar kitapta her biri didaktik bilgiler veren, yaşamın anlamı, bilgelik, nasıl yaşanmalı gibi konuları içeren 107 adet makale-deneme yazmış. yazıldığı çağın çok ötesinde bir ufukta olan kitap günümüzde hala bizlere ışık tutmaktadır. benim için mükemmel hayat dersleri olan bir kitap. yolda ilerlerken rehberim olma özelliği taşıyor. okuyan herkesin içinde kendi yoluna rehebrlik edecek bir makale- deneme bulacağı bir eser. montaigne'den sonra da bir çok deneme eseri yazılmıştır. montaigne-denemeler deneme türünün belki de ilk ve en iyi örneğidir. bence okullarda zorunlu ders olarak verilmesi gereken bir eser.
montaigne bu kitabı yakınları için yazdığını söylüyor.yakınları hem onu daha iyi tanısın hem de faydalansınlar diye. montaigne 16. yüzyıl da yaşamış. çocukluğundan itibaren çok önemli isimlerden eğitimler almış. fransa'da felsefe eğitimi görmüştür. felsefede kuşkuculuk üzerine çalışmaları mevcut. en önemli eseri bu kitap yani denemeler'dir. yazar kitapta her biri didaktik bilgiler veren, yaşamın anlamı, bilgelik, nasıl yaşanmalı gibi konuları içeren 107 adet makale-deneme yazmış. yazıldığı çağın çok ötesinde bir ufukta olan kitap günümüzde hala bizlere ışık tutmaktadır. benim için mükemmel hayat dersleri olan bir kitap. yolda ilerlerken rehberim olma özelliği taşıyor. okuyan herkesin içinde kendi yoluna rehebrlik edecek bir makale- deneme bulacağı bir eser. montaigne'den sonra da bir çok deneme eseri yazılmıştır. montaigne-denemeler deneme türünün belki de ilk ve en iyi örneğidir. bence okullarda zorunlu ders olarak verilmesi gereken bir eser.
devamını gör...
eyyam-ı bahur
eyyam-ı bahur, yaz mevsiminin en sıcak ve boğucu günlerine verilen arapça kökenli türkçe sözcüktür. kuzey yarımkürede, temmuz ve eylül tarihleri arasında yaşandığı kabul edilmektedir. güney yarımkürede ise bu tarih ocak ve mart arasına düşer. kesin tarih, içinde bulunulan bölgeye, boylama ve iklim koşullarına göre büyük değişiklikler gösterebilir. türkiyede ağustos ayının ilk haftalarında karşılaşıldığı söylenen eyyam-ı bahur'un 1-8 ağustos tarihleri arasında gerçekleştiği düşünülmektedir.
eski bir inanışa göre, bu sıcak günlerin büyük köpek takımyıldızı'nda bulunan sirius çift yıldızıyla bir bağlantısı vardı. antik yunan ve antik roma kültürlerinde de yaygın olan bu inanış nedeniyle bu günler latince diēs caniculārēs olarak anılmaktaydı. çağdaş avrupa dillerinde bu terimden türeyen adlar hâlen kullanılmaktadır. (ingilizce: dogdays, almanca: hundstage gibi...) türkçe'de kullanılan eyyam-ı bahur terimi kullanılırlığını büyük ölçüde yitirmiş olup, bunun yerine cehennem sıcakları, afrika sıcakları gibi terimler kullanılmaktadır.
romalılar, eyyam-ı bahur günlerini diēs caniculārēs olarak adlandırır ve sirius yıldızıyla sıcak havaları ilişkilendirirlerdi. sirius'un içinde bulunduğu büyük köpek takımyıldızı'ndan dolayı da sirius'a da köpek yıldızı diyorlardı. sirius'un görüldüğü tarihlerde kahverengi köpekler kurban ederek sirius'u hoşnut etmeye çalışırlardı. antik roma kültüründe eyyamıbahur günleri 24 temmuz-24 ağustos günleri olarak kabul edilirdi. bu tarihler alman, fransız ve itayan kültürlerinde geçerlidir. türk kültüründe bu tarih temmuz sonuyla ağustos ortaları arasında günler olarak kabul edilmektedir.
eyyam-ı bahur günleri kalp ve göğüs hastalıkları olanlar için riskli dönemlerdir. kişilerde aşırı stres ve asabiyet görülebilir. orman yangınları başlayabilir. enerji hattı kablolarının esnemesi, yol malzemelerinin erimesi ya da demiryollarında rayların genleşmesi gibi nedenlerle can ve mal kaybına neden olan kazalar yaşanabilir. 2000'li yıllarda, avrupa'daki sıcak hava dalgalarına bağlı sağlık sorunlarından her yıl on binlerce kişi yaşamını yitirmiştir.
kaynak
nasılını, niyesini, ne gerek vardısını soracaklar/düşünecekler için: * * *
biliyorum maşallahlı bir alıntı fakat an itibari ile paylaşacağım her şey sevdiğim bir kitabı okkalı bir tanımla anlatabilmem için gerekli olan malzemelerdir.
devamını gör...
anın fotoğrafı
devamını gör...
karanlığın yüreği
polon asıllı ingiliz yazar joseph conrad'ın 1899 yılında blackwood's'da seri halinde yayımlanan novellası. daha sonra 1900'lerin başında kitap olarak basılmıştır ve dilimize karanlığın yüreği olarak çevrilmiştir. eser emperyalizm'e karşı şiddetli bir tepki olarak yorumlansa bile bana kalırsa bu eksik bir tanımlama. bu noktada işlerin epey ilginçleştiğini söylemek gerekir çünkü eser hakkında görüşler ikiye bölünmüş durumda; emperyalizme karşı bir eleştiri ve emperyalizme övgü. birbirinden bu kadar uzak iki tutumu okuyucuya aktarmak tamamen conrad'ın başarısı olsa da benim görüşlerim bunun bir eleştiri veya övgüden ziyade gözlem olduğu. bir emperyalistin gözünden, onun hislerinden ve zihninden afrikaya ufak bir bakış. kesin ve kati bir eleştirinin böyle bir karakterin ağzından verilmesi mümkün değildir zaten, bu tüm gerçekliği öldürür ama bunun aksi de eseri emperyalizme bir övgü olarak değerlendirmeye yetmez. etik-ahlak üzerine çıkarılacak epey ders mevcut ama daha da önemlisi sömürgeciliğin nasıl medeniyet diye satıldığını ama aslında sadece hırs ve paranın bir yan ürünü olduğunu gayet temiz bir dil ile okuyucuya alt metin olarak sunması. işin güzel bir başka kısmı yazarın eserden kendini ayrı tutmayışı çünkü conrad'ın geçmişinde yer alan olaylar marlow'un yaratımında önemli bir rol oynuyor. ki zaten conrad'ın eserlerini yazarken gerçek kişilerden etkilendiği şaşırılacak bir durum değil; birebir olarak karakterlere esinlendiği kişilerin isimleri vermiyor olsa bile kim olduklarını anlamaya yetecek kadar ipucu bırakıyor bize conrad. kitabın apocalypse now' a esin kaynağı olduğunu da söylemekte fayda var.
'but his soul was mad. being alone in the wilderness, it had looked within itself, and, by heavens! ı tell you, it had gone mad. ı had—for my sins, ı suppose to go through the ordeal of looking into it myself.'
p.141
'but his soul was mad. being alone in the wilderness, it had looked within itself, and, by heavens! ı tell you, it had gone mad. ı had—for my sins, ı suppose to go through the ordeal of looking into it myself.'
p.141
devamını gör...
uzak mesafe ilişkisi yaşayanlara tavsiyeler
insanların birbirine "bağlı" kalması, sadakatsizlik yapmaması için yan yana olmak yetmez. aynı yatağı paylaşıp birbirlerini aldatan karı kocalar olduğunu biliyoruz hepimiz. özdemir asaf'ın da dediği gibi:
"mesafe uzaklıklarda değil, mesafe fedakarlıkta."
şimdi tavsiye kısmına gelelim,
birlikte yapabileceğiniz aktiviteleri saymak istiyorum:
- film geceleri yapabilirsiniz, film seçimini sırayla yapın ve bakalım hanginizin sinema zevki daha iyi.
- birlikte bir diziye başlayabilirsiniz, her gün bir iki bölüm izleyerek konuşacak konu bulmakta zorlanmazsınız.
- birlikte bir kitaba başlayabilirsiniz, okuduğunuz kitapları konuşabileceğiniz bir sevgiliniz varsa çok şanslısınız demektir.
- müzik geceleri yapabilirsiniz, iki taraf da sevdiği şarkıları atar, ve gecenin en iyi şarkısını seçebilirsiniz.
ha atttığı şarkıları beğenmediniz mi?
"senin müzik zevkine tüküreyim." diyebilirsiniz, her zaman kibar olacağız diye bir şey yok.
- online oyunlar oynayabilirsiniz, en eğlencelisi bu, mutlaka yapmalısınız.
- son olarak da cinsellik konuşmaktan çekinmeyin, birbirinizi istediğinizi bilmek ilişkinizi canlı tutar, kavuşmak için gün saydırır.
"mesafe uzaklıklarda değil, mesafe fedakarlıkta."
şimdi tavsiye kısmına gelelim,
birlikte yapabileceğiniz aktiviteleri saymak istiyorum:
- film geceleri yapabilirsiniz, film seçimini sırayla yapın ve bakalım hanginizin sinema zevki daha iyi.
- birlikte bir diziye başlayabilirsiniz, her gün bir iki bölüm izleyerek konuşacak konu bulmakta zorlanmazsınız.
- birlikte bir kitaba başlayabilirsiniz, okuduğunuz kitapları konuşabileceğiniz bir sevgiliniz varsa çok şanslısınız demektir.
- müzik geceleri yapabilirsiniz, iki taraf da sevdiği şarkıları atar, ve gecenin en iyi şarkısını seçebilirsiniz.
ha atttığı şarkıları beğenmediniz mi?
"senin müzik zevkine tüküreyim." diyebilirsiniz, her zaman kibar olacağız diye bir şey yok.
- online oyunlar oynayabilirsiniz, en eğlencelisi bu, mutlaka yapmalısınız.
- son olarak da cinsellik konuşmaktan çekinmeyin, birbirinizi istediğinizi bilmek ilişkinizi canlı tutar, kavuşmak için gün saydırır.
devamını gör...
schindler’s list
dünyanın tartışmasız ilk beş filminden biridir. konunun tarihi boyutunu es geçiyorum. bu film bana ne öğretti.
bir insanın karşısında iki yol vardır. ya iyi biri olacak ya da kötü biri. karakterimiz olan bencil ve umarsız "oscar schindler" savaşın getirdiği ortamı avantaja çevirmek için zor durumda olan yahudilerin sermayesi ve iş gücü ile sadece girişimciliğini kullanarak alman ordusu için üretim yaparak sandıklar dolusu para kazanmaktadır.
o güçlü olan taraftadır. para kazanmaktadır. o önemli biridir. işte her insanın cesaret edemeyeceği şeyi gerçekleştirir. iyi biri olur. kurtarabildiği kadar insan kurtarmak için kazandığı tüm paradan vazgeçer. bin kişinin üzerinde insanın ölümüne engel olmasına rağmen en sonunda yakasındaki altın rozeti tutup "bununla bir insan daha kurtarabilirdim. yapamadım. daha fazla insanı kurtaramadım." der.
tabi burada cennetin krallığı filminde geçen bir diyalog aklıma geliyor.
cüzzamlı kral balian'a. "insanın ruhu kendisine aittir. tanrının karşısına çıktığında o zamanki şartlar böyleydi. erdemli olmak o zaman benden beklenen şey değildi diyemezsin" anlamında birşeyler söyler.
işte bu filmde de sayın schindler. kendisininden beklenen şeyi yapmamış. onca avantajı ve itibarı terkederek, canı ve zenginliği pahasına doğruya gitmiştir.
gerçek anlamda kurtardığı kişiler ve soyları yüzbinlerce kişi olmuş. kendisini yüceltmektedir.
ayrıca "amon göth" sen tam soyadının tarif ettiği kişisin.
bir insanın karşısında iki yol vardır. ya iyi biri olacak ya da kötü biri. karakterimiz olan bencil ve umarsız "oscar schindler" savaşın getirdiği ortamı avantaja çevirmek için zor durumda olan yahudilerin sermayesi ve iş gücü ile sadece girişimciliğini kullanarak alman ordusu için üretim yaparak sandıklar dolusu para kazanmaktadır.
o güçlü olan taraftadır. para kazanmaktadır. o önemli biridir. işte her insanın cesaret edemeyeceği şeyi gerçekleştirir. iyi biri olur. kurtarabildiği kadar insan kurtarmak için kazandığı tüm paradan vazgeçer. bin kişinin üzerinde insanın ölümüne engel olmasına rağmen en sonunda yakasındaki altın rozeti tutup "bununla bir insan daha kurtarabilirdim. yapamadım. daha fazla insanı kurtaramadım." der.
tabi burada cennetin krallığı filminde geçen bir diyalog aklıma geliyor.
cüzzamlı kral balian'a. "insanın ruhu kendisine aittir. tanrının karşısına çıktığında o zamanki şartlar böyleydi. erdemli olmak o zaman benden beklenen şey değildi diyemezsin" anlamında birşeyler söyler.
işte bu filmde de sayın schindler. kendisininden beklenen şeyi yapmamış. onca avantajı ve itibarı terkederek, canı ve zenginliği pahasına doğruya gitmiştir.
gerçek anlamda kurtardığı kişiler ve soyları yüzbinlerce kişi olmuş. kendisini yüceltmektedir.
ayrıca "amon göth" sen tam soyadının tarif ettiği kişisin.
devamını gör...
herkes mahlasına yakışanı yapsın
napayım alev mi atayım? sözlüğü mü yakayım?
devamını gör...
düğün davetiyesi
eski dönemlerde üzerinde gelin ve damat çizimlerinin olduğu insanları düğünlerine davet etme aracıyken günümüzde bir gösteriş örneği olma yolunda giden kağıt parçası.
en güzel benim, bakın en iyisi bende, paramız var bizim demek için çöpe atılacak kağıda verilen inanılmaz paralar, bu uğurda ziyan edilen ağaçlar da cabası.
en güzel benim, bakın en iyisi bende, paramız var bizim demek için çöpe atılacak kağıda verilen inanılmaz paralar, bu uğurda ziyan edilen ağaçlar da cabası.
devamını gör...
lübnan
osmanlının ilk gerçek burjuva sınıfının yaşadığı topraklardır. endüstri devriminin etkilediği ilk osmanlı toprağıdır. verimli hilalin en güzel toprağıydı. özellikle pamuk üretimi ve ticareti ile imparatorluğun 19.yy'da ekonomik gelirinin büyük kısmını oluşturmuştur. osmanlı'da ilk kadın işçi sınıfı burada doğmuştur. charles issawi'nin ortadoğu ekonomisi üzerine mükemmel kitapları bulunmaktadır. bugünün aksine aslında yerlileri hristiyan toplumudur. içersinde yahudi nüfusuda bulundurmaktaydı, yahudilerin büyük göçleri 1914' yılında başlıyor. müslümanlar 1940'lara kadar azınlıktadır. fakat siyasal islam sebebiyle din değiştirenlerden tutun da zorla göç ettirilen durziler, maruniler, hristiyanlar, yahudilerin azalması ile klasik arap ülkesi olmaya yüz tutmuştur. topraklarında dünyanın en önemli üniversitelerinden biri olan ''beyrut amerikan üniversitesi''ni barındırmaktadır. nadine labaki gibi muazzam bir yönetmenin ülkesidir. beyrut'u anlamak için ''where we go now'' filmini şiddetle tavsiye ederim. beyrutun bütün kültürel zenginliğinin sebebi içerisinde barındırdığı çeşitlilik ve yaşanmışlıklardır. gece hayatı mükemmeldir, insanları keyifçi ve hayatı sevmektedir.(dış mihraklar izin vermiyor tabi kiiii). kadınları çok güzeldir, düğünleri şölen gibidir, yemek kültürü ve müziği harikadır. kayak yapmak için ideal bir ülkedir, aynı zamanda akdenizin en güzel sahiline sahiptir. en büyük handikabı ise ne yazık ki bütün illegal terör örgütlerinin rahatça konuşlanabildiği bir ülkedir. ne yazık ki birlik ve düzenden yoksundur. ah ulan ah beni o ülkenin başına koyacaksınız varyaaa. son yaşanan patlama kalbimi parçalamıştır. bi huzur verin şu ülkeye! cennet gibi ülkeleri cehenneme çeviren her yapının, ülkenin ve insanın yok olması dileğiyle....
devamını gör...
bir öz eleştiri yap
şahsım eleştiriye hiç açık değil.
bu yüzden kendime kıyamıyorum.
bu yüzden kendime kıyamıyorum.
devamını gör...
hakikat
hegel, tek hakikat ölümdür, demiş olabilir. belki de ölüm, hakikati ardında saklayan perdedir.
devamını gör...
benden bir halt olmaz farkındalığı
öyle arada gelir kendini hatırlatır, haklı çıkar ve birden geldiği gibi de giden düşüncedir. hiçbir durum bunun farkındalığının farkına varmak kadar canını acıtmaz.
devamını gör...
hammurabi
sümerlere ve akadlara ait şehirleri ele geçirerek (bkz: dört iklimin hükümdarı) unvanını almıştır.
devamını gör...
nickaltına yazılınca mutlu olan yazar
neden olmasındır ki. bu; seni görüyoruz, senin farkındayız demektir.
devamını gör...
tanrı paradoksu
tarafları dinledim ve anladım. çıkmazlara sürüklediniz beni zalımlar.
devamını gör...
half life
valve firmasının 1998 yılında çıkan oyun olayında çığır açan, bildiklerimizi değiştiren, internet kafelerde landan (local area network) oyun oynamaya bizi alıştıran (quake ııı arena da vardı) muhteşem oyunu. gordon freeman hiç gözünü kırpmadan manyak uzaylı böcükleri öldürürken haritanın karmaşık bulmacalarını çözdüğü single kısmıda feci sarar. 2004 yılında çıkan half-life 2 ile hikaye devam eder.
devamını gör...
boyunuz kaç diyene önemli olan işlev diyen birey
kısasın lan işte denmelidir.
işleviymiş ne yapacaksın olduğu gibi içime mi gireceksin. edepsiz.
işleviymiş ne yapacaksın olduğu gibi içime mi gireceksin. edepsiz.
devamını gör...
bir ailenin çocuğuna yapacağı en büyük kötülük
ona kötü örnek olmaktır. çocuklar ebeveynlerini taklit ederek büyürler.
devamını gör...

