rus edebiyatı klişeleri

palto, fakirlik, kiracı olduğu rutubetli küçük soğuk oda. cepteki son ruble de atlanmamalı tabii.

soğuk karlı kış şartları ve bir palto.çok çalışılan ama ulaşmadı uzak emeller. narin süt beyazı kadın karakterler ve soguktan pul pul olmuş yüzleri kapatan sakalları ile erkek karakterler. bir entrika ki genelde zorlu coğrafi şartlara sürgünle sonuçlanan.

redingot, tercihen yeşil. kasvetli günler. sefalet. acı macı masum gacı. totom kadar pansiyon odaları. rütbeler. madalyalar. kibar diyaloglar. olağanüstü yazarlar.

(bkz: bu edebiyat bir harika dostum)

soğuk, hastalık, sıcak diyarlarda iyileşme umudu, çay, semaver, duygusal soğukluk, doğululuk, samimiyet.

aleksey volvakov çatı katındaki derme çatma odasına girdiğinde, sol tarafı daha kısa olan paltosunu kapının koluna asıp(?) bir umutla elini paltosunun sağ cebine attı. geçen gün aziz petroviç arefesinde arkadaşı vladmir kuznetsov'un kendisinin haline acıyıp borç olarak verdiği 80 rublenin bitmemiş olmasını diledi. 60 rubleyi kız kardeşi nastenka'ya yollayıp 10 rubleyi oda sahibesine vermişti. son 10 rublesi sırra kadem basmıştı.
ısınmak için ayrı bir masrafı yoktu; dışarı çıkıp daha sonra kendisini vladmir ile aldatacak olan kız arkadaşı svetlana zaitseva'nın evine gidiyordu.

illaki çok zengin bir toprak sahibiyken beş parasız kalıp kahyalık yapan karakter vardır, çoğunlukla ya arka plandadır ya da bir hikaye gibi anlatılır

kiralanan bir oda ve o odanın parasını zar zor ödeyebilmek.

inançlı fakat fakir ailesine bakmak zorunda olduğu için kötü yola düşmüş hayat kadınları. dostovevski'nin eserlerinde bolca bulunur.

dostoyevski ve fahişe meryem

yüzümüzü yalayan rüzgar, son rublesiyle gidip içki içen arada da krizler geçiren sıtmaya tutulmuş karakterler. eskiden soylu olup şimdi fakir olan güzel bir kadın.

kadınlar genelde güzel ve namusludur. düşük ahlaklı biri cezasını çeker.

genellikle klasikleri özellikle rus romanlarının cinsiyetçi olması.

- aynı kıyafetlerle ömür geçirmek.
- leş gibi mekanlarda takılmak.
- hayatı sorgulamaktan, hayatı yaşamayan karakterler.
- her şeyin son derece eril olması.

ayakkabısının delik tabanı, karlı havada yürür ve ayaklarını soğuktan hissetmez..

parası yoktur ama bi kaç rublesiyle önce kumar oynar, kazanır, vodka içer ve kaldığı odanın parasını çıkartır. genelde yazar ya da memurdur, normal aşkla sevmezler kimseyi tutkulu bir aşkla severler.
aile yapıları genelde bozuk olur, isimleri çok uzun olduğundan farklı isimlerle kısaltırlar isimlerini.
ve son olarak tutkulu bir aşkla aşık oldukları kişiler hep başkasıyla evlenir.

kafa karıştırıcı uzunlamasına betimlemeler, verilmek istenen ince mesajlar ve evet yaşlı/hantal bir karakter olmak zorundadır.

he bir de şu dizi beş kardeş sahnesini getirmiştir aklıma.

sürekli meyhanelerde dolaşıp karısına şiddet uygulayan, ağzı bozuk geçimsiz, zorba 40-50'li yaşlarda bir karakter genelde başlarına bir felaket gelir

hep üzüntü ve acı içinde olan, yaşadıkları yerden bıkmış ve buraların ne kadar kötü olduğunu kabul etmiş ama değiştirmek için bir şey yapmayan karakterler.

kahrolası borç batağına saplanmış ve cebindeki son kuruşla içki içen hasta bir babayla çoktan ölmüş bir annenin dramı, üvey kardeşlerle anlaşamama, francala. ve balta. evet balta !

youtube.com/shorts/tW4LCbet...

şeklinde özetlenmiştir. adam haklı beyler.

"sonu gelmeyen tasvirler" bunlardan birisi değildir. "evin içinde bir aşağı bir yukarı yürüyordu" nun olmadığı gibi. sonu gelmeyen ve yaratıcılığın sınırlarında dolaşan tavsirler fransız edebiyatı'na özgün klişelerdir. flabuert'in madame bovarysi'dir karamazov kardeşler'e ilham veren. çünkü orada başlamıştır kilisenin bireye olan etkisinin sorgulaması. dostoyevski'nin o kitaptan etkilenmesi de bilinen bir gerçektir
fakat bu demek değildir ki karamazov kardeşler bunu işledi diye bu konuda bir ilktir. işte bu örnekteki gibi, rus edebiyatı klişesi sanılan klişe de aslında fransız edebiyatı klişesidir. rus edebiyatına ait olan klişe cepte olan birkaç tane ve birçok durumda ne kadar olduğu tam belirtilmeyen rus parasıdır.

cahillerin safsatalarından birisidir rus edebiyatı'ndaki anlamsız uzunluktaki nefis tasvirlerin o edebiyata özgün bir klişe olduğu yanılgısı. kulaktan dolma bilgiler, okumadıkları kitapları okumuş gibi yapmak, özgün anlatım yapamamak, okuduğu metni yorumlayamamak gibi etkilerdir bu tip durumlarda "açılın ben size söyleyeyim" bilmişliğinin sebebi. bunun da en büyük sebebi tabi dir ki eğitim eksikliği, eğitimin öğrenme odaklı değil basmakalıpları öğretme odaklı olmasıdır. her tanımımda mutlaka dokundurduğum eğitim eksikliğine alınan yazarlar oluyor. bunun da en büyük sebebi onların da duvardaki tuğlalardan yalnızca birisi olmalarıdır ki another brick on the wall'ın ne güzel bir eleştiri olduğunu da yine o başlıkta başka bir zaman işleyeceğim.

herşey güllük gülistanlık iken, evhama kapılıp kendi kendini mutsuz etme tribine girip her şeyin içine edip,`murphy yasaları`nı gerçekleştirmek.