öz güveni zedeleyen öğretmen

atatürkün kemiklerini sızlatan öğretmen ünvanına sahip kötü mahluktur.

her okulda illa bitane bulunan ogretmendir. sessiz sakin cocugun ustune gittigi gibi, atilgan tiplerinde uzerine gidebiliyorlar. bunun biraz egodan kaynakli oldugunu dusunmekteyim.

çürük domatestir. nasılını bilmem ama diğer domatesleri pisliğini bulaştırmayın ayristirilmalidir.
bu arada insan yetistiriyorsunuz hocam domates değil, kendinize gelin.

ınsanın en şanslı olduğunu anlar iyi bir ogretmene ve iyi bir doktora denk geldiği zamanlardir. malesef okullara 1 km bile yaklasmamasi gereken karakterler öğretmen oluyorlar. sonuç olarak cogu çocuk bu ogretmenlere denk geliyor.
kendimizi dogru ifade edemememizin ana kaynagi bu bence.

(bkz: yoksunluk ve ihmal)

aşağılık kompleksi vardır böyle meslektaşın bir güzel ağzının payı verilir yerine oturtulur.

7 yaşımda beni haksız yere tahtaya çıkaran ve kaval kemiğine tekme yiyen öğretmendir.

o değil de, öğretmenlik puanları çok düştü diyorlar?

öğretmen olmaması gereken öğretmendir.

açmayın şöyle başlıkları. travmalarım depreşiyor.

ülkesine ihanet eden öğretmendir. nitekim gelecek gençlerdeyse geleceği baltalamaktadır ve bunu meb görmezden gelebilmektedir. kendi açımdan söylemek gerekirse , benim sınıf öğretmenim öz güven canavarıydı. sınıfından mezun olan kim varsa bir baltaya sap olamadıysa , bu onun sorumluluğundadır.

çok karşılaştım böyle öğretmenler ile.

ben okumayı, okulu sevmeyen bir birey olarak yetiştim. ara ara sevdiğim öğretmenler oldu ve sıkı sıkı sarıldım onların derslerine. ama sonuç olarak liseden sonra okumama kararı aldım. uzun yıllar sonra tekrar döndüm okula ve eğitime devam ettim. istediğim bölümü okumadım ama olsun. babamı mutlu ettim. onun mutluluğu daha önemli benim için.

konuşma bozukluğu çektiğim için - kekemelik- okul müdürüm bana sen konuşmayı öğren önce demişti

boş derste herkes yaramazlık yaparken kitap okuduğum için yaramazlık yapanların suçu bir şekilde benim üzerime kalmıştı. yaş 12 filan. sonra sorduğu soruya da gülerek cevap verince tokat attı. niye gülüyorsun dedi. dedim gülmek öğrenilen bilginin hafızada daha uzun süreli kalmasını sağlıyormuş, bu anı da hafızama böyle kaziyorum. evet müdür yardımcısına veriyorum bu ayarı. neyse bir daha asildi gene güldüm. bezdi çıktı gitti.

neyse aradan bir zaman sonra lise giriş sınavında türkiye derecesi yaptım, geldi adını okula asicaz dedi. dedim sen kimsin köpek. hele bir asin.

sonuç olarak öğretmen demeyelim böyle insan musveddeleri her zaman olacaktır. onlara en iyi cevap sizin daha başarılı olup onları kul köle etmenizdir.

ortaokul son sınıfta vardı böyle bir öğretmen. hiç suçum olmadığı halde, bana sataşan hemşerim olacak kansızın bana zorbalık yaptığını gördüğü halde ''sen herşeyi çok kafana takıyorsun huuu'' diye söyler, geçiştirirdi. o öğretmen ve bana yaşattıkları yüzünden çok zor günler geçirdim. lgs sınavından da 236 almıştım.

öğretmenin neliğini ve tanımını iyi yapmak gerek. ancak buradan yola çıkarsak beklentimiz doğru olur.

devletin formal kurumlarından biri olan okullarda formal bilgileri hayatın belli ama kritik dönemlerinde, öğrenmek için yine zorunlu olarak okula getirtilen öğrencilere öğreten kişi.

şimdi sormaz mıyız öğretmenler nasıl yetişti? aynı sıralardan. formal olarak.

zincirin ilk halkasına göz attığımızda yetiştirmeye dayalı olmayan sadece çarkların dönmesi için kültür robotu imal eden formal eğitim kurumlarında kusura bakmayın da özgüven herkes için zedelenmiştir. kendini çağın gerekliliklerine göre donatamayan, eski dünya değerlerini öğrencilere dayatan her öğretmen, çocukların kritik dönemlerinde verdiği bilgilerle bir yerde dünyayı algılamak için bilgilerle çocukların hayatını, özgüvenini zedelemiş sayılır zaten.

sadece özgüveni zedeleyen öğretmen de değil. aile, öğretmen, arkadaş çevresi vb.

yazarım da uzun sürer.

bende bir tane vardı. kafayı yazdığım kompozisyonlara takmıştı. herkesten düşük verirdi. bazen benimle ne derdi vardı acaba diye düşünürüm.

genelde hep matematik öğretmeni böyle olur. bizde de var bir cadı sürekli sen ne olmak istiyorsun sorusu ve ardından heves kırıcı birkaç söylem ve senden anca garson olur cümlesiyle kapanış. ona göre matematik olmadan bir bok yapamayız. suç sadece bizim cadıda olsa keşke ama eğitim sistemi o kadar berbat ki elimizden bir şey gelmiyor

bu tipler hangimizi örselemedi ki acaba?
misal benim ilkokul öğretmenim o sıra psikolojik sorunlar yaşıyormuş bu yüzden de bacak kadar zx80'e hayatı dar etmişti. gerçi bunun üniversitede fizik 1 (newton fiziği) anlatan versiyonu da var ama zx80 o vakte kadar baya baya kaşarlandığı için hiç tınmamıştı.

karşılaşıldığı takdirde hayatı çöp edebilecek insan tipi. neyse ki böyle bir öğretmenim olmadı, en büyük şanslarımdan biridir bu.

ilkokul ögretmenim olur zat-ı muhterem. çok kulaklarını çınlatırım zevkle.