81.
siyasetin yönettiği kukla yöneticiler tarafından kaos ortamında var olma savaşı veren organizasyondur.
devamını gör...
82.
ısrarla siyasetin içine çekilerek dibine dinamit konulup dipte kalan kırıntılar bile sıyırılmıştır. futbolumuzun içinde futbol dışında herşey var, bir futbol yok.
bir maça bir hakem atanıyor, daha maç başlamadan hakemler konuşuluyor. oyuncular ısınırken bile kedi köpek gibi birbirini yiyor. maç başlıyor bu kez amerikan güreşi gibi tribünlere oynama şovlu kavgalar devam ediyor. taraftarlar yakaladığı yerde birbirini boğazlıyor. başkanlar sürekli birilerine küfür ediyor.
ulan zaten ekonomi kötü, yaşam standartları düşük; kafa dağıtmak için sözde bir eğlence aktivitesi izliycez stres atıcaz, daha çok geriliyoruz.
kimse kimseyle futbol konuşamıyor. şu adam iyi oynuyor, keşke sizdeki bu adam bizde olsa, ahmet ne vurdu mehmet ne çıkardı falan yok. sen fetocusun, siz hakem satın aldınız, bilmemkim maç sattı, beriki şikeci.
zaten sosyal medyada takımların ergen kitleleri oluştu. muhtemelen ya yaşları 15 ya da iqları. yerli yersiz her paylaşımın altına atıyorum fenerin kocası icardi yazan mı dersin, dzeko>gesemin olmayan tarihi yazan mı dersin. hani komik desen değil, yaratıcı espri desen değil. bunlarla ne konuşup ne anlatabilirsin ki. yaşı 40'ın üstünde olmayanla oturup gerçek futbol muhabbeti yapılamaz oldu.
özellikle fener taraftarının üzerinde şampiyon olamamaktan mıdır nedir inanılmaz bir gerginlik var. adamlarla futbol konuşamıyorsun. saolsun başkanları spora siyaset sokmayalım diyip bazen alttan alttan bazense açık açık kendisi çekiyor sporu siyasete. hiçbir maçtan sonra bugün şöyle oynadık böyle oldu demiyor. 15 temmuz diyo, feto diyo, 3 temmuz diyo, trabzonlu bakan diyo, diyo da diyo. bizimki zaten yanak okşattı. yalnız koç kadar açıklama yapmıyor bizimkiler. koc ülkede herkesi suçladı. bı kendi ailesi kaldı, kalan herkes fetocu, şikeci bilmemne.
eskiden bu kadar değildi bu işler. futbol konuşulabilirdi uzun uzun. insanlar rakibinde bir oyuncu beğendiğini söyleyebilirdi, kendi takımındaki bir adamın yaptığı bazı taşkınlıkları sevmeyip istemeyebilirdi. bakın bugün mert hakan'a kraall, komutan falan diyen var. çünkü geçmişte o bölgede oynamış oyuncularını bilmiyor izlemedi. onları görse buna topçu da demezdi büyük karakter de. biz bile alex'e saygı duyardık mesela. kaldı mı şimdi öyle bir ortam. herkes herkese sırf rakipte diye düşman.
şu ortamı yaratanlar yüzünden yakında futboldan soğuycaz. ben 2002 dünya kupası zamanındaki futbolu çok özledim. artık milli takım bile öyle değil, o bile insanları birleştiremiyor. hatta çoğu insanın ülkenin milli takımının maçı olduğundan bile haberi olmuyor. herşey gibi bu da bitti ülkede.
bir maça bir hakem atanıyor, daha maç başlamadan hakemler konuşuluyor. oyuncular ısınırken bile kedi köpek gibi birbirini yiyor. maç başlıyor bu kez amerikan güreşi gibi tribünlere oynama şovlu kavgalar devam ediyor. taraftarlar yakaladığı yerde birbirini boğazlıyor. başkanlar sürekli birilerine küfür ediyor.
ulan zaten ekonomi kötü, yaşam standartları düşük; kafa dağıtmak için sözde bir eğlence aktivitesi izliycez stres atıcaz, daha çok geriliyoruz.
kimse kimseyle futbol konuşamıyor. şu adam iyi oynuyor, keşke sizdeki bu adam bizde olsa, ahmet ne vurdu mehmet ne çıkardı falan yok. sen fetocusun, siz hakem satın aldınız, bilmemkim maç sattı, beriki şikeci.
zaten sosyal medyada takımların ergen kitleleri oluştu. muhtemelen ya yaşları 15 ya da iqları. yerli yersiz her paylaşımın altına atıyorum fenerin kocası icardi yazan mı dersin, dzeko>gesemin olmayan tarihi yazan mı dersin. hani komik desen değil, yaratıcı espri desen değil. bunlarla ne konuşup ne anlatabilirsin ki. yaşı 40'ın üstünde olmayanla oturup gerçek futbol muhabbeti yapılamaz oldu.
özellikle fener taraftarının üzerinde şampiyon olamamaktan mıdır nedir inanılmaz bir gerginlik var. adamlarla futbol konuşamıyorsun. saolsun başkanları spora siyaset sokmayalım diyip bazen alttan alttan bazense açık açık kendisi çekiyor sporu siyasete. hiçbir maçtan sonra bugün şöyle oynadık böyle oldu demiyor. 15 temmuz diyo, feto diyo, 3 temmuz diyo, trabzonlu bakan diyo, diyo da diyo. bizimki zaten yanak okşattı. yalnız koç kadar açıklama yapmıyor bizimkiler. koc ülkede herkesi suçladı. bı kendi ailesi kaldı, kalan herkes fetocu, şikeci bilmemne.
eskiden bu kadar değildi bu işler. futbol konuşulabilirdi uzun uzun. insanlar rakibinde bir oyuncu beğendiğini söyleyebilirdi, kendi takımındaki bir adamın yaptığı bazı taşkınlıkları sevmeyip istemeyebilirdi. bakın bugün mert hakan'a kraall, komutan falan diyen var. çünkü geçmişte o bölgede oynamış oyuncularını bilmiyor izlemedi. onları görse buna topçu da demezdi büyük karakter de. biz bile alex'e saygı duyardık mesela. kaldı mı şimdi öyle bir ortam. herkes herkese sırf rakipte diye düşman.
şu ortamı yaratanlar yüzünden yakında futboldan soğuycaz. ben 2002 dünya kupası zamanındaki futbolu çok özledim. artık milli takım bile öyle değil, o bile insanları birleştiremiyor. hatta çoğu insanın ülkenin milli takımının maçı olduğundan bile haberi olmuyor. herşey gibi bu da bitti ülkede.
devamını gör...
83.
kirli galatasaray ve trabzon lobileri yüzünden bunalımdadır
devamını gör...
84.
avrupa'da, yani gerçek arenada yüzünü sadece galatasaray'ın ağarttığı kurum. evet.
devamını gör...
85.
her avrupa maçından sonra seviyemizin gün geçtikçe daha da geriye gittiğini görüyoruz. geçmişte olduğumuz san marino seviyesine hâlâ tam olarak dönmemişken çeşitli müdahalelerle neşter vurulmazsa tamamen ölecek seviyedeyiz.
kulüpler borç batağında yüzüyorken illa uefa'nın konuya el atıp transfer yasağı getirmesini beklememize gerek yok. bankaların faiz alacağım diye borç vermesinin önüne geçmek, borç bitene kadar transfer yapmasına engel olmak lazım kulüplerin. transfer yapıyorsa da bir mantığı olmalı, yatırım amaçlı olmalı. 30 yaş üstü oyuncu almayı yasaklayabiliriz mesela. bir meblağ belirleyip o fiyatın üzerinde oyuncu almak da yasaklanabilir. aynı şey oyuncu maaşları için de geçerli. lig sampiyonunun 10 milyon euro kazanamadığı yerde bizimkiler 20 milyona adam alıp 5-10 arası maaş veriyor, 5 yıllık kontrat imzalıyor. tabi bu oyuncu alınırken akbaba menajerlerde kepçeyle götürüyor.
kondisyonu bir sekilde arttırması lazım kulüplerin. avrupa'ya gidince yerli yabancı farketmeksizin dili dışarda koşuyor oyuncularımız.
türkiye'de taraftarlar algı yaptığından her temasa faul verilmeye başlandı. hakemler korkuyor. görüntü durdurup fotoğrafta temas görünüyor diye herşeyi faulmuş gibi gösteriyor taraftar. futbol temas oyunudur. ligimizde basketboldan beter oldu, biri birine parmak ucuyla dokunsa faul. her düşen yerde 3 dakika yatıyor zaten. 90 dakikalık maçlarda topun oyunda kaldığı süre kalmadığının yarısı kadar. faul çıtasını yükseltmek gerek. avrupa'da da aynı pozisyonlardan faul bekliyor oyuncular, hakemler oralı bile olmuyor. düşen oyuncu yerde uzun uzadıya kıvranıp süreden çalmamalı. gerekirse oyunun durmasına, soğumasına sebep olan oyuncu kenara geldiğinde hakem işaretiyle hemen geri girmeyecek. 3-5 dakika kenarda kalma cezası gelsin bak nasıl yarı yarıya azalıyor bu yatmalar. hocalar mecburen oyuncularına yerde zaman öldürmeyin eksik oynuyoruz diyecek, hele bir de o sürede gol yesin bak nasıl akıllanıyor.
daha bir sürü şey yapılabilir, yapılmalı. yoksa cenazesi kalmak üzere olan futbolumuza toprağı atacağız.
kulüpler borç batağında yüzüyorken illa uefa'nın konuya el atıp transfer yasağı getirmesini beklememize gerek yok. bankaların faiz alacağım diye borç vermesinin önüne geçmek, borç bitene kadar transfer yapmasına engel olmak lazım kulüplerin. transfer yapıyorsa da bir mantığı olmalı, yatırım amaçlı olmalı. 30 yaş üstü oyuncu almayı yasaklayabiliriz mesela. bir meblağ belirleyip o fiyatın üzerinde oyuncu almak da yasaklanabilir. aynı şey oyuncu maaşları için de geçerli. lig sampiyonunun 10 milyon euro kazanamadığı yerde bizimkiler 20 milyona adam alıp 5-10 arası maaş veriyor, 5 yıllık kontrat imzalıyor. tabi bu oyuncu alınırken akbaba menajerlerde kepçeyle götürüyor.
kondisyonu bir sekilde arttırması lazım kulüplerin. avrupa'ya gidince yerli yabancı farketmeksizin dili dışarda koşuyor oyuncularımız.
türkiye'de taraftarlar algı yaptığından her temasa faul verilmeye başlandı. hakemler korkuyor. görüntü durdurup fotoğrafta temas görünüyor diye herşeyi faulmuş gibi gösteriyor taraftar. futbol temas oyunudur. ligimizde basketboldan beter oldu, biri birine parmak ucuyla dokunsa faul. her düşen yerde 3 dakika yatıyor zaten. 90 dakikalık maçlarda topun oyunda kaldığı süre kalmadığının yarısı kadar. faul çıtasını yükseltmek gerek. avrupa'da da aynı pozisyonlardan faul bekliyor oyuncular, hakemler oralı bile olmuyor. düşen oyuncu yerde uzun uzadıya kıvranıp süreden çalmamalı. gerekirse oyunun durmasına, soğumasına sebep olan oyuncu kenara geldiğinde hakem işaretiyle hemen geri girmeyecek. 3-5 dakika kenarda kalma cezası gelsin bak nasıl yarı yarıya azalıyor bu yatmalar. hocalar mecburen oyuncularına yerde zaman öldürmeyin eksik oynuyoruz diyecek, hele bir de o sürede gol yesin bak nasıl akıllanıyor.
daha bir sürü şey yapılabilir, yapılmalı. yoksa cenazesi kalmak üzere olan futbolumuza toprağı atacağız.
devamını gör...