orta doğu

eskiden beri dünyanın merkezi olan yer. medeniyetlerin beşiği mezopotamya denilen yer. üstünde geri kalmış, cahil, paragöz arapların yaşadığı kara parçası, bin yıldır akan kanın durmadığı lanetli yer. adı batasıca petrol tükenmedikçe, son arap öldürülmedikçe huzur bulmayacak olan yer...

melanetin hiç bitmediği yer.

huzur olmayan çöplüktür.

dünyanın kazanı,kaynıyor yıllardır fokur fokur. .başka bir deyişle insanlığın yaratmış olduğu cehennem.

yer altı kaynakları sebebiyle, beyaz adam mantığı, sömürü bölgesi. bir suçları yokken ülkeleri kan gölüne çevrildi. allah'ı ağızlarından düşürmemeleri, müslüman olmaları ve şeriatle yönetilmeleri buna sebep olduysa, amerika ve rusya gibi dünya devi ülkeler ortadoğunun göbeğinde ne arıyor diye soruyor insan, haliyle. böylesine dibimizde yaşanırken kör ve sağır olmak, ne bileyim. avrupa'nın kuzeyi biraz uzak zira...

bok çukurudur, bir tane ülke yok ki bölgede kalkınmış, çağın şartlarına uymuş. medeniyet ilk bu bölgede ortaya çıktı evet, fakat halen başladığı noktada duruyor olması büyük bir sorun.

dünyanın her yerinde ekonomik, politik ve askeri çekişmeler / mücadeleler vardır. ancak hiçbiri bu coğrafya kadar aktif, zor ve komplike değildir.
süper veya bölgesel farketmez elini veren kolunu kaptırır.

dinlerin en çok doğduğu yerdir ama üç kutsal kitaba göre tanrı'nın en çok cezalandırdığı halklar da bu bölgede yaşamaktadır. zira günahları çok fazla olan bir bölgedir.

ilerleyen yıllarda türkiyenin oyun kurucu olacağı sıcak çatışma bölgesi ,
türkiyenin hızla gelişen savunma sanayisi önümüzdeki 10 yıl içerisinde çok büyük devrimler yapacağa benziyor .

abd, ab, çin ve rusya'nın özellikle enerji politikaları üzerinden strateji belirlediği, kan ve gözyaşının bir türlü eksik olmadığı kadim coğrafya. hiçbiri bölge halklarının kara kaşına kara gözüne hayran değil aslında ve farklılıklarımızı da sırf menfaatleri için kullanıyorlar. bölge halklarının da düştüğü hata bu farkındalığa en yüksek seviyede erişememek ve sürekli kimlikler üzerinden karşıtlaşıp birilerinin planlarına alet olmak. halbuki bu coğrafyada bulunan ülkeler ortak çıkarlar belirleyip anlaşabilse bambaşka bir orta doğudan söz edebiliriz. ancak en büyük sıkıntı orta doğu halklarının çağın gerisinde kalmış mantalitesi.

hakkında çok güzel bir şiir yazılmıştır ;

orta doğu, orta doğu
heryeri terörist dolu
kim lanetledi bu toprakları
hangi ***** ******* oğlu

orta asyada *** mu vardı ?
niye göçtük lan buralara
başka yer mi bulamadık
komşu olduk araplara

yapacağınız işe tüküreyim
ben burada şiirimi bitireyim
son bir sözüm var atalarıma
göç ettiğiniz yeri *******

aynı zamanda bernard lewis'in geniş bir zaman aralığında orta doğu tarihini anlattığı kitabın adıdır.

eğer bir müzik olsaydı bu olurdu

tarihin gördüğün en bereketli topraklardır. medeniyet buradan yayılmıştır . bugün hala çok bereketli topraklara sahip olması savaştan başını kurtaramamsının sebebidir.

bir meteor düşse de, koca bir obruk haline gelse dediğim bölge.

bu coğrafyayı en güzel şekilde zülfü livaneli “huzursuzluk” kitabında anlatmıştır:

harese nedir bilir misin oğlum? arapça eski bir kelimedir. bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. harese şudur evladım: develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. tuzlu kan dikenle karışınca bu tad devenin daha çok hoşuna gider. böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. bunun adı haresedir. demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. bütün ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz.

gezegenimizin iklim yönünden de siyasi yönünden de en sıcak ve en kurak bölgelerinden biri. ortadoğu adeta virüs gibidir ve burada başlayan karışıklık etrafa yayılır. 2011'de başlayıp sıkıntısı bize de uzanan arap baharı'nda gördük.

amerika ve israil'in şekillendirdiği bölge.

batı'da istanbul'un anadolu yakasından başlayarak doğuya doğru ermenistan ve azerbaycanı da içine alan, güney doğuya doğru iran'ı kapsayan ve tekrar batıya doğru gelirken tüm arap yarım adasıyla birlikte mısır'a kadar olan bölge. batı merkezli düşünce sistemi uzak doğuyu tanımlarken bu coğrafyaya da madem orası uzak doğu burası da yakın doğu olsun dedikten sonra 21. yüzyıla doğru ismi ortadoğu olmuştur. yapay bir kavramdır. kimileri afganistanı ve kuzey afrika'nın tamamını dahil ederken kimileri kafkasları da buraya dahil eder. şunu çıkartır, bunu ekler ve saçma sapan tartışmalar döner. kardeşim kime göre orta kime göre doğu? dünya yuvarlakken belli başlı bölgeleri kıtalara ya da hakim inanışlara göre isimlendirsek olmuyor mu? ortadoğu kavramı ne kıtayı ne hakim kültürü ne de inanışı yansıtır. bak zamanında ne güzel latin amerika diyerek abd sınırından güneyini tanımlamışsınız. sinirlerim bozuldu gece gece.

orta doğu, afrika-avrasya'da genellikle batı asya'yı, tüm mısır'ı ve türkiye'yi kapsayan kıtalararası bir bölgedir. terim, 20. yüzyılın başlarında başlayan yakın doğu teriminin yerini almak üzere daha geniş bir kullanıma girmiştir.