41.
yetişin a dostlar ikinci sezonu ile arzı endam etmiş dizi. ilk sezonu türk dizi tarihinde ayrı bir yer etmişti, bakalım bu sezonun da hakkını vermişler mi. ilerleyen günlerde bir edit bırakırım. adios.
devamını gör...
42.
ilk sezonun verdiği tadı asla veremez ama ikinci sezonu da kendine has güzel sadece daha fazla agah beyoğlu sahnesi ve daha az cinayet görmek isterim ( ilk üç bölümü izledim gereksiz bulduğum cinayetlere istinaden)
devamını gör...
43.
ikinci sezonu ilk sezonunun gölgesinde kalan dizi. yeni sezonunda alt metinde yine 80’s döneminde “solcuları kestiler” geyiğine değinip “kader” karakterini bir nevi mit efsanesi haline gitirilen
“yeşil” kişisine benzetmişler. ulan bu sol cenahın siyonistler gibi sürekli mazlumu oynaması fena halde kabak tadı vermeye başladı.
“yeşil” kişisine benzetmişler. ulan bu sol cenahın siyonistler gibi sürekli mazlumu oynaması fena halde kabak tadı vermeye başladı.
devamını gör...
44.
5. bölümü bitirdim. ne kadar müthiş olduğunu söylemem için yeterli. uzun zamandır 1 dakikasından bile sıkılmadığım ve 1 dakikasının bile boş olmadığı bı dizi izlememiştim.
haluk bilginer'in oyunculuğundan etkilenmemek mümkün değil. tüm duyguları hissettiriyor. ne kadar ödül varsa hakediyor.
haluk bilginer'in oyunculuğundan etkilenmemek mümkün değil. tüm duyguları hissettiriyor. ne kadar ödül varsa hakediyor.
devamını gör...
45.
kesinlikle en iyi türk dizisidir. dahil olan herkes için gurur kaynağı.
2. sezon 10. bölümü ile ilk kez ağlattı. sezonun son bölümü diye biliyorum ama umarım değildir.
agah beyoğlu öldü diye de çok korktum. ohh dedim içimden başından vurulmadığını görünce. yoksa ne 3. sezon gelebilir ne de film.
2. sezon 10. bölümü ile ilk kez ağlattı. sezonun son bölümü diye biliyorum ama umarım değildir.
agah beyoğlu öldü diye de çok korktum. ohh dedim içimden başından vurulmadığını görünce. yoksa ne 3. sezon gelebilir ne de film.
devamını gör...
46.
ilk sezonun üstünden yıllar geçip, ikinci sezon çekileceği haberi yayılınca hem çok sevinip hem de korkmuştum. çünkü herkes bilir ki bazı şeyler tadında güzel. ilk sezon bence herkes için efsane niteliğindeydi. verdiği mesaj, parmak bastığı konular ve şahane diyaloglarla benim için en iyi türk dizisi konumunda. ikinci sezon için ise ilk bölümlerde orta düzey derken, cinayetlerin sebebinin anlatımından sonra yükselişe geçti benim için. kısacası her iki sezonuyla da türk dizi tarihinin en iyi dizisi olmuştur benim için. ayrıca şunu belirtmek isterim; haluk bilginer'in oyunculuğu ve onur saylak'ın yönetmenliği harika ama türk dizi ve sinemasında daha fazla hakan günday kalemini görmek tek dileğim. emeği geçen herkese tek tek teşekkür ederim.
devamını gör...
47.
5000 km öteden hakan günday işi olduğu belli olan ve ilginç bir şekilde içimdeki caniyi inanılmaz katarsislere sokup huzura erdiren dizi. zaten haluk bilginer işlerine bayılırım. üzerine onur saylak yönetimi olunca sana aşık yalnız ben...
şahsi fikrim polisiye türünde dünyanın en iyi dizisidir şahsiyet. adı bile güzel dizinin. müzikleri... agah makamını dinlemeyen kaldı mı sahi? varsa çok ayıp. aşağıda, dinleyin derhal. kurtulun bu ayıptan. olmaz canım öyle.
renk kartelası... hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama her sahnenin belirli bir renk kartelası var. benzer durumlarda aynı kartela kullanılıyor. bu şekilde izleyici daha olayları görmeden bir fikir sahibi oluyor. dolayısıyla sahnede açık açık göstermeden hikayeyi devam ettirmek, ters köşe yapmak mümkün. mükemmel teknik...
teknik demişken peki ya o kamera açıları? onur saylak'ın epey sinema ve sanat tarihi okuması yaptığı, sağlam ders çalıştığı çok belli. ve peşinen söyleyeyim, kolay iş değildir. özellikle ezbere geçmeden konuyu anlayıp uygulamaya geçmek, bir şeyleri kopya etmeden yaratmak sektörün en zorlu işlerinden biridir. görüntü yönetmeni de şahane iş çıkarmış. tebrik ediyorum. gelsin ders versin biz çaylaklara. *
düşününce onur saylak, oyunculuktan yönetmenliğe geçerek mükemmel bir şey yaptı. kamera arkası için yaratılmış kesinlikle. bir de ali atay... bu ikisinden ben razıyım, allah da razı olsun. gözümüz, zihnimiz, gönlümüz şenleniyor.
şahsi fikrim polisiye türünde dünyanın en iyi dizisidir şahsiyet. adı bile güzel dizinin. müzikleri... agah makamını dinlemeyen kaldı mı sahi? varsa çok ayıp. aşağıda, dinleyin derhal. kurtulun bu ayıptan. olmaz canım öyle.
renk kartelası... hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama her sahnenin belirli bir renk kartelası var. benzer durumlarda aynı kartela kullanılıyor. bu şekilde izleyici daha olayları görmeden bir fikir sahibi oluyor. dolayısıyla sahnede açık açık göstermeden hikayeyi devam ettirmek, ters köşe yapmak mümkün. mükemmel teknik...
teknik demişken peki ya o kamera açıları? onur saylak'ın epey sinema ve sanat tarihi okuması yaptığı, sağlam ders çalıştığı çok belli. ve peşinen söyleyeyim, kolay iş değildir. özellikle ezbere geçmeden konuyu anlayıp uygulamaya geçmek, bir şeyleri kopya etmeden yaratmak sektörün en zorlu işlerinden biridir. görüntü yönetmeni de şahane iş çıkarmış. tebrik ediyorum. gelsin ders versin biz çaylaklara. *
düşününce onur saylak, oyunculuktan yönetmenliğe geçerek mükemmel bir şey yaptı. kamera arkası için yaratılmış kesinlikle. bir de ali atay... bu ikisinden ben razıyım, allah da razı olsun. gözümüz, zihnimiz, gönlümüz şenleniyor.
devamını gör...
48.
son bölümünün neredeyse tamamını yüreğim sıkışarak izledim lakin son saniyelerinde ruhum örselendi.
ve biz her gün kaç nevra, kaç reyhan'ın yüzüne yaşadıklarından bihaber bakıp hayatımıza devam ediyoruz.
oğuz atay'ın da yazdığı gibi; 'bat dünya, bat!'
reyhan ve nevra'nın yeşillikler içinde gülüp koşması... birisi hiç koşamadı, diğeri de bir daha o sahnedeki gibi gülemedi. peki neden? insan canlısının sahip olması gereken kendini kontrol etme, düşünebilme, vicdan gibi yetilerinden aciz -vural, cemil, sungur vb.- canlıların varlığı yüzünden.
ve biz her gün kaç nevra, kaç reyhan'ın yüzüne yaşadıklarından bihaber bakıp hayatımıza devam ediyoruz.
oğuz atay'ın da yazdığı gibi; 'bat dünya, bat!'
devamını gör...
49.
her insanın kendisine yer bulacağı, empati kuracağı, kuramayanların eksikliğin olduğunu düşündüğüm bir dizidir. zuhal (şebnem bozoklu) çok gerdi beni. hep depresif, agresif. deva bir başka garip. tolga komiser zaten travmalarımı tetikleyen agresif adaletsiz. güzel dizidir. kesinlikle izlenilmelidir. belki de bir kaç defa.
devamını gör...
50.
izlemeyi ertelediğim için 2. sezonu yenilerde bitirdiğim dizi.
ilk sezon daha bir güzeldi ama olsun yine çok güzel olmuş. bu sezon ilk birkaç bölüm, atmosfer olarak ingiliz yapımı bir gizem, polisiye dizisi izliyormuş gibi hissettirdi.
ha gayret az kaldı türkiyem. *
nergis öztürk hanımı aşırı beğeniyordum. bu kez kötü karakter * canlandırmadığı bir rolde görmek iyi oldu.
tepeden çekimler çok iyiydi. ilk sezondaki komiserin savcıyı öldürmesini assla beklemiyordum. kader'i öldüren deva olsaydı ve devam sezonu olursa o tamamen nevra üzerinden devam etse mükemmel olur bence.
final bölümünde iki katilin işledikleri cinayetlere ait mezarlar üzerine konuştukları sahne güzeldi.
mutsuz ergenliğimin en büyük eşlikçilerinden biri hakan günday olduğu için zaten senaryoya diyecek lafım yok.
şuraya da beğendiğim iki replik:
“dedim ya içimde tek bir agah yok ama bir sürü var. hatta hepsi de birbirinden öfkeli. dur yanlış söyledim aslında, öfkeli değil de hüzünlü demeliydim. bir sürü yerine de bir buket. evet, bir buket agah var içimde.
çünkü ben bu dünyanın nasıl bir yer olduğunu görünce üstüme öyle bir hüzün çöktü ki altında bir çiçek gibi ezildim. o yüzden bu masmavi dünyada ne kokum kaldı ne rengim. ben bir defterin iki sayfası arasında değil milyonlarca insanın arasında kurutulmuş bir çiçeğim…”
--
“öğrenmenin yaşı yok derler ya, keşke olsa! keşke daha çocuk yaşta her şeyi öğrensek de öyle yaşasak bu dünyada. o zaman bu kadar hata yapmazdık. sırf bir şeyler öğreneceğiz diye birbirimizin canını yakmazdık. bu kadar acı bu kadar dehşet şart mıydı? sırf agah beyoğlu dünyanın en basit şeyini öğrensin diye. meğer neymiş iyi bir insan olmak için sadece bir dilek tutmak yetmiyormuş. hele o dileği tutan benim gibi bir canavarsa önce o canavarın insan olması gerekiyormuş.”
ilk sezon daha bir güzeldi ama olsun yine çok güzel olmuş. bu sezon ilk birkaç bölüm, atmosfer olarak ingiliz yapımı bir gizem, polisiye dizisi izliyormuş gibi hissettirdi.
ha gayret az kaldı türkiyem. *
nergis öztürk hanımı aşırı beğeniyordum. bu kez kötü karakter * canlandırmadığı bir rolde görmek iyi oldu.
tepeden çekimler çok iyiydi. ilk sezondaki komiserin savcıyı öldürmesini assla beklemiyordum. kader'i öldüren deva olsaydı ve devam sezonu olursa o tamamen nevra üzerinden devam etse mükemmel olur bence.
final bölümünde iki katilin işledikleri cinayetlere ait mezarlar üzerine konuştukları sahne güzeldi.
mutsuz ergenliğimin en büyük eşlikçilerinden biri hakan günday olduğu için zaten senaryoya diyecek lafım yok.
şuraya da beğendiğim iki replik:
“dedim ya içimde tek bir agah yok ama bir sürü var. hatta hepsi de birbirinden öfkeli. dur yanlış söyledim aslında, öfkeli değil de hüzünlü demeliydim. bir sürü yerine de bir buket. evet, bir buket agah var içimde.
çünkü ben bu dünyanın nasıl bir yer olduğunu görünce üstüme öyle bir hüzün çöktü ki altında bir çiçek gibi ezildim. o yüzden bu masmavi dünyada ne kokum kaldı ne rengim. ben bir defterin iki sayfası arasında değil milyonlarca insanın arasında kurutulmuş bir çiçeğim…”
--
“öğrenmenin yaşı yok derler ya, keşke olsa! keşke daha çocuk yaşta her şeyi öğrensek de öyle yaşasak bu dünyada. o zaman bu kadar hata yapmazdık. sırf bir şeyler öğreneceğiz diye birbirimizin canını yakmazdık. bu kadar acı bu kadar dehşet şart mıydı? sırf agah beyoğlu dünyanın en basit şeyini öğrensin diye. meğer neymiş iyi bir insan olmak için sadece bir dilek tutmak yetmiyormuş. hele o dileği tutan benim gibi bir canavarsa önce o canavarın insan olması gerekiyormuş.”
devamını gör...
51.
bir onur saylak dizisidir.
yirmi iki bölüm süren dizinin senaryosunu türk edebiyatında kendine bir yer edinen hakan günday yazmıştır. dizide çok sayıda kaliteli işe imza atmış olan haluk bilginer, şebnem bozoklu, cansu dere, recep usta, necip memilli, metin akdülger, hüseyin avni danyal, şenay gürler, ayhan kavas, önder selen, ibrahim selim, fırat topkorur, rabia soytürk, müjde ar, erdal özyağcılar, ilker aksum ve ayşen inci rol almıştır.
dizi haluk bilginer'e uluslararası emmy ödüllerinde en iyi aktör dalında bir ödül ve bir adaylık getirmiştir. ayrıca dizi imdb top 250 tv shows listesinde an itibariyle 51. sırada bulunmaktadır.
hem senaryo hem yönetim hem de oyunculuklar açısından çok başarılı bir dizidir bana göre. neredeyse her bölümünü aynı keyifle ve heyecanla izledim.
eski bir adliye çalışanı olan agah beyoğlu alzheimer hastalığına yakalandıktan sonra adliyelerden aldığı bilgilerle suçluları kendince cezalandırmaya başlar. bu esnada boşanma arifesinde olan kızı ve torunu yurda dönüş yapar.
cinayet bürosunda görevli olan bir polis de kendisinden kaynaklanmayan bir şekilde kendini bu işin içinde bulur.
her şeyiyle çok sevdiğim bir dizidir.
yirmi iki bölüm süren dizinin senaryosunu türk edebiyatında kendine bir yer edinen hakan günday yazmıştır. dizide çok sayıda kaliteli işe imza atmış olan haluk bilginer, şebnem bozoklu, cansu dere, recep usta, necip memilli, metin akdülger, hüseyin avni danyal, şenay gürler, ayhan kavas, önder selen, ibrahim selim, fırat topkorur, rabia soytürk, müjde ar, erdal özyağcılar, ilker aksum ve ayşen inci rol almıştır.
dizi haluk bilginer'e uluslararası emmy ödüllerinde en iyi aktör dalında bir ödül ve bir adaylık getirmiştir. ayrıca dizi imdb top 250 tv shows listesinde an itibariyle 51. sırada bulunmaktadır.
hem senaryo hem yönetim hem de oyunculuklar açısından çok başarılı bir dizidir bana göre. neredeyse her bölümünü aynı keyifle ve heyecanla izledim.
eski bir adliye çalışanı olan agah beyoğlu alzheimer hastalığına yakalandıktan sonra adliyelerden aldığı bilgilerle suçluları kendince cezalandırmaya başlar. bu esnada boşanma arifesinde olan kızı ve torunu yurda dönüş yapar.
cinayet bürosunda görevli olan bir polis de kendisinden kaynaklanmayan bir şekilde kendini bu işin içinde bulur.
her şeyiyle çok sevdiğim bir dizidir.
devamını gör...
52.
"ilk sezon sevildi dur lan ikinciyi de yapak, yaparken de kendi boktan ideolojilerimizi de insanların gözüne sokak" düşüncesi ile ikinci sezonunda gerçekten zıçıp batıran dizidir.
çünkü hakan günday kötü bir yazar değildir, çok kötü bir yazardır.
ayrıca kinyas ve kayra bazılarının alıntı yapmaya bayıldığı boktan bir kitaptır.
çünkü hakan günday kötü bir yazar değildir, çok kötü bir yazardır.
ayrıca kinyas ve kayra bazılarının alıntı yapmaya bayıldığı boktan bir kitaptır.
devamını gör...
"şahsiyet (dizi)" ile benzer başlıklar
şahsiyet
2