kişinin kendini en özgür hissettiği an
yalnız yaşayacağı ilk evine taşındığı an.
devamını gör...
google akademik
fazla kaptırmayın derim, sonra gözlerinizi bozarsınız. internet aleminin de en faydalı arama motoru. aranırken birçok muhteşem site de bulabilirsiniz. abartmamakla birlikte insanın hayatında olmalı bu yahu.
devamını gör...
tek vasfı lol oynaması olup yurtdışına gitmek isteyen türk genci
dil öğrenmiş, kendini geliştirmiş, okulunu okuyan bir birey olarak size sesleniyorum ey türk gençleri :
"önceliğiniz kendinizi geliştirmek değil, yurt dışına gitmek olsun"...
"önceliğiniz kendinizi geliştirmek değil, yurt dışına gitmek olsun"...
devamını gör...
pentherafobi
kaynana korkusunun bilimsel adı. kaynana fobisi. böyle bir şey varmış gerçekten. bu korkuyu çeken insanlar çözümü ya terapide ya da boşanmada buluyorlarmış. evli yazarlar ne diyorsunuz?
devamını gör...
ascanio sobrero
12 ekim 1812 - 26 mayıs 1888 arasında yaşamış olan ünlü italyan kimyager. turin üniverstesinde patlayıcı bir madde olan "nitroselüloz" üzerine çalışmalar yaptı. önceleri paris ve turin'de ilaçlar üzerinde çalışsan sabrero daha sonra justus liebig ile birlikte gießen üniverstesi'nde kimya üzerine çalışmalar yaptı. 1840 da bir patlama sonucunda yüzünden ağır şekilde yaralandı. 1845 yılında turin üniverstesi'nde profesör olarak çalışmaya başladı. 1847 de yaptığı çalışmalar esnasında nitroglierin'i keşfetti. (bkz: nitrogliserin)
devamını gör...
hiç mi yok
vallahi de billahi de yok be abi. satıcıda bir mahçubiyet ve ispatlama durumu söz konusu olur. senden önce bir abi geldi, aa bak şurada ona da yok dedim. müşteri ikna edilmeye çalışılır.
devamını gör...
favlayan yazarın asıl amacı
bu açıklamaya göre her gün başka birine yanlıyorum fark etmeden. yanladıklarım kusura bakmasın.*
devamını gör...
erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
orsalesta anafor'un sorduğu #618058
sulu sepken'in cevapladığı #618607 başlık.
şok oldum resmen! böyle iki güzel tanımla karşılaşacağım aklımın ucundan geçmemişti!
sulu sepken'in cevapladığı #618607 başlık.
şok oldum resmen! böyle iki güzel tanımla karşılaşacağım aklımın ucundan geçmemişti!
devamını gör...
lucifer'i savunmak
gerçekten böyle bir şey olabilir mi ya? sorusunu sordurmuştur.
edit: başlık sazan avıdır. (bkz: grup psikolojisinin sözlükteki önemi)
edit: başlık sazan avıdır. (bkz: grup psikolojisinin sözlükteki önemi)
devamını gör...
bal porsuğu (yazar)
çok içimden geldi, bir iki kelam da ben edeyim hakkında.
herkesin kalemi kuvvetli olmak zorunda değil. herkes gönlünden geçenleri dilediği gibi kağıda aktaramaz mesela. herkesin sözü doğru, dili tatlı, ufku geniş olmayabilir. herkes hitap edemez engin kitlelere. ama bal porsuğu, işte bütün bu meşreplere sahip bir doğa harikasıdır, ender rastlanan.
kafa sözlük'te muhteşem bir başlık listeleme aracı var: "takip". aktif şekilde sözlüğü okuyan herkesin takip listesinde bir şekilde var olmuştur ya da olacaktır bal porsuğu. naçizane, benim de listemin ilk göz ağrılarındandır. "dur bakalım ne yazmış ben yokken?" diye muhakkak açılır bakılır önce. ve kesinlikle edinirsiniz bir şeyler kendinize. ya yeni bir bilgi, ya yeni bir görüş ya da yeni bir haber öğrenmiş olursunuz. "vay be", dersiniz, "döktürmüş gene."
insanlara bu denli ilham verebilmek ne büyük meziyet!
var olsun. kağıdı yırtılmasın, kalemi de kırılmasın hiç.
herkesin kalemi kuvvetli olmak zorunda değil. herkes gönlünden geçenleri dilediği gibi kağıda aktaramaz mesela. herkesin sözü doğru, dili tatlı, ufku geniş olmayabilir. herkes hitap edemez engin kitlelere. ama bal porsuğu, işte bütün bu meşreplere sahip bir doğa harikasıdır, ender rastlanan.
kafa sözlük'te muhteşem bir başlık listeleme aracı var: "takip". aktif şekilde sözlüğü okuyan herkesin takip listesinde bir şekilde var olmuştur ya da olacaktır bal porsuğu. naçizane, benim de listemin ilk göz ağrılarındandır. "dur bakalım ne yazmış ben yokken?" diye muhakkak açılır bakılır önce. ve kesinlikle edinirsiniz bir şeyler kendinize. ya yeni bir bilgi, ya yeni bir görüş ya da yeni bir haber öğrenmiş olursunuz. "vay be", dersiniz, "döktürmüş gene."
insanlara bu denli ilham verebilmek ne büyük meziyet!
var olsun. kağıdı yırtılmasın, kalemi de kırılmasın hiç.
devamını gör...
türkiye'nin en güzel kadını
şahsım adına açılmış bir başlık.
ne diyebilirim hayran çok.
ne diyebilirim hayran çok.
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
düşüncelerimi beni tanımayan yargılamayacak insanlarla paylaşmak daha rahatlatıcı.
devamını gör...
yazarların hayat felsefesi
bu ülkeden basıp gitmek..bunun için uğraşmak ve didinmek..
devamını gör...
köylü yazardan ironiler
sözlüğün ablası gibi sıcacık ve samimi bir yazar. özellikle çocuklarıyla ilgili entryleri okurken yumuş yumuş oluyorum.
çocuklarıyla birlikte mutlu bir ömür diliyorum kendisine.
çocuklarıyla birlikte mutlu bir ömür diliyorum kendisine.
devamını gör...
gezen tavuk ile oturan tavuk yumurtası arasındaki fark
yoktur. gezen tavuk tekli kafes yerine bütün tavukların üst üste olduğu bir alanda tutulur. tavuklar birbirine zarar vermesin, yemesin diye gagaları kesilir ya da dağlanır. bu tavukların oluşturduğu yumurtalara gezen tavuk yumurtası denir.
oturan tavuklar tekli kafeste tutulur. kafesler o kadar küçüktür ki hareket imkanları dahi olmaz. beterin beteri desem yeridir.
beslenme şekilleri, yani yemleri aynıysa zaten fark aramak beyhudedir. her ikisi de antibiyotikli hormonlu besinlere maruz kalıyor olabilir. her ikisi de yaşam şartları nedeniyle stres hormonu salgılar ve bu hormon yumurtaya da etki eder. yumurtanın tadı, tavuğun beslenme şekli ciddi bir değişiklik göstermiyorsa farklılık göstermeyebilir.
tabii her gezen tavuk aynı şartlarda yaşamaz. bunun kontrolünü, markalı bir ürünse yumurtanın sertifikalarıyla sağlamak mümkündür. günümüzde çayırda çimende gezen tavuğa da gezen tavuk deniyor, tek farklılığı tekli kafeste yaşamıyor olması olan tavuğa da. bunun kontrolünü sağlayacak olan yine tüketici, yoksa sempatik isimlerle her türlü ürün pazarlanabilir.
köyde gezen tavukla, dört duvar arasında gezen tavuğun ürettiği yumurta aynı isimle satılıyor. ikisi de gezen tavuk yumurtası. bir tarafta da hiç kıpırdamadan yumurta veren bir tavuk var. hangisinin hangisi olduğunu bulabilmek mesele.
oturan tavuklar tekli kafeste tutulur. kafesler o kadar küçüktür ki hareket imkanları dahi olmaz. beterin beteri desem yeridir.
beslenme şekilleri, yani yemleri aynıysa zaten fark aramak beyhudedir. her ikisi de antibiyotikli hormonlu besinlere maruz kalıyor olabilir. her ikisi de yaşam şartları nedeniyle stres hormonu salgılar ve bu hormon yumurtaya da etki eder. yumurtanın tadı, tavuğun beslenme şekli ciddi bir değişiklik göstermiyorsa farklılık göstermeyebilir.
tabii her gezen tavuk aynı şartlarda yaşamaz. bunun kontrolünü, markalı bir ürünse yumurtanın sertifikalarıyla sağlamak mümkündür. günümüzde çayırda çimende gezen tavuğa da gezen tavuk deniyor, tek farklılığı tekli kafeste yaşamıyor olması olan tavuğa da. bunun kontrolünü sağlayacak olan yine tüketici, yoksa sempatik isimlerle her türlü ürün pazarlanabilir.
köyde gezen tavukla, dört duvar arasında gezen tavuğun ürettiği yumurta aynı isimle satılıyor. ikisi de gezen tavuk yumurtası. bir tarafta da hiç kıpırdamadan yumurta veren bir tavuk var. hangisinin hangisi olduğunu bulabilmek mesele.
devamını gör...
vesvese
vesvese ; kaygı bozukluğunun psikolojideki adıdır.
okb olduğunu kendi adıma kesinlikle redd ediyorum çünkü vesvese kişiye şeytanın yaptığı bir soyut baskıdır.dini çok fazla tanımayan kişilerin tıpta ‘’vesveye’’ extra uydurduğu bir addır “okb ve kaygı bozukluğu.”
okb hastalığı daha cok fiziksel davranışı temel alır bana sorarsanız , zihinsel baskılamayı ve illüzyonu değil.
kişi takıntılı hareketler eder.
bir yeri bir kaç defa yürümek, elleri sayı ile sabunlamak, evin kapısını bir kaç kez döndürüp kilitlemek, tabanda bulunan çizgileri aşmadan yürümeye çalışmak, kıyafetleri belirli sayı ile yıkamak vb.
temelde fiziksellik var işin içerisiinde.
psikolojinin alan olarak çok abartıldığını düşünüyorum.bana sorarsanız, dini eksikliği olan herkes yaşadığı semptomları tibbi bir alana yönlendirmiş ve adı psikoloji olmuş.
bunu deneyimleme şansım olduğu için böyle söylüyorum.psikolojik problemi olduğu düşünülen kişi çokta rahat kendisini iyileştirebilir zihinsel bir problem olmadığı sürece( şizofreni/ çoklu kişilik bozukluğu).zihinsel olarak güçlü bir kadınım.kişisel her depresyonun , her kaygının üstesinden kendim geldim hala geliyorum. hayat zor bir yarış alanı.hiç bir şey tam anlamıyla pozitif değil.insan her düştüğünde kalkmak için birine ihtiyaç duyarsa, çok kolay yönetilir/ yok edilir hatta yanlışa sürüklenebilir.dolayısıyla yapan biri olarak söylüyorum psikoloji bence gereksiz abartılan bir alan. senin kendi üstünde kullanamadığın mekanizmayı, başkaları kullanamaz.sadece farklı öğütler verir, başka açıdan bakmanı sağlar ki onu sende çevrenden destek alarak yapabilirsin.bu aradakaygı bozukluğu olan birine psikolojik olarak verilen öğüt ile dini kitaplarda vesvese ile alakalı verilen öğüt aynı.
arada tek fark var ; modern dünya insan zihnini aşırı şişirip, onu fazla abartıyor.tanrısal bir yapı değildir zihin arkadaşlar.pozitif düşünce diye bir yapı cıkartıldı, zihnin gücü gökyüzünde.ne alakası var arkadaşım? zihin dediğin 5 gr bir organ.
kafanda mr ile 5 boyutlu hali çekilen organın neyi yaratabilme gücü olabilir? zihin kendi kendine üretemez, sadece kişinin yaşadıkları ve deneyimledikleri ile illüzyonlar yaratır.vesvese kişiye dışarıdan dokunan bir yapıdır.aslında zihin üretmez, kişinin kalbine şüphe sokulur ve zihinsel olarak onu döndürmeye başlarsınız.
eğer farkındalığı güçlü biri iseniz, bunu kısa zamanda yenersiniz.vesvese herkeste her durumda ortaya çıkar.bazı durumlarda çok yoğun hale gelebilir ama baskılamanın yolu basittir.
‘’takmayın, duymayın.’’
“duyduğunuzda büyür, duymadığınızda küçülür.”
konu basit.
ilaçlara hiç gerek yok.düzgünce bir araştırma ve bunu hayatınıza uygulama ile çözebilirsiniz durumu.çok çok ileri bir psikiyatrlık durumunuz olmadığı sürece kendinizi uyuşturmayı tercih etmeyin çünkü ilacın etkisi bittiğinde, zihin aynı zihin.yine başa çıkmayı öğrenmeniz gerekecek. sürekli çözmektense, kendinizi uyuşturmayı tercih ederseniz böyle böyle bağımlı olabilirsiniz.
bu arada psikolojik destek alma fikrine karşı kesinlikle değilim fakat insanların kendilerini kontrol edebilecekleri fikrinin yok edilmesini ve umudun diploması olan birilerine bağlandırılmasını sevmiyorum.oda insan sonuçta. senin yapabildiğinin üzerinde yapabileceği ne var?
o yüzden kendinize fayda sizde dostlar.ilaçları içip, ayık gezdiğiniz zamanları minimum’a indirmeyin.
yazık günah.her önüne gelen anti depresan alıyor günümüzde.sorunlarınızdan kaçmayın.bugünün ağacı , yarın çam olur başınıza.yarının çam’ı öbür gün ağaç ev.kısacası kaçtıkça büyür.yüzleşin ve takmayın.
bağımlılığınız çikolataya, süte olsun.
kendinizi sevin, inanın ve unutmayın ; söylenen / düşündüğünüz her şey illüzyon.
okb olduğunu kendi adıma kesinlikle redd ediyorum çünkü vesvese kişiye şeytanın yaptığı bir soyut baskıdır.dini çok fazla tanımayan kişilerin tıpta ‘’vesveye’’ extra uydurduğu bir addır “okb ve kaygı bozukluğu.”
okb hastalığı daha cok fiziksel davranışı temel alır bana sorarsanız , zihinsel baskılamayı ve illüzyonu değil.
kişi takıntılı hareketler eder.
bir yeri bir kaç defa yürümek, elleri sayı ile sabunlamak, evin kapısını bir kaç kez döndürüp kilitlemek, tabanda bulunan çizgileri aşmadan yürümeye çalışmak, kıyafetleri belirli sayı ile yıkamak vb.
temelde fiziksellik var işin içerisiinde.
psikolojinin alan olarak çok abartıldığını düşünüyorum.bana sorarsanız, dini eksikliği olan herkes yaşadığı semptomları tibbi bir alana yönlendirmiş ve adı psikoloji olmuş.
bunu deneyimleme şansım olduğu için böyle söylüyorum.psikolojik problemi olduğu düşünülen kişi çokta rahat kendisini iyileştirebilir zihinsel bir problem olmadığı sürece( şizofreni/ çoklu kişilik bozukluğu).zihinsel olarak güçlü bir kadınım.kişisel her depresyonun , her kaygının üstesinden kendim geldim hala geliyorum. hayat zor bir yarış alanı.hiç bir şey tam anlamıyla pozitif değil.insan her düştüğünde kalkmak için birine ihtiyaç duyarsa, çok kolay yönetilir/ yok edilir hatta yanlışa sürüklenebilir.dolayısıyla yapan biri olarak söylüyorum psikoloji bence gereksiz abartılan bir alan. senin kendi üstünde kullanamadığın mekanizmayı, başkaları kullanamaz.sadece farklı öğütler verir, başka açıdan bakmanı sağlar ki onu sende çevrenden destek alarak yapabilirsin.bu aradakaygı bozukluğu olan birine psikolojik olarak verilen öğüt ile dini kitaplarda vesvese ile alakalı verilen öğüt aynı.
arada tek fark var ; modern dünya insan zihnini aşırı şişirip, onu fazla abartıyor.tanrısal bir yapı değildir zihin arkadaşlar.pozitif düşünce diye bir yapı cıkartıldı, zihnin gücü gökyüzünde.ne alakası var arkadaşım? zihin dediğin 5 gr bir organ.
kafanda mr ile 5 boyutlu hali çekilen organın neyi yaratabilme gücü olabilir? zihin kendi kendine üretemez, sadece kişinin yaşadıkları ve deneyimledikleri ile illüzyonlar yaratır.vesvese kişiye dışarıdan dokunan bir yapıdır.aslında zihin üretmez, kişinin kalbine şüphe sokulur ve zihinsel olarak onu döndürmeye başlarsınız.
eğer farkındalığı güçlü biri iseniz, bunu kısa zamanda yenersiniz.vesvese herkeste her durumda ortaya çıkar.bazı durumlarda çok yoğun hale gelebilir ama baskılamanın yolu basittir.
‘’takmayın, duymayın.’’
“duyduğunuzda büyür, duymadığınızda küçülür.”
konu basit.
ilaçlara hiç gerek yok.düzgünce bir araştırma ve bunu hayatınıza uygulama ile çözebilirsiniz durumu.çok çok ileri bir psikiyatrlık durumunuz olmadığı sürece kendinizi uyuşturmayı tercih etmeyin çünkü ilacın etkisi bittiğinde, zihin aynı zihin.yine başa çıkmayı öğrenmeniz gerekecek. sürekli çözmektense, kendinizi uyuşturmayı tercih ederseniz böyle böyle bağımlı olabilirsiniz.
bu arada psikolojik destek alma fikrine karşı kesinlikle değilim fakat insanların kendilerini kontrol edebilecekleri fikrinin yok edilmesini ve umudun diploması olan birilerine bağlandırılmasını sevmiyorum.oda insan sonuçta. senin yapabildiğinin üzerinde yapabileceği ne var?
o yüzden kendinize fayda sizde dostlar.ilaçları içip, ayık gezdiğiniz zamanları minimum’a indirmeyin.
yazık günah.her önüne gelen anti depresan alıyor günümüzde.sorunlarınızdan kaçmayın.bugünün ağacı , yarın çam olur başınıza.yarının çam’ı öbür gün ağaç ev.kısacası kaçtıkça büyür.yüzleşin ve takmayın.
bağımlılığınız çikolataya, süte olsun.
kendinizi sevin, inanın ve unutmayın ; söylenen / düşündüğünüz her şey illüzyon.
devamını gör...
anın fotoğrafı
devamını gör...
kitap alıntıları
neden onların gücü var? çünkü bu gücü onlara siz veriyorsunuz. ve sizler korkak olduğunuz müddetçe onların gücü hep olacaktır. sizler boyun eğdiğiniz, belki paçamı kurtarabilirim dediğiniz müddetçe, onları can evinden vurmak yerine, onlara itaat ettiğiniz müddetçe, sizler sadece bir kölesiniz ve bunu da hak ediyorsunuz demektir.
mecburiyet/stefan zweig
tanım: kitap alıntılar paylaştığımız başlıktır.
mecburiyet/stefan zweig
tanım: kitap alıntılar paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...
nutuk’u yasaklamak
höstttt ...
devamını gör...
anormal olan ama normal görünen şeyler
sokak röportajlarında milletin açım diye ağlaması, normal değil bu.
bu noktada bir sıkıntı bariz ortada.
bu noktada bir sıkıntı bariz ortada.
devamını gör...


