the good place

garip bir şekilde kurgusu beni korkutan dizi.

that's why everyone hates moral ethics professors (profesör yazarken aklıma himym'de ted ilk dersinde kelimenin yazılışını şaşırıyordu o geldi). en sevdiğim dizilerden biridir, izlerken yormaz ama düşünce deneyleri tartışma konusu olabilir. tavsiye edilir.

what the fork?*

hiç ummadığım anda karşılaştığım bir dizidir o kadar güzeldir ki aklımda kaldığı gibi güzel olsun diye bir daha izlemeye kıyamadım çünkü izlediğimde beni derin depresyonlar dan bir an olsun çıkarmıştı üstelik düşündürdü gerçekten iyi insan olmak mümkün mü fikri de benim kafamı yormuştu içinde zaman zaman felsefi öğelerde barındıran dizidir

izlediğim en iyi sitcom dizisi olabilir. baya severek izledim. ama sonunun öyle biteceğini beklemiyordum. üzdü.

2020'de 4. sezonuyla final yapan, cennet ve cehennem kavramlarına güzelce değinip insanı hem güldüren hem de düşündüren, başrolde kristen bell'in olduğu komedi dizisi. izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.

çok iyi bir sitcom olmasına karşın finaliyle beni tatmin etmemiş aksine “güzelim diziye böyle bir finali mi lâyık gördünüz!!!” vaveylalarıyla bitirdiğim dizidir

1 sezon finali hayatımda gördüğüm en iyi plot twist olabilir

nbc'de yayınlanan fantastik komedi dizisi. su gibi akıp gidiyor izlerken bölümler.
başrolümüz elanor'un bir bölümde sıkça tekrarladığı "this is the bad place" repliğini türkiye için söylediğine yemin edebilirim.
ah bir de disco janet ile judge gen'in ring my bell sahnesi hafızamdan çıkmıyor. bütün karakterler harika yazılmış ama maya rudolph'un judge gen karakteri ile ortaya koyduğu tipleme muhteşem.

nadir izlenebildiği dizilerden felsefi alt yapı ve buna dayalı espriler çok hoşuma gidiyor.

üçüncü sezondan sonra nedense kabak tadı verdi yada ben ölüm ve diğer dünya konularından baya soğuduğum ve uzak durmak istediğim için (dizi her ne kadar soft ve komik olsada) izlemeye gönlüm olmuyor. küfür edememeleri en hoşuma giden noktalardan biridir. bir bölümde paralel evrene gitmişlerdi ve bir yaratık tahani nin üzerine yapışmıştı. güzel bölümdü.

daha ikinci sezonundayım ama hoşuma gidiyor. arada izlemelik bi dizi.

izleyene sorgulatan güzel bir kurguya sahip her yaş grubundan insana önerdiğim dizidir
sıkıldığım bölümler çok fazla olmasına rağmen konusuyla en sevdiğim diziler arasında yerini almıştır

yeniden izleyeceğim bir ara bakalım. tatlış bir diziydi.

bir yandan kahkahalarla gülerken iki saniye sonra ama bu doğru diye beni derin düşüncelere itti, çoğu şeyi sorgulattı. en sevdiğim diziler arasına çok kolaylıkla ama o kadar saçma dizi varken görmesi gerektiği değeri görmemesi beni bir miktar üzüyor. değinmeden geçemeyeceğim final bölümünü yüzümde ufak bir tebessüm gözümde yaşlarla bitirdim. kalbimi bırakıyorum buraya.

take it sleazy.

kısacık bölümlerini arka arkaya izleyip kısa sürede bitirdiğim, birkaç ay sonra karakterleri özleyip tekrar baştan sona izlediğim güzel dizi. ikinci izleyişimde dizide bahsi geçen kitapları not etmiştim. arayan olursa bir faydam olsun:
- groundwork of the metaphysics of morals - immanuel kant
- on the way to language - martin heidegger
- a treatise of human nature - david hume
- what we owe to each other - t. m. scanlon
- death - todd may
- leap of faith - soren aabye kierkegaard
- moral particularism - jonathan dancy
- the most good you can do - peter singer
- paradise lost - john milton
- ordinary vices - judith shklar

bana göre en önemli konulardan biri olan bir insanın kendi ruhundaki çatışmaları kendi başına çözmesinin neredeyse imkansız oluşuna bu karmaşanın ancak arada kurulan bağ sayesinde çözülebilecepi noktasına değinir. bu bir terapistle ya da sağlıklı bir başka kişiyle kurulan bir ilişkidir. bu meselelere değinen çokça yapım yok ve değinmiş olması good placei benim için kendi içimde özel bir yerlere koymama neden oluyor. ayrıca bu dizi mizahi olarak da ama alttan alttan insanı insan , iyiyi iyi, kötüyü kötü yapan kavramları deşerek ahlak kavramı üzerine çokça düşünmemizi sağlıyor. kısaca bu dizi hem izlerken pozitif hissettirip eğlendiren hem arada sırada hüzünlenmemiz sağlayan hem de temel insani kavramlar üzerinde fark ettirmeden düşündüren bir yapım.bu yüzden bence izleme konusunda good place e bir şans vermelsiniz. eleştirimi chidi'nin bir repliğiyle tamamlamak istiyorum;

hem mizahi hem de felsefi açıdan doyurucu bir dizi. böylesini bulmak da kolay değil. severek izledim.

dünyanın en güzel dizisi. kelimenin tam anlamıyla aşığım! her bir sahnesinde beni benden alıp götüren, duygulandıran, gülümseten, kahkaha attıran, hayatı sorgulatan, arkadaşlığı, dostluğu ve sevdiğimiz herkesin ve her şeyin değerini, hayatın, yaşadığım anın önemini farkettiren mükemmel bir yolculuktu. her bölümü bir anlam içeren, düşündürücü bir o kadar eğlenceli, heyecanlı. karakterlerin hepsine aşığım. eksikliklerle doluydular. her bir karakterin gelişimini o kadar mantıklı ve gerçekçi bir şekilde bana hissettirdiler ki. of açın ve izleyin! hepsine ayrı ayrı destan yazmamak için zor duruyorum çünkü.

küçük bir alıntı; ''akışına bırak, çok da kasma''