21.
8 mayıs 1911 kastamonu doğumlu yazar ve şair. özellikle hababam sınıfı kitaplarıyla onu tanıyoruz. kitaplar, filmlerinden farklı bir yerde eğlenceli olduğu gibi eleştirel yanı çok güçlüdür. ayrıca mantıklıdır. mesela herkes aynı takımı tutmaz. inek şaban çalışkan ve azda olsa kopya çeken bir karakterdir. kitapların filmlere dönüştürülmesinde sansüre takıldığı için daha eğlencelik eserler çıkmış ama başarılı olmuşlardır. hababam sınıfı kitaplarını okuduğunuzda işlenen konulardan o zamanki eğitimin şimdikinden üstün olduğunu görürsünüz ve o eğitim sisteminde mesela ezberci kısmı eleştirilmiştir. ılgazın karartma geceleri gibi başka birçok eseri vardır. 7 temmuz 1993 tarihinde aramızdan ayrılmıştır.
devamını gör...
22.
6 bölüm olarak sinemaya uyarlanan hababam sınıfı, yazarı rıfat ılgaz'da hayal kırıklığı oluşturmuş. kendi deyişiyle utandırmış. ılgaz'ın , 1986 yılında kendisine film ile ilgili sorulan soruya verdiği yanıtı :
" hababam sınıfı'nın ilkini izlediğimde büyük bir utanç duydum. benden başka herkes eserime sahip çıkıyor. filmde rol alan sanatçılardan yönetmenine kadar. zaten ertem eğilmez filmi trt' ye verirken eserin sahibinin adını, yani benim adımı jenerikten makaslamış. trt de hiç merak edip kimdir diye sormamış. ertem eğilmez, yalnız bununla kalmamış ' ben eserden kendime göre bir mesaj çıkardım. kötü öğrenci yoktur, kötü eğitim sistemi vardır.' diyerek benim eserimin mesajına da sahip çıkmış. 'hababam sınıfı' bizim milli eğitimimizin bir hicvidir, bir yergisidir. ertem bey ve oyuncular, benim eserimin özünü kavrayamamışlar. eser filme alınmadan önce satır satır izlemek isterdim. romana ve üç piyesime de bağlı kalmasını isterdim. ertem bey'le sözleşmemizde bu vardı. fakat kendi sözleşmesine bağlı kalmadı. rezil bir film çevirdiler. daha sonraki filmler iyi olur, düzelir diyerek izin verdim. fakat olmadı. ben öğretmenim, kendi mesleğimi bu kadar ayaklar altına almam. öğrencinin gayrımeşru çocuğunu yatakhanede büyütme ve kör öğretmen sahneleri benim romanımda olmayan bölümler. bu bölümlerin o çok titiz sansür kurulunun elinden nasıl kurtulduğuna şaşıyorum. "
" hababam sınıfı'nın ilkini izlediğimde büyük bir utanç duydum. benden başka herkes eserime sahip çıkıyor. filmde rol alan sanatçılardan yönetmenine kadar. zaten ertem eğilmez filmi trt' ye verirken eserin sahibinin adını, yani benim adımı jenerikten makaslamış. trt de hiç merak edip kimdir diye sormamış. ertem eğilmez, yalnız bununla kalmamış ' ben eserden kendime göre bir mesaj çıkardım. kötü öğrenci yoktur, kötü eğitim sistemi vardır.' diyerek benim eserimin mesajına da sahip çıkmış. 'hababam sınıfı' bizim milli eğitimimizin bir hicvidir, bir yergisidir. ertem bey ve oyuncular, benim eserimin özünü kavrayamamışlar. eser filme alınmadan önce satır satır izlemek isterdim. romana ve üç piyesime de bağlı kalmasını isterdim. ertem bey'le sözleşmemizde bu vardı. fakat kendi sözleşmesine bağlı kalmadı. rezil bir film çevirdiler. daha sonraki filmler iyi olur, düzelir diyerek izin verdim. fakat olmadı. ben öğretmenim, kendi mesleğimi bu kadar ayaklar altına almam. öğrencinin gayrımeşru çocuğunu yatakhanede büyütme ve kör öğretmen sahneleri benim romanımda olmayan bölümler. bu bölümlerin o çok titiz sansür kurulunun elinden nasıl kurtulduğuna şaşıyorum. "
devamını gör...
23.
rıfat ılgaz anısına yapılan bir söyleşiye dinleyici olarak katılmıştım bir kültür merkezinde..onun ünv. oda arkadaşını da bulup davet etmişlerdi.. saçları ağarmış bile demeyeceğim çünkü artık saçları da yoktu.. bir anısını anlattı hem çok güldük hem de hüzünlendik..ilk karşılaşmasıyla ilgiliydi.. "bak bu rıfat ılgaz" demişler, o da "öyle mi" demiş şaşkınlıkla..oda dağınık, yer sofrasında yemek az kalmış, bir de rakı var.. öyle tatlı anlatımı vardı ki samimi, insana dokunan bir yanı oluyor yitirdiklerimizi anınca..
devamını gör...
24.
bugün şu güzel fotoğrafa denk geldim.
yer: ankara - evrensel kitapevi
tarih: 1985
can yücel'in rıfat ılgaz'ı başından öptüğü o an objektife böyle yansıyor. yücel öpmekle kalmıyor, ılgaz anadolunun sen yüce bir dağısın, eteklerinde kitaplar diyor.
verem hastanesinde yatarken aziz nesin'e söyleşi veriyor. yaşadıkça adlı şiir kitabı toplatılmış. marko paşa'da birlikte yazdığı yazar arkadaşına konuşmuş. konu yasaklardan çok edebiyat.. ve tabii ki birbirlerine destek çıkma derdindeler. biri düşerse diğeri ayağa kalkmalı hesabı. davaları aynı.
birinin kitabı yasaklanır diğeri hapse atılır. can yücel mapus damlarındayken arkadaşına şu mektubu yazmıştır:
15 mayıs 1973 rıfat kardeş, işitmişindir belki bir dört aydır burada günümüzü doldurmakla meşgulüz. böylece devlet sayesinde ben de bir meslek sahibi oldum. hapisanecilik. ara sıra gazetelerde cemalini görüyorum. sağlığın yerinde. uzaktan izliyoruz gidişatını. iyi olduğunu gördükçe de memnun oluyoruz. anam, senden ricam, öğretmen beyin oyun izni ricasına ilişik olarak cezaevine öbür oyunlarını da imzalayıp göndermen. eşe dosta selamlar. gözlerinden öperim.
bir resimden nerelere geldim. iyi ki geldim...
devamını gör...
25.
ölüm hiç özenilecek şey değil
sevgilim ölümün güzeli yok
bir çirkin oluyor insan görme
sevmeyi düşünmeyi unutuyor
ölecek misin ya bir meydanda öl
ya da dağ başında kavgan için
böyle yatakta miskince ölme
önce ellerden başlıyor ölmek
hiç yarım kalmış bardak gördün mü
kurulmuş kol saati komodinin üstünde
kitap gördün mü az önce okunmuş
görmedin değil mi ben çok gördüm
bu yüzden ölemiyorum kolay kolay
hem ölmek de nerden aklıma geliyor
insanlar uzayda dolaşırken
bütün ilaçları içiyorum yarım kalmasın diye
bütün kitapları okuyup bitiriyorum
boyuna kuruyorum saatimi
getirdiğin portakalları yiyorum
sana beğendirmek zorundayım kendimi
bilmiyorsun direnmek zorundayım
utanırım karşında ölmekten
yaşıyorum böyle daha iyi
muhteşem dizelerin yazarıdır.
devamını gör...
26.
"kurtuluş savaşı yılları… eli silah tutan bütün erkekler cepheye gönderilmiştir.
köyde yalnızca yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kalmıştır. herkesin tuza, şekere, ekmeğe hasret kaldığı o günlerde halime geçimini sağlamak için sandalla karadeniz'e açılır. erkek kılığına girerek oğlu ve iki tayfasıyla çıktığı ilk seferinde bin bir zorlukla mücadele eder. bu zorluklar onu yıldırmaz; karadeniz'e tutkuyla bağlanır halime…
halime kaptan, türk kadınının ülkesi için denizlerde verdiği mücadelenin ve kurtuluş savaşı'na cephane kadar, dalga dalga "umut" taşımasının da bir belgeselidir."
devamını gör...
27.
devamını gör...
28.
sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
saçlarını, gözlerini, ellerini
neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
termometrede yükselen çizgi
kimbilir nerelerde soğuyorsun
senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen
insan insan bakan gözbebeklerin
beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder
ne gelirse onlardan gelir bana
çalışma gücü yaşama direnci
mutluluk gibi kazanılması zor
mutluluk gibi yitirilmesi kolay
bir açarsın ki mutluyum
bir kaparsın ki herşey elimden gitmiş
t/ 1911/1993 yılları arasında yaşamış türk yazar, şair.
hababam sınıfı en önemli eseridir.
devamını gör...
29.
mutlaka çocukluk döneminde tanışılması ve az sayıdaki eserini bir ömürlük süre içine yayılması gereken yazar. pek çok kişi gibi ilkokulda hababam sınıfı ile tanıdım kendisini. ardından lisede çok sevdiğim birinden halime kaptan hediye olarak geldi. ve son olarak artık sarı yazmayı okuma zamanım gelmişti, o da bu günlere kısmetmiş.
rıfat ılgaz benzerine az rastlanır bir çocukluk, gençlik ve yetişkinlik yazarıdır. iyi ki tanışmışım kendisiyle.
rıfat ılgaz benzerine az rastlanır bir çocukluk, gençlik ve yetişkinlik yazarıdır. iyi ki tanışmışım kendisiyle.
devamını gör...