sarhoşken yapılan saçmalıklar

sokak hayvanlarıyla her telden sohbet etmek. ülkenin hali ne olacak diye sormuşluğum var, malum güruhtan daha akıllı olduklarını düşündüğümden olabilir.

sözlükteki bayanlara yürümek.

dionysos affetsin.

ben sarhoş değilimden daha saçması yoktur heralde.

sarhoştum, hatırlamıyorum.

yani genelde sarhoş olmadan çok daha saçma hareketler yapma potansiyelim var sarhoş olduğumla normal halim arasında daha fazla neşe dışında vir fark yok diyebiliriz..

alkolü fazla kaçırınca uykum geldiğinden sarhoşluğum sıkıcı ve olaysızdır. bu yüzden sarhoşlukla ilgili tek anım görükle’nin ortasında yere oturup sokak köpeğine fıkra anlatıp kahkahalarla gülmem-miş. neyse ki olaya ait tek bir somut delil yok.

bu zamana kadar hiç sarhoş olmadım o yüzden buraya bir anı bırakamam. ama çok gülerim,1 tane bile bir şey içsem çok gülerim. millet de ben güldüğüm için güler,sonra ben de onlara gülerim. sonra onlar da bana..zincirleme gider böyle.

araba kullanmak en büyük saçmalıkları.

kendine sürekli sarhoş olmadığını telkin etmek ve kahkaha atmak. gerçi ikincisi, hayatım boyunca yaptığım en anlamlı şey olabilir.

yüzmek.
çünkü eser miktarda kustum.
hiç hık mık yapmayın şimdi en çok ben seviyorum denizi ve yüzmeyi aranızda. ne yapayım. engel olamadım..

20li yaşlarımdayken bir gece kavgalı olduğum kız arkadaşımla birbirimize sarmayalım diye telefonumu kapatıp evde acayip bir yere saklamıştım. 2 gün telefonu aradım evde. ertesi gün ulaşılamamanın yaratacağı ekstra krizi önlemek için de arkadaşımdan kız arkadaşımı arayıp durumu anlattım. kadın direk "bazen çok mallaşıyorsun" demişti. haklıydı da...

aha bana başlık açmışlar.
bankamatiğe kartı kaptırıp, mahalle tekelinden ağlayarak borç istemek. sağolsun bira da lazım mı diye sordu.
ver dedim iki tane daha.
ağlayarak.

tam metroya girecekken bir barda canlı okunan müziği duyup ismini merak ettiğim için gidip şarkıcıdan şarkının ismini sormaktır.

şarkıyı da atayım:

btw, güzel şarkı, dinleyin.

yer alsancak berlins,tanımadığımız 50+ çiftin masasına gidip fotoğraf çekip sohbet edip birbirimize güzellemeler yapıp dans etmek. hesap isteyince garsonların biz sizi onların çocukları sandık masayı birleştirdik demesi. saçmalık mı bilmiyorum ama anı işte

yer izmir, karşıyaka. alsancak'tan dönüyorduk. zil zurna içilmiş, baykuş'tan inilmiş, yolda iki kişi kaybedilmiş. o biçim bir sarhoşluk. araba da olmadığı için ekibi çekip çevirme görevi yok kimsede. telefonlar ediliyor, kaybedilen iki kişinin yanlış durakta indiği anlaşılıyor. geriye kalan ekip üç erkek iki kız. bir cengaver diğerlerini almalı ancak kimsede o cesaret yok ama o semtte oturan kişi olarak ihale bana kalıyor. yürüyerek iki durak geriye gidiyorum ancak yürürken fark ediyorum ki çok sarhoşum ve karanlıkta iyice yön duygumu şaşırıyorum. pek makul bir şey değil beni göndermek. her neyse güç bela buldum ben bizim çocukları.

şimdi çocuklardan bahsedeceğim. cenk. istanbul'dan arkadaşım. dünyanın en zeki insanı değil kesinlikle ama çok komiktir ve herhangi bir salaklık yapacaksanız yanınızda olması gereken suç ortağı budur. diğeri de emre. bu ise bir o kadar zeki fakat hayatın tüm zevklerine düşkün biri. köy önüne bali onu bile sorgulamadan içer. sonuç olarak ben onları bulduğumda kaldırımda aldıkları şarapları patlatmış içiyorlardı. zil zurna durumdalar üstelik. kalkamıyordu ikisi de yerinden.

hayatta en nefret ettiğim şey sarhoş toparlamaktır benim. o gün ben de sarhoştum ve bunu yapamayacağım belliydi. ben de oturdum yanlarına içmeye başladım. bundan sonrasını ben silik silik hatırlıyorum.

anlatılana göre bizi şemikler civarında buluyor ekibin kalanı. buldukları esnada olimpik havuza giden yokuşta durmakta olan bir arabayı üç kişi itmeye çalışıyoruz. bu kısımları biraz hatırlıyorum ben sonra. o araba gidiyordu aslında... kolektif hayal dünyamızda... sonraları çok dalga geçtiler üçümüzle. yokuşa park edilmiş araç görünce hadi bir el atın demeler falan...

ilk içişimde ayıltmak için kahve yapan arkadaşıma neden musluk suyu koydun ben musluk suyu içemem ki diye yarım saat kadar ağladığımı hatırlıyorum *

ne olabilir ne yapabilirim diye merak ettiğim durumdur.

biraz daha içmek.

metrobüs şoförüne bizim evin oradan * geçip geçmediğini sormak, yetmemiş gibi aydın bakkalın ora işte ya diye adamın anlamasını beklemek.

ilk içişim olduğu içindi sanırım. sonra da o kadar içmeye korkar oldum zaten.
*

pisuvar diye petege işemek.
istanbul dan mersin'e araba ile gidip iki arkadaştan birini afyon diğerini adana da bırakmak. akabinde mersin de uyanmak iki günü hatırlamamak, uyandığında hangi şehirde olduğunu bilmemek.

bir daha alkollü araç kullanmadım.