roboski katliamı

o dönem şırnakta görev yaptım işin aslının öyle olmadığına defalarca şahit oldum.. keşke medyada yansıtılan gibi olsa herşey..

bugün yıldönümü olan katliam. kurbanların yakınlarına teklif edilen kan paralarından başka hiç bir adım atılmadı. insanlar biz para değil adalet isteriz demelerine rağmen tek bir kişi bile yargılanmadı.

bugün yıldönümü hiçbir insanın cesedi katır sırtında taşınacak hale gelmemeli. battaniyelerin içinde o kadar insanı yan yana dizmişler römorkun içinde üst üste bırakmışlar yazarken kötü oldum.
"oğlumu cesetlerin arasında aradım, en kısa olanını gösterdiler. oğlum uzun boyludur dedim, beni öperken hep eğilirdi” demiş vefat edenlerden birinin annesi. tarifisiz bir acı!

gazeteci tarık toros'un konu hakkındaki yazısı;

"...
geçen hafta bombalanarak öldürülen 35 vatandaşımız, koyun otlatmaya çıkmamıştı.
sınır ötesi ticaretle meşgullerdi.
fakat bu ticaret yasal olmadığı için adına “kaçakçılık” deniyor. gümrük kapıları kullanılmadığı için de hayati bir risk göze alınıyor. tabii ki bu kaçakçılar isim isim biliniyor ama göz yumuluyor.
elbette kaçakçılığın cezası ölüm değil… ama bunu yapıyorsanız, ölümün kıyısında dolaşıyorsunuz demektir. mayına basıp hayatını, şanslıysa kolunu bacağını kaybeden sınır köylülerini bilirsiniz.
gelgelelim, türkiye’nin güneydoğu ve doğu sınırında yapılan kaçakçılık tümüyle terör örgütünün bilgisi ve izni dâhilinde… bundan pay alıyor.
ayrıca, katırlarla kuzey ırak’tan silah ve mühimmat sevkiyatı yapıyor.

siz olsanız ne yapardınız?
hatırlayın, aktütün saldırısında kullanılan ağır silahlar sınırdan böyle geçirilmişti. ve örgüt, tüm bu saldırı sürecini, katır konvoyundan başlayarak kameralarla görüntüleyip film yapmış yayımlamıştı.
geçen hafta yaşadığımız elim olayda da buna benzer bir istihbarat var.
kasıtlı veya değil, var yani…
şırnak’ta devlet halkını bombalamadı.

devlet, aldığı istihbaratı değerlendirdi. terörist zannıyla sınırı geçen bir gruba operasyon düzenledi.

hayatını kaybeden 35 kaçakçı, yanlış zamanda yanlış yerde bulunuyorlardı.
allah taksiratlarını affetsin.
"

eğer oradaki 35 kişi terörist değilse ve siz kalkıp olayı basitleştirerek bilinen bir riskti efenim, allah taksiratlarını affetsin diyemezsiniz. zamanında parçalanarak ölen(anneler evlatlarının parçalarını toplamıştı.) masum insan hayatına özür dilemeyi hatta üzülmüş gibi yapmayı bile beceremeyip ekranlarda konuşanlar acaba neden oradaki insanların kaçakçılık yapmak zorunda kaldıklarını biliyorlar mı? sizin ekonomik politikalarınız insan hayatını ucuzlaştırıyorsa bunda insan mı suçludur yoksa sizin standartların altına düşürdüğünüz insan yaşamın kalitesi mi? oturduğunuz yerden; “zaten riskliydi biliyorlardı.” diyebiliyorsunuz ya hani, aynı şeyi bir maden işçisine de bu kadar rahat diyebilir misiniz? “zaten yeraltı, çökme riskini biliyordun ölmeseydin.” diyebilecek miydiniz o insanlara? samimi değilsiniz acılarınız bile taraflı.
aslolan şudur ki;
devletin yıllardır gayet iyi bildiği bu kaçakçılığa hala bir düzen getirilmemişse aynı şekilde maden işçilerinin çalışma alanlarına gerekli denetlemeler yapılmıyorsa burda ”ihmal” vardır. ve biz izmir’deki bir ihmale nasıl üzülüyorsak nasıl kızıyorsak ve hak arama çabasına giriyorsak aynı şeyi şırnak’taki için de yapmak zorundayız. aksi takdirde hangi kardeşlikten bahsediyorsun diye sorarlar adama

amerika gibi bir ülkede olsa çok daha feci öldürülecek kaçakçıların öldüğü olay.

bugün tam 10 yıl oldu. on yıl.
suçlusu bulunmadı.
kimse yargılanmadı.

pkk'lı teröristlerin milli yas günü. kaçakçılar sanki teröre yardım yataklık yapmıyor mu ?? katliam falan değildir.

sözlük ergen türkçülerinin terörist dediği, kekolayzırların ise "yine katlediliyürüz" dediği durum.
t: terörist grup sanılan bir grup kaçakçının yanlışlıkla bombalanması olayı. terör bölgesi için olası bir durumdur.

onlarca masum çocuğu katletmekle övünen faşistlerle aldığımız soluğun utancıyla yaşıyoruz. buna rağmen direnme gücümüzü hiç kaybetmedik. f 16 larla parçalanaktan mı korkacağız? korktuk mu bugüne kadar? bizi istediğiniz kadar öldürebilirsiniz. etiz, bedeniz, ölürüz. sıkıntı yok. ama hakikat savunusuna hiç bir f 16 mermisi işlemez. sizi utancın tarihselliğinden kurtarabilecek hiç bir silahınız yok.

roboski'de katledilen çocukların örgüt militanı olmadıkları devlet raporlarında da sabittir. lakin bu hususta en doğru tespitlerden birini çok ilginç ki eski bir büyük birlik partisi başkanı yapmıştır. uluslararası yasalara göre elinde tüfek olan örgüt militanına bile f 16 ile saldıramazsın.

avrupa'ya göç etmeye çalışanlar denizde botları batırılıp boğulunca sevinenlere benzer kişiler tarafından önemsiz görülen katliam.

yaşam, içinde oynamanız için sistemin size çizdiği çerçeveden çok daha geniş. peki neden o çerçevenin içinde tutuyor sizi biliyor musunuz? gerektiğinde sizin kafanıza da bir bomba atabilmek için. hazır olun siz de o zaman kafanıza inecek bombaya. bazen polis copuyla gelir, bazen işsizlikle, bazen iş cinayetiyle.

ulan kaç tane çocuk öldü. ordu hatalı istihbarat ile kafalarına bomba attı. bunu ordu bile diyor, buradakiler hala terör diyor.

olm orada hayvancılık bitirilmiş durumda. başka bir gelir kapısı yok. 10 saat yol gidip döndüklerinde kas kramlarıyla acıdan saatlerce ağlıyorlar o çocuklar. hepsi bugünün parasıyla belki 200 lira için. şimdi enflasyona uyarlayamayacağım.

konuyu bilmeyen atıp tutuyor. devlet anlattıklarımı biliyor zaten. açlıktan ölmesinler diye ses çıkarmıyor. bazen yalandan ceza kesiyor abartmasınlar minimumda kaçırsınlar diye. senelerdir böyle giderken arkada ne döndü belli değil, bombalandılar.

daha haberleri açıklamaları bile okumamış millet cocukları bombaladılar iyi oldu diye vicdanını rahatlatıyor nasıl rahatlatmaysa.

içinde çocuklar da vardı. başka türlü müdahale edilebilirdi aslında.

birincisi orasının adı uludere'dir. ikincisi katliam falan da değildir.
olay yanlış bir istihbarat sonrası suçluların (kaçakçı çünkü legal değil) terörist kafilesi sanılmasıyla gerçekleşti. olay sonrasında öldürülenlerin sivil olduğu anlaşılınca pilotlar istifa etmiştir.
heron kullanılıp istihbarat görüntülerinin silindiği bir dönemde olması şaşırtmamıştır.

fetö ve pkk'nın el ele olduğu bir insanlık suçu. amaç ülkenin ordusunu katil göstermekti çünkü bu ikisi hem insanımızı hem ordumuzu düşman bellemişti. bilgi, saniyeler içinde alınan kararlar için çok mühimdi ama cia köpeklerinin elindeydi. çünkü şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edenlerdi iktidardakiler.

bu ülkenin insanlarının ölümünden prim yapmak isteyen her daim gavur piyonu idi. biri din derdi öteki kürt. ama ölen hep ülkenin çocukları olurdu.

19’u çocuk toplam 34 kişinin öldürüldüğü katliam. bugün 12. yıldönümü. unutmadık, unutmayacağız.

en çok pkk ve türevi teröristleri sevindiren, acı olay.

28 aralık 2011 tarihinde robozkê köyünde f-16 savaş uçaklarının 34 sivili öldürmesi ile sonuçlanan uludere katliamı olarak tanımlanır.
ölen türk olmayınca şehit sayılmadığı için üstünün çabucak kapandığı da yalan değildir.

türk silahlı kuvvetleri'nin kaçakçıları vurması sonucu kaçakçıların sivil kisvesi altında sunulduğu hadise.

#2779927
silivri'de türk silahlı kuvvetleri pkk'ya karşı yürüttüğü mücadele yargılandı biliyorsunuz değil mi?
roboski katliamındır.