dört mevsimin birinde
cüneyt arkın'ın oynadığı hayatımızın en güzel yılları filminde çalan hülya kırbağ şarkısıdır.*
kalmasın takatin
beklemekten seninde
geleceğim diyordun
dört mevsimin birinde
özlerim diyordun
mektubunun ilkinde
perişan ediyorsun
kendini de, beni de
kendimi unuturdum
bakınca gözlerine
başımı koyardım
yumuşak dizlerine
herkesten sakınırım
mektupların elimde
geleceğim diyordun
dört mevsimin birinde
kalmasın takatin
beklemekten seninde
geleceğim diyordun
dört mevsimin birinde
özlerim diyordun
mektubunun ilkinde
perişan ediyorsun
kendini de, beni de
kendimi unuturdum
bakınca gözlerine
başımı koyardım
yumuşak dizlerine
herkesten sakınırım
mektupların elimde
geleceğim diyordun
dört mevsimin birinde
devamını gör...
sigara içmeyen insan
rasyonel düşünür
devamını gör...
orhun abideleri
türklerin ilk yazılı eserleridir. 2. göktürk kağanlığı'na aittirler.
--- alıntı ---
1893 yılında danimarkalı dilbilimci vilhelm thomsen tarafından, rus türkolog vasili radlof’un da yardımıyla çözülmüş ve aynı yılın 15 aralık günü danimarka kraliyet bilimler akademisi'nde bilim dünyasına açıklanmıştır.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
1893 yılında danimarkalı dilbilimci vilhelm thomsen tarafından, rus türkolog vasili radlof’un da yardımıyla çözülmüş ve aynı yılın 15 aralık günü danimarka kraliyet bilimler akademisi'nde bilim dünyasına açıklanmıştır.
--- alıntı ---
devamını gör...
ankara kedisi
uzun tüylü bir kedi cinsi. van kedisi ile birlikte uzun tüylü kedilerin atası kabul edilir. avrupa'da bu kediye angora derler. tüyleri dipte yün gibi, uçlarda da ipeksi kıvamdadır. kafa yapısı küçük ya da orta büyüklükte, kulak uçları tüylü ve sivridir. gözleri badem şeklinde mavi, sarı veya başka renklerde de olabilir.
genel olarak halk arasında sağır olarak bilinir ama bu yanlış bilgidir. kedilerin hepsi nde sağırlık yoktur. beyaz tüy ve mavi gözleri belirleyen genler aynı bireyde toplandığı için sadece mavi gözlü ve beyaz tüylü olan türler sağır olabilir.
van kedisi ile karıştırılan bir kedi türü. tüyleri beyaz ve van kedisinin sahip olduğu yuvarlak gözlere karşılık kendi gözleri badem şeklindedir. daha başka türlü ayırt edebilmek için kafa, göz ve kulaklara bakmak yeterlidir. ankara kedisinin kafa yapısı daha küçük, gözleri daha geniş, kulakları daha uzundur. ev hanımlarının ilgisini çeken bir kedi türüdür. bu yüzden de evde yaşamak ve evde beslemek için gayet uyumlu bir türdür.
genel olarak halk arasında sağır olarak bilinir ama bu yanlış bilgidir. kedilerin hepsi nde sağırlık yoktur. beyaz tüy ve mavi gözleri belirleyen genler aynı bireyde toplandığı için sadece mavi gözlü ve beyaz tüylü olan türler sağır olabilir.
van kedisi ile karıştırılan bir kedi türü. tüyleri beyaz ve van kedisinin sahip olduğu yuvarlak gözlere karşılık kendi gözleri badem şeklindedir. daha başka türlü ayırt edebilmek için kafa, göz ve kulaklara bakmak yeterlidir. ankara kedisinin kafa yapısı daha küçük, gözleri daha geniş, kulakları daha uzundur. ev hanımlarının ilgisini çeken bir kedi türüdür. bu yüzden de evde yaşamak ve evde beslemek için gayet uyumlu bir türdür.
devamını gör...
neden kaybederiz sorunsalı
bazen ortada bir sebep yoktur varsa bile siz bilmezsiniz, siz sadece şaşkınlıkla izlersiniz olanı biteni ve o kadar fazlası yoktur, bazı şeyler elinizde değildir. neden kaybettiğinizi anlamlandırmaya çalışmak ile günleriniz geçer ama üstüne ne kadar düşünürseniz düşünün çoktan giden gitmiştir. bu bir kişi, bir sınav, bir şans.. olabilir. neden bu şarkılar bilmiyorum neden kaybettiğimi bilmediğim gibi.
t: sebebini kimsenin bilmediği bir çıkmazdır.
t: sebebini kimsenin bilmediği bir çıkmazdır.
devamını gör...
anatolian rock revival project
parçaların kalitesinin yanısıra, video ekranı olan illüstrasyonlar o kadar güzel ki, birkaçını tişört olarak bastırabilirim.
devamını gör...
insanlığa güncelleme gelse ilk istenecek özellik
empati kurabilme ve muhakeme kapasitemizi bir tık daha geliştirme.
devamını gör...
çocukken inanılmaz kıymetli olan şeyler
sobanın üstünde kestane kızartmak.
devamını gör...
unutulmayan magazin olayları
eski futbolcu kompela'nın televole kameralarına emre aşık'ı göstererek "bana pezevenk diyo" demesi.
devamını gör...
coherence
2013 yapımı olan bir bilim kurgu filmidir. kendisi 0 bütçe diyebileceğimiz bir para ile çekilmiş paralel evren konusunu ele alan kaliteli denilebilecek filmler arasında yer aldığını düşünüyorum. kamera çekimi olarak sizi sanki oradaymış hissi ile çekildiği, başlarındaki sohbet sahnelerinin doğaçlama yapılması gibi küçük detaylar içeren bir yapıt.
devamını gör...
kendini yetersiz hissetmek
özgüven eksikliğinden kaynaklandığını düşündüğüm,kişinin hayatını gerçekten kötü etkileyeceğine inandığım durum. temel sebeplerden birisi küçük yaşlardan itibaren aileden,arkadaşlardan ya da öğretmenlerden takdir veya ilgi görememektir.
devamını gör...
önemli birinin yanında saçmalamak
kime göre önemli? trump' ın yanında sessizce gaz yapmana kim engel olabilir?
devamını gör...
geceye bir sanat eseri bırak
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
merhaba, nabersiniz?
can sıkıntılarını uzun uzun anlatan insanların arasına ufacık pozitiflik katmaya geldim.
evet monika cennete düşen son pozitiflik taneciği anlamına geliyor.
can sıkıntılarını uzun uzun anlatan insanların arasına ufacık pozitiflik katmaya geldim.
evet monika cennete düşen son pozitiflik taneciği anlamına geliyor.
devamını gör...
yazarların duydukları enfes cümleler
"kıvılcımı söndürmezsen ateşi zapt edemezsin."
"kötülük eden bir tek o olsaydı, ortada kötülük kalmazdı. iki insan arasındaki kötülük sadece birinden mi çıkar? kötülük iki taraflıdır. sadece o kötü olsa, sen hep iyi olsaydın ortada kin olmazdı."
lev nikolayeviç tolstoy
"kötülük eden bir tek o olsaydı, ortada kötülük kalmazdı. iki insan arasındaki kötülük sadece birinden mi çıkar? kötülük iki taraflıdır. sadece o kötü olsa, sen hep iyi olsaydın ortada kin olmazdı."
lev nikolayeviç tolstoy
devamını gör...
schindler’s list
ölmek mi daha zor ölmekten kaçmak mı ?
kapanın içindesin, nereye gitsen hayaletler peşinde; gaz odasında ölebilirsin, kafana bir kurşun sıkılabilir, yakılabilirsin, deneylerde canlı canlı kullanılabilir, acıdan ölebilirsin...
bu filmi izlerken ne teknik, ne görüntü yönetimi, ne oyunculuklar, ne müzikler, hiçbiri umrumda olmadı. belgesel izliyormuş gibi izledim. o kadar gerçekçi ve çıplaktı ki her şey. biziz bu dedim kendime, insan güçlendiği zaman namussuz, güçü yitirince acınası bir mahluk oluyor. günümüzde yahudi devleti israil’in gazzede yaptıklarını düşündükçe üzülsem mi bilemedim ama sonra baktım ki, insan lan bu. 9 litre kan 209/210 kemik, bir beyin, bir kalp taşıyor. zorda kalınca kalbini gösterip acı dileniyor, güçlendiği zaman beynini kullanıp gücünü çağlar ötesine taşımak istiyor. nikos kazancakis ne güzel anlatıyor bizi:
“bir zamanlar diyordum ki: bu türk’tür, bu bulgar’dır ve bu yunanlı’dır. ben, vatan için öyle şeyler yaptım ki patron, tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim… neden? çünkü bunlar bulgar’mış, ya da bilmem neymiş… şimdi kendi kendime sık sık şöyle diyorum: hay kahrolasıca pis herif, hay yok olası aptal! yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: bu iyi adamdır, şu kötü. ister bulgar olsun, ister rum, isterse türk. hepsi bir benim için. şimdi, iyi mi, kötü mü, yalnız ona bakıyorum. ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça da, buna bile bakmamaya başladım. ulan, ister iyi, ister kötü olsun be! hepsine acıyorum işte… boşversem bile, bir insan gördüm mü içim cız ediyor. nah diyorum, bu fakir de yiyor, içiyor, seviyor, korkuyor, onun da tanrı’sı ve karşı tanrı’sı var, o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak, onu da kurtlar yiyecek… hey zavallı hey! hepimiz kardeşiz be… hepimiz kurtların yiyeceği etiz…"
kurtlar yiyecek lan bizi. o güzelim bedenlerimiz öyle kokacak ki annemiz o kokuyu alsa evladım demeye utanacak. bedenimiz çürüyecek, kafamızın içinde karıncalar gezecek, ayaklarımıza yılanlar dolanacak, başımızda bir dua edenimiz olduğunu görünce kendimizi hatırlayacağız işte. bilmiyorum, bilemiyorum. bu film bana hiç iyi gelmedi sözlük, itten aç, yılandan çıplak olduğumuzu bir kez daha anladım.
kapanın içindesin, nereye gitsen hayaletler peşinde; gaz odasında ölebilirsin, kafana bir kurşun sıkılabilir, yakılabilirsin, deneylerde canlı canlı kullanılabilir, acıdan ölebilirsin...
bu filmi izlerken ne teknik, ne görüntü yönetimi, ne oyunculuklar, ne müzikler, hiçbiri umrumda olmadı. belgesel izliyormuş gibi izledim. o kadar gerçekçi ve çıplaktı ki her şey. biziz bu dedim kendime, insan güçlendiği zaman namussuz, güçü yitirince acınası bir mahluk oluyor. günümüzde yahudi devleti israil’in gazzede yaptıklarını düşündükçe üzülsem mi bilemedim ama sonra baktım ki, insan lan bu. 9 litre kan 209/210 kemik, bir beyin, bir kalp taşıyor. zorda kalınca kalbini gösterip acı dileniyor, güçlendiği zaman beynini kullanıp gücünü çağlar ötesine taşımak istiyor. nikos kazancakis ne güzel anlatıyor bizi:
“bir zamanlar diyordum ki: bu türk’tür, bu bulgar’dır ve bu yunanlı’dır. ben, vatan için öyle şeyler yaptım ki patron, tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim… neden? çünkü bunlar bulgar’mış, ya da bilmem neymiş… şimdi kendi kendime sık sık şöyle diyorum: hay kahrolasıca pis herif, hay yok olası aptal! yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: bu iyi adamdır, şu kötü. ister bulgar olsun, ister rum, isterse türk. hepsi bir benim için. şimdi, iyi mi, kötü mü, yalnız ona bakıyorum. ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça da, buna bile bakmamaya başladım. ulan, ister iyi, ister kötü olsun be! hepsine acıyorum işte… boşversem bile, bir insan gördüm mü içim cız ediyor. nah diyorum, bu fakir de yiyor, içiyor, seviyor, korkuyor, onun da tanrı’sı ve karşı tanrı’sı var, o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak, onu da kurtlar yiyecek… hey zavallı hey! hepimiz kardeşiz be… hepimiz kurtların yiyeceği etiz…"
kurtlar yiyecek lan bizi. o güzelim bedenlerimiz öyle kokacak ki annemiz o kokuyu alsa evladım demeye utanacak. bedenimiz çürüyecek, kafamızın içinde karıncalar gezecek, ayaklarımıza yılanlar dolanacak, başımızda bir dua edenimiz olduğunu görünce kendimizi hatırlayacağız işte. bilmiyorum, bilemiyorum. bu film bana hiç iyi gelmedi sözlük, itten aç, yılandan çıplak olduğumuzu bir kez daha anladım.
devamını gör...
homofobiklerin gizli eş cinsel olduğu iddiası
bir insan neden homofobik olur ya? doğru bulmuyormuşmuş abi sanane milletin kimle seviştiğinden kimi sevdiğinden? eşcinsel arkadaşlar sizin kadar lgbti lafı etmiyordur be. homofobikler sabah akşam eşcinsel lafı edip duruyor insanın fikri neyse zikri de odur bu kadar lafını etmenin bir sebebi olmalı. ya tamam hoşlanmazsın ona da tamam ama neden hakaret ediyorsun? saygı duymayı başkalarının hayatına karışmamayı öğrenemediniz bir türlü. size karıştıkları ettikleri yok rahat bırakın insanları.
devamını gör...



