pazar gecesini güzelleştiren yayın. yine büyük bir keyifle dinliyorum. böyle giderse yunanistan'a yerleşicem, az kaldı. bize yunan müziğini sevdiren marikaki'ye teşekkür ve sevgilerle. *
devamını gör...

ingilizce 'vision board' diye geçiyor. kısaca bize hayallerimizi çağrıştıran görsellerden oluşturduğumuz bir pano.
elde etmek istediğimiz şey her ne ise, bize onu çağrıştıracak fotoğrafları topluyoruz ilk etapta. ben genelde bu adım için pinterest ve we heart it kullanıyorum ve bu inanılmaz keyif verici bir süreç. burada kesinlikle önem vermemiz gereken bir şey var ki o da hayallerimiz konusunda spesifik olmak. eğer araba istiyorsan herhangi güzel bir arabanın fotoğrafı değil de istediğin arabanın modeline ve rengine kadar ayrıntılı bir fotoğraf bulup eklemen çok güzel olacaktır çünkü istediklerimiz konusunda ne kadar spesifik olursak o kadar net bir şekilde karşılık gelir. ya da bu sene seyahat etmek istiyorsan öylesine beğendiğin bir manzarayı koymak yerine gitmek istediğin belirli bir yerin fotoğrafını ekleyebilirsin. diyelim ki yılbaşında new york'ta olmak istiyorum. ( bu arada ben istediğim şeyler için 'istiyorum' ifadesini kullanmaktan hep kaçınırım. 'istiyorum' veya 'gideceğim' gibi gerçekleşmemiş bir ifade kullandığımızda hep istemeye devam edecekmişiz gibi bir enerji verdiğimize inanıyorum. o yüzden hedeflerimi yazdığım defterime mutlaka ama mutlaka 'new york'a gittim' şeklinde yazarım.bir nevi bilinçaltımıza ufak bir numara yapıyoruz gibi düşünebiliriz. hatta bazen bunu ileri taşıyıp 'bu yıl küçüklükten beri hayallerimin şehri olan new york'a gittim ve tahmin ettiğimden çok daha güzeldi.' tarzı şeyler ekliyorum.) daha sonra beğendiğim ve kendimi orada hayal edebileceğim bir new york fotoğrafı buluyorum, hatta bazen o fotoğrafın apaçık bir şekilde neresi olduğunu bilsem bile altına kendim new york yazıyorum ki etkisi daha da artsın. ve bu şekilde panomuzu hayallerimizin fotoğraflarıyla dilediğimiz gibi doldurmaya başlıyoruz. tabii ki nasıl istiyorsak süsleyebilir ve bizi motive eden sözleri de ekleyebiliriz ki ben bolca ekliyorum.

burada başka bir önemli konu ise panoyu hazırlayıp bir köşeye atmamak tabii ki. bunun için bir karton ya da defter yerine mantar ya da telli pano kullanıp duvara asabiliriz. benim hayal panom yatağımdan bakarken bile direkt olarak karşımda görebileceğim bir yerde ve bu sayede hem yatmadan gördüğüm son şey hem de gözümü açtığımda gördüğüm ilk şey hedeflerim oluyor. bu bile motive ediyor bizi zaten. günü amaçsız bir şekilde geçirmemizin hatta amaçsız biri gibi hissetmemizin önünde çok güçlü bir kalkan hayal panosu, çünkü ben hedefleri olan biriyim ve sabah kalktığımda bile ilk düşündüğüm şey onlar olacak. detaylı bir şekilde düşünmeyi de çok seviyorum bu arada, ki böyle de yapmalıyız. o istediğim arabanın kapısını açtığımı, arabayı çalıştırıp onu sürdüğümü, arkadaşlarımı onunla almaya gittiğimi ve daha birçok şeyi o panoyu her gördükçe gözlerimi kapatıp düşünüyorum.

ben bu seneki hayal panomun bir kısmını oluşturdum ve sene sonunda buraya gelip gerçekleşen hayallerimi paylaşmak için tekrar düzenleyeceğim burayı. bu yazı uzun oldu farkındayım ama eğer sonuna kadar okuyup kendi hayallerinin panosunu oluşturacak biri olursa yıl sonunda hayatımızda nelerin değiştiğini konuşmayı o kadar çok isterim ki. konuşmasak bile umarım kendi hayal panosunu yapmak isteyen birileri olur zamanla.
devamını gör...

2007’li yazarlar lütfen beğenin sayımızı bilelim belki de son entrym bu..

edit: 14 fava hesabı kapatırım..

edit2: oha niye favlıyosunuz lan..

edit3: reisçiyim diye mi

edit4 : gavuru favlar gibi favlıyo vicdansızlar..

edit5: favlar için teşekkürler önümüzdeki 6 ay reklam kaldırabiliyorum artık..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kitap okumayı çok sevmeme rağmen bir süredir içinde bulunduğum okuyamama/tıkanma durumu. hangi kitaba elinizi atarsanız atın beş sayfadan fazla okuyamazsınız. okurken dikkatinizi asla toplayamazsınız. kitabı bir kenara bırakıp dakikalarca duvara boş boş bakmaya, başka şeyler düşünmeye başlarsınız. en sevdiğiniz yazarın çok beklediğiniz bir kitabı bile olsa içine almaz sizi bir türlü.
devamını gör...

kızının evliliğinde ailenin rızasının alınması için artık nezaketen yapılan bir törendir. ben zarif buluyorum.
kız istemek tanımı kulağa hoş gelmiyor, katılıyorum. çünkü ben kendi adıma kızımı birine vermeyi değil, beraber bir yaşam kurmalarına tanık olmayı daha doğru buluyorum.
belki adını değiştirmek kolay olmayacak ama artık içerik olarak istemek/vermek değil de biz sizinle hısım olmayı istiyoruza çoktan evrilmiştir.
gençler kendi aralarında anlaşmış ile başlayan cümle zaten bunun kanıtıdır.
devamını gör...

genelde, ,bir düğüne, nikâha gideceksem başıma gelen, çok güzel bir olaydır.
ayda yılda bir giydiğim takım elbisenin cebinden para çıkabiliyor.
bir keresinde çeyrek altın bile bulmuşluğum vardır.*
devamını gör...

dünyayı değiştireceğim düşüncesinden sıyrılıp dünyanın beni değiştireceği düşüncesine kapıldığım an.*
devamını gör...

tadı harika olan içine girdiği yiyecekleri güzelleştiren, rengiyle insana ferahlık veren meyve.
devamını gör...

en güzel muğla türkülerini tolga çandar üstad söyler. aynı zamanda kendisi de muğlalıdır.

(bkz: tolga çandar)
devamını gör...

nerede oldugunu hatırlamıyorum ama aklıma türkiye’de bir şehirde insanlar türbe sandıkları bir yere gelip gidip dua ediyorlardı. sonradan araştırıldı ki mezarlık eski bizans komutanlarından birine aitmiş.
devamını gör...

çok fazla havale-eft işlemi yapıyorsanız mantıklı bir seçim. avantajları çok fazla.
devamını gör...

hoş bir deneyim. bugün bazı eski anıları yad ederken askerliğimde elde çamaşır yıkadığım zamanlar aklıma geldi ve içsel bir tebessümle tekrar yapmak istedim.

yorucu, ama terapik geldi nedense. başta yalnızca bir iki parça şey yıkayıp bırakacaktım, ama sonra kaptırmışım kendimi, daldım gittim, ne var ne yok mis gibi ettim. müzikle iyi gidiyor gibi gelmişti, ama zihnimde kesilmiş müziğin sesi sonra, bütün stresim de uçup gitmiş.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hal hatır sormaktan çok daha samimidir.
arkadaşlarım genelde bu soruya maruz kalırdı.
yaş ilerledi, zaman geçti... bu soruyu kafamdan geçirdiğim an, bir bakıyorum pijamalarla eymir'deyim.
şimdilerde bu soru aklıma geldikçe pat buzluktan ehlikeyf çıkıyor.
günde en az bir kere bu soruya, kendimce maruz kalıyorum.
devamını gör...

yaşamayı seviyorum. gezmeyi eğlenmeyi nefes almayı seviyorum. birazda gamsız bir yapım var. hayatımı devam ettirmek için ekstra bir motivasyona gerek duymuyorum.
devamını gör...

evet saygıdeğer kafa sözlük yazarları iktidar gün geçtikçe güç kaybediyor. eski taktikleri ısıtıp ısıtıp önümüze koymaya devam ediyor.

berat albayrak'ın cuma namazında çekilmiş görüntüleri basına sızdı. amaç bariz belli göremeyecek kadar kör olanlar varsa başlığı es geçebilirler.

neden şimdi? neden cuma namazında? hey gidi siyasal islam sen nelere kadirsin...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ilk cep telefonum, kendisi ile 1997 yılında tanışmıştık, o zaman yanlış hatırlamıyorsam 163.000.000 tl saymıştım (faturası evde bir yerdedir, aradan onca sene geçmesine rağmen atmamışımdır, hep saklarım, evet gençler o zaman paramızda bol sıfır vardı, sonra altı sıfır atıldı, gerçi atıldı da ne oldu, eskisinden daha beter oldu.)

toplum olarak hep ayrışmayı seviyoruz, bu kanımızda var, siyasiler bile bu yönde toplumu ayrıştırıyorlar. çocukluktan beri fenerbahçeliler-galatasaraylılar, renaultcular-tofaşçılar, turkcellciler-telsimciler, ericssoncular-nokiacılar, iphonecular-androidçiler gibi hep bir tarafı tutuyoruz, daha doğrusu tutmak zorunda kalıyoruz. o zamanda cep telefonu türkiye'de yeni yeni yaygınlaşmaya başlıyor, piyasada ericsson ve nokia modeller başı çekiyor. piyasada tek tük hatırladığım motorola ve başka markalarda mevcut ama o kadar azlar ki esameleri okunmuyor.

dedim ya cep telefonu yeni yeni yaygınlaşıyor. o zaman henüz yeni yeni çıkmaya başladığım şimdiki eşime hava atacağım, bir cep telefonu alayım dedim, ona da sürpriz yapacağım, düşünsenize milletin içinde al buradan arkadaşlarını ara diyeceğim. ericsson mu nokia mı diye bakıyorum. dediğim gibi ericssoncular bir yanda nokiacılar diğer tarafta, telefonu almakla bitmiyor bir de operatör seçeceksin, turkcell mi telsim mi olacak, tam çifte bela, hangi seçimi yaparsan toplumun gözünde ..... cı olacaksın.

ericsson isveç, nokia finlandiya malı. mesleğim gereği isveç teknolojisini iyi biliyorum. isveç çeliğini, volvoyu, saabı tanıyorum, finlandiyayı ise sadece kone marka asansörlerden biliyorum, finlandiya kim ola ki dedim ve ericssonda karar kıldım, o zaman ericsson'un 388 modeli çok yaygın, gh 688 yeni gelmiş:
www.eskigaste.com/efsane-er...

nokia 8110 kayar kapaklı telefonda çok afili. (aşağıdaki reklamda hamile kadın maşallah telefonu karnında gezdiriyor, o zaman demek ki normalmiş, reklamda şafak sezer ve hakan yıldız var) :


neyse telefon olarak turkcell hatlı ericsson gh 688 de karar kıldım ve aldım, telefonda istediğiniz şarkıyı notalar ile yazıp, kaydedebiliyorsunuz, o zil sesiniz olabiliyor ama çıkan ses metalik, şimdiki nesile çok garip gelir. ericsson dedim ya isveç malı, volvo araba gibi, önceden volvo 940 model arabalar vardı, duvara vursan duvarı yıkardı, ericssonda öyle çerçevesi çelikten yere düşse hiç bir şey olmuyor, nokia 8110 kayar kapaklı daha estetik ama metal çerçeveli değil. zaman benim ericssonu seçmemle ne kadar doğru tercih yaptığım konusunda beni haklı çıkardı. kaç sefer benim telefon makine tepelerinden kendini yere atarak intihar etmeye kalktı, ellerim yağlı, kir-pas içinde iken bile hep bana hizmet etti, maşallah senelerce o işkenceye dayandı, tık bile demedi.

aynı iş yerinde nokia 8110 kayar kapaklı alan arkadaşımınki ne oldu, ilk yere düşmede kapak gövdeden ayrıldı, kenardaki kızağı kırıldı. peki yaklaşık 4 sene bana sadakatle hizmet eden telefon ne oldu, yerini aşağıdaki panasonic gd 90 a bıraktı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

azrail, cebrail, mikail , israfil ve ben.
şeytan bizden uzak dur .
devamını gör...

en doğrusunu yapan insandır.

mantığıyla hareket etmeyi kendisine düstur edinmiş bir kadın olarak başıma açılan bütün işlerin altından mantığımın çıktığını söyleyebilirim. ya bende zerre mantık yok ya da bu mantık dedikleri pek bir işe yaramıyor. içim dışım rasyonellik olmuş. kavga ederken falan dahi rasyonel olmaya çalışıyorum. aşkta falan mesela rasyonel olunur mu? ben oluyorum. olamasam da yelteniyorum. duygusuz bir insan oldum çıktım. ne nefretim nefret ne de sevgim sevgi. varsa yoksa aklım.

yapacak bir şey de yok gerçi. yaşayıp gidiyoruz işte.
devamını gör...

bu satırları yazmadan önce deist bir kişi olduğumu belirtmek isterim. kur'an belâgat ilminin en güzel örneklerinden birisidir. bir çobanın belâgata uygun kelimeler bulması ve bu kelimeleri özenle seçmesi imkansızdır. belâgat ilmi ile bir kitap yazmak için 5 tane prof gelse bu kadar başarılı bir çalışma ortaya koyamaz. ha eklemeler olmuştur, olmamıştır onu bilemem ama hakikat şu ki o devirde böylesine bir âlim var mıdır bunu sorgulamak gerek. bilmeyenler için belâgat ilmi kelimelerin doğru ve dilbilgisi kurallarına uygun kullanılmasının genel adıdır. yani cehennemden bahsederken kalın kelimeleri (ayın, kaf, ha, lam gibi) kullanmaktır. yine cennetten ve iyilikten bahsederken de ince kelimeleri kullanmaktır. tabi bununla da kalmaz, gramer bilgisinin de mükemmel derecede iyi olması gerekir. işte bu bakımdan incelendiğinde kur'an kusursuzdur. bir çobanın bunu yapması mantıklı ve akla uygun gelmiyor. muhammed'in bu kadar bilgili olduğunu zannetmiyorum.

edit: arapça ve belâgat hakkında bir halt bilmeyen veledlerin bu entry altına üşüştüğü başlık. bir tanesi de bana truva atı demiş, iyi güldüm. sen önce -da, -de nasıl yazılır onu öğren. kur'an belâgatın en güzel örneğidir bunu inkar eden ya kördür ya da cahildir. cahillere verebileceğim tek cevap budur. biraz objektif olun, kendi düşünceni haklı çıkarmak için saçmalamana gerek yok. ben olduğu gibi korunmuş veya korunmamış demiyorum zaten. önce okuduğunuzu anlayın...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim