sezen aksu şarkılarında geçen mükemmel sözler

her çiçeğin kar altından güneşe giden masalında
yaşamak yeniden tazelenir, yeniden anlamlanır.*

hani satın alınan sevgiye alıştırılmış
bir çocuğun her oyuncağa çabucak doyumu...

beynimde çalıyor, çalıyordu.

unuttum bildiğimi doğarken

umudum, ölmeden hatırlamak

…

sen hiç farketmeden kalp kırmadın mı
merak edip vicdanına sormadın mı
ne yaptım ben sana bu kadar nihayet
ben de bir anadan doğmadım mı?

(bkz: perişanım şimdi)

eller günahkar
diller günahkar
bir çağ yangını bu bütün
dünya günahkar
masum değiliz hiç birimiz...

severek dinlediğim ve beni hep duygulandıran parçalarından bir tanesi. keza sezen dediğin zaman kötü bir şarkı gelmez akla.

al tarafı bir elma yedik beraber zehiri zıkkım oldu bize bal badem

git
git
git
gitme dur ne olursun
gitme kal yalan söyledim
doğru değil ayrılığa
daha hiç hazır değilim
armanızda yaşanacak yarım kalan
bir şeyler var
gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim.

hayat bazen öyle insafsız ki
küçük bir boşluğundan yakalar
hissettirmez en zayıf anında
seni ta yüreğinden yaralar

iki gözüm seneler geçiyor
gönül ektiğini biçiyor
bi selam lütfet
bu ne çok hasret
gel barışalım artık …

lollo hadi kop gel porti porti
yaşasın hayat işte budur manifesto.

sezen aksu ve mükemmellik?

manifesto: lol lol, hadi kop gel parti parti.

“böyle mi sürecek bu ilelebet? değişir mi dünya, döner mi devran ama sen ümit etmeye devam et..”

“öyle karanlık bir kutu ki insan, kimse hakiki bir cevap veremez sorsan. söz dediğin insan icadı lisan ama sen yine de hep hayattan bahset”

“bunalmadım, bulanmadım yoksa orman misali yanar mıydım? aşktan ölmeseydim, aşka doğmasaydım kendimi masallara adar mıydım?”

“ben bu yüzden aşka şükrederim. o beni onarır hep.. bir tek o ayırmıyor insanı insandan ölene dek”

“burası agora meyhanesi değil açık hava tımarhanesi.. beşer bu şaşar çizmeyi aşar varsa bir makbul bahanesi..”

“bırak güneş ısıtsın içini, bak baharlar açmış beyaz beyaz..”

“sıkıldım sıkıldım uçmak istiyorum; yalınayak yere basmak istiyorum. ne eksiğimiz var çiçekten böcekten, tabiat misali coşmak istiyorum..”

“yaşarız bu tende bu heves oldukça yarim. coşarız ayın şavkı aşka vurdukça yarim. aşığız sarıştık sarmaşıklar misali.. gel gör ki geçti geçiyor bu yazlar ne hain..”

“yakala saçından tut hayatı çevir yüzüne öp öp”

"sen o alacası içinde fesatla hangi günü gün edicen?”

“güz güneşinden hüzünlü, ilk yazdan şendik”

“başladı güneşli yağmurlar”

"bense kurulu durur sanıyordum köprülerin
içimde sevinci vardı sağlıklı sevgilerin"

"kuru kuru aşk değil biraz paylaşmak
ya da bir şeyleri sevgiyle yaratmak"

"sen aydınlığa ben sana hasret
gel eritir demirleri bendeki ateş"

seni kimler aldı?
kimler öpüyor seni?
dudağında, dilinde
ellerin izi var, ah
deli gözlerin
gelir aklıma
gülüşün, öpüşün
iç çekişin gelir

ne böyle senle ne de sensiz
yazık yaşanmıyor çaresiz
ne bir arada ne de ayrı
olmak imkansız hiç sebepsiz…

yaşamak dediğin üç beş kısa mutlu andan ibaret

“benim yerime de sev
bekletme hayatı..”

vurgun yemiş misali gönlüm,
tutuldu aşka,
ciğerimden yanıyorum ben,
bu defa başka.

bilirim ki
kavuşmak değildir aşk, kavuşamamak
sarı hurmam
nefesini nefesime doya doya çekemedim hiç

bin bir maske ve bin bir duyguda
hep karmaşa sen ve senden başka
bin insana dönüp yaşıyorsun
parça parça her duygunu olmaz
bkz. yeter

o ise bir bakışta beni örtülerimden yalnızca yalnızca duygularıyla soydu

kısaca bir çocuk sevdim’in tamamı bence.