duyar faşistleridirler ve bu olay gerçekten ciddi anlamda benim için bir problem.

mesela sosyal medyada veya gerçek hayatta bir düşünceye fikre sahip oluyorlar ve senin o fikre sahip olmanı istemiyorlar bunu kendileri seçmek istiyorlar.
bir söylemde bulunduğun için sana tepki gösteriyorlar.

mesela portakal sevenler grubu var. ya kardeşim bende portakal seviyorum ama bakın bu öyle olmaz diyorsunuz. size tepki gösteriyorlar sen git mandalina ye portakal sevemezsin en iyi biz severiz sen bizden değilsin mantığıyla duyar kasıyorlar.
kadına şiddet oluyor twitterda tepki veriyorum birisi çıkıp bana sen karışma diyor. bize dokunmayın yeter diyor duyar kasıyor.

bu olaylar midemi bulandırıyor artık. duyar faşisti ezikler.
tek istedikleri kendi kurdukları dünya içerisindeki insanlarla yaşamak diğer fikirlere kulak asmamak.
lan bu bizden değil hemen duyar kasalım linç yesin mantığı bir kakaya yaramaz.
devamını gör...

allam şükürler olsun, asla dışlanmayacağımı öğrendim.
cehalet sadece mutluluk değilmiş, ayrıca dışlanmamakmış.
devamını gör...

üşeniyorum az daha erken kalkmaya diyemeyen, uyku sever insanın yalanı.
devamını gör...

1860 - dünyada ilk kez bir ses kayıt altına alınabildi
1928 - tbmm , anayasa'nın ikinci maddesini değiştirdi ve laiklik yürürlüğe girdi. söz konusu maddeden, "türkiye devleti'nin dini islam'dır" bölümü çıkarıldı.
1932 - ilk kadın hakim mürüvvet hanım, adana'da göreve başladı.
1936 - istanbul telefon şirketi devletçe satın alındı.
1945 - türkiye'de yerli ampul üretimi başladı.
1952 - şehir tiyatroları müdürlüğüne, orhan hançerlioğlu getirildi. hançerlioğlu daha önce istanbul emniyet üçüncü şube müdürü'ydü.
1958 - chp'nin yayın organı ulus gazetesi üçüncü kez kapatıldı. kapatmaya, ankara milletvekili bülent ecevit'in bir yazısı yol açtı.
1985 - kapatılan milliyetçi hareket partisi genel başkanı alparslan türkeş 4,5 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.
1991 - paskalya için istanbul'a gelen yunan turistleri taşıyan otobüs, akli dengesi bozuk bir şahıs tarafından vezneciler hamidiye oteli önünde kundaklandı. olayda 5'i çocuk 33 kişi yanarak can verdi.
2003 - ırak'ın abd önderliğindeki koalisyon güçleri tarafından işgalinin başlamasından birkaç hafta sonra bağdat düştü.
kaynak
devamını gör...

ters ters cevap vermedikleri sürece hiçbir derdim yok. hatta çoğu zaman onların benimle ne derdi var diye düsünmüsümdür.
devamını gör...

babam alıp getirdi 3 tane civciv, ilkokula gidiyorum o zaman. bunlar büyüdü tavuk oldu ama kocamanlar. babam iş yerinden arkadaşına verdi bakamıyoruz çünkü artık. arkadaşı da çağırdı ailecek bizi yemeğe, bi gittik tavuğa dair bütün yemekler var ama benim aklıma gelmiyo. bahçede saydım tavukları aa bi baktım 2 taneler, ulan meğerse adam birini kesip bana yavrumu yedirmişler. ben sonrasını hatırlamıyorum en son sinir krizi geçiriyodum.
devamını gör...

"senin huzursuzluğun başkalarıyla değil, kendi kendinle bağdaşamadığın içindir" demişliği vardır.

taaa oralardan ince görmüştür ben de dahil çoğu insanı.
devamını gör...

şaşırtmayan olay. imkanımız olsa çoğumuz burada durmayız zaten.

ama malum, 8. dünya ülkesi gibi görüyor gelişmiş ülkeler bizi.

vebalı cüzzamlı gibi yaklaşıyorlar.

gidemiyoruz, uzaklaşamıyoruz..

lanet olsun böyle hayata deyip, yaşamaya devam ediyoruz.
devamını gör...

eğitimci değilim, belki söyleyeceklerim yanlıştır lakin bu sistemin içinde okumuş hemen her öğrencinin gördüğü bazı çarpıklıklar vardır.

lise zamanlarını unutamıyorum mesela. üniversite sınavına girmeye iki ay gibi bir süre kalmıştı ve ben limit - türev - integral konularında daha kalem bile oynatamıyordum. okuldaki hocalar, yıllardır bu konuları aynı kafayla verdiklerinden üniversitede öğrendiklerini de unutmuştu, kafamın içine girmeyen bu üç baba konu hakkında bana yardımcı olamıyordu. en sonunda çıldırıp şehrimdeki üniversitede okuyan bir matematik öğrencisinden özel ders almaya karar verdim. o da bana üniversitelerde okutulan ders kitaplarından (bkz: thomas' calculus) matematik dersi vermeye başladı.
sonuç: üniversite sınavında limit - türev - integralden 8 soru çıktı, hepsi doğru.

çünkü o ablam, özel derslerde "x in derecesini başa indirip dereceyi 1 azaltırsın" gibi bir matematik dersi vermemişti. limit nereden, türev nereden gelir; integralde neyi amaçlarız; bu üç konunun teoremlerinin ispatları nedir gibi sorularıma cevap vermiş, üstüne üstlük üniversitede okuyan öğrencilerin çalıştıkları sorular üzerinden de hatalarımı tespit edip bunların üstüne gitmemi sağlamıştı.

yanlış anlaşılmasın, özel ders alın demiyorum. fakat okulda üç ay boyunca anlatılan konuyu anlamayan bir öğrenci henüz öğretmen olmamış birinden bir ayda teorem ispatlarına kadar bu konuyu nasıl öğrenir, bunu tartışmak istiyorum. bugün mühendislik öğrencisiyim ve daha lisede öğrendiğim o teorem ispatları sayesinde bugün daha rahatım. bir şeyin arkasını, gerçeğini öğrenmeden rahat edemiyorum. ezberci sistem ise bunu bana vermiyor.

üniversite kitaplarını çok seviyorum, çünkü yıllar boyu lanet okuduğum fizik ve matematiği olağanüstü şekilde sevdirerek anlatıyorlar. hele insanı araştırmaya teşvik etmesi yok mu o kitapların? ah ah...

evet, eğitimde bir şeylerin farklılaşması gerekiyor ama neyin farklılaşması lazım, bunu bilemiyorum. belki de üniversite kitapları tarzında bir anlatım, lise ve ortaokullardaki öğrencileri daha çok rahatlatır , kim bilir?
devamını gör...
(tematik)

su bulunmadığında, ya da var olan suyu kullanma imkânı olmadığında, abdestsizlik halini gidermek amacıyla
temiz toprak veya toprak cinsinden bir şeye sürülen ellerle yüz ve iki kolun mesh edilmesi şeklinde yapılan hükmî temizlik demektir.
devamını gör...

gözlerimden öptü,
ellerimden öptü, ellerimden.
avuç içlerimden öptü.
unutabilir misin şimdi?
ben ölsem unutamam.
(bkz: sebahattin ali)
devamını gör...


"doğa ile savaş halindeyiz. ve kazanırsak, kaybedeceğiz."
devamını gör...

tehlikelidir görüntüsü tırstırır. katı bir kabuğu olan bu hayvan'nın kuyruğundaki zehir tehtidkardır ama bir o kadar da hayati bir sıvıdır şöyle: akrep zehiri kanser tedavisinde ve antibiyotik üretiminde kullanılıyor. sıvı, kanserli tümörlerin büyüklüğünü ve yerini belirlemekte çok yardımcı olan klorotoksin içeriyor. akrep zehrinden ayrıca sıtma tedavisinde de faydalanılıyor. gelelim bu esrarengiz hayvanın burç kısmına benim de dahil olduğum bir gruptur ki dışarıdan soğuk,savunması fazla olan ama içeriden vicdanlı,hassas ve gururlu bir insanların temsilidir akrep -çok uçlarını dahil etmiyorum-sevgilerimi gönderiyorum burçdaşlarıma yolunuz açık olsun(21 yüzyıl halen burç mu konuşuyoruz ,ne cahil insanlar var ya)
(bkz: konu neydi nereye geldi)
devamını gör...

yapmadım. hep söylenen masrafı ve stresinden de ziyade gerçekten istemediğimi fark ettim. herkes bana yapmazsam bir gün çok pişman olacağımı söyleyip durdu. arada düşündüm, pişman olur muyum diye. ben mezuniyet baloma da gitmemiştim, ona da pişman olacağım söylenmişti, olmamıştım. fark ettim ki şatafat yarıştırmanın bir gereklilik olduğu hiçbir etkinlikten zevk alamıyorum. işte mezuniyet balosu olur, düğün olur, herkesin alttan alttan kendi şovunu yapması dikte edilmiş birtakım etkinlikler benim için zulüm. 2 yıl oldu evleneli, hala zerre pişmanlığım olmadığı gibi hayatta verdiğim en iyi karardı diyorum.

gerçekten istemiyorsanız yapmayın. ama ‘gerçekten’ istemiyorsanız. hani istemem ama annemler çok üzülür aşkımcılık oynuyorsanız onu zaten bi geçelim.
devamını gör...

dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç..
devamını gör...

pinhani, dön bak dünyaya.
devamını gör...

yazar, uluslararası pazarlama uzmanı. en beğendiğim ve notlarım arasında yer alan iki sözünü aşağıya bırakıyorum.


“zaman değil, sevgidir her yaranın ilacı."



“sahiplenmeye çalıştığın herkes ve her şeyin tutsağına dönüşürsün.”
devamını gör...

affetmeye mecbur olan kocasının yanından başka bir yerde yaşamaya imkanı olmayan ve bu pisliği ömrü boyunca taşımak zorunda olan insanlar var , bu utanç verici ama bir gerçektir. affedilmez deyip kestirirken sadece kendi açınızdan bakmayınız.
devamını gör...

kitaplığımdan bazı kitapları verebilirim. okumadığım bazı kitaplar var öylece dursunlar istemiyorum. isteyene gönderebilirim.
devamını gör...

hazreti ömer devlet başkanı iken, herhangi birinin bir derdi, ihtiyacı varmı, ağlayan ama yardım istemeye utanan kimse varmı diye gecenin sessizliğinde medine sokaklarında gezermiş.
bir gece gezerken bir kadının şiir okuduğunu duymuş ve dinlemiş. kadın "ey allah'ım eğer senden korkmasam, bu yatak şimdi sallanıyordu" diyormuş. hazreti ömer şaşırmış ve hangi ev olduğuna bakıp gitmiş.
ertesi gün o evin olduğu sokağa gelmiş ve komşulardan tanıdığına, burada yaşayan kadın evlimi değilmi, evliyse kocası nerede diye sormuş.
komşusu, kadının kocasının savaşa gittiğini ve yıllar geçsede hâla gelmediğini söylemiş. hazreti ömer evine gitmiş ve yakın ailesinden kadınlara, müslümanların bir sıkıntısı var o yüzden soruyorum, bir kadın ilişkiye girmeden ne kadar durabilir diye sormuş ve kadınlar belki dört ay durabilir demişler.
hazreti ömer islam devletinin tüm şehirlerine haber göndermiş ve savaşa giden askerlerin altı ayda bir ailelerini ziyaret etmelerini emretmiş.
o güne kadar askerlik, islam ordusuna gönüllü savaşa katılanların yaptığı ve istedikleri zaman gelip gittikleri bir yerken hazreti ömer orduyu düzenlemiştir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim