stanley kubrick

spartacus filminin çekimlerinde yapımcılarla çok sıkıntı çektikten sonra diğer filmlerinde sazı eline almıştır. kusursuz filmler çekmeye çalışmış ve büyük oranda başarmıştır. barry lyndon en sevdiğim filmidir.

the shining'teki merdiven sahnesini 500 defa çektiği söyleniyor. zaten kubrick denilince ilk akla gelen onun mükemmelliyetçi kişiliğidir.

narsist, yetenekli ve akıl sır ermez kafa yapısındaki yönetmen.
orta simetrisinin üstadı, çağının çok ötesinde işler yapan ve nerde durcağını belki bilmesede nerde gaza basması gerektiğini herkesten iyi bilen bir psikopat.
2001 uzay macerası çağın ötesinde, cinnet simetriye giren ortalamalı çekim ve duygu yoğunluğu yüksek ve son olarak full metal jacket durmasada basan filmlerden. otomatik portakalı okumayı beklediğimden izlemedim.
ilginç bir bilgi: the shining orjinali olan cinnet filminde yapay karı beğenmeyip yapımcıdan ertesi zamana 3 ton tuz bulmasını söylemiş. ve koca otel bahçesi üç ton tuzdan öğütülen karla kaplanmış. yapımcı esaslı adammış.

eğer akran olsak kesin denk gelirdik, nedenini nasılını sormayın.

seveninin çok sevdiği, sevmeyeninin ölümüne nefret ettiği bir kişilik, yönetmen.

her iyi yönetmen gibi kariyerine fotoğrafçılıkla başlamıştır.

delilik ve dahilik arasında bir yönetmen.

(bkz: the shining) filmi için 60 kapı kırdıran, çocuk oyuncuya bir sahnesi için 148 defa tekrar yaptıran, eyes wide shut filminde tom cruise'u 90 defa aynı kapıdan geçirttiren, mükemmelliyetçi ve takıntılı diyebileceğimiz bir yönetmen. fakat simgesel anlatımın beyaz perde de en iyi temsilcilerindendir. başka bir yerde görsek bu adamı ondan kesin korkardık ama sinema için tutumu oldukça uygun.

bir duyguyu en doğru şekilde anlatmak için bir kare ile cebelleşen kubrick ve onunla birlikte fazlasıyla yorulan oyuncular.. cruise ve kidman çifti, eyes wide shut filmi için anlaştıklarında filmin bitiş tarihi hakkında hiçbir bilgiye sahip değillerdi. nitekim çekimler 2 sene de tamamlanabilmiş.
eşine sahnelerine uygun olduğunu düşündüğü ısmarlama resimler de yaptırmış.


kublick deyince aklıma, the shining filminde ki, duvardan kan akıtılan sahne gelir. bir kabusu, tehlikeyi en iyi ifade edecek görüntü bu olmalıydı. kapı kırma sahnesiyle yarışır bu görüntü.


tek bir kare ile bir sürü duygu karmaşasını yaşatabilmek ustalık ister. aslında diğer filmleri de öyle çok fazla kare hafızanızda kalır. onun tarzı bu bence etkileyici görseller ile çekim gücünü başka boyuta taşımak.

kublick, 99 yılında yayınlanan masonik simgelerin dibini boyladığı, mason ifşası olarak değerlendirilen son filmi eyes wide shut'u bitirdikten 4 gün sonra vefat etmiş. ölümüyle ilgili öldürüldüğüne dair söylentiler var.
bu kadar bahsettiğimiz bu film'in dünyanın en uzun sürede çekilen filmi olarak guinness rekorlar kitabına girdiğini de belirtmek gerekir. bazıları film süresinin bilerek adından söz edilsin diye uzatıldığını söyler.

işte karşınızda içinde çokça gizem barındıran, etkileyici görüntülerin yönetmeni kublick...

okb hastalığına sahip bir yönetmen. her filmi damakta ayrı tat bırakmaktadır, gece geç saatlerde bilinçaltının açık olduğu zamanlar ayrı bir tatlı oluyor filmleri.

inanılmaz pahalı ve sıradan bir gişe filmi çekip, senaryoyu mükemmelleştirmek için de kendini öldürtmüş olabilir.
tamam, kabul ediyorum, çok film seyrettiğim için filmi bir şeye benzetemedim ve hayal kırıklığına uğradım. ancak, ölüm pornosu tarzı teknikler de yeni yeni denenmeye başlanmadı dünyada, takdir edersiniz ki. *

1928-1999 yılları arasında yaşamış amerikalı yönetmendir.

en sevdiğim fotoğrafı ise şudur...
jack nicholson/ kızı ve kendisi


bazı filmleri

cinnet
otomatik portakal
lolita
gözleri tamamen kapalı
barry lyndon
spartaküs
son darbe

filmleri teknik olarak mükemmele yakın olsa da pek sevemediğim yönetmen. ruhsuz bir hava var bütün filmlerinde.

the killing adlı kara filmi iyi bir başlangıçtır. 1956 yılına aittir.

yaklaşıık 1 yıl önce, istanbul sinema müzesi'nde, filmlerde kullanılan gerçek ekipmanların sergilendiği harika bir sergi açılmıştı. beklediğimden daha kalabalık olsa da orada olmak güzeldi.

"o kadar kötü film gördüm ki daha iyisini yapabileceğime inandım." diyen yönetmen.
insanın yapamayacağı hiçbir şeyin olmadığına inanıyor ve her şeyi yaparak yönetmenlikte tanrı mertebesine yükseliyor.

tanınmayı ve ünlülüğü hiç sevmeyen; sadece işiyle ilgilenen bir adam. hatta gazeteciler röportaj için evinin kapısına geliyorlar, fotoğraf vermediği için yüzü pek bilinmiyor ve o da bunu kullanarak; "kendisi evde yok" diyip gazetecileri postalıyor.

adamın başarısı biraz da kontrol manyaklığında saklı elbette. yaptığı filmin dekorundan, müziğine, kostümüne kadar tüm ayrıntılarını kendisi belirliyor. tabi bu bir yandan da az film yapmasına sebep oluyor.
bu arada amerikalı'ların komplo teorilerine de malzeme olmuştur; amerika'nın aya basma görüntülerini kubrik'in çektiğine inanan bir kesim vardır. hatta bunun kubrik'in elinde çok büyük koz olduğu, bu sebeple de her şeyi yaptırdığı iddia ediliyor ve bu yüzden de öldürüldüğüne inanılıyor.

not: gariptir, kendisinin en iyi yönetmen oscar'ı yoktur.

en akla yatkın komplo kurbanıdır.

adam bir film soktu piyasaya abav... ama işte çekerken kimse mi fark etmedi de piyasaya girince indirdiler adamı oralar beynimi tırmalıyor biraz.

holywood'da sahte aya iniş filmi çeken yönetmendir.



(bkz: inside job)