şibumi isimli kitabı tek kelime ile enfes olan yazar.bir kitabındaki soygun planının gerçek hayatta uygulandığı söylenir.şibumi isimli kitabın sansürsüz versiyonunu bulmak neredeyse imkansızdır.istanbulda falan yaşayan yazar arkadaşlar bir ara sahaflara falan gittiklerinde sorarlarsa çok memnun olurum.
devamını gör...

vincent van gogh hayatını akıl hastanesinde sürdürürken, 1890 yılında mercure de france dergisinde hakkında bir yazı yayınlandı. bunun ardından şimdi moskova’daki puşkin müzesi’nde bulunan “the red vineyard” adlı yağlı boya tablosunu satabildi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu tablo van gogh hayattayken satılan ilk ve son tablosu oldu.
tablo brüksel’de sergilendiği sırada empresyonist ressam ve sanat koleksiyoncusu anna boch isimli bir kadın tarafından 400 frank (2.000 amerikan doları) karşılığında satın alındı. tabloya bugün 70.000.000 amerikan doları değer biçiliyor.
sergei shchukin ise tablonun ikinci sahibi oldu.
860’ı tablo olan 2100 eser bırakan sanatçı hayatı boyunca fakir biri olarak yaşadı. bu tabloyu da kırmızı üzüm bağlarına bakarak çizmemiş, hayalinde canlandırarak çizmiştir.
van gogh kalbindeki insan sevgisini kelimelere dökemeyecek kadar içine kapanık olduğu için bunu resim yaparak gösteriyordu. hastalıklarla boğuşmasına rağmen çok çalıştı.
“çalışmanın insana ikinci bir gençlik yaşatmak gibi gizli bir sırrı vardır” felsefesindeydi.
kardeşi ve en iyi dostu olan theo’ya “arles’teki kırmızı üzüm bağı” ile ilgili gönderdiği 2 ekim 1888 tarihli mektupta şunlar yazıyordu.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
işe gitmem gerek bağda,
majour dağı yakınlarında.
mavi gökyüzünün altında
morumsu sarı yeşil güzel
renkli bir motif var orada.

not: #324664 tanımı ile bana bu tabloyu hatırlatan kıymetli yazar calcifer’e teşekkürler.
devamını gör...

leyla ile mecnun dizisinin unutulmayan güzel karakteridir. hatta ismail abinin en sevdiğim sahnelerinden birini paylaşmak istiyorum.

"ama ben güçlü olmak istemiyorum ki, ben şekerpare'yi istiyorum..."
devamını gör...

islam'ın ya da başka dinlerin "insan ürünü" olduğunu söylediğimizde dahi sözde hakaret etmiş oluyoruz. bu kadar geniş bir hakaret tanımı olmaz. ben ortaya bunun bütün bilimsel disiplinlerdeki kanıtlarını ortaya koyuyorum herif gelmiş "sizin islam'la derdiniz nedir?" diyor. "siz çok olmaya başladınız" diyor. bunun bir tık üstü zaten kafamızın kesilmesi.

ondan sonra vay efendim islam'ı kötüleyen başlık. birisi saldırıya uğrasa, öldürülse ona da oh çekeceksiniz. adımız gibi eminiz. kötüsünüz, temsil ettiğiniz değerler de kötü ve ikiyüzlü. ama en önemlisi de korkaksınız. gel maçan yiyorsa bir de benden dinle islamı. koy argümanını. koyamazsın değil mi? neden? çünkü yok? çünkü sen de bilmiyorsun. okumamışsın. birileri sana allah-kitap demiş sen de gidiyorsun. cehalet maskelenmiyor fakat teneke geldiğin gibi teneke devam etmek zorunda değilsin. oku, öğren. saldırma!
devamını gör...

ingilizce yazılmış makalelerin okunması ingilizce öğrenmek için tercih edilen yöntemlerden biri olabilmektedir. özellikle son zamanlarda yds (yabancı dil sınavı) sorularında da sıklıkla bazı ingilizce makalelerden sorular gelebilmektedir. bu da sınava girecekler için yararlı olabilmektedir.
devamını gör...

bu benzetmeyi kazım karabekir paşa yapmış, onunla da erzurum kentini kastetmiş. burada tarihsel değere sahip kule tipi savunma yapılarına rastlanmış. hem paris, hem erzurum'da da şehri korumak için yaptırılan savunma sistemlerinin benzerliği dolayısıyla bu benzetme yer edinmiş.
devamını gör...

(bkz: vay anam vay neler dönmüş serhat ya)
devamını gör...

oy oy oy incindin mi sen? biricik misin sen? incitiyorlar mı seni? savunamıyor musun biricik kutsallarını? göster hangisi yaptı göster vuralım kafasını.
devamını gör...

jennifer lopez mıçımı yesindir çıkışından sonra gördüğüm ikinci en iyi çıkış, yarası olan gocunsundur. ilahi iko bey, yazdığınız kodlar da sizi güldürsün.
devamını gör...

ateistler aynı zamanda realisttirler. genelde öyle bir gereksinimleri olmaz. sebep ve sonuçları doğru analiz ederleer.
devamını gör...

devamını gör...

kapitalizm,
moda,
lüks tüketim,
amerikan dizileri,
sömürgecilik,
birtakım ülkelerin desteğini alarak başka ülkelere yaptıkları vb.
devamını gör...

çocuklarla diyaloglar, en sevdiğim. benimkisi pek komik değil ama (bkz: teşbih)in güzelliğinden, paylaşmasam eksik hissederdim.

yedi yaşındaki yeğenimle (erkek) güreş yaparken dayanamadım aldım sırtıma döndürmeye başladım. bir yandan kahkahalar atıyor, bir yandan da 'durma teyze, sakın durma' diye çığlık atıyordu. başımız dönüp koltuğa yığılınca şöyle dedi.
-teyze ya anlamıyorum ben 40 kiloyum, sen elli kilosun. beni nasıl kaldırıyorsun? seyit onbaşı mısın sen?
devamını gör...

ayağını sehpaya çarpanların bile kitap yazabildiği bir ülke burası. okunması gerekenleri okumayan, ergen ve çocuklara hitap eden sözde yazarların imza günlerinde izdihamlar yaşandığı bir yer burası. ibrahim selim' in bir videosu vardı wattpad le ilgili. kitap pahalı diye almayanların wattpad i okudukları telefonları görünce üzülmekten vazgeçtik. diye. aynen öyle. yazıyorsun en berbat kitabı. sıfır bilgiyle. kitabın kapağına tam da farz olduğu üzre koreli bir yahşıhlı odun un fotoğrafini koyduruyorsun. al sana kaç bin basıyor sonra o kitap?! ama bu , '' kötü çocuk' luktur.
devamını gör...

bir kiraz ağacına "sen neden/nasıl kiraz veriyorsun?" diye sormak ile aynı cevaba çıkacak sorunsal.

sadece kirazı yemeli, tadını çıkarmalıdır.
devamını gör...

hayatında olmasını istediği şeylerin gerçekleşmesini izlemek insanları mutlu eder, kedinin ciğerci vitrinine bakması gibidir ama konumuz bu değil.

will smith/ the pursuit of happyness.
devamını gör...

asıl söylenmek istenen fakat söylenemeyen cümlelerdir.
devamını gör...

türkan şoray, her zaman kazanır dostum.
devamını gör...

dilbilim'de kavram ile ses dizisi arasında bir ilişki bulunmaması, rastlantı sonucu dilin oluşması durumudur.

örneğin "s-ö-z-l-ü-k" ses dizisi ile gerçekteki-yahut tahayyülümüzdeki 'sözlük' kavramı arasında bir ilişki, nedensel bir nitelik yoktur.

tabi kimi yansıma sözcükler bu konuda müstesnadır.
devamını gör...

şiddetli eseni yanakları tokatlayıp saçlara fön çeker. uzun saçlara sahip bir bireye, kuaförden çıkmış gibi hissettirir. ama kötü de baş ağrısı yapar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim